ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Teşekkür ediyorum sunumlarınız için.

Şimdi Sayın Başkanımın bıraktığı yerden tamamlayarak aslında bu "Şehirleri nerelere kurmalıyız ve bizim şehirleşme kültürümüz nereden nereye evrildi?" sorusunu ben de kendime çok sordum. Biz de Malatya'daydık, ben kendim Malatya'da görevliydim en başından itibaren, ilk gününden itibaren. Tabii, ilk hafta hepimiz araçlarımızda konakladık fakat ilerleyen haftalarda Elâzığ'dan gel git yaptım, ben bir gençlik merkezinde konakladım Elâzığ'da. Elâzığ'a gitmişken şehrin genel kurgusunu böyle bir kendimce inceledim. Mesela, eski Harput tamamen kayaların üzerinde, aslında kalenin hemen yanında kurgulanmış bir şehir ve sonrasında Elâzığ'da 1939 yılına ait fotoğraflar gördüm. Şehir daha o yıllardan başlayarak ovaya doğru inmeye başlamış. Dolayısıyla, gerçekten, bizim geleneksel mimariye ilişkin tecrübeleri değerlendirmek adına çok mülahazalar ettim kendi içimde ki Ankara'da da biz kendimiz gençlerle bir inisiyatif kurmuştuk buna ilişkin, köylerdeki yapıları, oradaki tecrübeyi değerlendirmeye dönük ve gerçekten, belki de bunun belirli noktalarda nüfusun artışıyla kaçınılmaz olan bir boyutu da var çünkü oradaki belki yamaç alanlar kısıtlı ve belki belirli noktalarda 1939 yılına dair bir mülahaza tabii ki şu an, bugünden sunmak çok mümkün değil ama hakikaten şehirleşme kültürümüzü gözden geçirmemiz önemli bir başlık olarak karşımızda duruyor.

Şimdi, fay zonlarına ilişkin sunumunuzda yer alan yerler vardı, alüvyonlu topraklara ilişkin hassasiyetler dile getirildi. Fakat benim yine sahada gördüğüm meselelerden biri şuydu: Msela ben ağırlıklı olarak Malatya'daydım fakat bütün bölgeyi dolaştım, işte, İskenderun, Antakya, Adıyaman, Maraş, Elbistan; oralarda bilhassa işte Gölbaşı-Besni hattından Adıyaman'a uğrayıp sonrasında Çelikhan'dan geri döndük ve o esnada yolda ben ciddi anlamda kütlelerin de koptuğunu, yamaçlarda da böyle sıkıntılar olduğunu, hakeza Hatay'da belirli köylerde yamaçlardan kopan kayaların köylerde evleri tahrip ettiğini gördük. Dolayısıyla burada yamaçlara yerleşmenin de kesin bir çözüm sunamayacağı hâller var. Heyelan sorunu, evet, oraya bağlayacağım. Dolayısıyla hani burada mekânsal planlama yaparken heyelan meselesini de ne kadar nereye konumlandırıyoruz fay zonlarının yanı sıra; bunu sormak istedim.

Bir de sunumunuz içerisinde "Malatya'ya dair de bir planlama yapmak gibi bir niyetimiz." var dediniz. Ben de artık kendini yarı Malatyalı hisseden biri olarak bu sürecin akabinde, bu planlamayı Malatyalı hemşehrilerimiz adına talep etmiş olayım. Zira Malatya'da en temelde etkilenen 4 ilçe vardı: Yeşilyurt, Battalgazi, merkez ilçeler, Doğanşehir Akçadağ. Dolayısıyla yıkım belki diğer illere nazaran daha az gibi gözükmekle birlikte ağır hasarlı bina stokunun en fazla olduğu yerlerden biri. Dolayısıyla ben bu ihtiyacı çok yoğun bir şekilde gördüm.

Tekrardan teşekkür ediyorum bütün gayret ve çabalarınız için.