Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1264) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 07 .07.2023 |
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Tekrardan merhabalar.
Şimdi, AK PARTİ ekonomi yönetimleri son beş yılda aynı hatayı 2 defa yaptı. Birincisinde 128 milyar dolarlık bir rezerv erimesi oldu, ikincisinde de şimdi görüyoruz ki sadece 2022 yılı için 160 milyar TL'lik bir zarar ortaya çıktı. Bu hata ne? Kur ve faizi aynı anda baskılama isteği. Bakın, makroekonominin temellerini iyileştirmeden, enflasyonu düşürmeden, ülkedeki algılanan risk primini düşürmeden kur ve faizi aynı anda baskılamaya çalışırsanız hep aynı sonuçla karşılaşırsınız. 2018 yılında döviz baskılandı faizle beraber, sonuçta biz Merkez Bankasının rezervlerinin eridiğini gördük ve Merkez Bankasının rezervleri âdeta millî güvenliğimizi tehdit eder boyuta geldi. Biz sonra aynı hatayı kur korumalı mevduat sisteminde yaptık. "Yeni ekonomi modeli" diye bir model ortaya çıktı, bu modelde "rekabetçi kur" dendi, kurumuzun o kadar da rekabetçi olmadığı ortaya çıktı, daha sonra bunu korumak için 1980 ve öncesinde "dövize çevrilebilir mevduat" denilen ve bizi çok büyük zarara uğratan sisteme tekrardan geri dönüldü ve bugün görüyoruz ki sadece 2022 yılında 160 milyar TL'lik bir zarar ortaya çıkmış. Şimdi, bu 160 milyar TL'lik faturanın kazancı ne oldu? Öyle değil mi? Şimdi, burada bir tane fatura var, 160 milyar TL hazine ve Merkez Bankası; peki, bunun karşılığında biz ne kazandık, ekonomi ne kazandı, bunun bize getirisi nedir? Bu konuların hepsi bence çok önemli soru işareti. Ben buradan AK PARTİ'nin ekonomi yönetimine, gelecekteki ekonomi yönetimlerine bir daha aynı şeyi söylemek istiyorum: Kur ile faizi aynı anda baskılamaya çalışırsanız ve makroekonominin temellerini iyileştirmezseniz yine aynı hatayla karşılaşacağız ve bunun maliyetini biz bütün ülke olarak ödeyeceğiz. Daha öncesinde Sayın Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde Merkez Bankası rezervleri erimişti, bu kendisinin istifasına yol açmıştı. Şimdi, karşımızda kur korumalı mevduatta devasa bir maliyet var ve ben AK PARTİ ekonomi yönetimine şunu söylemek istiyorum: Lütfen artık önümüzdeki dönem ne olur makroekonominin temellerini iyileştirmeden kur ile faizi aynı anda baskılama yoluna gitmeyin. İkisini de baskılayamıyorsunuz, bir yerden sonra bakın kur 26 TL'ye çıktı; faizler hiçbir zaman baskılanmamıştı zaten. Çünkü şöyle bir hata yapıyor AK PARTİ'nin ekonomi yönetimi, izninizle bunu da söyleyeyim: Sadece bir tane faiz var diye düşünüyorsunuz, o da Merkez Bankasının politika faizi. Hayır, yok; ekonomide birden fazla faiz var, o faizlerin hepsini birden baskılayamıyorsunuz ve sonuçta devasa bir maliyet ortaya çıkıyor. O yüzden, ben bu karşımızdaki torba yasa teklifinde ilk başta, ekonomi yönetiminin devasa bir hatası olduğunu düşünüyorum. Merkez Bankasına operasyonel açıdan bunun getirilmesi ekstradan yeni bir kapı açar, o da şudur: Önümüzdeki dönemlerde hazine başı sıkıştığı zaman Merkez Bankasından avans alma rahatlığına gidebilir. Bu, 2001 öncesinde yani hepimizin eleştirdiği 90'lı yıllarda başımıza çok önemli işler açmıştı. O yüzden gelin, biz bu disiplini tekrardan sağlayalım, hazinenin her başı sıkıştığında Merkez Bankasından avans almasını, kredi almasını ya da yükümlülükleri ona yüklemesi geleneğini hiç başlatmayalım. Bu, 90'lı yıllarda büyük zararlara yol açmıştı, şimdi de aynı zararlara yol açar.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim, sağ olun.