KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve değerli basın mensupları; hepinize saygılar sunuyorum öncelikle.

Sayın Bakanım, ben bir konuşma hazırlamıştım ama onu yapmayacağım çünkü çok önemli gördüğüm bir konuya işaret etmek istiyorum, hakikaten çok önemli. Çünkü bizim maalesef, bazı şehir efsanelerimiz vardır ya onlara devam ediyoruz, bazı şeyleri yanlış yapıyoruz. Mesela, Türkiye'de bir sosyal güvenlik reformu yapıldı. Sosyal güvenlik reformu yapılmıştır ve iyi gidiyor. Sayın Bakanım, siz yeni bir bakansınız, şimdiye kadarki yapılanlardan da sorumlu değilsiniz şahsınız adına. Bu sosyal güvenlik reformunun yapıldığıyla ilgili bir sorumluluğunuz yok. Türkiye'de sosyal güvenlik reformu yapılmadı. "Tek çatı, standart ve norm birliği" dendi, inanın standart ve norm birliği yok. 3 ayrı kurum var, eskiden bunlar net olarak belliydi şimdi belli de değil, farklı farklı mevzuatları var yine. 3 kurum bir araya getirildi, "tek çatı" dendi, "Tek çatı altında toplanılsın." dendi. Olmadı. Tek çatı altında da toplanamadılar. Geçmişten gelen farklı 3 ayrı kurumun kurum kültürleri bir araya geldi, kültürsüz bir kurum ortaya çıktı. Yıllardan beri başkanı sürekli olarak değişir, vekâletlerle yürütülür zaten, sıkıntılar var. Bir türlü oturmadı. Hemen yanınızda Sayın Müsteşarım çok iyi biliyor, beraber de mesai arkadaşlığı yaptık. Maalesef, bu kurum olmadı. Sosyal Güvenlik Kurumunun, sosyal güvenliğin reforma Türkiye'nin ihtiyacı var. Siz hemen pazartesiden itibaren bu çalışmaları başlatmak zorundasınız, inanın öyle, hemen pazartesiden itibaren. Hani Türkiye'nin acil yapısal reformlara ihtiyacı var deniyor ya. Evet, var ve bunun bir an önce yapılması lazım. Bakın, sosyal güvenlik reformu kurum olarak oturmadı, kadro olarak oturmadı, mevzuat olarak oturmadı. Hepsi eskisinden de kötü oldu.

Şimdi, burada bazı rakamlar verildi ya, Sayın Bakanım, şimdi, şurada verilen rakamlar. Efendim, bu seneki gelir-gider dengesine göre 2016'da 11 milyar açık olacakmış. Böyle bir şey yok Sayın Bakanım. Nedir biliyor musunuz, 2016 yılında maliyeden alacağınız para, SGK'nın alacağı para ne kadardır biliyor musunuz? 102 milyar lira bütçe transferi alacaksınız. E, 276 milyarlık bir bütçe var zaten. 276'lık Sosyal Güvenlik Kurumunun bütçesinin 102'sini maliyeden alıyoruz. Çeşitli adlar altında alınıyor, açık için alınıyor, devlet yardımı olarak alınıyor, transfer olarak alınıyor, AR-GE teşviki olarak alınıyor, ödeme gücü olmayanlar GSS primi olarak alınıyor, vesaire ama böyle.

Bakın, hemen yanında geçen yılın sunumuna paralel olarak da verilmiş. Sanki sosyal güvenlik açığı işte, 2002'lerde 20'lerden, 20 küsurlardan bugün yüzde 4'lere düşüyormuş gibi. Değil. Hemen geçen yılki sunuma bakın, orada çok net olarak da ifade ediliyor. Şurada, bütçe transferi olarak 2014 yıl sonu tahminî 77 milyar lira. 2015 bütçesine de 80 milyar lira olarak konmuş. Bu sene onu kaldırmışsınız. Sayın Bakanım, açık artıyor. Her ne kadar aktif pasif dengesiyle ilgili bazı şeyler söylediyseniz de o da henüz düzelmedi biliyorsunuz, çok kötü vaziyette. Bindelerle ifade edilebilecek bazı düzelmeler söz konusu olabilir ama onlar da geçici. İnanın, böyle devam ederse Türkiye yakında bu konuyla ilgili olarak çok büyük bir sıkıntıya girecektir.

Sosyal güvenlik hiçbir zaman Türkiye'de kara delik olmadı, öyle görmüyorum. Sosyal Güvenlik Kurumu olmazsa Türkiye'de bu istikrar söz konusu olamaz, insanlar bu kadar huzurlu olamazlar. En azından bir maaşları var. Nüfusun da çok büyük oranını kapsıyor ama Türkiye'nin yeniden bir sosyal güvenlik reformuna ihtiyacı var.

Kayıt dışı ekonomiyi henüz önleyemedik, kayıt dışılık çok önemli bir boşluk. Kayıt dışılık paranın kaçırılması, kadronun kaçırılması, çalışanların kaçırılması demek. Bu kadar büyük bir kayıt dışılık varken sosyal güvenliğin reforme edilmesi de mümkün değildir. Zaten olmamıştır da yani bu şehir efsanesini yıkın, bu sosyal güvenlik reformuna yeniden başlayalım. Böyle bir şey söz konusu değil. Yani, bu sene, 2016'da OVP'ye konan rakam 102 milyar. Bakın, OVP'deki rakam bu. Belki bunun çok üstünde alacağız, belki değil, çok büyük bir ihtimalle en az 110 milyar lira alacağız, 11 milyar değil, 111 lira alacağız yani buraya açık olarak konan rakamın 100 milyar lira üzerinde bir para alacağız maalesef.

Bu norm ve standart birliğinin olmadığıyla ilgili, kurumla ilgili, kadrolarla ilgili, mevzuatla ilgili bütün detaylı bilgileri size arkadaşlarımız verebilirler, ben de bu konuda yardımcı olabilirim. Ama, Türkiye'nin sosyal güvenlik reformuna ihtiyacı olduğu kesindir. Henüz ortak bir veri tabanı dahi oluşturamadık. Zaten, o ortak veri tabanı oluşmadan reformun yapılması da mümkün değil.

Şimdi, siz açıkladınız, dünyada farklı bir noktaya doğru gidiliyor. Kapitalizmin kriziyle beraber çalışma hayatında da önemli sıkıntılar var ama siz yine açıkladınız Türkiye'ye etkileri açısından. İşsizlik Türkiye'de çok büyük bir maliyet unsuru değil, siz de bunu kabul ediyorsunuz, böyle bir demeciniz var. Böyleyken tutup da yani uzaktan çalışma gibi, evden çalışma gibi teknolojik bazı gerekçeleri... Haklı gerekçelerdir bunlar ama bunları göstererek bunların haklılığını farklı alanlara yansıtmamak lazım, bu esnek çalışma konusuna, vesaireye yansıtmamak lazım.

Projeleriniz arasında, bakın, 64'üncü Hükûmetin 216 eylem planı arasında sizin 9 tane -SGK'yla birlikte- projeniz var. Bunlardan bir tanesini çok önemsiyorum. "Çalışma hayatına güvenceli esneklik sağlayacak düzenlemeler yapılacak. İş gücü piyasalarına esneklik sağlayan çalışma biçimleri iş sosyal güvenlik mevzuatına eklenecek. Özel istihdam bürolarının faaliyetlerinin geçici iş ilişkisini de içerecek şekilde genişletilmesi amacıyla mevzuat düzenlemeleri..." Bunlar, tabii, Türkiye'de iş barışını bozacak büyük sıkıntılar getirecek konular. Bunlarla ilgili olarak sendikacı arkadaşlarım var, daha fazla bilgi verecekler, ben çok fazla girmek istemiyorum ama çok sıkıntılı bir dönemde Bakanlığı devraldınız. Hem Sosyal Güvenlik Kurumunun gerçekten reform edilemediği, tek çatı altında toplanamadığı, norm ve standart birliğinin sağlanamadığı anlaşıldığı bir dönemdir. Bundan önceki dönemlerde çok eleştirmedik çünkü "Ha bu sene, ha gelecek sene olabilecek." diye düşünüldü ama artık, olmayacağını görüyoruz çok net olarak ama ilave olarak da çalışma hayatıyla ilgili olarak çok büyük sıkıntıların söz konusu olduğu bir döneme giriyoruz.

Zaten, 2015 yılı Avrupa Birliği İlerleme Raporu da konuyla ilgili olarak önemli şeylere değiniyor, önemli eleştirileri de var, beklentileri de var Avrupa Birliğinin. Sendikaların toplu sözleşme yapmasına ilişkin çifte baraj yükümlülüğü gibi etkin bir sosyal diyaloğun önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor.

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatının daha etkin bir biçimde uygulanmasının sağlanmasını istiyor. Mesela, bunlar çok önemli konular. Mesela, "Geçen yıl 33,6 olan, İş Kanunu'nun kapsamına girmeyen ve sendikalara erişimi olmayan kayıt dışı işçilerin oranı bu yıl yüzde 34'e yükseldi." diyor. Önemli bir tespit bu maalesef, olumsuza giden bir istatistik bu.

Yine, ILO sözleşmeleriyle güvence altına alındığı şekliyle kamu çalışanlarının grev hakkı olmaması özellikle kamu çalışanları için, memurlar için eleştiriliyor.

Ekonomik ve Sosyal Konseyin 2009 yılından beri, yedi yıldan beri toplanamamasını da eleştiriyor. Ekonomik ve Sosyal Konseyin yedi yıldan beri toplanamaması hakikaten eleştirilecek, anlaşılması da güç bir konudur. Niye sosyal taraflar bir araya gelmesinler?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, ek süre veriyorum

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Her zaman da gelebiliyorlar, bir sorun da çıkmıyor. Niye gelmesinler?

Dördüncü sanayi devrimini çalışanlarla birlikte gerçekleştireceğiz Sayın Bakanım, çalışanlara rağmen değil, tabii ki hep beraber. Bu konuda size önemli bir sorumluluk düşüyor, bunu başarmak zorundasınız ama sosyal güvenlik reformundan başlamak zorundasınız. İşin doğrusu bu. Öbürleri efsane. "Biz sosyal güvenlik reformu yaptık." Yapmadık, maalesef yapmadık. Bunu siz gerçekleştirin. Çok önemli bir konu ve gereği şekilde yapalım. Mevzuatta birlik sağlayalım. Kurum da, yeni bir kurum oluşturalım. Bir kurum, kurum kültürü, herkes... Yani, kurumun sahibi yok şu anda, olmadı bir türlü, kurumun sahibi olmadı. 3 kurum bir araya geldi, farklı bir kurum ortaya çıktı ama kendi kimliğini, kişiliğini ortaya koyan bir kurum ortaya çıkmadı maalesef ve sonuç alan bir kurum da ortaya çıkmadı.

Mesela, bu konuyla ilgili -demin unuttum- 2011 yılı bütçe görüşmelerinde "Sayın Bakan Sosyal Güvenlik Kurumunun 2011 yılı sonu itibarıyla gelirlerinin 124 milyar, giderlerinin 140 milyar, açığın ise 16 milyar" olacağını söylemiş. Şimdi, oradaki kriter farklıydı, farklı bir şekilde bu açık hesaplanıyordu. Orada da gizleniyordu yardımlar ama bu kadar değildi, bu çok anormal boyutlara geldi, çok anormal boyutlara geldi. Bu şekilde yani açığı gizleyerek bunu halletmemizin imkânı yok. Bu sene siz 9 yazmışsınız -herhâlde 11 milyar liranın üstünde- ama maliye kayıtlarına göre de bütçede 11 milyar olarak yer alıyor bu asgari ücret desteği.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bize, bu yıl mı ona açıklık getirelim? Bizim bütçemize isabet eden bölümü 1 küsur civarında.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama, Maliye bütçede onu 11 olarak almış.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, tekrar ek süre veriyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Birçok konum da kaldı.

Sayın Bakanım, bu Polatlı'daki Hema mağduriyeti söz konusu. Ben de onlarla sürekli olarak görüşüyorum, siz de görüşmüşsünüz, teşekkür ederim. Ama, gerçekten yıllardan beri, on yıldan beri paralarını alamadılar bu insanlar. Hema sürekli olarak isim değiştiriyor, unvan değiştiriyor sanki sahipleri değişmiş gibi, bu işçileri mağdur ediyor. Özel görüşmelerimizde "Evet, alacakları vardır ama ben bunu ödemem." diyor ve tehdit ediyor. Sizden önceki Sayın Bakanı da bu konuyla ilgili baştan ikna etmemize rağmen sonradan ikna olmadı. Anlaşılması mümkün olmayan bir şekilde sorun, sıkıntı çıkarıyorlar.

İki dakika daha müsaade eder misiniz?

BAŞKAN - Tabii, buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, siz de biliyorsunuz, bu Sayıştay çok önemli bir konu. Sayıştay raporlarına bu kadar kısa zamanda giremeyeceğim ama geçen dönem de Sayıştayın Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilgili olarak 28 eleştirisi vardı, bulgusu vardı. Bu sene de 25 tane bulgusu var. Çok önemli bulgular bunlar. Bunları sizin de görmeniz, bu sosyal güvenlik reformu için hakikaten gerekli. Mesela, bir tane, 4'üncü bulgu: "Sosyal güvenlik denetmenleriyle rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişlerinin mali sonuç doğuran, kurum alacağına dönüşen alacakları için tüm bulgularının kayıt altına alınmaması ve izlenmemesi..." Denetimde de bir standart ve norm sağlanamadı maalesef, orada da sorun, sıkıntı var.

Mesleki Yeterlilik Kurumuyla ilgili olarak, 3 artı bir de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - ...denetim görüşünü etkilemeyen 1 bulgu var.

Türkiye İş Kurumuyla ilgili olarak da güzel bir rapor düzenlenmiş, çok farklı 6 bulgu var orada da.

Bakanlıkla ilgili olarak da Bakanlık için yazılan rapor da güzel. 3 bulgu var denetim raporunda. 5 bulgu eğitim ve AR-GE merkezi döner sermaye işletmesiyle ilgili var ve önemli konular var orada kasa hesabıyla ilgili, onun bile henüz doğru tutulmadığıyla ilgili. İş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili onun döner sermaye işletmesiyle ilgili 7 bulgu var, artı 1 hatta. Performansta da 10 bulgu var. Bunlar da çok çok önemli konular, detayına girmiyorum ama muhakkak ele anılması gereken konular.

Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum efendim.

Teşekkür ederim.