KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle, uzun yıllar birlikte Grup Başkan Vekilliği yaptığımız, ardından Bakanlık görevinde bulunmuş ve bugün Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı gibi bence Meclisteki en kritik Komisyonun ve insanlık tarihinin en önemli kazanımlarından bir tanesi olan bütçe hakkının millî iradenin tecelligâhı bu çatı altında karşılık bulduğu bu Komisyonun Başkanlığı gibi önemli bir göreve geldiniz. Sizi daha önce hem yüz yüze görüşmemizde hem telefon görüşmemizde tebrik etmiştim ancak tutanak altında, bir kez daha, grubumuz adına en samimi duygu ve düşüncelerle başarılar dilemek ve yeni görevinizi tebrik etmek üzere söz almış bulunuyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Plan ve Bütçe Komisyonunun, hangi partiden görevlendirilmiş olursa olsun, tüm üyeleri son derece önemli bir görev yapıyorlar; devletin vergi toplayan sağ eli ile hizmet götüren, katkı sağlayan sol elinin dengesinin kurulduğu bir komisyon burası. Çok uzun demokrasi tarihinde insanlığın en önemli kazanımlarından bütçe hakkının yerine geldiği Komisyon burası ve yasama pratiği açısından da ilk düğme. İlk düğme yanlış iliklenirse daha sonraki düğmeleri ne kadar doğru iliklerseniz ilikleyin, sonucun tam ve düzgün olması, kaliteli bir yasamanın ortaya çıkması mümkün değil.

Bugün benim katıldığım ilk Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında ek bütçe görüşülüyor. Ek bütçeyle ilgili, ek bütçenin getirilmesine yönelik olarak, anayasal olarak bu noktada gördüğümüz sorunlar, ek bütçenin sadece ve sadece Bütçe Kanunu sevk edebilen yürütme tarafından Meclise ek bütçe kanunu yollanmış olmasının, bunun bütçe gibi görüşülmeyip bir kanun teklifi olarak görüşülme pratiğinde son yapılan Anayasa değişikliğinde bunun göz ardı edilmiş olmasının ortaya çıkardığı anayasal ve iç tüzüksel sorunlu bir mesele var. Bunu anayasacılar tartışıyorlar ve grubumuzun hem en genç hem de Anayasa konusunda en deneyimli, en çok çalışma yapmış milletvekillerinden birisi Sayın Gökçe Gökçen; birazdan Sayın Aşkın Türeli'nin sizin takdirinizle usul hakkında alacağı sözden sonra bu konuyu tartışacak, tartışmak isteriz. Bunu yasama pratiği açısından da son derece kıymetli ve yapılması, sürdürülmesi ve sonuçlandırılması gereken bir tartışma olarak görüyoruz.

Plan ve Bütçe Komisyonu, siyasi hayatımız boyunca iktidar partilerinin bakan yetiştirdiği bir komisyondur. Bugünkü pratiğimizde bir Cumhurbaşkanı Yardımcısının, bu Komisyonun önceki Başkanlığında görev almış olmasını bu anlamda da önemli buluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına da görevinde başarılar diliyoruz. Daha önce hem Mecliste görev yapmış hem bakanlık görevi yapmış birisinin de Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olarak görev almasını da son derece önemsiyoruz.

Burada Plan ve Bütçe Komisyonunun geçmiş pratiğine yönelik çok ciddi eleştirilerimiz var. Bu konuda herhâlde Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı da hak verecektir. Artan bir dozda Plan ve Bütçe Komisyonunun bir alt meclis olarak çalıştığı, bütün yasaların bir torba yasa hâlinde birleştirildiği, buluşturulduğu, görüştürüldüğü, Meclis Başkanlığı tarafından tali komisyonlara sevk edilse dahi tali komisyonların toplanmayarak topu Plan ve Bütçe Komisyonuna attığı, geçmişte Plan ve Bütçe Komisyonunda ilgili kanun görüşülürken o komisyonun raporunun öncelikle ele alınması gerekliliğinin neredeyse terk edilmez bir Meclis pratiğinden daha sonra zaman zaman uygulanan bir usule, sonra da terk edilen bir usule dönüşmesini 24, 26 ve maalesef 27'nci Dönemde artarak yaşadık.

Plan ve Bütçe Komisyonunun üyelerine şu bilgiyi vermek isterim: Adalet ve Kalkınma Partisinden önce üçlü koalisyon döneminde Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edilip de tali komisyona sevk edilmeyen kanun hemen hemen yok gibiyken o kanunların tali komisyonda görüşülme, rapora bağlanma ve buraya yollanma oranı yüzde 86. Adalet ve Kalkınma Partisinin ilk iktidar dönemi 22'nci Dönemde bu rakam yüzde 82'lerde; 65'e, 40'a, 20'lere geriliyor. 27'nci Dönemde tali komisyonlara sevk edilmiş 5.300 kanundan tali komisyonlarda görüşülerek rapora bağlanıp yollanmış olanların sayısı 4. Yüzde 86'dan beş binde 4'e, bin iki yüz ellide 1'e, yüzde 0,125'e gerilemiş bir yasama pratiğinden bahsediyoruz. Bu yüzden bu Komisyonun... Sayın Numan Kurtulmuş "Ben torba yasaya karşıyım." dedi, bunu çok önemli bir ilk adım olarak görüyoruz. Geçtiğimiz hafta Komisyon üyelerimiz cuma gününün ilerleyen saatlerinde gruplarıyla kurdukları temaslar sırasında genel olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda bu hafta görüşülecek torba yasanın, görüşülmekte olan torba yasayla birleştirilmesine yönelik iradeye Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak da itirazlarımızla birlikte o iradeye saygılı olma noktasında söylediklerinde bizi ikna eden argüman şu oldu: Sayın Mehmet Muş'un "Bu son olacak, bundan sonra torba yasa kabul etmeyeceğiz. Torba yasaların içindeki kimi ilgilendiriyorsa o komisyonda görüşülsün, karara bağlasınlar, yollasınlar. Plan ve Bütçe kendi işini yapacak." noktasındaki taahhüdünü, çok karamsar başladığımız, iyimser olmak için olumlu argüman bulamadığımız bir süreçte son derece kıymetli ve tutanak altında, Meclis Grup Başkan Vekilliğinden gelen, yürütmede çok önemli bir deneyim elde etmiş ve yasamanın bu kadar kritik görevine gelmiş bir kişinin ortaya koyduğu bu yaklaşımı çok değerli buluyoruz. Normalde bir torba yasa öbürünün içine gecenin bir yarısında konulsun bizim asla kabul edeceğimiz bir şey değil. Daha sonra günü geldiğinde aşağıda da konuşacağız; olağanüstü hâl KHK'lerinin, OHAL CBK'lerinin... Ki 16 Nisan referandumunun bence -buradan bir polemik için söylemiyorum- yegane anayasal kazanımıdır. Eskiden OHAL KHK'leri Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan, Meclise derhâl yollanan, bir ay komisyonda ve iki ay Genel Kurulda toplam üç ay içinde görüşülmesi gereken ama görüşülmezse müeyyidesi yazmadığı için ortadan kalkmayan, mevzuatta kalan çok sorunlu bir yapıyken 16 Nisan referandumunun -ki ben onu rejime kasteden bir referandum olarak görmeme rağmen- yegâne anayasal kazanımıdır. Görüşülmezse yürürlükten kalkmaz. Görüşmemek yürürlükten kaldırma iradesidir Mecliste bu Anayasa'ya göre ve Anayasa Komisyonu görüşmeyerek yürürlükten kaldırma iradesi göstermişken Plan ve Bütçedeki bir torba kanunun içine atarak yasalaştırmak Meclisin "paradoksal yasama" diye dünyada tartışılmış ve terk edilmiş bir anlayışı benimsemesi anlamına gelir. Anayasa Komisyonu görüşmeyerek yürürlükten kaldırma iradesi gösterecek, bir başka komisyon torba yasa pratiği içinde bunu, OHAL CBK'sini torba yasanın içine ilave edecek. Bir tanesini aynen yapacak, aynen aktaracak, AFAD'la ilgili maddeyi; 2 maddeyi de revize ederek katacak. Bu paradoksal yasamayı hayata getirmek şu noktaya gelir arkadaşlar, şu demektir bu: Bu Meclis kendi gündemine hâkim değil, birileri planlı şekilde bunu yapıyor. Yani benim olduğuna inandığım ama pek çoğunuzun olduğunu kabul etmeyeceğiniz bir iradenin, Meclis üzerinde "Arkadaşlar, bunu OHAL CBK'si olarak görüşmeyin, bırakın yürürlükten kalksın, söyleyin Plan ve Bütçedeki arkadaşlara, bunu torbaya atsın." diyen meclisüstü bir irade olduğunun itirafı olur. Bunu yaparsanız -Cumhurbaşkanı Yardımcımızın varlığında söylüyorum- bu öyle bir noktaya gelir ki -"Millî irade her şeyin üzerindedir." diyorsunuz, varlığımızı o millî iradeye borçluyuz- kendi varoluşumuzu tartışırız. O yüzden, burada kayda geçirmek istediğim son önemli husus, OHAL CBK'lerini bu Meclis görüşmeyerek yürürlükten kaldırma iradesi koyuyorsa eş zamanlı olarak o maddeleri bir başka yerde görüştürerek yürürlükte tutma meselesinin hem bir taraftan ortaya çıkarabileceği kanuni, hukuki boşluklar... Burada "Yahu, 6 Şubat depremidir, yapılması gereken işlerdir; herhâlde ana muhalefet partisi ya da bu Meclisin farklı partilerinden 120 milletvekili bir araya gelerek bunu Anayasa Mahkemesi denetimine sokmaz." diye bize güvenip böyle işler yapmayın. Bütün iş ve işlemlerde Anayasa'ya uyma yükümlülüğünüz var ve burada yapılan iş tamamen deprem ve hepimizin iştirak ettiği bu büyük matem atmosferinde "Biz Anayasa'yı çiğnesek de nasılsa bunu yapmazlar, bu da böyle olur." demeyin. Yapılan iş fevkalade Anayasa'ya aykırıdır. O yüzden, mademki bundan sonra torba yasa olmayacak, mademki bundan sonra tüm kanunlar yerli yerinde görüşülecek, mademki Sayın Numan Kurtulmuş buna karşı ve mademki Plan ve Bütçe Komisyonunun torbalardan en az benim kadar, hatta benden çok çekmiş şimdiki Başkanı, geçmiş Grup Başkan Vekili de kaliteli yasama diye "Her şeyi yerli yerinde görüşülsün ve bu Komisyon uzmanlık alanına uygun olan yerlerde enerjisini harcasın ve kimsenin alt meclisi olarak çalışmasın ve sanki böyle boyacı küpü gibi batıralım, çıkaralım, yasa yapalım yerine nitelikli yasama yapalım ve uzmanlığımıza göre görevlerimizi yapalım." diyor; bunu kıymetlendirdik ve bunun üzerine burada hem Sayın Başkana tebrik hem Sayın Başkana teşekkür hem bu iradeye saygı hem de bundan sonra sürdürülecek bu sürece destek ve takipçisi olacağımızı tutanak altında gündeme getirmek istedim.

7 arkadaşımız ki Sayın Aşkın Türeli daha önce bu Komisyonda sözcülük görevini 24'üncü Dönemde de yapmış; burada olmasını -biz seçimlerden önce iktidar olmayı ümit ediyorduk- iktidar olduğumuz dönemde bu Komisyonun Başkanlığı için çok önemsediğimiz bir isim olarak buradadır. 6 birbirinden değerli, konusuna hâkim arkadaşımız bundan sonra burada olacak. Partimizin bu Komisyon üyesi olmayan ben dâhil 123 üyesi, bu Komisyonun Plan ve Bütçe Komisyonu gibi çalışmasına tüm bilgimiz, birikimimiz, enerjimiz ve sizlere olan desteğimizle yanınızda ve arkanızda olacağız.

Cuma gecesi yaşananları, önümüzdeki süreçte, geçmişte yaşadığımız çok sayıda ihlalin ortadan kaldırılacağı kaliteli yasama döneminin müjdecisi olması hasebiyle memnuniyetle karşılayarak ve tek ve istisna ve gelecekteki hatalardan bizi müstesna tutacak bir yaklaşım olarak önemseyerek "evet" dedik.

Bugün, burada, ek bütçeyle ilgili itirazlarımız birazdan usul tartışmasında yapılacak, tüketilecek. Yarından itibaren, geçen haftaki torba kanun aşağıda görüşülecek ve süreci içinde, perşembe, cuma, ne günse, tamamlanacak. İtirazlarımızı söyleyeceğiz, anayasal denetim haklarımızı kullanacağız. Ama bundan sonra böyle yanlışların içinde olmamayla ilgili irade takibimizde olacaktır.

Bu süreçte, partileri tarafından burada görevlendirilen, önerilen, Genel Kurulun oy birliğiyle görevlendirilmiş, Dilekçe Komisyonumuzla birlikte iki anayasal komisyondan bir tanesi olan ve mağdurların, mazlumların, yoksulların, yatırımcıların, ülkenin gözetmesi gerekenlerin ve ülkenin geleceğini gözetenlerin gözü kulağı olacak sizlere başarılar diliyoruz. Parti ayrımı yapmaksızın hepinizin kalbine, birikimine, vicdanına saygı duyuyoruz. Bundan sonraki tüm faaliyetleri bu şekilde yürüteceğinize inancımızla Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.