ERHAN USTA (Samsun) - Olur mu öyle şey ya. Yani, bize çok ağır gelir böyle şeyler.

Sayın Bakanım, ben size hiç konuşma metni hazırlamadım, inanmadığım hiçbir şeyi de yazmadım, söylemedim. Onları yapmış olsaydım ben zaten -2001 yılında genel müdür oldum- şimdi çok farklı pozisyonlarda olurdum bu devlette. Genel müdür oldum, müsteşar yardımcısı olarak ayrıldım. Genel müdürlük ile müsteşar yardımcılığı... Devleti bilenler bilir, hatta genel müdürlük daha havalıdır. Artık çok fazla, yedi buçuk, sekiz yıl kaldık, arkamızdan bir kişiye yer açılsın diye müsteşar yardımcılığı teklifini üç yıl sonra kabul ettim, 2009'da müsteşar yardımcısı oldum. Yani, o yüzden, çok farklı pozisyonlarda da olurdum eğer ben öyle nabza göre şerbet verme işini başarabilmiş olsaydım. Beni kimlerle çalıştıysam o bakanlara sorun; Abdüllatif Şener'e sorun, Nazım Ekren'e sorun, Cevdet Yılmaz'a sorun. Ali Babacan ve Mehmet Şimşek beni çok iyi bilirler Erhan Usta kimdir diye. Aslında o şeyleri de o yüzden kabul etmiyorum.

Şimdi, Sayın Çaturoğlu, 2003-2023 hedefleri... Hani "Hiç var mıydı böyle hedefler?" diyorsunuz ya, işte ben ne diyeyim? Bunları söyleyince kızıyorsunuz. Şu Sekizinci Kalkınma Planı Haziran 2000'de yüce Meclis tarafından kabul edilmiş. Bunun 2001-2023 stratejisini açarsanız... Bazen böyle hani birilerinin sesi çok çıkınca başka şeyler hep yalan oluyor ya, o zaman görürsünüz burada ne hedefler kondu? 1,9 trilyon dolar hedefi, bilmem ne hedefi. Doğru yanlış, ulaşılır ulaşılamaz ama bunlar o zaman konuşuldu ve o zaman Türkiye için bu hedefler tutturulabilir hedeflerdi. Hatta 2007'den sonra da...

FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - O doğru, yanlış diye...

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hayır. Bakın, 2007'den sonra da hiçbir sorun yoktu. Şu az önceki yaptığım 500 milyar dolar hesabına ilişkin teknik bir açıklamayı -burada bir sürü bürokratınız var- eğer yapacaksanız ben sözlerimin hepsini geri almaya hazırım. Yani, bizi 500 milyar dolara şurada ikna edebilecekseniz...

Bakın, arkadaşlar, 277'yi 200'e revize etmişsin, 277'den 500 demişsin; yüzde 80 artış. 200'den 500'e çıkmak için yüzde 150 ihracat artışı olacak. Beş yılda hangi ekonomide, hangi dünya konjonktüründe bunu yapabiliriz? Bakın, o yüzden bu revize edilmeli diyorum, o yüzden, başlangıçta konulmasına bir şey demiyorum. Ama artık bunu revize etmek lazım. Bakan "Ya, biz ona biraz bakacağız." deseydi zaten hiç o faslı açmayacaktık ama "Israrlıyız orada." veya "Söyle o zaman." dediği zaman konuşuldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - O yüzden 500 milyar dolar yalan diyorum. O kelimeyi kullanmamız mümkün değil.

BAŞKAN - Toparlarsanız lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Son şey... Dört konuda çünkü şey olmuştu. "500 milyar doları" söyledik, "2023", bir de "Size hiç konuşma hazırlamadım."

Şimdi, ben tabii ki bunu iyi niyetli olarak karşılıyorum yani burada hani bazen insan öfkeleniyor filan.

Arkadaşlar, bakın, diğer türlüsü kul hakkına girer.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Olamayacağını mı söylüyorsunuz?

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, hayır. Şunu söylüyorum: Başka türlüsü kul hakkına girer. Müsteşar yardımcısıyken orta vadeli program sunumları filan, yani makroiktisat konusunda tamamen bütün sunumları ben yapardım, benim o sunumlarım Kalkınma Bakanlığının web sayfasında duruyordur, durmuyorsa bile bende "hard copy"leri var, size verebilirim. Oradan bir tanesine bakın, hepsini inceleyin. Bir tanesini getirdim. En son Necmettin Erbakan Üniversitesinde 5 Kasım 2014'te konuşmuşum. İnanın, diyeceksiniz ki: "Ya, bugün, burada konuşulanların hepsini orada konuşmuş." Mesela, kamu açıkları düşerken kamu açıklarının düşüşünü başarılı olarak söylemişim, "başarılı dezenflasyon süreci" demişim ama "Büyümede tıkanmışız." demişim. Ondan sonra "Tasarruflar düşüyor, yatırım şöyle oluyor." demişim, "AR-GE'de şöyle kötüyüz..."

Hatta, bak, o zaman bürokratken kimse veremez. Şurada bir şey yapıyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkanım, müsamahanıza sığınıyorum.

BAŞKAN - Tabii, tabii.

Buyurun, sorun değil.

ERHAN USTA (Samsun) - Bakın, "Türkiye'nin Küresel Ekonomik Konumu" diye bir tablo vermişim. Tabloda 1990 yılı, 2000 yılı, 2010 yılı, 2013 yılı; sadece 10'lu yılları ve en son, o zaman 2014 bitmediği için 2013'ün biten değerini vermişim. Mesela, verdiğim bir şey GSYİH sıralaması. Türkiye 1990 yılında satın alma gücü paritesine göre 15'inci sırada. Yani, şimdi, bazı şeyler çok yüksek sesli konuşulunca geçmişte hiçbir şey yokmuş gibi anlaşılıyor bu ülkede. 2000 yılında 16'ncı sırada, 2010 yılında 18'inci sırada, 2013 yılında 17'nci sırada. Yani, böyle, Sayın Bakan, sizin dediğiniz gibi, "Bize bunları yazdınız..." Böyle bir bürokrat olsaydım ben bunları vermezdim, beni kimse bunu vermeye zorlamadı. Ben burada olabildiğince dürüstlüğüyle -çok kişiselleşti bu mesele ama- daha konuşulmasın diye bunu şey yapıyorum. Bakın, sunumum burada, vereyim inceleyin arkadaşlar.

Dolayısıyla, hiçbir şekilde bürokratken ayrı, siyasetçiyken ayrı konuşan bir kişiliğimiz yok. Bunun artık kanıtları var. Daha fazlasını ısrar ederseniz artık sizi de öbür tarafa havale ederiz. Başka yapacak bir şey yok.

Teşekkür ederim.