CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, şimdi 14 maddelik bir teklifin daha 1'inci maddesini görüşüyoruz; 2'nci maddesine de baktım, yine, bu maddeler aslında Plan ve Bütçenin direkt işi olmayan konular ama biz burada yine de bu hususu tutanak altına aldırmamız lazım çünkü yarın, Adalet Komisyonundaki arkadaşlar "Ya, bizim konumuzla ilgili görüşme yapmışsınız yani hiç mi itiraz etmediniz." demesinler.

Şimdi, bu kira sözleşmelerindeki artış konusu, ülkede yaşanan ekonomik sorunlar arttıkça iktidar çok sayıda mevcut delikten, işte, bir gün birini kapamaya çalışıyor, yarın öbürünü kapamaya çalışıyor yani bu konu da böyle bir konu. Ülkede enflasyon yüzde 100'leri geçmiş, yüzde 150'lere yaklaşmış, efendim, her şeyin fiyatı artmış, geçim sıkıntısı had safhada ve elde edilen ücret ertesi gün bitmiş vaziyete gelen bir ülkedeyiz. Kiralar yine had safhada yani neresinden tutarsanız tutun iktidarın yaratmış olduğu ekonomik travmadan dolayı yaşanan bir ekonomik buhran mevcut şu an. Bu işin iki boyutu var, bir tarafı kiracı, bir tarafı mülk sahibi boyutu var. Tabii ki gönül ister ki kiracının daha uygun koşulda kirasını ödemesi ama tersi tarafta da kapı komşusunun 2 katına kiraya verdiği bir yerde eğer iddiacı ve "Efendim, ben verilmiş olan yüzde 25'in üstüne çıkmam." diyen bir kiracı varsa ciddi ihtilafların yaşandığı, hatta son dönemde kavgalara dönüşen anlaşmazlıkların olduğu bir düzenleme. Şimdi, hukuk boyutuyla bakarsanız sözleşme serbestisinin olduğu bir ülkede kira sözleşmesini, hele yapılan bir sözleşmeyi geriye dönük vaziyette sınırlamak aslında hukuka uygun değil. Buradaki bütün sorumluluk iktidarındır. Yarattınız bir ekonomik sıkıntı, şimdi kiracıyı nasıl kurtaralım derdindesiniz. Biz de istiyoruz kiracı gerçekten daha uygun koşulda kirasını versin ama siz ne yaparsanız yapın bugün en ucuz kira 10 bin lira olmuş, asgari ücret, işte, 11.500 seviyelerinde, kira olmuş aynı. Esas ekonominin temel sorunlarını çözerseniz, gelir seviyesini arttırırsanız, paranın değerini artırırsanız bu düzenlemelere ihtiyaç kalmayacak. İşte, bunları başaramadığınız için de bugün "Kirayı hadi yüzde 25'le sınırlayalım." Değerli arkadaşlar, yüzde 25 yerine, kira üzerinden makul değerlendirmeler yapılarak iki tarafı da vicdanen rahatsız etmeyecek bir düzenleme yapılmasında fayda var. Mülk sahibi de bundan zarar görmesin, kiracı da fahiş bir kira ödemek zorunda kalmasın. Şimdi, burada, yüzde 25 konusuna yani kiracı boyutundan bakarsan bazı kiracılar da vicdanen rahatsız yani çıktığında aynı evi 2 katına kiraya verilen evler var. Yani bu gerçekten sıkıntı yaratan bir konu, sonuçta iki tarafı da etkileyen bir konu, makul, mantıklı bir çözümün daha doğru olacağına inanıyorum ve biz kiracıların gelir seviyesini arttıramadığımız müddetçe bu sorunlar yaşanmaya devam eder diyorum.

Teşekkür ederim.