KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, hayırlı uğurlu olsun göreviniz, Allah mahcup etmesin. Sayın Bakan Yardımcısına da başarılar diliyorum, tebrik ediyorum Fatih Bey'i de.

Sayın Bakanım, sizi 2'nci olarak başka bir konuyla ilgili olarak da tebrik etmek istiyorum. Yeni başladınız ama lüzumsuz konuşmalar yapmadınız bu süre içerisinde. Bir bakanın olması gerektiği gibi bir ciddiyet içerisinde görüyorum. Yani, geçmişte bakanlarımız her konuyla ilgili olarak demeç veriyorlar, her konuya giriyorlardı, günlük siyasete dalıyorlardı. Hâlbuki bakanlar siyasi kimliklerini bir tarafa mümkün olduğunca atmalı, bir devlet adamı da olmalılar, her konuya girmemeliler. "Faiz lobisi, Merkez Bankası şöyle böyle, Fitch böyle, Moody's şöyle." diye bunlarla günlük politikanın rehavetine fazla kapılmamalılar, siz öyle yapmadınız. Onun için, bu konuyla ilgili olarak da sizi tebrik ediyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Konuşma hevesini grup başkan vekiliyken attı, onun için öyle.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ondan mı kaynaklıyor diyorsunuz? Yani, normal olarak, grup başkan vekilliğinden gelen bir alışkanlıkla belki daha fazla yapması gerekirdi; atmak da olabilir ama böyle de olabilirdi.

BAŞKAN - Ben süreyi baştan alayım mı efendim?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz nasıl olsa sonradan da süre verirsiniz gerekiyorsa.

Ama bir taraftan da kötü bir zamanda, partinizin böyle iniş döneminde, ekonominin çöküş döneminde maalesef bakan oldunuz. Bu bakımdan da şansızsınız Sayın Bakanım, en kötü zamanında geldiniz maalesef. Son iki seneden beri bir çöküş var, kötüye gidiş var, düşüş var. Şimdi, bunlarla ilgili olarak sıkıntıları siz önemli ölçüde çekeceksiniz, kolaylıklar diliyorum tabii ki.

Şimdi, siz meslek itibarıyla da denetimi, hesap vermeyi bilen bir kişisiniz. Bu sene 2016'nın bütçesini yapıyoruz. Bütçenizi sundunuz, projelerinizi anlattınız, 2014'le ilgili olarak da yaptığınız harcamalar konusunda hesap vermeniz gerekiyor. Bazı konularını, Sayıştay denetimiyle ilgili konuları söylediniz ama ben onun yine de detayına çok fazla olmadan girmek istiyorum. Dediğiniz gibi, denetim raporunda 5 bulgu var ama Sayın Bakan, bakın "DFİF fonları gider hesabına ait işlemlerin herhangi bir muhasebe birimi hesabına dâhil edilmemesinden dolayı hesapta bulunan paranın atıl bir şekilde bekletilmesi ve hesaptan gider olarak muhasebeleştirilmeden 75 milyon lira harcanması..." Bu bir şirkette olsa ne olur? Yani, böyle bir şirket olamaz değil mi? Yani, 75 milyon lira para muhasebeleştirilmeden harcanabiliyor, olur mu böyle bir şey? Bakın, kamu idaresince DEFİF hesabından -10'uncu sayfada yazıyor- 75 milyon liralık tutar ödeneğe bağlanmadan, tahakkuk yapılmadan, ödeme emri olmaksızın kullanılmış. Tahakkuk yapılmadan, ödeme emri olmadan, ödeneğe bağlanmadan, böyle bir şey olabilir mi? Yani, bu bir firmada bile, özel sektör firmasında bile olmaz böyle bir şey, devlette hiç olmaması lazım. Yani 75 milyon lira keyfekeder harcanabiliyor, böyle bir sistemsizlik olmaz. Bununla ilgili ne yapıldı? Yani, sizin döneminizle ilgili değil belki ama burada bir kusur var, burada bir mevzuata aykırılık var, yolsuzluk var belki bunun altında. Bununla ilgili bir soruşturma açıldı mı? Sizden önceki dönemde açılmış olması gerekiyor, yapıldı mı böyle bir şey?

Yine, 2'nci bulgu "DFİF kaynaklarından kullandırılan kredi geri dönüşlerinin muhasebe içerisinde izlenmemesi." Bu da çok önemli bir konu. Diğerlerine girmeyeyim, siz biliyorsunuz konuyu ama bu bile çok önemli bir sıkıntıdır, sorundur, ki Ekonomi Bakanlığı gibi bir yerde katiyen olmaması gerekirdi.

Sayın Bakanım, ben Avrupa Birliğinin bizimle ilgili olarak yaptığı çalışmayı önemsiyorum. 2015 İlerleme Raporu'nda da bazı konular var sizinle ilgili. Onlardan bazı şeyleri sormak da istiyorum, dikkatinize de sunmak istiyorum.

35'inci sayfada "Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği, Malların Serbest Dolaşımı" bahsinde diyor ki: "Ticaretin önünde bazı teknik engeller var. Türkiye, gümrük birliği kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek malların serbest dolaşımını geciktirmekte veya buna engel olmaktadır." Bunu anlayabiliyorum ama "İhracat kısıtlamalarını kaldırması gerekmektedir." diyor, bunu anlayamıyorum. Nedir ihracat kısıtlamalarını kaldırması? Nedir ihracat kısıtlaması? Yani böyle bir şey mi yapıyoruz? Kendimizi engelleyen... Öbürünü anlıyorum, öbürü Türkiye'ye girişi engelleyen bazı hükümler içeriyor ama bu ne demektir, onu anlayamadım.

Yine, bir başka konu "Gümrük Birliği" faslında geçiyor, 84'üncü sayfada "Türkiye'nin bir yandan güvenlik ve emniyeti sağlarken, diğer yandan da yasal ticaretin kolaylaştırılması amacıyla risk temelli kontrolleri ve basitleştirilmiş usulleri geliştirmeye yönelik ilave çaba sarf etmesi gerekiyor." diyor. "Malların etkili bir şekilde serbest dolaşımını engelleyen, ithalat ve ihracat kısıtlamalarını kaldırması gerekir." diyor burada bir daha. Burada, ithalatı anlıyorum ama tekrar ihracattan bahsediyor. Bu, kendi kendimizin ayağına kurşun sıkmak gibi, bunu anlamakta zorlanıyorum.

Sayın Bakan, bu 64'üncü Hükûmet Eylem Planı'nda da 216 tane eylem maddesi var biliyorsunuz, bunlardan birkaç tanesi sizinle ilgili. Bir tanesi, 68'inci eylem, gümrük birliğinin güncellenmesi çalışmaları. Burada, bir etki analinizden bahsediliyor "Özel kesimin de katılımıyla yürütülmekte olan etki analizi ve değerlendirme çalışmaları dikkate alınarak..." deniyor, böyle bir çalışma yapılmış. Bununla ilgili bilgi verilebilirse memnun olurum, son bölümde özellikle gümrük birliğinin güncellenmesiyle ilgili bir detay bilgi verebilirseniz çok memnun olacağım.

Serbest bölgelerin cazibesinin artırılması güzel bir konu ama altı ay içerisinde yapılması gerekiyor galiba. Hazırlıklar yapıldı mı acaba, bilmiyorum.

EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Taslağı Başbakanlığa gönderdik, Başbakanlık onayladıktan sonra Meclise gelecek.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O zaman, Plan ve Bütçeye gelecektir büyük ihtimalle.

Yine, bu dâhilde işleme rejiminin gözden geçirilmesi gerekiyor, hakikaten gerekiyor yani geçen dönem, demir çelikle ilgili bazı düzenlemeler yapıldı, iyi de oldu ama genel olarak dâhilde işleme rejimi tekrar gözden geçirilmeli, Türkiye'nin aleyhine dönmeye başladı, bayağı sıkıntı çıkarıyor.

Yine, piyasa gözetim ve denetim sistemlerinin işleyişinin değerlendirilerek etkin bir uygulama mekanizmasının oluşturulması, bu da önemli bir konu ama geçiştirilmemesi gereken bir konu. Avrupa Birliği ilerleme raporunda da değinilen konulardan bir tanesi bu.

Sayın Bakan, bu 2023 hedefleri senelerdir konuşulur. 2023 hedefleri artık kalmadı, 500 milyar dolar ihracat, 600 milyar dolar ithalat; 1,1 trilyon dolarlık dış ticaret hacmi, ileri teknoloji ürünü ihraç payı yüzde 4'ten yüzde 15'e çıkacak, vesaire... Bunlar, tabiî, büyük bir sıkıntı yarattı. Artık bundan bahsetmemek lazım yani olmadı artık, çeşitli sebeplerle olmadı ama bir de bu dış politikayla da mümkün değildi. Özellikle son bölümde yapacağınız yorumda, bu Mısır konusunu, Suriye konusunu, Irak konusunu, Rusya konusunu, bir de özellikle Libya'yı ele almamız lazım.

Bakın, İsrail'le çok sıkıntılı yıllar yaşadık, yaşıyoruz hâlâ, şimdi barışmaya çalışıyoruz ama İsrail'le öyle bir dönemde bile ticaret rekor kırdı. Eleştiri anlamında söylemiyorum. Bazı ülkelerle sıkıntılarınız, sorunların olabilir ama bunu ticarete yansıtmamak lazım, kişiselleştirip, Türkiye'nin aleyhine kullanmamak lazım. Bizim Rusya'yla, Mısır'la, Suriye'yle, Irak'la ve Libya'yla böyle oldu, aleyhimize oldu her şey. Dış politika kötü olabilir ama bunun ekonomiye yansıması bu derece olmamalı. Bu, bizi çok büyük sıkıntıya soktu. Sizin bu ülkelerle olan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Dış politikamız böyle olduğu sürece sizin ihracatınızı artırmanız, dış ticaretinizde hedeflediğiniz noktaya gelmeniz mümkün değil. Çok önemli, bunların bir an önce düzeltilmesi lazım. Zira, sizin politikanız, başarınız çok önemli ölçüde dış politikaya bağlı.

Bu "Turquality"den bahsettiniz, Türkiye markası, "Turkey Discover the Potential" bunları kullanıyorsunuz. Peki, bununla ilgili de bir etki analizi var mı? Ne getirdi? Bazı rakamlar vermişsiniz ama ne getirdi gerçekten? Ne getirdi? Ne kadar masraf ettiğimiz var, bununla ilgili harcamalar var ama ne getirdi gerçek anlamda? Böyle bir çalışma yapıldı mı? Onu verebilirseniz memnun olurum.

Bir de net hata noksan, bunu Merkez Bankasına da sorduk, dış ilişkilerle ilgili ya da dışarıdan kaynaklanan sebeplerle açıklıyor Merkez Bankası ama öyle değil tabiî. Suriyelilerin gelişi de var, başka sebepler de var ama bu net hata noksanın özellikle 2015'te 10 milyar dolara ulaşması anormal. Son yıllarda bu net hata noksan kalemi hep anormal rakamlar veriyor. Bununla ilgili yorumunuzu almak istiyorum çünkü bu, sıkıntı da getirebilecek Türkiye'ye yakın zamanda.

Sayın Bakan, bir diğer konu da teşvik sisteminden bahsettiniz. Teşvik sistemi, son yıllarda etkisini yitirdi. Çok iddialı bir şekilde bu getirilmişti biliyorsunuz, bu 6 bölge ama görüyorum ki çok fazla etkili değil. İstenilenin çok altında kaldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2014'te 345 milyon liralık başlangıç ödeneği konmuş, 250 milyon harcanmış. 2015'te 278; 395 harcanmış, şimdi de 296'lık bir teklif getirdiniz, başlangıç ödeneği istiyorsunuz. Hâlbuki, gerçekten, bu teşvik sistemine güveniyorsanız çok daha fazla olması lazım istediğiniz ödeneğin. Bir de (e) cetvelinde bununla ilgili 3'üncü madde var, sağ olsunlar, onları maliyeci arkadaşlar çıkardı. Ona bakıyorum, normalde 5 kalem var, siz bize 2 kalem verdiniz, faiz desteğini 174 olarak verdiniz, bir de 217'lik 2015 için sigorta prim desteğini verdiniz; ikisi 291 yapıyor, zaten 295 yani bu enerji desteği hiç mi kullanılmadı? Turizm işletmeleri için enerji desteği hiç mi kullanılmadı? Bunlar yok mu? Geçmiş yıllardan devreden bakiyeler yok mu? Yükümlülükler hiç mi yok? Yani tümü bu 2 kalem için mi kullanıldı? Normalde 5 kalem bunlar.

Bir de teşvike istediğiniz rakam, eğer gerçekten hedefiniz varsa düşük kalıyor bu rakam, geçen senenin rakamından bile yani 2015 rakamından bile düşük bir rakam istemişsiniz.

Sayın Bakan, gayrisafi millî hasıla 2013'te 823 milyar dolardı, 2014'te 799'a düştü, bakın, 2015'te 722'ye düştü. 823'ten 100 milyar dolar eksik, iki sene içerisinde eksilmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kişi başına millî gelir de 10.822'den aynı şekilde 9.286'ya düştü. Çok büyük bir düşüş, her ikisi de. Bunlar da yolsuzlukların da çok büyük bir payı var. Özellikle, sizin Bakanlığınızın, dış ticaretle de ilgili olduğu için, bu konularda daha fazla denetime yer vermesi, daha şeffaf, daha hesap verebilir bir yapı içerisinde olması, bu anlayış içerisinde olması, buna göre çalışması gerekiyor, denetimlerin artması gerekiyor. Hem kendi Bakanlığınız içerisinde hem de dışarıya yönelik, yapılan işlere işlemleri yönelik, iş akışına yönelik çok büyük eksiklikler var, bu konuda biraz daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.

Bazı sorularım da olacak ama onları da soru-cevap bölümünde dile getireyim. Tekrar başarılar diliyorum, bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.