SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinde 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu'nun 20'nci maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi için vermiş olduğumuz önerge üzerinde ben de söz almış bulunmaktayım. Komisyon çalışmalarımızın ve kanun teklifimizin öncelikle hayırlı olmasını diliyorum.

Öncelikle, ben de eczacı bir milletvekili olarak bu kanun teklifimizin başta eczacılarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımıza gerçekten çok önemli katkı sunacağına inandığımı ifade etmek istiyorum. Özellikle ürün güvenliğinin daha etkin olarak sağlanması ve ruhsatlandırma sürecinin hızlandırılarak hastalarımızın ihtiyaç duydukları ilaca daha hızlı erişmesinin sağlanması ve beşeri tıbbi ürünlerin yani ilaçlarımızın üretiminden hastanın kullanımına kadar ki tüm süreçlerinin ruhsat veya izin sahipleri tarafından dünyaya örnek olarak sunduğumuz İlaç Takip Sistemimize kayıt ve bildirim zorunluluğunun getirilmesiyle sahte, kaçak, her türlü yasa dışı ilacın satışının ve dolayısıyla kullanımının önüne geçilerek hasta güvenliğinin sağlanması bu teklifimizde amaçlanmaktadır. Tabii, bunu yaparken özellikle 20'nci maddede de eczacılarımızın ve her zaman görüştüğümüz, istişare ettiğimiz, az önce de söz verdiğimiz Türk Eczacıları Birliğimizin heyetinin haklı çekinceleri üzerine hem de kafa karışıklığına da yol açmamak adına bu önergemizi verme gereği duyduk. Ülkemizdeki yaklaşık 29 bin eczanemiz bugün fedakârca, gayretle, ilaç ve halk sağlığı hizmetini 7/24 vermektedirler vatandaşlarımıza. Elbette eczacı meslektaşlarımızı üzecek bir kanun teklifini de biz Komisyona getirmeyiz. Bilakis bu kanun teklifini sunarken ilk andan itibaren amacımız, eczane dışındaki bakkal, büfe, market gibi yerlerde ilaçların satılmaması için yüksek tutarda idari para cezası verilmesini sağlamaktı. Bu konuda eczacılarımız müsterih olsunlar. Bu önergemizle "Eczanelere de bakkallara uygulanan idari para cezası olacak." algısını ve bu kafa karışıklığını gidermiş olacağız. 1262 sayılı Kanun'un 1'inci maddesinin ikinci fıkrası tabip reçetesiyle verilmesi gereken beşerî tıbbi müstahzarlar ancak reçeteye yazılarak reçete karşılığında eczaneler tarafından karşılanacağını ifade etmektedir. 20'nci madde üzerinde yaptığımız değişiklik teklifiyle de buna aykırı hareket eden eczanelere 250 TL olan idari para cezası miktarını değiştirip güncelleme oranıyla güncelleyerek bu ceza tutarını 2.700 Türk lirasına yükseltiyoruz. Ayrıca, bu fiilin bir yıl içerisinde tekrarında cezanın 1 kat daha artırılarak uygulanacağını da ek olarak ifade etmek istiyorum.

Bu önergemizle, az önce de ifade ettiğim gibi, eczanelerimizi istisna tutarak reçeteyle satılan beşerî tıbbi ürünlerin yani ilaçların eczane dışında satılması durumunda hem eczanelerimizi hem de halkımızın sağlığını korumak adına idari para cezasını "Fiilin mahiyeti ve sonuçları dikkate alınarak yirmi bin Türk Lirasından iki yüz bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir." şeklinde düzenliyoruz. Bu şekilde, 29 bin eczanemizi ve halkımızın sağlığını düşünerek eczacı yararına olan bu kanuni düzenlemeyi bu önergemizle Komisyonumuzun takdirine bırakıyoruz.

Yine, bu kanunun 20'inci maddesinde yazılı olan "İdarî para cezalarına ve diğer idarî yaptırımlara mahallî mülkî amir tarafından karar verilir." ibaresini "Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu veya mahallî mülki amir tarafından karar verilir." şeklinde düzenliyoruz

Bu kanunun hazırlanmasında emeği geçen tüm milletvekillerimize, Komisyon Başkanımıza, Sağlık Bakanlığı bürokratlarımıza, Sağlık Bakan Yardımcımıza, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Kanunumuzun hayırlı olmasını diliyorum.