| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı hakkında (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü e) Ekonomi Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 12 .02.2016 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, iki saat verirseniz hepsini cevaplarım.
BAŞKAN - 120 dakika süreniz var efendim.
Buyurunuz Sayın Bakanım. Ama, 120'yi birden almadı, 90, 90 vereyim istiyorsanız.
Sayın Bakanım, buradaki arkadaşlarımızın ve Komisyonumuzun Başkalık Divanının sizden talebi, zaten sunumunuz esnasında Bakanlığımızın yapmış olduğu bütün icraatları anlattınız. Mümkün olduğunca sadece sorulara ve şu an burada olan milletvekili arkadaşlarımıza öncelik vererek soruları cevaplamanızı rica ediyoruz.
Buyurun Sayın Bakan, süreniz 45 dakika.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Kuşoğlu'dan başlayacağım ama kendisi yok burada.
BAŞKAN - Başlamayın efendim, olmayan arkadaşlarımızı geriye atın.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Peki efendim, tamam, o zaman arkadaşlardan başlayalım.
O zaman, Garo Bey burada, oradan başlayalım.
Özellikle şunu ifade edeyim: Kanal İstanbul'la alakalı şu anda güzergâh tam belli olmadı. Şu anda bunu biz yürütmüyoruz, tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yürütüyor. Tabii, bu konudaki çalışmalar hakkında güzergâh belli olursa bununla ilgili biz de...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama, hangi güzergâh olursa olsun...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii, biz bakacağız. Bir defa, prensip, su kaynaklarına zarar vermeyecek, aynı zamanda orman alanlarına asgari zarar verecek şekilde...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yer altı suları...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii o konuda da çalışma yapılıyor yer altı sularını kirletmeyecek şekilde.
Şimdi, bu konuda biliyorsunuz üniversitelerden bir ekip var, esasen ÇED raporu da hazırlanıyor. Yani hiçbir şekilde yer altı sularına, su kaynaklarına, hatta tarihî mağara, tarihî sit alanlarına zarar vermeyecek bir çalışma yapılıyor. Bunun detayını belki Çevre ve Şehircilik Bakanı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızdan alabilirsiniz.
Şimdi, dere yataklarıyla ıslah şöyle: Biliyorsunuz, biz dere yataklarını artık estetik ıslah yapıyoruz. Hakikaten, 2002 yılında ben DSİ Genel Müdürü olduğum zaman dere yatakları iptidai şekilde ıslah ediliyordu. Ama o zaman para da yoktu yani geçmiş dönemden. Birinci plana 3E prensibinden "Önce ekonomik olsun, emniyet, en son estetik." diyorduk. Şimdi, Allah'a şükür milletin parasını millet için harcıyoruz, önce estetik diyoruz. Nitekim, pek çok dere bu şekilde ıslah edildi.
Köprülerde de şöyle: 2 defa Başbakanlık genelgesi çıkardık, köprülerin en azından beş yüzyıllık feyezan debisini geçirecek şekilde yapılmasını kontrol ediyoruz ama bu dediğiniz bazı eski köprüler maalesef...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yapılmış...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, yapılmışsa yanlıştır, onu örnek verirseniz bakarız şimdi.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Soruşturma açıldı. Hopa'ya bakmadınız mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, baktık, orada... Bakın, bir dakika, ben Hopa'ya gittim. Müsaade ederseniz karşılıklı değil de ben sizi dinledim siz de lütfen beni dinleyin.
Şimdi, Hopa'ya gittim ben. Hopa'da dere yataklarından kaynaklanmadı problem. Hopa'da tamamen heyelan yüzünden kaynaklandı, bakın bunu kesinlikle...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hem köprüler var hem...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok şimdi, DSİ'nin yaptığı hiçbir köprüde problem olmadı, dere yataklarından problem kaynaklanmadı, vefat eden -Allah rahmet eylesin- 6 kişi de tamam, yukarıda bir heyelan oldu ve heyelan evin üzerine gelmesi suretiyle hayatlarını kaybetti. Biz zaten dere yataklarını da ıslah ediyoruz. Ben de oradaydım biliyorsunuz.
Şimdi, bir de hem siz sordunuz hem de hanımefendi sordu "Güvenlik maksadıyla yapılan baraj var mı?" diye. Efendim, güvenlik maksadıyla dünya literatüründe böyle bir baraj yok. Şimdi, bakın, bu barajlar tamamen şu maksatla yapılır: Bir, suyu biriktirmek için. Türkiye yarı kurak iklim bölgesinde. Dolayısıyla Türkiye'de su ihtiyacı özellikle yaz aylarında azamidir. Bakın, kışın sulama yapılmaz. Suyumuzun yüzde 75'ini sulamada kullanıyoruz, kışın yok. Bir de yazın insanlar normalde günde 300 litre kullanırken kışın bu 100 litreye iner. Sanayide yazın daha çok su kullanılır. Yani özetle, eğer biz kışın ve ilkbaharda yağan yağmuru biriktirip yazın sulamada, içme suyu, sanayi suyu, kullanma suyu için veremezsek, biriktirmezsek hiçbir şehre su veremeyiz. Dolayısıyla, barajları bunun için yapıyoruz; bir.
Sizin dediğiniz barajlar da tamamen ya içme suyu maksatlı ya da o bölgede... Bakın, mesela Mardin'de su yoktu, o suyu biz getirdik. Şırnak'ta su yoktu, Mijin kaynaklarından, kilometrelerce, dağları taşları aşarak çok zor topoğrafyada suyu biz getirdik. Cizre'de ve bütün Silopi'de suları biz getiriyoruz. Bunları da tamamen barajlardan elde ediyoruz. Ya taşkın koruma maksadı var ya sulama maksadı var veyahut da çok maksatlı hidroelektrik santral yaparak enerjide kullanımı dahi söz konusu. Maksat budur, bunlarla ilgili de...Nitekim bu maksatla, mesela orada Aslandağ-Beyyurdu Barajı'nda 20 megavat gücünde HES kurulacak. Şırnak Barajı'na su veriyoruz, Silopi Barajı... Silopi'ye, buralara su veriyoruz. Yani bir enerji üretimi var, içme suyu temini vesaire. Yani dolayısıyla dünyada da "güvenlik barajı" diye bir husus yok. Bu maalesef uyduruldu.
Şimdi, gene siz sordunuz, Hasankeyf'in kurtarılması bu programda. Bakın, Hasankeyf'e ben çok eskiden, DSİ Genel Müdürüyken gittim, sivil bir vatandaş gibi bütün her tarafı dolaştım. Hasankeyf tamamen tahrip edilmiş. Oradaki Artuklu Köprüsü var ya tamamen yok edilmiş, taşları alınmış, çeşitli evlerde, bina inşaatında kullanılmış. Tarihî eserler...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ahır yapımında...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii tabii, ahır yapımında, ev yapımında kullanılmış.
Şimdi biz oradaki bütün... Bir defa Hasankeyf'in tamamı su altında da kalmıyor; bir.
İkincisi: Hasankeyf'te biz eğer Ilısu Barajı'nı yapmasaydık tarihî şehrin altındaki o yamaç tamamen kayıyordu ve tamamen kendiliğinden yok olacaktı. Biz bu baraj vesilesiyle orayı da güçlendiriyoruz. Özellikle yukarıdaki tarihî şehri tamamen koruyoruz. Ayrıca birtakım tarihî eserler... Dünyada ilk örneği olacak mesela, orada Zeynel Bey Türbesi vardır... Ben de teknik üniversitede hocayken onunla ilgili bir çalışma yapmıştım, Çevre Uygar Merkezi vardı, onun üyesiydim İstanbul Teknikte. Onunla ilgili projelerde emeğim geçmişti. Şimdi onu biliyoruz. Şu anda dünyada... İhalesi de yapıldı, çok özel bir şekilde taşıyacağız; bir.
İkincisi: Allah aşkına, Hasankeyf'in fotoğrafını çektik. Hasankeyf'le, Ilısu'yla ilgili kitapçığı da arkadaşlara verelim. Hasankeyf neydi, şimdi ne olacak? Dört dörtlük bir ilçe kuruyoruz. Bakın oradaki binalara baktığınız zaman çok iptidai, orada Dicle Nehri'nin kenarındaki alanlar gecekondular tarafından işgal edilmiş, tarihî kale kapısı dahi çökmek üzere. Bunların tamamını ihya ediyoruz. Arkeolojik kazıların tamamını bitirdik, hatta dünyada örnek bir proje olarak ele alınacak. Sadece Hasankeyf değil, Ilısu Barajı'nın yapıldığı yerdeki Ilısu köyü de. Ne diyorlardı? "Efendim, buradaki vatandaşları, buradaki kardeşlerimizi -etnik kökeni Kürt olan, bizim de kardeşlerimiz- bölgeden başka yere atacaklar." Efendim, orada mağara gibi evler vardı, resimleri var, şimdi bin metrekare üzerine villa tipi evler yaptık, villa, villa. Bütün köy konağı, bütün sosyal donatılarıyla muhteşem bir örnek oldu, yabancılar geldi, şaşırdı. Gerçekten sizin de görmenizi özellikle belirtmek istiyorum.
Şimdi, orada yeniden yerleşimle alakalı, mesela yüksekokul açılması, hastane, spor tesisi, hatta kütüphane... Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken özel olarak "Ya buraya kütüphane de yapın, spor tesisi de yapın..." O bizim vazifemiz değil ama onu yapalım dedik. Hatta bir tarihî yarımada İstanbul'da Sarayburnu gibi bir yarımada oluşuyor orada. Orada muhteşem bir müze, açık hava müzesi ve turistik eşya satış merkezlerini de yapıyoruz. Lütfen, arzu eden varsa beraber Hasankeyf'e gidelim, yapılanları görelim. Ama sizlerin daha başka tavsiyesi varsa biz ne gerekiyorsa yapacağız, sözümüz var, benim sözüm var. Orası bir Artuklu ilçesidir, Artuklu Türklerinin merkezidir, dolayısıyla, oraya ne yapılsa azdır. Ben de Hasankeyflileri seviyorum ve şehircilik anlayışıyla bütün altyapıyı bakın, ağaçlandırmasından mezarlığına varıncaya kadar ne gerekiyorsa yapıyoruz. Arzu ederseniz sizlere bu konuda detaylı bir şeyi, nereden nereye geldi, onu sizlere anlatabilirim.
Birkaç kere soruldu Kıbrıs'a su götürme meselesi. Efendim, Kıbrıs'a hakikaten söz konusu değildi ama ben özellikle DSİ Genel Müdürüyken... Biliyorsunuz, adalardaki İstanbullular susuzdu. Lodos olduğu zaman on beş yirmi gün su alınmazdı, tankerle yeteri kadar... İstanbul'u biliyorsunuz, ben 5 Mayıs 1994'te göreve başladım, o zaman siz de İstanbul'da yaşıyorsunuz, yani haftada bir su gelirdi. Ben kendi evimde, bidon evdi, küveti doldurur bir hafta boyunca idare ederdik. Muhtarların talebi neydi biliyor musunuz o zaman? "Ya ne olur, bize su gelsin de haftada bir defa gelsin ve saati belli olsun." 800 muhtarı topladım -Asya yakasını bir gün, Avrupa yakasını bir gün- talepleri buydu. Ama biz şu sözü verdik: "Sekiz ay sonra, 1 Ocak 1995, saat sekiz elli dokuzdan sonra İstanbul'da su kesintisi olmayacak." dedim. Hatta gazeteciler de sordu "Sultanahmet Meydanı'na su kesintisi olursa ne yapacaksın?" diye. Ben de "Askerde dahi kesmediğim bıyıkları keseyim." diye böyle bir espri yaptım. Tabii o zaman adalar da su istedi "Siz İstanbul'a su verdiniz, biz de istiyoruz." dediler. Bu yüzden hemen deniz altından 22 kilometre bir boru hattıyla adalara, Büyükada, Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve bir de Sedef Adası'nı unutmuşuz, oraya da verdik. O sırada Kıbrıs'taki bakan "Biz de adayız, bize de su getirin." deyince, o zamanki Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a arz edince "Zamanı gelince niye olmasın?" dedi. Ama kendisi Başbakan olunca -DSİ Genel Müdürüyüm- ben de inşallah bunu hatırlamaz diyorum. Çünkü, neden? Çünkü, çok büyük, bizden önce 1.850 tane ihale yapılmış. Toplam öz kaynakla yapılan ihalelerin bedeli o zamanki oranla 82 katrilyon yani 82 milyar TL şimdiki parayla. Ödeme ne kadar, ben DSİ Genel Müdürü olduğumda? 2 katrilyon. 82 bölü 2; 41 yıl ortalama süresi. Biz onları hizaya soktuk ama bir gün Sayın Cumhurbaşkanımız "Kıbrıs'ı unuttun mu?" deyince ben de hemen, efendim, unutmadık dedim. Mecburen başladık. Ama ben de Adalar gibi tabana borular döşeyerek götüreceğimi sandım. 80 kilometre deniz, kara yoluyla beraber 107 kilometre, Alaköprü Barajı'ndan Geçitköy Barajı'na.
Netice itibarıyla, baktık ki bu olmayacak. Ne yapalım -mutlaka- söz verdik. Orijinal bir fikir aklımıza geldi, gerçekten dünyada ilk. 1 metre 60 santim çapındaki boruları denizin 250 metre altından asarak götürdük ve bu, başarıyla uygulandı. Şimdi, bu suyu biz Geçitköy Barajı'na aktardık. Ancak -mukavele de var- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içindeki içme suyu arıtma tesisi, su depoları, büyük hazneler, ana dağıtım hatları 477 kilometre, şebeke hariç, bunlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sular İdaresi tarafından yapılacaktı ama onlar projeleri dahi yapamadılar. Ben dedim ki: Ya, bu gecikiyor, suyu veririz. Neticede hatlar yapılmayınca... Barajda bizim vazifemiz, Alaköprü Barajı'ndan Geçitköy Barajı'na kadar suyu aktarmaktı. Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız "Bunları da siz yapın." dedi ve biz de yıldırım hızıyla, çok ileri bir içme suyu arıtma tesisi ve 477 kilometre dev isale hatlarına başladık. Depolar, bu ve bunları büyük ölçüde tamamladık. Sadece Dipkarpaz tarafında sonradan başladığımız o isale hattı kaldı.
Kıbrıs tarafına dedik ki: Bunu nasıl işleteceksiniz? Tabii, orada, inanın, benim Bakanlığımın da önünde, muhatap 7-8 tane bakan, belki birkaç tane başbakan değişti, karar veremediler. Hatta en sonunda dedim ki: Bakın, bu su -az önce bir milletvekilimizin de ifade ettiği gibi- var, dağıtılmazsa sıkıntı olur donesiyle, ne yapalım? Arzu ederseniz dedik... Bu şebekelerde büyük kayıp var. Zaten su yok. Buradan nispeten bir pompaj var, ta Türkiye'den geliyor. DSİ birkaç yıl oradaki içme suyu şebekesini, sulama şebekesini -yarısı sulamada kullanılacak- hatta atık su kanallarını ve yağmur suyu sistemini, atık su ileri biyolojik arıtma tesisi... Nedir orası? Kadıköy'de biliyorsunuz. Kadıköy'de atık su yoktu. Bütün altyapıyı tamamladık. Bunun gibi, bunları yapalım dedik ama karar veremediler. En son, aralarında da bir ihtilaf oldu çünkü koalisyon. Neticede en son buraya geldiler. Maliyeden ve bizden, Bakanlığımızdan Akif Bey Başkanlığında bir noktaya gelindi yani netice itibarıyla belli bir süre biz işleteceğiz, daha sonra arzu ederlerse...
GARO PAYLAN (İstanbul) - İki öneri varmış.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İki öneri var.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Neler onlar Sayın Bakan?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Önerilerden birisi: Belli bir süre biz işletelim ve bununla ilgili paraları toplayalım, altyapıyı tamamen tamamlayalım, dünyanın en ileri altyapı sistemini kuralım. Bunu, biliyorsun, yaptık biz yani İstanbul'da bir ilçemiz gibi büyüklüğü. Dolayısıyla, onlar da endişe ettiler. Veyahut istiyorsanız, sizin burada belediyelerin pek çoğunun altyapısı çok eski dedik. Dolayısıyla, büyük su kayıpları var, yüzde 45, 50, 60'a varan. Bağlantıları yok, atık su kanalları yok. Su yok ki kanal olsun. Şimdi, su gelmeye başlayınca kanalizasyon, ileri atık suları arıtmak, onu sulamada kullanmak lazım. Bunu isterseniz yap-işlet-devret sistemiyle yapın dedik. O konuda kendileri bir karar verdiler. Son olarak işte bir mutabakat anlaşması yapıldı. İnşallah büyük ölçüde bitti.
GARO PAYLAN (İstanbul) - İmzalandı mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İmzalanmadı ama mutabakata varıldı. Meselenin özü budur.
Bunun dışında, bilmiyorum, sizinle ilgili sorular aşağı yukarı...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, 10 metreküp su, sosyal devlet...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii, o konu şöyle efendim...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Önemli bir hastanın...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tabii, sosyal devlet ama bakın, bizim görüşümüz şu: Bu konuda mesela vakıflar kurduk. İstanbul'da da fakir fukara, garip gureba insanlar için Su Vakfı vasıtasıyla bunların faturaları ödeniyor. Bu soysal şeyi ayırmak lazım. Neticede bir işletme, bunun işletme maliyeti var. Dolayısıyla, zaten biz, hatırlarsanız, İSKİ Genel Müdürüyken o 10 metreküpe kadar olan kullanımı çok cüzi tuttuk yani çok düşük bir... Şimdi onu yargı bozdu, biliyorsunuz. Benim zamanımda böyle bir şey vardı ama fazla kullananları da destekliyorum. Belli bir miktar, hatta İstanbul'da da fakir fukaranın kullandığı miktar 7 metreküptü ayda. Dolayısıyla, aile başına 7 metreküpe kadar çok düşük tutup daha sonra fazla kullanan varsa demek ki parası var adamın, kullanıyor. O kademeli olabilir, onu desteklerim ama biliyorsunuz, bu konuda da karar mercisi biz değiliz, tamamen İSKİ Genel Kurulu. İSKİ genelde bütün su kanalizasyon idarelerini...
GARO PAYLAN (İstanbul) - İSKİ değil, bütün Türkiye'de.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, müsaade edin. Türkiye'nin yüzde 70'i zaten büyükşehirde yaşıyor. Dolayısıyla, öbürlerinde belediye meclisi karar alır. Su kanalizasyon idarelerinin de genel kurulu büyükşehir belediye meclisidir. Bunlar karar alırsa, yargı da müdahale etmezse bu iş olabilir. Ben de bu konuda zaten geçmişte desteklemiştim, onu da özetle vurgulamak istiyorum.
Odunla ilgili, söyledik işte, biliyorsunuz. Bu konuda...
Hasankeyf'le ilgili söyledim.
Orman yangınları, birlikte sordunuz. Efendim, orman yangınları, bakın, şu anda, yanan ormanlarla ilgili miktarı ben söyleyeceğim. Orada biz ormanlara aslında müdahale ediyoruz. Fakat çok da fazla bir yangın olmadı. Miktarlarını çıkardım şu anda. Fakat, mesela, siz Tunceli'den bahsettiniz. Efendim, bizim orman yangınlarına giden ekipler ateş altında kaldı, yakıldı. Bakın, bütün ekip araçları, buyurun. Şimdi, netice itibarıyla, orada terörü sonlandırmadıkça bunları önlemek mümkün değil. Çünkü, arkadaşlar can pahasına gidiyor oraya. Bunları ben size takdim edeceğim. Bakın, bunlar Tunceli'deki... Siz Tunceli'ye...
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Gelmedi gerçekten, maalesef gelmedi.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, gelmedi değil, gelirken yolda yakıldı, buyurun.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Dersim'de olmuştur, ben Diyarbakır'dan bahsediyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Diyarbakır'da da benzer şeyler oldu.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Çünkü ben de ordaydım yani olsa ben de görürdüm.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yani, misal olarak söylüyorum şimdi ama Diyarbakır'la ilgili de...
Bakın, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde 2015 yılında 173 tane yangın çıkmış ama bütün Türkiye'yi dikkate alırsak çok daha fazla ve de bunlardan sadece çok cüzi miktar, 606 hektar saha yangından zarar görmüş. Bunlara bir problem olmadığı zaman -terör şeyi- kısa zamanda hepsine müdahale edilmiş, özellikle on beş, yirmi dakika, otuz dakika içinde.
Ama terör varsa orada, müdahale gecikiyor, zaten araçlar yakılmış. Siirt'te de böyle başımıza geldi. Yani, pek çok yerde böyle bir durum var.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yeşil Yol vardı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yeşil Yol'a gelince... Yeşil Yol'la ilgili şunu söyleyeyim: "Yeşil Yol" dediğiniz, ormanlık alandan geçmiyor. Bakın, bu tamamen...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Direkt ormandan...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bir dakika efendim, müsaade et.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Orman alanından da geçiyor yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Üstelik şunu yapacağız, bakın: Sayın Bekaroğlu, siz de o bölgenin insanısınız, lütfen. Bizim şu ana kadar Yeşil Yol'la ilgili verdiğimiz alan miktarı 1,6 hektar, bir ormandan izin vermişiz. Ama orada ağaç kesilmesin diye sadece ormanlık alanda 13 adet ağaç kesilmiş bu Yeşil Yol'da, bakın, 13 adet. Yalnız, şöyle bir husus var: Bazen fırtınadan dolayı, özellikle devrilen ağaçlar kesilmiş, bir tarafa istif edilmiş. O ayrı bir şey. Burada kesilen... Çünkü, bizim orman kayıtları çok önemlidir, bir ağacın dahi hesabı sorulur.
Bir de şunu gururla ifade edeyim: Bu tamamen yukarıdaki yaylaların birleştirilmesiyle alakalıdır. Çünkü, yaylalara ulaşmak gerekiyor. Neticede, yol da çok da...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Karadeniz'de ulaşılmayan yayla yok Sayın Bakanım, çok az.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İrtibat yok Sayın Bekaroğlu.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir ihtiyaç da yok.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakın, dolayısıyla, 5 metre genişliğinde iki tarafını da -Yeşil Yol dememizin sebebi o- tamamen ağaçlandıracağız, hatta gelir getirici ağaçlandırma yapacağız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Orman yok." diyorsunuz, nasıl ağaçlandıracaksınız? 2.000 metreyi nasıl ağaçlandıracaksınız?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, biz bütün köy yollarını -ben size az önce gösterdim- kara yollarının kenarlarını ağaçlandırıyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Güzel de 2.000-2.500 metrede ağaç olmuyor ki Sayın Bakan, nasıl ağaçlandıracaksınız?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ona uygun, ona uygun...
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Orada ağaç yoksa kesilen ağaç da yok.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ağaç yoksa, o zaman ne diye ağaç kesiminden bahsediyoruz?
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Ağaç yoksa zaten kesilen bir ağaç da yok, dikmeye de gerek yok.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir mantık tartışması yapmayalım lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, İstanbul'da da, bakınız, son on üç yılda İstanbul'daki ağaçlandırmaya, Allah aşkına, bir bakın. Ben İSKİ Genel Müdürü olduğum zaman koordinasyon toplantısını Sayın Cumhurbaşkanımız İSKİ'de yapardı. Bir gün bana sordu: "Ya, İstanbul'da niye bu yol kenarları, parklar ağaçlanmamış?" vesaire deyince ben de "Sayın Başkanım, insanlara su verememişler ki ağaçları sulamak için su versinler. Sulama olmadan olmuyor." Bunun üzerine, biz İstanbul'da ilk defa İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Ağaç ve Peyzaj Anonim Şirketi diye bir şirket kurduk ve bu şirkete, hemen, Alibey Barajı mansabında İSKİ'ye ait bir alan vardı, orayı da tahsis ettik. İlk defa orada ağaçlandırma çalışmaları, fidan üretimi başladı. Ben Ormandan sorumlu bakan olunca, 2007 yılında, İstanbul'un ağaçlandırılmasına çok önem verdim. Ve şu ana kadar da 18 milyon fidanı toprakla buluşturmuşuz. Ayrıca, özel ağaçlandırma şu şekilde: 100 bin erguvan, 100 bin ıhlamur gibi özel birtakım ağaçlandırma da yapıyoruz. Bunları da özetle belirteyim.
Ayrıca, siz HES'lerle ilgili "HES alım garantisi nedir?" En uygun fiyatla biz elektriği HES'lerden alıyoruz. Neden? Çünkü güneşte ve rüzgârda fiyatlar kilovatsaat başına çok daha yüksek. HES'lerde şu andaki fiyat, on yıl süreyle, devlet tarafından 7,3 sent/kilovatsaate alınacak. Bu şekilde alım on yıl süreli. Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamında bu belirlenmiş durumda. Bunu da özetle vurgulamak istiyorum.
Şimdi, efendim, "Açılanlar bir daha açılıyor mu?" Ya, böyle bir şey mümkün değil. Biz bütün açılışları da kontrol ediyoruz. Varsa, bir tane örnek gösterin. Ama şöyle olabilir: Arkadaşımız, barajın inşaatı biterken su tutuyor. Belki orada bölge müdürü su tutmayla ilgili bir çalışma yapmıştır ama kati surette -teker teker kontrol ediyorum- hiçbir tesis tekrar açılmaz. İşte, biz şu anda, bakın, 3.107 tane tesis açmışız. Bunların temelleri ne zaman atıldı, açılışları ne zaman yapıldı, hepsinin kaydı var; burada anlatırsam saatler alır, onu da özetle vurgulamak istiyorum.
Sayın Mehmet Bekaroğlu Beyefendi, şimdi, hakikaten ben de dışarıdan fidan ithal edilmesine karşıyım. Bu konuda beyanatımı da biliyorsun. Hatta biz bunun önünü kesmek için hangi belediye, hangi kurum, hangi muhtarlık, kim isterse proje getirsin, ücretsiz fidan veriyoruz, vatandaşa dağıtıyoruz. Çünkü yılda 333 milyon adet fidan üretiyoruz ve gerçekten, fidanlıklarımız da çok muhteşem. Ancak ihracat daha önce yoktu, bu maksatla... Yalnız, şöyle bir çalışma yaptığımızı da ifade edeyim: Biz İstanbul'daki fidanları önce, başlangıçta Türkiye'den istediğimiz boyda bulamazken, o zaman Orman Bakanlığında Ağaçlandırma Erozyon Genel Müdürü vardı, ben kendisini aradım: "Biz İstanbul'u ağaçlandırmak için fidan almak istiyoruz." dedim. Cevabı aynen şu: "Bizde satacağımız size uygun fidan yok." Bunun üzerine, biz alım garantili -bakın, Yalova'da, Sakarya'da, Bergama'da, İzmir'de, pek çok yerde- fidan, süs bitkileri üretimini başlattık. Gerçekten, bu çok büyük fayda sağladı. Şu anda, 2015 yılında 41 milyon TL'lik ihracat yapılmış, fidan ve süs bitkileri olarak ama, maalesef, hâlâ ithalat var, 63 milyon TL. Bu, zaman içinde azalacaktır, buna inanıyorum çünkü biz boylu fidan da üretmeye başladık. Bir de borsa kurduk. Bu konuda yüzde 100 haklısınız. Açıkça söylüyorum: Ben dışarıdan fidan ithal edilmesine karşıyım çünkü zararlı böcekler geliyor, ekolojik dengeyi bozuyor. Bunu defalarca söyledik ama bunun denetim yetkisi, maalesef, Gıda, Tarım, Hayvancılık Bakanlığında, Karantinada. Onları ziraatçılar kontrol ediyor. Onunla ilgili aramızda, inşallah, bir mutabakat sağlayacağız. Bir kanun tasarısı hazırladık. Artık gelen fidanları, ağaçları ormancıların -ormancılık da bir meslek, yani, orman mühendisliği- onların yapması istiyoruz. Bunu da özetle belirteyim.
Gene "Sizin meralar ne kadar? Durumu ne?" Ülkemizdeki tescilli mera miktarı yaklaşık 15 milyon hektar civarında. Bu konu aslında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yetkisinde, meralar. Ancak biz şöyle bir çalışma yaptık Bakanlıkla ilgili, dedik ki: Ya, bu meraların bir kısmı bozuk mera. Yani, orman olmayınca onu mera diye yazmışlar, geçmişler. Tapuda öyle kayıtlı, hazine... Bunu üçe ayıralım. Bir: Çok iyi meraysa bunu kullanacak elbet, hayvancılık açısından çok önemli, destekliyoruz. Meraların vasfının bozulmasına da karşıyız, çok açık söylüyorum, hepsini biz reddediyoruz.
İki: Bir de mera vasfı bozuksa ve hayvancılık için kullanılacaksa bunu ıslah edelim. Ve biz bununla ilgili dedik ki: Sadece Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ıslah etmesin, aynı zamanda Orman ve Su İşleri Bakanlığı da ıslah etsin. Beraber ıslah ediyoruz.
Bir üçüncüsü: Çok eğimli, mera olarak kullanılmayan fakat "mera" yazılmış alanlarda "Bu alanları verin bize, ağaçlandıralım. Zaten toprağı da tamamen gitmiş. Zaman içinde burada ağaçlar büyüyünce orayı da otlatmaya açalım." dedik. Nitekim, daha önce kanun vardı "Ormanlarda otlatma yapılamaz, hayvanlar gelemez." diye. Biz -az önce Değerli Zekeriya Bey vardı, güzel bir şey söyledi, o olsa teşekkür edecektim- planlı bir şekilde, elli yılda aynen onu yapıyoruz, yani, gerek tıbbi aromatik bitkilerde gerekse otlatmada bir plan yapıyoruz yıllara göre. Önce -şu yıl- hayvancılarla görüşüyoruz, hayvan sahipleriyle, belli yıl bir yerde otlatıyorlar, ondan sonra öbür tarafta. Böyle planlı bir otlatma yapıyoruz.
Şimşir ağacına gelince, maalesef, şimşir ağaçlarına arız olan bir mantar sebebiyle -biz üniversitelerle birlikte çalışıyoruz- biyolojik bir mücadele yapalım diye bir proje yürütüyoruz. Şimşir ağacı çok önemli, biliyorum. Siz de Trabzonlusunuz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Rizeliyim efendim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Rize mi? Kusura bakma, o zaman baltayı taşa vurduk.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Trabzonlu sayılırım, evet.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Trabzonlu sayılır, Karadeniz...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Trabzon'da da çok kaldım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Trabzon'da çok kaldığınız için, biliyorum.
Dolayısıyla, böyle bir şey var.
Efendim "Son on yıl içinde göç, önemli." dediniz, "Su kıtlığı olacak." vesaire.
Bu HES'lerle ilgili şimdi size bilgi vereceğim.
Yeşil Yol'la ilgili az çok bilgi verdik.
Meralarla ilgili durum... Meralarla ilgili böyle bir çalışma yaptık.
Şimdi, efendim, HES'lerle ilgili çok soru var ama tamamen HES'lerle ilgili, isterseniz, bir kitapçık da hazırladık, isteyen arkadaşa verebiliriz.
Şimdi, efendim, bakın, eğri oturup doğru konuşalım: Şimdi, HES'ler elektriğin sigortasıdır, bakın. HES'ler tabiatı tahrip etmiyor.
Sayın Bekaroğlu, siz de söylediniz, benim Tokatlı hemşehrim de söyledi, HES'lerden firmaların su kullanması söz konusu değil; sadece suyun gücünden istifade ediyoruz, elektrik üretiyoruz, yaptığımız işlem bu. Nitekim, bakın -siz bölgeyi bildiğiniz için- Solaklı Vadisi'nde çok büyük tepki vardı "Ya, burada çok HES yapıldı." diye, İyidere'de, Solaklı'da, Giresun'da, Ordu'da, vesaire. Şimdi, ben dedim ki... Solaklı Vadisi'nin, bilseydim, resimlerini getirirdim. Solaklı Vadisi HES'lerden önce perişan bir durumdaydı ama HES'lerden sonra... Fotoğrafları çektim, çok berbat bir vadi.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Artık orası Solaklı Vadisi değil, başka bir yer.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Güzel bir yer, güzel, yukarıya, Uzungöl'e giderken herkesin durup hayranlıkla seyrettiği bir yer. Şimdi İğdere'ye başlıyoruz, özellikle Giresun'daki Aksu Deresi'ne, Ordu'daki derelere, bunların hepsine başlıyoruz, vadileri muhteşem hâle getiriyoruz. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Dünyada HES'ler yenilenebilir, temiz enerji kaynağı olarak biliniyor. Benim kendi uzmanlık alanım.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan, HES derken, Karadeniz'de borularla dere yatağından su alınıp yükseklikten yararlanılarak yapılan HES'leri kastediyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam, buna şöyle cevap vereyim: Bir defa, eğer biz orada bir su alma yapısı yapmadığımız zaman zaten taşkını korumak için orada tersip bendi yapacağız. HES'ler aynı zamanda taşkınları önlüyor ve dere de eğer başka bir boruyla belli bir noktaya taşıyorsa derede "can suyu" denilen, tabii hayatın sürmesi için gereken su mutlaka kontrol ediliyor DSİ tarafından. Vatandaştan şu ana kadar can suyu konusunda bir şikâyet gelmedi. Hatta şunu söyleyeyim: Yazın kurulan derelere dahi baraj dolması hâlinde...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çok büyük şikâyetler var.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Çok şikâyet var, Tortum olayı can suyuyla çıktı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) -Lütfen, bakın, ben ilim adamıyım, ilim adamı iddia etmez, ispat eder. Buyurun, şu vadilerin hâline bakın.
Ayrıca, doğa turizmi master planı yapıldı efendim. Özellikle, mesela Rize gelmiş, bunu size takdim ediyorum, Rize Doğa Koruma Master Planı. Nerede, ne yapılacak? Şunu da takdim edelim. Yani, biz şu anda master plan kapsamında ekoturizm ve 151 milyon 759 bin 236 liralık yatırım planladık şu anda. Master planlar bütün şeyler için var, onu da arz ediyorum efendim.
Mehmet Bey, dere ıslah çalışmalarını yürütüyoruz. Toplam potansiyele gelince, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde -Karadeniz'de çok daha yüksek ama- şu anda 24,1 milyar kilovatsaatlik bir potansiyel var, 7.441 megavat. Bu gerçekten çok önemli. Devlet ve özel sektör tarafından işletime alınmış olanlar var. 124 adet baraj ve hidroelektrik santralinin kurulu gücü ise şu anda 4.152 megavat ve 14 milyar kilovatsaatlik bir elektrik üretiyor, yüzde 56'sını tamamladık.
Bakın, HES'lerle ilgili "Ya, elektriğimiz fazla, niye oluyor?" diyenlere şunu söyleyeyim: Efendim, elektrik fazlası öyle rastgele olmaz, pik saatler vardır, o pik saatlerdeki elektriği tamamen barajlı hidroelektrik santrallerden karşılıyoruz. Çünkü, onu yapmasak bütün kurulu gücün, doğal gaz termik santrallerinin ve diğer elektrik üretim tesisleri
nin pik saate göre ayarlanması lazım. O zaman elektrik kesintisi olur pik saatlerde, şu saatlerde. "Dolayısıyla, barajlarda su, elektrik depolanamaz." diyorsunuz. Elektrik, baraj ve hidroelektrik santrallerde dolaylı olarak depolanıyor, pik saatlerde devreye giren hidroelektrik santraller hemen ihtiyacı karşılıyor. Dolayısıyla, şu ana kadar biz 11 milyar dolarlık bir doğal gaz alımından kurtulduk. HES'ler olmasa... Enerjiyle uğraşanlar bunu çok iyi bilir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan, bir sorum kaldı. Bu Karadeniz'deki barajları kastetmiyorum, borularla dere yataklarından su alınarak, yükseklikten istifade edilerek oluşan HES'ler bittiğinde Türkiye'deki...
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, tabii, başlangıçta siz yoktunuz. Oturumun başında biz tam tutanakla ilgili karar aldık. Eğer mikrofonu açmazsam bu dedikleriniz tutanaklara girmiyor. Bu soruyu aradığınızda da bulamazsınız yani.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben bu soruyu sormuştum zaten, cevabını istiyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, efendim, müsaade ederseniz ben bütün soruları tamamlayayım, siz de onu o şekilde... Yani "nehir santralleri" diyoruz ona. Nehir santralleri için ne kadar oluyor, onun da rakamını çıkaralım, size onu yazılı olarak vereyim.
Sayın Mehmet Bey, özellikle sizin sorduğunuz endüstri tesisi, Karasu münferit yatırım yeri, Acarlar Longoz Sulak Alanı Tampon Bölgesi'nin 1.300 metre doğusunda Acarlar Longozu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda ise 2,5 kilometre mesafede yer almaktadır, alan içinde herhangi bir korunan alan veya tescilli bir sulak alan bulunmamaktadır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hangi alan içinde?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İşte, bu otomotiv vesaire ilan edilmiş diyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nereye akıtılmış, onu soruyoruz yani ben bir yanlış bilgi mi aldım onu anlamadım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, tabii, o konuda ÇED çalışması yapılıyor. ÇED çalışmasında o bütün tedbirler... Bakın, bir de şunu söyleyeyim, ÇED çalışmasıyla ilgili bir milletvekilimiz dedi ki: "Efendim, şu kadar ÇED raporundan çok cüzi miktarı reddedilmiş, kalanı kabul edilmiş." ÇED şudur: ÇED reddetmek için sadece değil; tamam, reddetti, telafisi hiç mümkün değilse rettir ama alınacak tedbirlerin ve telafisi mümkün esasların ortaya konulduğu ve bunun takip edildiği bir rapordur ÇED. Onunla ilgili, tabii, bizim Bakanlık değil, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alakalı. Onunla ilgili bilgi alalım, size verelim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tabii, tabii, onunla ilgili bir bilgi varsa geniş, böyle ayaküstü olmasın da. Ben yine bir soru sorayım olmazsa size daha ayrıntılı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, diğerleri... Bir de bizde üst kademe değişecek diye öyle bir şey yok. Bir maksatla beklentiye girebilir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Beklentiye girmesinler, bize ulaşıp "Bizi almasınlar." diyenler var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam, almayayım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yoksa "Yok." derseniz...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok yani öyle bir şey yok, arkadaşlarla beraberiz işte. Olsa bile terfi eder, merak etmeyin.
Diyorsunuz ki: "Yapılan görevde yükselme sınavında..." Bakın, orman işletme müdürü, işletme müdür yardımcısı, fidanlık müdürü, fidanlık müdür yardımcısı, başmühendislik kadroları için yazılı sınav yapılmıştır, kazananlar göreve başlatılmıştır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - DSİ'yi sordum, DSİ'yi.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, Orman sayısı çok fazla fakat DSİ'de zaten çok az bir eleman var, onlar da hemen hemen dolu olduğu için DSİ'de...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tam bilgi verin Sayın Bakanım. Sadece size söylemiyorum, DSİ'de de yapılmamış yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tam sayı verelim tamam.
Bakın, sendikal baskı yok, özellikle şunu ifade edeyim, kesinlikle sendikal baskı diye bir şey... Bütün sendikalara eşit mesafedeyiz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Peki, bu deminki okuduğuma ne diyorsunuz? "Baskı yok." diyorsunuz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, hiçbir şeyde uygulanmıyor bizde, KDV uygulanmıyor efendim bizde.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hah, öyle deyin, "Baskı yok." demeyin yani şimdi.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam, öyle diyorum, KDV uygulanmıyor. Yani, bu baskıyı mı gösterir?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben size daha somut örneklerle soru göndereyim, resmî olsun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, şöyle: Bizim bütün kurumlara KPSS'yle alınıyor ama Türkiye Su Enstitüsü yeni kuruldu. Bu vasıfta eleman bulmak zor. Dolayısıyla, şu anda kariyer uzmanı değil, sadece sözleşmeli personel, toplam 5 uzman var, kariyer uzmanı değil. Yeni kuruluş olduğu için şu an yönetmeliğinde kadroların yüzde 50'sini bu şekilde alma imkânı verildi. Toplam 15 kişi alma şeyimiz var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teknik personel için verdik bunu biz aslında.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Teknik personel bu, tamamen teknik personel ama kariyer uzmanı değil. Bu sözleşmeli ve sözleşme çalışması uzatılıyor, bu normal.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - O zaman, DSİ'den aktarın geçici görevle.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Aktardık ama yetmiyor yani netice itibarıyla bu özel bir... Ve çok büyük faydası var. SUEN, bakın, gerçekten, Türkiye'nin su politikasını bütün dünyada takip eden bir kurum ve dünyanın pek çok yerindeki suyla ilgili elemanlar...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Buna itirazımız yok tabii ki Sayın Bakan, orası etkin çalışsın diye biz de...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Etkin çalışsın, tamam. İnşallah bundan sonra kadro alırsak onları...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayıştayın söylediği şekilde yaparız deyin efendim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayıştayın söylediği şekilde yaparız yani öyle zaten.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hah, öyle derseniz sorun kalmaz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet, bir de Elâzığ Milletvekilimiz Ejder Açıkkapı'nın, Hamzabey Barajı ve içme suyu tesisi... İnşallah içme suyu tesislerini 2018 yılında hizmete vermeye başlayacağız. Bunu özellikle arz edeyim.
Uluova projesiyle ilgili şunu belirteyim: Hakikaten, bununla ilgili aslında çalışma yapıldı ama yüksek maliyeti var fakat, biliyorsunuz, daha önce, geçmişte hükûmetler arası ikili iş birliği anlaşmasıyla oradaki barajlar verilmiş. Biz onu tamamen yap-işlete, su kullanma hakkı anlaşmasıyla bir anlaşmaya dönüştürdük fakat ona göre aldı. Şimdi, yaptığımız görüşmelerde iki şey var: Ya firmayı zorlayacağız, oradan su alacağız, böylece enerji üretimi biraz düşecek veya firmaya "Bu bölgedeki, Uluova'daki pompajlı sulamanın enerjisini oradan ücretsiz karşıla." şeklinde bir teklifimiz var. Görüşmeler devam ediyor, bu yeni teklif. Bu olursa dolayısıyla çok uzun hatlar yapmaktan kurtulacağız. Böyle bir imkân sağlayacağız.
Yapı denetim firmaları. Mehmet Bey, şimdi, sizinle, biliyorsunuz, daha önce de denetim firmalarıyla ilgili tartıştık kanun çıkarken de ve Komisyonda da. Şimdi, efendim, buradaki esas şu: Yani maksat firmalara yeterlilik vermek. Yani yeteri kadar bunu denetleyecek bilgisi, tecrübesi var mı? Yoksa biz bir şey için firmayı seçmiyoruz, firmaları yetkilendiriyoruz. Yani, özellikle diğer yapı denetim firmalarında da rastgele, isteyen "Ben denetleyeceğim." diyemiyor. Aynen böyle bakın. İsterseniz bu konuda...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç firma yetkilendirdiniz şimdiye kadar?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, hayır. Bakın, şu ana kadar onu da söyleyeyim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kanundan sonra ne oldu onu anlamadım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bugün itibarıyla 40 adet şirkete su yapıları yetki denetim firması izin belgesi verilmiş, bu yönetmeliğe göre düzenlenmiş. Kara Yolları Genel Müdürlüğü ve TOKİ tarafından yürütülen işlerin denetim ve kontrolü için danışmanlık hizmet alımı yoluyla 4730 sayılı Kanun'a göre müşavirlik hizmeti ihaleleri yapılmaktadır. Benzer şekilde kurumumuz tarafından yürütülen işler için de yönetmeliğe istinaden müşavirlik hizmet alım ihaleleri yapılmaktadır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben orasını soruyorum. Yani yetkilendirme ayrı, bakın işte şimdi söylediniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam ama bu şekilde...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, yetki alım ihalesi sizin işiniz değil ki.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, müsaade edin, bakın, bununla ilgili..
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama parayı firma ödeyecek size ne yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, efendim, doğru değil.
BAŞKAN - Gene HES tartışmasına mı geldik ya?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakın, firma öderse istediği yeri alıyor. Bakın, bununla ilgili başımıza bir kaza geldi. Firma dedi ki: "Firmalar bulsun." Bir mühendislik ve müşavirlik firmasını bulmuş. Kontrol ediyor ama büyük bir kaza oldu. 12 metre çapındaki...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ona bir itirazım yok ki. Şimdi ne olacak? Evleri yıkılıyor, deprem oluyor. Yani, yapı denetim firmalar var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, bakın, 40 firma... Burada bir de şunu söyleyeyim. Yani bazen lüzumsuz isnatta bulunuyorsunuz yani sizin yakınınız olabilir, yeğenleriniz falan diye. Bakın. biz...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, söylerler diyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Söyleyemezler çünkü neden biliyor musun?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - İhaleye girmeyeceksiniz, girerseniz söylerler.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakın, söyleyemezler çünkü ben İSKİ Genel Müdürü olduğum zaman rahmetli babam, aile meclisi kararı aldık.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söylerler, ihale yaparsanız, ihaleyi verirseniz söylerler yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Müsaade et kardeş, müsaade et.
Aile meclisi kararıyla bizim ailemizden, yakınımızdan hiçbir kimse ne devlet ihalesi alacak ne tavassutta bulunacak ne de o zaman İSKİ'den kapısından girecek şekilde bir karar aldık. Hiçbirisi girmemiştir. Hatta arkadaşlara söylüyorum. Bizim bir sürü akrabalar var, hiçbirisi de Bakanlığa uğramaz. Yani böyle bir şeyi hiç kimse iddia edemez çünkü biz bu konuda çok hassasız.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Peki, başvurularda ne kadar var? Reddedilmiş, kurulmuş kaç şirket var bu konuda? Yetki verilmeyen kaç şirket var?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Olabilir. İşte, demek ki mutlaka vardır. 40 tane...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, şöyle söylüyorum: Peki, neye göre kuruyor adam onu yani yeterli değilse? Ben de onu merak ediyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, bir dakika...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Su yapıları denetim şirketi değil mi bunları?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bir defa bu çocuk oyuncağı değil, bakın baraj.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kapattıralım o zaman.
BAŞKAN - Neyi kapattırıyoruz arkadaşlar?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi, yetkisiz kurulan su yapıları denetim şirketi olur mu? Ne iş yapacak o adam? Ya mühendislik yapacak ya müşavirlik yapacak yani.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok efendim, bu inşaatın, yapılan inşaatın kontrolüdür, denetimidir bakın. Yoksa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, süre doldu.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ek süre verebilirseniz...
BAŞKAN - On beş dakika daha vereyim.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bu konuda isterseniz istediğiniz kadar detaylı...
Zekeriya Bey, gitti.
BAŞKAN - Sayın Günal, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan, son bir şey söylüyorum. Bakın, diyorum ki: İhale ayrı şey...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ama süreyi...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, iki dakika verin ama soru havada kalmasın.
BAŞKAN - Tamam, süreyi ben durdurdum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi, arkadaşlar bakıyor anlamadı, onlara anlattım. Şimdi "Hoca yanlış mı söyledi bize?" diye bakıyorlar. Benim itibarım söz konusu burada şimdi. Bakın diyorum ki: Başka varsa...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet ama işte demek ki bildiğiniz şey yanlış.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika ama söylüyorum: Eğer nitelikli değilse, yeterli değilse öteki şirketleri kapatalım, yanlış yapıyorlar o zaman.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, kapatalım değil, o başka şey yapıyor, sulama projesi yapar yani bir şirketin çok sayıda faaliyeti var. Bu dediğimiz barajla ilgili, baraj.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Peki, ihaleyi nasıl yapıyorsunuz? İhale ediyorsunuz. İhaleyle şirket belirlenir mi? Ben de onu soruyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yani, tabii ki bir baraj inşaatı yapacaksa...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 40'ının tamamı alacak mı şimdi? Denetimin 2'sini ihaleye açınca 5'ine mi vereceksiniz, onu soruyorum. İhale ne işe yarayacak? 40'ından 20'sine mi vereceksiniz, 5'ine mi vereceksiniz, nasıl olacak anlamadım yani.
BAŞKAN - İhalenin şartlarına bağlı Sayın Günal.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İhalenin şartlarına bağlı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, arkadaş şunu söylüyorum...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bir dakika, müsaade eder misiniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Gayet güzel Sayın Bakanım. Şunu anlayayım da...
BAŞKAN - Bu şirketler kimin efendim? Kaç tane şirket var?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - O önemli değil Sayın Başkan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şu anda 40 tane denetim firması, verdiğimiz şirket var. Onların içinden...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, ya çok net bir şey, bir cümlelik, sadece diyorum ki: Siz ihaleyi açınca bu 40'ın 5'ine verirseniz geri kalan 35 tanesi denetim yapamayacak mı, onu soruyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, yapar onlar da, başka bir şey de yapar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, başkası ayrı. Diyorum ki: İhaleyi açacaksınız, 40 tane yetkili şirket girecek, bunun 3'ü kazandıysa herkes 3'üne denetim yaptıracak arkadaşlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, değil efendim, yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Veya 13'ü kazandı...
BAŞKAN - Sizin sormak istediğiniz ne Sayın Günal?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bak, 40 şirket ihaleyi mi kazandı, yoksa 40 şirket yeterlilik mi aldı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - 40 şirket yeterlilik aldı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Peki, ihale sonucu 3'ü alırsa geri kalan 37 tanesi denetim yapmayacak mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, başka şeyler yapar.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Başka şeyler yapar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika, soruyorum işte. Yaptığınız ihale ne ihalesi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, bir dakika, müsaade eder misiniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne ihalesi Sayın Bakanım bir söyleyin?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, yeterlilik ihalesi. Efendim, diyelim ki bir barajın ihalesine, denetim mühendislik, müşavirlik ihalesine 40 firma yeterlilik almışsa yeterlilik alanlar arasından ihaleye katılıyor, kim kazanırsa o alıyor. Öbüründe başka şey oluyor...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Anlatamadım. Yeterli olan firmaya ne ihalesi yapıyorsun? Bırak hangisine denetletirsem ben şirket olarak denetleteyim.
BAŞKAN - Sayın Günal, ben size bunu daha sonra anlatayım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, yok, ben Sayın Bakana...
Ya, size ne hangisine denetleteceğimden? Diyorum ki: 40 tane yeterli firma varsa ben istediğime HES sahibi olarak denetletme...
BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Günal bu şuna benziyor...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakana sorun: Kaç tane denetlenecek HES var? Yeter.
BAŞKAN - Kapattım, tamam.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, kaç tane HES var denetlenmesi gereken, bir de rakamını söyleyin, kapattım.
DSİ GENEL MÜDÜRÜ ALİ RIZA DİNİZ - Devam eden 100 var. Bunun muhtemelen..
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 800 kusur tane vardı o zaman söylediğiniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, şu anda devam edenler efendim, devam eden 100 tane var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç HES'imiz var?
BAŞKAN - Sayın Bakanım, bu yasayı, düzenlemeyi yaparken DSİ Genel Müdürümüz o zaman çok daha yüksek bir sayı verdi.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ya, bir dakika, siz buna takılmışsınız kusura bakmayın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç HES var Sayın Bakanım?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Biz, aynen yapı denetimde olduğu gibi bunları denetleme kabiliyetine, ehliyetine sahip mi, değil mi diye onu tespit ediyoruz. Sonra bunlar içinde...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onda sorun yok, bakın, söylediniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam işte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onda sorun yok ama kimse YMM belirlemiyor, kimse yapı denetim şirketi belirlemiyor. Yetki veriyor, isteyen istediğini yapıyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yetki veriyoruz biz de.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - İhale ne ihalesi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, yetki verdikten sonra...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, bu konuyu geçelim, siz bunu yazılı verin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç HES varmış, onu duyamadım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - 101 tane HES efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, hayır, bitmiş Türkiye'de toplam?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - 422 tane daha önce, yönetmelikten önce 422 HES.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 822 tane HES vardı toplam.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - O eskiye göre, bizim yaptıklarımız var vesaire.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, toplam, Türkiye'de HES sayısı kaç?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, ne yapacaksınız?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne kadar HES var onu soruyorum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bir dakika efendim neyi öğrenmek istiyorsunuz? Girersiniz DSİ'nin kayıtlarında var. Şu anda toplam HES sayısını söyleyeyim: İşletme safhasında toplam 561 adet var, işletme ama bu...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Devam eden...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Devam eden, inşaat safhasında 4 tane DSİ'nin, 101 tane özel sektörün var. DSİ kendi yapıyor zaten. Proje, planlama safhasında -daha planlaması yapılıyor, inşaat değil bu- 636 tane var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben de onu söylüyorum, 800'dü, 1.100 kusur olmuş. Yani, bunların hepsi denetlenecek arkadaşlar. Bunu da Bakanlık belirleyecek kimin denetleyeceğini.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Bakanlık sorumlu olduğu için.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, efendim ihaleyle.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Kavcıoğlu, Bakanlık ihaleye çıkacak, belirleyecek.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, böyle bir usul yok, ben izah edeyim, beni dinlemiyor.
BAŞKAN - Ben dinliyorum Sayın Bakanım, siz bana anlatın.
Şimdi, Sayın Başkanım, biz sadece firmaların yeterliliklerini belirliyoruz. Neden firma seçmiyor? Firma kendi seçerse istediği şekilde denetliyor. Artık bu tamamen DSİ'nin kontrolü altında oluyor. Yoksa biz firma seçmiyoruz kati suretle. Biz sadece denetleyebilecek olan firmalara yeterlilik veriyoruz. Bu kadar, gayet basit.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Akreditasyon veriyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, 40'ı vermiş, 3'üne, 4'üne yeniden veriyor. Akredite belli.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - DSİ adına denetliyor, parasını firmadan alıyoruz. Daha önce firma kendisi yapıyordu, bunun mahzuru ortadaydı, çünkü birtakım hatalar ortaya çıktı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, parayı firma verecek arkadaşlar, Bakanlık vermeyecek.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ben şöyle yapayım...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - İhale yapılacak, parayı firma verecek, Bakanlık vermeyecek.
BAŞKAN - Yani, şunu mu söylüyorsunuz Sayın Günal: "40 firma yeterlilik aldıysa sırasıyla hepsine mi iş verilsin?" diyorsunuz siz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, kime ne ya ben istediğime yaptırırım. Yeterlilik versin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, olmaz efendim zaten mahzuru olduğu için...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Verme o zaman ya, yeterlilik verme.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Mahzuru olduğu için...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne mahzuru var?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Çünkü bir diğer diyalog oluşmasın, dört dörtlük şey yapsın diye.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 40'ı da yeterli değil mi? Yeterli. Size ne ya kime verdiğinden? Ben mi veriyorum parayı?
BAŞKAN - Sayın Günal, lütfen sakin olun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, HES...
BAŞKAN - Sizin HES neredeydi Sayın Günal?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Kanuna göre iş yapıyoruz biz, kanun böyle uygun gördü, bunun...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kanunu da onun için çıkarttınız.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ben çıkartmadım.
İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN - Size söz yok Sayın Turhan, sizi buraya alayım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne yapı denetimde var...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Benim kanun çıkaracak gücüm yok.
BAŞKAN - Evet, değerli arkadaşlar, müzakerelerin sonuna geldik.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir tek DSİ'de var vallahi!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - İşte, DSİ farklı, dört dörtlük yapıyor.
İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - HDP değil, AK PARTİ milletvekili söz istiyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan konuşurken söz mü olur?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, bu konu kapanmıştır.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, bakın, izah edeceğim şeyler çok yarım kalıyor, ondan sonra itiraz ediliyor.
BAŞKAN - Sayın Bakan "Kapanmıştır." dediğim denetim konusu kapandı. Sürenizi başlatıyorum, lütfen diğerlerine cevap alalım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam.
Zekeriya Bey'e teşekkür ediyorum, hakikaten söylediği şeyler doğru. Yani tıbbi yönden aromatik bitkilerde ölçek ekonomisi ve aynı zamanda sürekliliği için biz de zaten aynısı yapıyoruz. Ben kendisine teşekkür ediyorum.
Kuşburnu için özel bir plan yapacağız, kendisi tavsiye etti.
KOP için... Zaten izah etti. Diğer Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak için bir çalışma yapacağız. Meriç ve Tunca nehirlerinden özellikle Ergene'ye su aktarılması çalışmaları devam ediyor zaten.
Sığla ağacını koruma altına aldık; 88 hektar büyüklüğünde, özellikle birtakım alanlarda bunları koruyoruz.
Zekeriya Bey'in söylediği, son üç yılda sığla fidanı dikimi: Aşağı yukarı 12.062 adet sığla fidanı da diktik. Kesim yaptırmıyoruz, sığla ormanlarını koruyoruz.
2/B'yle ilgili, biliyorsunuz, 2/B Anayasa'da belirtilmiş. 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman vasfını kaybeden yerlerin değerlendirilmesine amir bir hüküm vardı, onu da biz çözdük Allah'a şükür.
Ergene havzasıyla ilgili çalışmalar hızla devam ediyor. 12 tane ileri biyolojik arıtma tesisini yapıyoruz. İnşallah, bu yıl sonunda bütün belediyelerin atık su ileri biyolojik arıtmaları bitecek. Ancak, sanayiyle ilgili de çalışma yaptık. Onların da 2017 sonunda bir kısmı, 2018 yılında tamamı... Bütün denetimi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor, biz sadece nehirlerde ölçüm yapıyoruz.
Zekeriya Bey'in yok kendisi, ona...
Mikail Bey de yok herhâlde. Seyfe Gölü'yle ilgili çalışmalar devam ediyor. Tanıtımla ilgili şeyler hazırladık. Özelikle Seyfe Gölü'yle ilgili koruma esaslı bir plan hazırlandı.
Toplulaştırma, DSİ toplulaştırma... Normalde toplulaştırmayı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapıyor. Ama biz Tüzük'e bir madde koydurmuştuk: "Karayolları ve DSİ'nin projelerine münhasır olmak üzere toplulaştırma yapılabilir." diye. Bazı şeylerde, sanıyorum hızlı yapılması gereken yerlerde biz yapıyoruz, onu da arz edeyim.
Kısıklı Projesi'yle ilgili... Gülşehir arası ıslaha bakacağız efendim.
Yamula-Seyfe projeleri devam ediyor şu anda. Ağustos 2015'te başladık, 110.442 hektarlık proje yapım işine başlandı. İnşallah, bu işi, sulamaların tamamını 2019 yılı sonunda bitireceğiz. Zaten, bu konuda, özellikle İç Anadolu Gelişim Projesi hazırlandı.
Selahattin Bey, Kars'ta zaten Kars Barajı'nı bitiriyoruz, sulamalar kapalı sistem yapılacak. Ayrıca, biliyorsunuz Selim Barajı'ndan Kars'a içme suyu getirdik, arıtma tesisini yaptık. Haklısınız, yem bitkileri için bir proje geliştirmekte fayda var, onu da yapacağız.
Kağızman Barajı'nın son durumu şudur: Kağızman Barajı'nın planlama raporu, ÇED raporu onaylandı, projeleri idaremiz tarafından yapılıyor. İnşallah, projeler bittikten sonra bunları tamamlayacağız.
Ayrıca Kars, Ardahan, Iğdır illerinde 35 tane hayvan içme suyu göleti inşa edelim dedik. Onlar bize ait değildi ama inşallah, bunları da, hayvan içme suyu göletlerini de yapacağız.
Kağızman Barajı'nın son durumuyla, bununla ilgili bilgi notu var, çok uzun. İsterseniz size bunun bilgi notunu gönderiyorum hemen.
Mevlüt Karakaya...
BAŞKAN - Burada olan arkadaşları cevapları iletir ona.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam, peki.
200 bin hektar merayı ıslah ettik biz Bakanlık olarak. Her yıl 10 bin hektarlık yani 100 bin dekarlık merayı da ıslah etmeye devam edeceğiz. Şimdi, bu yenilenen, avlanma harçları konusunda haklı. Biz bu konuda kendisinin talebini yerinde bulduk; araziyi gezince, esnafları.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Avlanma ruhsatları...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet.
Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu var, bununla ilgili bir soru olmuştu. Bu kanun, biliyorsunuz, teklif edildi, Genel Kurula kadar indi fakat kadük kaldığı için yeniden Komisyona ileteceğiz. Bu hususu da dercettik efendim bir değişiklik olarak.
Ayrıca, hayvan haklarıyla ilgili kanun oy birliğiyle geçen dönem Genel Kurula intikal etmişti, kadük kaldı. Şimdi Komisyona onu tekrar sunacağız; özellikle Eskişehir Milletvekilimizin talebi olmuştu.
Mevlüt Karakaya'nın diğer talepleri var, kendisi olmadığı için isterseniz onları yazılı olarak gönderelim.
Nursel Hanım, tabii, Hasankeyf'le ilgili bilgi verdim; Yeşil Yol'la ilgili az önce bilgi sundum ama daha detaylı bilgi isterseniz...
Kamulaştırmayla ilgili, Bihlun Hanımefendi, o farka bakacağız, nerede fark var, size yazılı olarak bildirelim. Kamulaştırmayla ilgili fark olduğunu söylediniz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Esas faaliyet raporunda var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet, ona bakacağım, nerede fark.
Tabii, Sayıştay raporlarına özellikle dikkat ediyoruz, varsa eksiklikler bunları mutlaka ele alıyoruz. Mesela, muhasebenin otomatik olarak görülmesi için yeni bir program yaptırdık Orman teşkilatına. DSi'de zaten bir problem yok. Ormanda muhasebe kayıtlarının güncellenerek bütün ilgili birimler, amirler tarafından görülmesi için "ORBİS" adıyla çok kapsamlı bir program yaptık ve burada Sayıştayımızın da güzel bir tavsiyesi oldu, bitirdik büyük ölçüde. Şimdi, Karabük Orman Bölge Müdürlüğünden uygulamasına başladık. Çok mükemmel bir program, dünyada da en ileri teknolojiye göre güzel bir program hazırladık.
Tabii, jeotermal suların kontrolü, denetimi... Kanun var, bu tamamen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılıyor. Aydın Milletvekilimiz vardı. Efendim, bu konuda Büyük Menderes havzası için bir çalışma başlattık. Özellikle bunu da Bakanlığımızdaki Su Yönetimi Genel Müdürlüğü yürütüyor. Ben Aydın'a gittiğimde bu koordinasyon toplantısından kısaca bahsettim. Önümüzdeki aylarda gelerek bütün bu havzanın denetimi... Nitekim, Büyük Menderes Nehri'nde ıslah çalışmaları çok hızla yürüyor biliyorsunuz, onu özetle vurgulamak istiyorum.
Ayrıca, şu anda, jeotermal kirlilikten kaynaklanan diğer atık su arıtma tesisi, Uşak'taki diğer birtakım deri sanayisinden kaynaklanan atık suları da kontrol edeceğiz. Bu konuda bütün kurumlar iş birliği yapıyor -ciddi bir koordinasyon- ve bir ekip oluşturduk. Ergene'yle ilgili 15 maddelik bir paket hazırlamıştık. Benzer paketi -15 maddelik- dere ıslahı, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, kirlilik kontrolü, katı atık bertaraf tesisi vesaire hepsini dikkate alan 15 maddelik bir eylem planı hazırladık. Aydın'a gelince ben bunu izah edeceğim.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayıştay raporlarında iki önemli konu vardı: Bir maden ruhsatları bir de orman köylüsü dışında ticari faaliyete izin verilmesiyle ilgili. Sayıştay raporlarında aslında en önemli konulardı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, efendim, "Orman köylüsü olmayanlar, ihale işi yaptırılmıyor." dediniz. Bu, Çatalca'da söz konusu.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayıştay diyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Ama Çatalca'da söz konusu. Orman Genel Müdürlüğü tarafından bütün işler İhale Kanunu hükümlerine tabi olarak yerine getirilmektedir. Yani, bir kere, ihalesiz iş yaptırılması mümkün değil. Maden sahalarında, özellikle bütün izinlerin alınmasından sonra, işletme izni verilmeden sahanın teslim edilmesiyle ilgili yönetmelik hükümlerine göre mümkün değil yani ruhsatlar; ben burada bir örnek varsa bilemiyorum, mümkün değil.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hayır, Sayıştay bulgusunda var efendim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Var ama arkadaşlar ona da cevap vermişlerdir size.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Herhâlde Sayıştaydaki arkadaşlar da cevap verebilirler.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tamam, arkadaşların söylediği, böyle bir bulgu özellikle... Nerede? Öyle bir şey var mı? Ona tekrar bakalım, inceleyelim, nerede olduğunu bizzat ben de kontrol edeceğim zaten.
Şimdi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 40'ıncı maddesine göre orman işleri kooperatifleri ve köylülerin iş güçlerinin yeterli olmaması veya işe ehil olmamaları hâlinde veya aşırı fiyat istemeleri hâlinde işin dağılımı ve yapılabilmesi ile ilgili konularda ihtilaf çıkması gibi hâllerde bu işler taahhüt yoluyla yaptırılabilmektedir yani ihale suretiyle. Çünkü bazı yerlerde eleman kalmamış, dolayısıyla bunları kooperatiflere veremiyoruz, onları ihale suretiyle yapıyoruz.
Melen havzasıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bunu siz sordunuz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Evet. Oradaki katı atıkla ilgili olarak alınan ÇED raporu iptal olmuştur, inanılmaz kötü şartlarda, orada Melen havzasından İstanbul sularına direkt olarak...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Doğru, onunla ilgili biliyorsunuz, ona uygun bir yer seçelim...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Katı atık tesisinden kaynaklanan bir problem var orada.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Şimdi, kamulaştırmayla ilgili de bir şey söylediniz, onu arkadaşlar şimdi hemen bulmuşlar. Kamulaştırma -şu anda rakamları veriyorum- 1 milyar 130 milyon TL, yıl içi aktarımlar ilave edilerek... Yıl içinde aktarılmış bir ilave ödenek almıştık, 202 milyon 460 bin TL, ilama bağlı borçlar 95 milyon 545 bin TL, yeniden yerleşim giderleri de 29 milyon 480 bin TL; toplamı 1 milyar 457 bin 485.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bir önceki dönemle beraber mi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet.
Rakamlar toplamına baktım, doğru, isterseniz bunu size de hemen bilgi olarak arz edeyim.
Ergene'de sanayi atık sularıyla ilgili, biliyorsunuz, üç ayda bir benim Başkanlığımda, her ay da Genel Müdürümüzün ve Müsteşarımızın Başkanlığında toplantı yapılıyor şu anda. Ergene'de biz bu yıl sonunda bütün şehirlerin, Kırklareli'den tutunuz da ta Keşan'a kadar -orada ne kadar burada görüyorsunuz- bütün arıtma tesislerini tamamlıyoruz, sadece 3 tanesi kaldı, onu da bitireceğiz.
Sanayi için ise özellikle şu anda ihaleler yapıldı. Sanayinin atık su arıtma tesisleri de yapılıyor. Yalnız renk problemi için -biz biliyorsunuz- tünel ve Marmara Derin Deniz Deşarj Projesi var -2017'nin sonu, 2018'in Martı gibiydi- ben "2017 sonunda hepsini bitirin." diye söyledim. Dolayısıyla, Ergene'de şu anda zaten kimyasal oksijen ihtiyacı çok hızla düştü, sadece renk problemi var, onu da inşallah -tuzluluk problemi- derin deşarjla çözüyoruz yani 2017 sonunda bitireceğiz.
Efendim, Fatih Ormanı'nda bir imar değişikliği, yapılaşmada bir artış söz konusu değil, yapılaşma miktarı sadece binde 8, çok küçük. O alan da nasıl biliyor musunuz? O alanda da çocuk oyun alanları, çocuk parkı gibi bir park yapılacak ve ora da çok berbat, oraya siz de giderseniz berbat, salaş yapılar vardı, ormanın içinde değil, onları yıkarak oraya yapıyoruz; bunu özetle vurguluyorum, imar değil yani ormanlık alan, tamamen mesirelik ve çocukların...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Çevre Bakanlığının aldığı o mu? Çevre Bakanlığının imar değişikliği var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Evet, o.
Şimdi, bu konuda Çevre Bakanlığı aslında şunu söyledi: "Ormanlık alanlarda İmar Kanunu olmadığı için biz yapamıyoruz." Dolayısıyla, biz dedik ki "Ya, böyle bir durum var, planı sizin onaylamanız gerekiyor." Çevreyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kendisi özellikle kanun hükmündeki kararnameyle bu yetkiyi almış, o yüzden sevk ettik yoksa binde 8, onu siz kendiniz de kontrol edebilirsiniz.
Erhan Usta, herhâlde ayrıldı. Erhan Usta yoksa ona yazılı cevap verelim. Sayıştayla ilgili bütün cevapları yazılı olarak vereceğiz.
Şimdi, efendim, Nursel Hanımefendi, Yeşil Yol da bakın şöyle: Havva Ana'yla ilgili bir şey söylediğimi söylediniz. Havva Ana'nın adı Rabia Özcan. Bu hanım, Ayder Yaylası belediye mücavir alanı içerisinde kısmen tapulu, kısmen Hüsrevdere Vadisi içerisinde kadastro tespit harici alanda kendisine ait...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, süreniz tamamlandı, sadece bu başladığınız konuyu bitirin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Peki efendim.
Rabia Özcan'a ait ruhsatsız ve izinsiz bina yapıldığından dolayı Çamlıhemşin Belediyesi tarafından men edilerek, İmar Kanunu'nun 32'nci maddesi gereğince işlem yapılarak faaliyet durdurulmuş. Ayrıca, kendi çocuklarının birtakım kaçak yapı yaptıkları, pansiyon işlettikleri o alanda... Bunları da özetle belirtmek istiyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Özellikle o mu seçildi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hayır, o şey yaptığı için onu araştırdılar, gazeteciler tarafından bulundu. "Vay Havva Ana!" diye böyle bir manşet attıkları için gündeme geldi yoksa herkese bu işlem yapılıyor.
Tokat'la ilgili soruya isterseniz ben yazılı olarak size cevap vereyim.