KOMİSYON KONUŞMASI

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, saygıdeğer milletvekilleri, çok kıymetli bürokratlar...

Sayın Bakanım sunum yaparken Trabzon'u 2 kez zikrederek selamladı. Ben de Trabzon Milletvekili olarak, Karadenizli olarak kendisini bize ait olan bir ritüelle selamlamak istiyorum: Temel ile Dursun ormanda geziyorlar. Temel, Dursun'a "Dursun, orman ne kadar güzel, görüyor musun?" demiş, Dursun da "Ağaçlardan göremiyorum." demiş. Sayın Bakanım, anlatımınız gayet güzeldi ama gerçekleri konuşacağız şimdi.

Sayın Bakanım, elimde birkaç tane harita var, bunlardan bir tanesi... Bunlar devletin haritası, resmî kayıtlardan, devletin dökümlerinden aldım. Bu haritalardan hepsini burada konuşacak zamanım yok ama bir tanesiyle ilginizi çekmek istiyorum. Bu gördüğünüz haritada Kaçkar Dağları Millî Parkı var. Bu Kaçkar Dağları Millî Parkı'nı imara açmışsınız. Kutluyorum, dünyanın 35 millî parkından 1 tanesini imara açan ilk Bakan olarak tarihe geçtiniz! Yine, Sayın Bakanım, herhâlde çok elzemdi ki bu imara açtığınız alan içerisine 4 tane de benzin istasyonu koymuşsunuz, bayağı iyi bir iş olmuş! Yani, ormanda buna ihtiyaç var demek ki! Bu imar planını bürokratlarınız size izah edeceklerdir diye umut ediyorum. Ama Sayın Bakanım, çok enteresan olan şey burada şu: Bu imar planı nasıl onaylandı? Dünyanın 35 millî parkından 1'isi; 2 tane endemik bitki barındıran, 100 tane Avrupa çapında endemik bitki barındıran bir millî park nasıl imara açıldı? Yine, hemen altında, bu kırmızı noktalarda görülen alan da doğal hayatı koruma alanı. Orayı da imara açmışsınız. Evet, gerçekten bunun dünyada bir eşi benzeri yok. Aylardır çalışıyorum buna, detaylarıyla, dokümanlarıyla baktım. Ama bu plandan öte, Danıştay da hemen bu planla ilgili kendisine yapılan bir başvuruda bir ilam ortaya koymuş. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 2015/1068 sayılı Karar'ında Doğu Karadeniz'de, ormanlarda, millî parklarda, sit alanlarında yapılmış olan bu ... Çok sayıda var çünkü, 40'a yakın, tek tek bunları konuşacak zamanım yok çünkü ama özet söylüyorum. Bütün bunlara ilişkin Danıştay değerlendirmesinde sizin az önce söylediklerinizin tam tersini söylüyor, "Buradaki çevresel etki, yapılar vesaire hiçbiri değerlendirilmemiş. Buradaki yollar fenne, teknik koşullara, orman ilkelerine uyarlı değildir. Buradaki HES'ler o coğrafik koşullarla uyarlı değildir, sanayi tesisleri uyarlı değildir." diyor ve enteresan bir şey söylüyor, ona da geleceğim şimdi.

Evet, Sayın Bakanım, benzin istasyonlu millî park, doğal SİT alanı, Kaçkar Dağları Millî Parkı ülkemize hayırlı olsun diyemeyeceğim çünkü Danıştay iptal etmiş. Şimdi, işin ilginç yanı, bu Danıştay kararını uygulayıp uygulamayacağız yönünde sizden bilgi almak istiyorum. Zira, Cerattepe'yle ilgili de geçmişte Danıştayın kesinleşmiş ilamı var. Cerattepe'de maden sahasıyla ilgili Danıştayın kesinleşmiş ilamına rağmen, bir yönetmelik değişikliğiyle sanki yeni bir durum varmış gibi yeni bir ilam ortaya çıktı ve yeni bir ruhsat verdiniz. Ona ilişkin de dava açmış arkadaşlar. Anayasa'nın 138'inci maddesi bu uygulamayı yasaklamış olmasına rağmen, hem 3046 hem 3056 sayılı yasalarla devlet işleyişinin nasıl olacağına ilişkin tanımlama yapılmış olmasına rağmen, bu uygulamayı siz durduracak mısınız?

Yine, Sayın Bakanım, Karadeniz Bölgesi'nde büyük bir içme suyu problemi var. Özellikle, Trabzon'da Karakaya adında bir içme suyu alanı var. Trabzon'un 35 mahallesine içme suyu veriyor. Büyükşehir Belediye Başkanının da izah ettiği gibi içerisinde yoğun miktarda koli basili var. İçinde yoğun miktarda koli basili olan ve içilemez kaydı olan bu içme suyundan su parası alınıyor ve buna ilişkin de hiçbir iyileştirme yapılmıyor. "Atasu Barajı" diye bir içme suyu barajı var. Barajın etrafında konutlar var, konutların evsel atıklarının, kanalizasyonlarının nereye aktığını bürokratlarınızdan bir talimatlandırır, öğrenirseniz çok mutlu olurum.

Yine, Sayın Bakanım, çöp sızıntısı suyu... Her gün 3 tanker çöp sızıntısı suyu çöp depolama sahasından alınıyor ve denize deşarj ediliyor. Dünyada bunun başka bir örneği var mıdır efendim?

Orman Kanunu'nun 17 ve 18'inci maddesi Bakanlığınız döneminde değişti. Altını çizerek söylüyorum, vatandaşların tapulu arazilerini Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü adına tapuladınız Sayın Bakanım. Orman Kanunu'nun 17 ve 18'inci maddesi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine konu taşındı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu uygulamayı mahkûm etti ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ilamını Anayasa'ya rağmen hâlâ uygulamadınız.

Sayın Bakanım, bir başka husus da dere yataklarına belediyeleriniz aracılığıyla...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Pekşen, lütfen toparlayın. Size iki dakika daha ilave süre vereceğim.

Buyurun.

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Teşekkür ederim.

Özellikle, Trabzon Yomra ilçesi Belediye Başkanı belediye sahası içerisindeki inşaatlara izin verirken, ne tesadüf ki o inşaatların hafriyatlarını çocuklarının şirketleri veya kardeşinin şirketinin derelere taşımasını da sözleşmeye bağlıyor. Bu, Bakanlığınızın ve özellikle bürokratlarınızın bilgisi dâhilinde, kayıtlara geçmiş bir uygulamadır. Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünce de işlem yapılmadan hâlâ öyle duruyor burası.

Sayın Bakanım, JICA'nın 2004 yılında yapmış olduğu DOKAP projesi ne oldu, niye uygulamadan kaldırdınız?

Yine, Sayın Bakanım, özellikle, bu HES'ler Karadeniz Bölgesi'nde bundan sonra bu Danıştay kararına rağmen devam edecek mi bilmiyorum, siz Anayasa'ya uyacak mısınız bunu da bilmiyorum. HES'lere Avrupa'dan örnek verdiniz, "Maksimize olarak değerlendiriliyor." dediniz ama Avrupa'da, HES'lerin çevreye verdikleri zararlar yani tarıma, üreticiye, köylüye, orada yaşayan insanlara verdiği zararlar da karşılanır. Karadeniz Bölgesi köylüsü de, çay üreticisi de, fındık üreticisi de bu HES'lerden olağanüstü zarar görüyor. Ekoloji değişti, oradaki iklim değişti, flora değişti, fauna değişti ama oradaki köylülere tek kuruş herhangi bir tazminat ödenmiyor. Buna ilişkin herhangi bir tazminat düzenlemesi çalışmanız var mıdır?

Sayın Bakanım, özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki turizme ilişkin de görüşlerinizi aktardınız, ben de bunlardan çok mutlu oldum. Turizme çok önem vermiş, çok emek vermiş bir hukukçu olarak bildirmek istiyorum ki Karadeniz Bölgesi'ndeki kar kalitesi, dağ kalitesi, kayak pisti kalitesi Avrupa Alpler'inden daha iyidir, bu belgeli. Avrupa Alpler'i her yıl Avrupa'ya 70 milyar avro ciro üretirken Karadeniz Bölgesi'nde niçin bu konuda bir tam teşvik uygulamasına bugüne kadar geçilmemiştir? Akdeniz Bölgesi'ndeki yaz turizmi devletin tam teşvikiyle yapılmışken Karadeniz Bölgesi niçin bu teşviklerden uzak tutulmakta ve Karadeniz Bölgesi her yıl oluşabilecek ortalama 20 milyar avroluk bir cirodan uzak tutulmakta? Bu konuyu da açıklarsanız sevinirim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Rica edeyim, son bir dakikada lütfen toparlayın.

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Toparlıyorum efendim.

Sayın Bakanım, Karadeniz Bölgesi'nde turizm planlaması çok önemli değil, önemli olan o turizmi kamu eliyle desteklemektir. Akdeniz'de nasıl devlet planladı, hazine teşvik etti, Kalkınma Bankası finansmanını sağladı, öyle turizm planı oluştuysa, sonuçlandıysa aynısını biz Karadeniz'e de bekliyoruz. Niçin Karadeniz Bölgesi'nde kamusal finansmanlar hiçbir şekilde o bölgeye gelmiyor, hiçbir alanda devletin tam desteği, tam teşviki bu bölgede yoktur?

Beni sabırla dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.