| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün ile Antalya Milletvekili Mustafa Köse ve 150 Milletvekilinin; İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/5006) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 30 .03.2023 |
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Sayın Bakan Yardımcım, çok Değerli Başkanım, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, meslek odalarımızın değerli başkan ve temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum, toplantımız hayırlı olsun diyorum.
Depremin ilk gününden bu yana, tabii, ben de deprem bölgesindeydim, saniye saniye özellikle o 7,7'yi; 7,6'yı ve 6,8'i yaşadım yani bire bir yaşadım; bina içinde yaşadım, enkaz başında hayat kurtarma gayretindeyken yaşadık.
Öncelikle, tabii, deprem sırasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, hâlâ şifa yurtlarında tedavisi devam eden insanlarımıza, yakınlarımıza da Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Tabii, büyük bir deprem geçirildi. Türkiye genelini düşündüğümüz zaman, 110 kilometrekare alan üzerinde; merkez üssü her ne kadar Kahramanmaraş ise de belki de Kahramanmaraş'ın en az 10 katı, 20 katı daha fazla depremin etki gücünün hissedildiği il Hatay. Yani bizim Hatay'da insanlarımızın yaşadığı aşağı yukarı 910 bin bağımsız bölümümüz var. Bunun içerisinde yüzde 30'u, yaklaşık 339 bini yıkık, acil yıkık, ağır hasarlı ve bir kısmı da yıkılması gereken bina envanterimiz şu anda bulunuyor. Yaklaşık ilk yirmi gün, tabii, canla başla, canhıraş bir şekilde enkaz altında kalanları kurtarmaya çalıştık. Ben birkaç gündür buradayım, onun dışında hep deprem bölgesindeydim, hemen hemen her noktadaydım; il merkezinde, ilçelerinde, her yerde "Acaba bir insanımıza daha ulaşabilir miyiz?" gayretiyle meşguldük. Bunun dışında, tabii, ilk yirmi günden sonra enkazlara müdahale edildi ve şu anda hâlâ -yani işin büyüklüğü bakımından bunu ifade ediyorum- daha biz enkazları kaldırmada yüzde 20 seviyesindeyiz, yüzde 20 ancak yani geride o kadar yıkık yapı stoku var. Şimdi, bunları ben malumatlarınıza sunuyorum.
Amik Ovası bu depremde 3 metre çöktü değerli arkadaşlar, Amik Ovası 3 metre çöktü
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Oraya hastane yapmışlar.
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Bizim, şimdi, hastanenin olduğu bölgede...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Stat yapılan yer.
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) - Bakın yani şöyle söyleyeyim: Bizim Antakya'da tam fay kırığının üzerinden geçen, Samandağ'a doğru uzanan, yine devamında, işte Kırıkhan, Hassa, İslâhiye, Nurdağı, Kahramanmaraş'a uzanan fay kırığı üzerinde yani bizim Antakya merkez ve Defne'de bina stokumuzun neredeyse yüzde 70'i yerle bir oldu, yüzde 70'i. Hastanelerimize gelince, Hatay genelinde aşağı yukarı yine 40'a yakın hastane gitti, sağlık ocaklarından, aile sağlığı merkezlerimizden de 43 tanesi kullanılmaz hâlde yani bir kısmı yıkıldı, bir kısmı da acil, ağır hasarlı ve yıkılmak üzere. Tabii, bu arada diğer illerden, Ankara'mızdan, İzmir'den, İstanbul'dan ve neredeyse tüm komşu vilayetlerden başta hekimlerimiz olmak üzere sağlık çalışanlarımız, eczacılarımız özellikle bölgede sahra eczaneleri açtılar ve onlara, bize tabii ulaşıldığında gerek hekimlerimizin kalacağı yer olarak gerek eczacılarımızın hizmet verme noktasında talep ettikleri yer konusunda yardımcı olduk ve bunların hepsi, değerli arkadaşlar, hep karşılandı, bunlar hep karşılandı. Peki, şimdi şöyle düşünelim: Yani bizim şu anda -arkadaşların da ifade ettiği gibi- gerçekten sekiz on yıllık bir mazisi var oradaki yaklaşık bin yataklı mevcut hastanemizin. Orada ilk etapta -Amik Ovası 3 metre zemin sıvılaşmasından kaynaklı çöktü derken- hastanenin olduğu bölgede de yaklaşık 1-1,5 metre arasında bir çöküntü oldu, zeminde görenler fark etmiştir. Havaalanının olduğu yerde pist çöktü, pistin olduğu yerde yani orada da 1 metrelik bir çöküntü var. Dolayısıyla yani mesela küçük sanayi sitesi diyelim, ilk etapta yüzde 95'ti yıkıntı, enkaz; sonraki 6,4'le birlikte de neredeyse yüzde 98'e vardı oradaki yıkılan bina sayısı.
Peki, bu arada hastalarımız ne oldu? Şimdi, özel hastaneler de yıkıldı bu arada, tabii özel hastaneler de yıkıldı. Yani o Akademi Hastanesi, Defne kullanılamaz hâle geldi, diğer özel hastaneler de aynı durumdaydı. Bu arada süratle mevcut hastalar Antakya merkezden tahliye oldu. İlk etapta tabii, Mustafa Kemal Üniversitesine bağlı hastane yani orası hizmet veriyordu ancak oradaki fobiden kaynaklı -oranın da bir bölümü kullanılmaz oldu- yüksek katlarda da hekimlerimiz, oradaki insanlarımız yani tabii tehlikeye binaen çalışmak istemediler işin doğrusu ve bizim işte yeni açtığımız Dörtyol Devlet Hastanesi bölge hastanesi gibi orada hareket etti. Hastaların çoğu ambulanslarla, efendim bir kısmı deniz yoluyla Mersin'e, Adana'ya, Adana Şehir Hastanesine, oralara nakil oldu. Peki, şimdi ne oldu? Şimdi, değerli kardeşler, değerli arkadaşlar; Antakya merkeze, hemen mayıs ortasında açmak üzere, geçtiğimiz cuma günü bir temel attık acil yani Antakya merkeze, aşağı yukarı 250-300 kişiye hizmet verebilecek. Yine, yaklaşık bin kişiye hizmet verebilecek mahiyette de bir hastanenin stabil olarak temeli atılmış oldu, aynı şekilde İskenderun'da. Bu arada tabii, neredeyse Hatay yeniden, şu anda yapılan işlemlerle, atılan temellerle de tekrar bir sağlık üssü olmaya namzet. Mustafa Kemal Üniversitesindeki son yapılan tamirat, tadilattan sonra orası da tekrar hizmet vermeye başladı; o tamirat, tadilattan sonra hizmet vermeye başladı. Ben burada özellikle gerçekten hem koruyucu hekimlik mahiyetinde köylere kadar gidip ulaşan, merkezde açılan seyyar sağlık istasyonlarıyla... Sahra hastaneleri açıldı. O sahra hastanelerinde ciddi manada ameliyatlar da yapılıyor ve şu anda dışarıdan gelen hekim takviyelerimizle de orada gerçekten güzel hizmetler veriliyor. Şimdi, başlangıçtaki o panik havası ve ilk etaptaki o sıkıntılar şu anda giderilmiş durumda yani sağlık yönüyle sistemimiz eskisine dönmese de eskisine yakın bir sistemle çalışmaya devam ediyor, dışarıdan da ciddi manada bir hekim desteğimiz var yani. Ben tekrar arkadaşlara teşekkür ediyorum. İnşallah yakın zamanda da yeni açılacak hastanelerimize kavuşuruz. Bir taraftan enkazlar kaldırılırken tabii, şehir yerle bir. Orada heba edilen millî kültürümüz var ortada; onların da bir taraftan tamiratı, o tarihî mekânların yeniden tamiratı var; şehrin silüetinin bozulmaması adına yeni şehir kurulma imkânı var, yeni konutların kurulma imkânı var, yine şifa yurtlarının tekrar hayata geçirilme imkânları var. Bütün bunlar üzerinde geniş alanda çalışmalar var. İnşallah, hep birlikte, el birliğiyle, birlik beraberlik içerisinde bunların üstesinden geliriz diyorum.
Ben toplantımızın tekrar hayırlı olmasını diliyorum.