KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, TCDD Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları, yöneticileri, yıllarca birlikte çalışmaktan onur duyduğum değerli arkadaşlarım, Sayıştayımızın değerli temsilcileri, diğer kurum ve kuruluşların değerli temsilcileri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu günahlardan arınma ayı olan mübarek ramazan ayınızı tebrik ediyorum. Ülkemizde meydana gelen asrın felaketi depremde hayatını kaybeden deprem şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum, yaralılarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Müsaade ederseniz, önemli bir konu olan Ankara Hızlı Tren Garı'yla ilgili bazı açıklamalar yapmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, 2009 yılında ülkemizde yüksek hızlı tren işletmeciliği başladı; Türkiye, Avrupa'da 6'ncı, dünyada 8'inci hızlı tren işletmecisi ülke oldu. Son yarım asırdır ihmal edilmiş demir yolları dünyayla boy ölçüşen işletme durumuna geldi. Emeği geçen tüm Demiryolculara teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. Bu heyecanla, Ankara- İstanbul, Ankara-İzmir, Ankara-Sivas, Ankara-Konya ve devam eden yüksek hızlı tren hatları yapımı da başladı.

Hızlı tren işletmeciliği yapan ülkelerde, yirmi dört saat işletmede olan ve o şehrin yaşam merkezi olan çok modern hızlı tren garları vardı ve yenileri de yapılmaya devam ediliyordu; TCDD de yüksek hızlı tren garlarını planlayıp yapımına başladı. Öncelikle Eryaman, Polatlı, Eskişehir, Bozüyük, Bilecik, Arifiye, Pendik ve Marmaray garları ve iki adet Konya, Karaman garları öz kaynaklarla yapıldı. Ankara'da ise başkentimize yakışan, yirmi dört saat çalışan, yaşam merkezi olacak, başkentimizin prestij garı olması için çalışmalara başlandı; yapılan birçok proje içinde bugünkü gar projesi tercih edildi. O günkü şartlarda öz kaynakla yapmak yerine, daha ekonomik, daha verimli olan yap işlet devret modeliyle yapımına karar verildi; 3996 sayılı Yap-İşlet-Devret Kanunu ve 2011/1807 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'na uygun olarak YİD modeliyle yapımına karar verildi. İhale, kanunlara ve yönetmeliklere uygun olarak yapıldı. Günlük yolcu sayısı ilk etapta 20 bin, gelecekte 100 bin yolcuya hitap edecek yaklaşık 200 bin metrekare kapalı alanı, 12 adet hızlı tren işletme alanı ve 2.000-2.500 araçlık otoparkı olan ve o günkü maliyeti 235 milyon dolar olan garın, YİD modeline göre 2011'de ihalesi, açık ihaleyle yapıldı; ihaleye 3 firma katıldı, işletme süreleri yarıştırılmış ancak ilk ihalede yirmi bir yıl dokuz ay süre verilince süre uzun olduğu için iptal edilmişti; yirmi ay sonra 2'nci açık ihale yapılmış ve on dokuz yıl işletme süresiyle ihale sonuçlandırılmıştı, sonuçta, gerçekleşen yatırım miktarı ise 252 milyon dolar olmuştu. İlk iki yılda yolcu garantisi karşılanmış, daha sonraki yıllarda ise pandeminin de etkisiyle yolcu garantilerinde bir sapma olmuştur. Yakın zamanda, Ankara-İstanbul, Ankara-Afyon, Manisa-İzmir, Ankara-Sivas, Ankara-Konya-Karaman devreye girip tam kapasiteyle çalışınca yolcu garantileri de tutacak ve daha verimli hâle gelecektir. Kamulaştırmaya gerek kalmayacaktır.

Diğer taraftan, yıllarca, benim öğrencilik yıllarımdan başlayarak her zaman Ankara-İstanbul hızlı treni konuşuldu ama diğer şehirlerde hızlı tren yoktu, daha sonra herkes hızlı tren istemeye başladı. Bu da bizi tabii, sevindirdi. Tren isteyen, trene sahip olan herkese buradan teşekkür ediyorum. Gerçekten, seçim bölgem Erzincan'da da her gittiğimde "Ne zaman gelecek bu hızlı tren?" Ya, hiç hayalinizde yoktu, bir şey yoktu, durup dururken, Erzincan da istiyor, Kars da istiyor; hakları da tabii. Onun için, İzmir de bundan inşallah nasibini alacak, Sayın Atila Sertel de inşallah İzmir'e trenle gidip gelecek en kısa zamanda. Atila Sertel'in bir sataşması vardı; hem kitap okuyoruz hem de kitap yazıyoruz, inşallah, yakın zamanda hediye edeceğiz. Dolayısıyla, hakikaten bu yap-işlet-devret projelerinin...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Benim yayınlanmış 3 kitabım var.

SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Vekilim, hakikaten bu konu çok önemli.

Yap-işlet-devret projeleri bu ülkenin geleceğidir diyoruz çünkü şu grafiğe baktığın zaman, 2024 yılında kâra geçecek ve 2030 yılından itibaren de her yıl 2,5 milyar dolar kâr gelecek, ülke artık altyapıların yapımı için para ayırmayacak.

Bazen konuşmalarda diyorlar işte "Çocuklarımızı borçlandırıyoruz." Hayır, ben gördüm, çocuklarıma da sordum, onların geleceğini garanti altına alıyoruz. Onun için yap-işlet-devret projelerini çok fazla eleştirmeden onlara sahip çıkmanızı istiyor, teşekkür ediyorum.

Sağ olun.