Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (1/275) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 11 .07.2023 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; öncelikle, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına da başarılar diliyorum. Komisyonumuzda iki yıla yakın Komisyon Başkanlığı yaparak bugün Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmuştur, kendisine bu anlamda başarılar diliyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ek bütçenin bu iktidar tarafından on dokuz yıl önce ilki, geçen yıl 2'incisi, bu yıl da 3'üncüsü yapılmakta. Esasen, ek bütçeyle birlikte vatandaşımızın omuzlarına yeni yükler, yeni külfetler gelmekte. Birkaç gün önce görüştüğümüz torba yasa teklifindeki düzenlemelerle birlikte ek bütçeyi de üst üste koyduğumuzda ve bugün piyasada yaşanan gelişmeleri izlediğimizde, bir kez daha söylüyorum: Artık AKP iktidarı ekonomiyi içinden çıkılmaz bir hâle sokmuş durumdadır. Bütçedeki süslü rakamlar, efendim, işte, biraz önce sunumda da anlatıldı, Türkiye şöyle ilerledi, böyle ilerledi diye; arkadaşlar, Türkiye ekonomisinin ne durumda olduğunu görebilmek için bugün vatandaşımız ne yapıyor, ona bakmamız lazım. Geçen hafta vergilerin artacağına dair ilk haberin duyulmasından itibaren -KDV oranlarının artması ve diğer vergiler- mağazaların, marketlerin tabiri caizse yağmalanır gibi vatandaşlar tarafından zamdan kurtulabilmek adına oralara akın akın gidildiğini ve yine, telefon almak isteyenlerin de sınır kapılarına dayandığını görmüşsünüzdür.
Türkiye'de belli bir grubun ekonomik anlamda refah içerisinde olduğunu biliyoruz. Kur korumalı mevduattan yararlananlar diyoruz, ben her seferinde de söylüyorum, kur korumalı sistemden yararlananları bireysel anlamda eleştirmiyorum, sonuçta, bir kanun çıkmış, herkes yararlanabilir bundan ama bu ülkede öyle belli bir grup var ki ekonomik durumu iyi ve o grupların çoğunluğu bugün araç kuyruğunda -istenilen anda artık ülkemizde araç bulunamıyor- ev alma kuyruğunda ama bizim gariban vatandaşımız tuvalet kâğıdı alabilme kuyruğunda.
Arkadaşlar, şu an sokaktaki insanın durumu böyle. Bakın, emekli maaşlarıyla ilgili bir düzenleme önerildi ama öyle ki memura ayrı, memur emeklisine ayrı, diğer emeklilere ayrı yani herkese ayrı ayrı bir zam politikası uygulanır bir durumdayız. Emekli vatandaşımız bugün geçim sıkıntısı içerisinde. en düşük emekli aylığının geçtiğimiz süreçlerde bu Komisyonda, belki de yaklaşık bir yıl kadar önce iktidar tarafından 3 bin TL olarak buraya kanun teklifi getirildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz muhalefetteki diğer partilerle, arkadaşlarla birlikte biraz daha yükseltilmesi noktasında ısrar ettik, 3.500 TL'ye çıktı. Yine, sonraki süreçte en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesinde olması gerektiği noktasında ısrarcı olduk, 5.500 TL'ye çıktı. Neyse ki seçim yaklaştığı için yine emekliler ve diğer gruplar bu iktidarın aklına geldi ve 7.500 TL'ye çıktı. 7.500 TL'ye çıkarken de biz gerek bu Komisyonda gerek Genel Kurulda en düşük emekli aylığının hiç olmazsa asgari ücrete bağlanması ve otomatik olarak artış yapılmasını önerdik ama yine, iktidardaki arkadaşlar kabul etmedi. Biraz önce Sayın Ağbaba ifade etti, bugün MHP Genel Başkanı grup toplantısında emeklilerle ilgili bir maaş önerisinde bulunmuş; ben de şunu ifade etmek istiyorum, beni de arayanlar oldu, aynı şeyi söyledim: Bugün AKP ve MHP'nin ittifak hâlinde olduğunu herkes bilir, sonuçta, iktidarın ortağı genel kurullarda veya grup toplantılarında değil bu kanun teklifleri yani burada emekliye verilecek olan zamlar hazırlanırken orada etkili olur ve sonucu orada alır. Yoksa grup toplantısında kamuoyuna dair yapılan açıklamaların sadece bir siyaset yapma şekli olduğunu burada ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz dönemde, bu Komisyonda ekonomiyle ilgili tüm olumsuzluklar anlatılırken iktidara mensup yetkililerimiz hep şu cümleleri kullandı: Efendim, işte, yurt dışındaki gelişmeler, emtia fiyatlarındaki artış, transferlerdeki artış, bir ara Covid süreci vardı. İşte, bir buçuk yıl önce başlayan bir Rusya savaşı da neredeyse bütün süreçlerde yaşanan ekonomik olumsuz gelişmelere dayanak teşkil etti. Değerli arkadaşlar, bakın, bu olumsuz gelişmelerin tek nedeni var, bu olumsuz gelişmenin tek nedeni de iktidarın ekonomiyi doğru yönetemeyişi. Yani, şimdi, "Covid" diyoruz, Covid 2020'li yıllarda başladı, ortaya çıktı ve sürdü ama biz ilk milletvekili olarak buraya geldiğimiz 2018'de de ülkedeki ekonomik olumsuz gelişmelerle ilgili araştırma yapmak üzere partimiz tarafından görevlendirilmiştik. Yani, bu uydurma gerekçeler ülkenin kötü ekonomik gidişatının gerekçesi değildir; tek bir gerekçe vardır, o da AKP iktidarıdır. Seçimlerde artan kamu harcamaları -ki bunu hepimiz izledik; bakın, bu iktidar devletin kaynaklarını kullanarak ve üstelik hepimizin vergilerinden toparlanıp oluşan bütçedeki paraları, siyaseten bize karşı kullanarak bir seçim süreci götürdü; işte o bütçedeki seçim harcamaları- bugün iyice büyüdüğü için bu ek bütçeyi yapma ihtiyacı ortaya çıktı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu ek bütçeyle birlikte, bakın, daha adı duyulur duyulmaz sokaktaki vatandaşlarımızın üzerine ağır yükler binmeye başladı. Tekrar söylüyorum, her şeye zam geldi yani gerek çalışanın gerek emeklinin gerekse hâlihazırda belli düzeyde geliri olan herkesin bugün cebine daha para girmeden o para erir vaziyete geldi; esas sorun burada değerli arkadaşlar. Şimdi "Maaşı arttırdık." demeyle bu iş olmuyor çünkü sonuçta o paranın değeridir esas olan, o paranın değeri maalesef daha cebe girmeden eriyen bir Türkiye olarak bugün içinde bulunduğumuz bir tabloyu yaşıyoruz. Ek bütçeyle konulan yeni vergileri yeni zamlarla karşılayacak bir durumda olduğunuzu ifade etmek istiyorum.
Sonuç itibarıyla, değerli arkadaşlar, bu, adına "ek bütçe" diyelim, adına ne dersek diyelim, bugün vatandaşın gerçek anlamda yaşadığı sıkıntıları gidermeye yetmediği gibi, tam tersi, yeni zamlarla, yeni vergi yükümlülükleriyle vatandaşımız daha da eziyet çeker hâle gelmiştir ve artarak da bu süreç devam etmektedir. Artık her şey pahalanmış, işte, geçen yıl bu salonda biz "Etin kilosunu 150 liraya çıkardınız." diye sizi eleştirirken bugün 400-500 liraya gelmiş durumda, her şeye bu oranlarda zam geldi değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, toparlayalım.
CAVİT ARI (Antalya) - İşte, sonuç itibarıyla, sizin yapmış olduğunuz adına "ek bütçe" diyelim, bir de şunu söyleyelim: Eğer ki siz ekonomiyi doğru yönetebilmiş olsaydınız ek bütçeye de ihtiyaç kalmayacaktı. Ek bütçeye iktidarınız döneminde 3'üncü kez ihtiyaç duyuyorsunuz çünkü artık bu süreç ekonomik anlamda içinden çıkılmaz bir hâle gelmiştir bir taraftan, bir taraftan da önümüzdeki seçim sürecinin finansmanını gerçekleştirmeye dönük bir hareket olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.