KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Bakanım, teşekkür ederim.

Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum Hatay'da yeni yerleşim alanlarının belirlenmesiyle ilgili çok geniş kapsamlı bir toplantı yaptı. Bu toplantıda şehrin kanaat önderleri, tüm siyasi partilerin milletvekilleri, sivil toplum örgütleriyle birlikte yeni şehir merkezlerinin yerlerinin seçimi tartışıldı. Bunu şu sebepten dolayı söylüyorum: Muhtemelen yarın "Ya, bu seçim yapılırken bizimle konuşulmadı, bizim görüşümüz alınmadı." denmesin diye -muhtemelen bunlar önümüzdeki süreçte konuşulacak- ben bunları kayıtlara geçmesini arzu ettiğim için sözümün başında ifade edeyim dedim.

Özellikle yeni şehir alanlarının seçiminde Bakanlığınızın nasıl bir titiz uygulama takip ettiğini orada, Hatay'da yakından izleme fırsatı buldum. Dağın eteklerine doğru ve fay hattından olabildiğince uzak ve yine bilim insanlarının koordinasyonunda Hatay'da -tüm ilçeler için söylüyorum- çok uygun yerleşim alanları seçildi. Öncelikle yıkımın çok ağır etkisini hissettiği Antakya ilçemiz için tercih edilen ve şu anda da önümde olan bu 13 alanın gerçekten şehirde yaşayan insanların da "Evet, ben burada yaşarım." diyebileceği alanlar olduğunu bilmek sevindirici. Yine, Samandağ'ında, Defne'de, İskenderun'da, Belen'de, Kırıkhan'da tercih edilen yerler, gerçekten depremden önce de insanlarımızın, vatandaşlarımızın "Benim burada bir konutum olsa gider yaşarım." dediği alanlardı.

Hassa'yla ilgili bir itirazım var. Tabii özellikle Kırıkhan ve Hassa'da yer bulmak gerçekten zor çünkü Doğu Anadolu Fay Hattı'nın gelip Hatay'ın içerisine girdiği bir nokta, dolayısıyla şehrin kuzeyi ve güneyi fay hatlarıyla sarılı. Bu noktada Hassa'yı bir kez daha çalışabilir miyiz? Çünkü planlama aşamasında olduğunu biliyorum.

Bunun dışında, aslında sizin de işinizi kolaylaştıracak çok önemli bir bilgiyi sizinle paylaşmak isterim; bunu da çalışmalarınızda dikkate alırsanız eğer bizleri de memnun edersiniz. Antakya'da yaşayan her 3 vatandaşımızdan 1'i Altınözülü, 1'i Yayladağılı ve 1'i de Antakya'nın yerlisi diyebiliriz ve bu, şehrin genelinde de kabul görmüş bir yaklaşımdır. Dolayısıyla, depremden hemen sonra, Altınözü'nden zamanla Antakya ilçemize gelip yerleşen vatandaşlarımız şehri terk etmediler, Altınözü ilçesine gittiler. Yayladağı'ndan da yine zaman içerisinde Antakya ilçemize gelen vatandaşlarımız depremden hemen sonra, depremden etkilenmediği için Yayladağı ilçemize gittiler. Biz nasipse yapacağımız bu deprem konutlarıyla Altınözü'ndeki ve Yayladağı'ndaki hemşehrilerimizi, depremden zarar gören vatandaşlarımızı tekrar Antakya'ya getireceğiz. Fakat sizler de geldiniz, gördünüz ki Antakya'da bir yerleşim alanı bulmak gerçekten çok zor. Mekânsal Planlama şu an Antakya merkezle ilgili bir çalışma yapıyor. Önümüzdeki günlerde muhtemelen tarihî Antakya'da yapılaşmanın nasıl olacağını Mekânsal Planlamanın yapmış olduğu bu çalışmada göreceğiz. Ancak yeni bir yerleşim alanı olarak düşünülmesi gerektiğini önerdiğim bir alan var. Bu alanı tekrar burada sizlerle de paylaşmak istiyorum, Sayın Murat Kurum Bakanımıza da bu alanı söyledim. Altınözü ve Yayladağı -bölgeyi iyi incelediğinizi düşündüğüm için söylüyorum- aynı zamanda bir plato, zemin olarak fay hatlarından uzak ve Antakya merkeze göre daha sağlam bir zemin üzerinde. Dolayısıyla, Antakya'ya getireceğimiz dışarıdaki vatandaşlarımızın bir kısmını Altınözü ilçemizin Enek Mahallesi ile Yayladağı ilçemizin Şenköy Mahallesi'ni birbirine birleştiren çizgi üzerinde de çok rahat bir şekilde toplayabiliriz. Bugün Antakya için planlanan 100 bin konut için siz bir yer tespit ettiniz ama bunun üstünde en az bir bu kadar daha konut yapılacağını biliyoruz. Dolayısıyla, Altınözü ve Yayladağı'nın Antakya'ya yakın bölgelerini yeni şehir alanları olarak düşünebiliriz ki buraların zemininin iyi olduğunu bu alanda çalışan uzman insanlar da zaten sizlerle de paylaşacaktır.

Bunun dışında, kırsalla ilgili yapılan çalışmalar, hasar tespit çalışmalarından hemen sonra kırsalda da yerleşim bölgelerinin planlanacağını biliyoruz. Yerleşim bölgeleriyle ilgili de sadece şunu ifade etmek isterim: Kırıkhan'da Bektaşlı, yine Kırıkhan'da Ceylanlı köylerimiz depremde çok büyük hasar gördü ama depremin tetiklediği kaya düşmeleri de o 2 mahallemizde özellikle gerçekleşti. Bu mahallelerin umarım ki taşınması söz konusu olur çünkü vatandaşlarımız için artık oralar yaşanabilir alanlar değil. Çünkü depremin etkisiyle hâlâ yerinden oynamış fakat düşmemiş birçok kayanın olduğunu biliyoruz. Ki bunlardan 1 tanesi de Hassa ilçemizdeki Güvenç Mahallemiz.

Ben kırsalda yapılacak konutlarla ilgili farklı bir yaklaşımı sizinle paylaşmak istiyorum. Elâzığ'da yapılan kırsaldaki konutları gidip yerinde görme imkânına sahip olduk, Deprem Komisyonuyla birlikte gittik. Şunu söyleyebilirim: Gerçekten çok estetik ve güzel bir şekilde inşa edilmiş konutlardı. Ancak şöyle bir problemle karşı karşıya kalacağız diye düşünüyorum: Kırsalda yaptığımız konutların bu kadar şaşaalı yapılması -sözüm ona- süreç içerisinde bu konutları yenileyecek vatandaşlarımızı yorabilir. Dolayısıyla, bu hususun sizler tarafından da düşünülmesi, insanlarımızı...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani maliyeti daha uygun mu olsun demek istiyorsunuz?

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Bakanım, şunu aslında söylemek istiyorum: Kırsalda da çok güzel konut yapıyor TOKİ. Fakat kırsalda yaşayan vatandaşlarımız süreç içerisinde TOKİ'nin vermiş olduğu bu konutları oldu ki bir yenilemeyle karşı karşıya kaldılar veya içeride bir tadilat yapma imkânı onların eline, önüne böyle bir imkân geldi, bu sefer de bunu yenilemeyle ilgili ciddi bir maliyet ortaya çıkıyor; bu vatandaşımızı yorabilir. Daha pratik, orada yaşayan insanların da süreç içerisinde yenilerken ekonomik olarak daha zahmet görmeyeceği konutların inşa edilmesi; benim aslında sizle paylaşmak istediğim husus buydu ki biz Hatay'da bunu tartışıyoruz zaten.

Son olarak da şunu ifade etmek istiyorum: Hatay Büyükşehir Belediyesinin 2 gün önce bence talihsiz bir açıklaması oldu. Tüm siyasetini yabancı düşmanlığı üzerine kuran bu Büyükşehir Belediyesi Birleşmiş Milletlerle birlikte, Hatay'ın yeniden inşa edilmesi üzerine bir çalışma yaptığını kendi sosyal medyasında paylaştı. Bugüne kadar -sözüm ona- tüm siyasetini Suriyeli düşmanlığı üzerine kurmuş. Hatay'da hiç olmadığı hâlde, "Hatay'da yabancılara sürekli toprak satılıyor." ifadesiyle kamuoyunda farklı tartışmalar açıp ve yaklaşık on beş yıllık Belediye Başkanlığında siyasetinde bu söylemleri takip eden, bir Büyükşehir Belediyesinin bugün kalkıp Hatay'ın yeniden imarında Birleşmiş Milletlerden destek alacağını ifade etmesinin de çok talihsiz olduğunu burada kayıtlara geçmesi için ifade etmek istiyorum ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin Hatay'ın yeniden inşa edilirken özellikle Hatay Büyükşehir Belediyesi gibi geçmişi imar noktasında şaibeli bir belediyeye müsaade etmemesi gerektiğini de ifade etmek isterim.

Sayın Bakanım, teşekkür ederim.