| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Akın Kısa'nın coğrafi bilgi sistemleriyle ilgili olarak yaptıkları çalışmalarla ilgili önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 21 .03.2023 |
NECİP NASIR (İzmir) - Sunumunuz için teşekkür ediyorum.
Merak ettiğim bir konu var. İzmir depreminde bulunduğum alandaki yapıyla ilgili altı saat sonra, tabii, göçüğün altında kimlerin kaldığıyla ilgili tereddütler varken bir bilgi geldi, dediler ki: "4'üncü katta 3 kişi var, 1 de misafir var." Bütün ekipler oraya yoğunlaştı. Bunu sizin coğrafi bilgi sistemi üzerinden nüfusta koordineli bir çözüm mü üretildi? O konuda aydınlatırsanız memnun olurum.
Teşekkür ediyorum.
OTURUM BAŞKANI RECEP UNCUOĞLU - Buyurun.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AKIN KISA - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle ATLAS konusunda biz 2011'den beri Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu olarak ATLAS' önemsiyoruz ama ATLAS'a lütfen şöyle bakın: Tüm kurumların verilerine tek bir ekrandan ulaştığınız ve her yerden ulaştığınız, 7/24 ulaştığınız bir sistem. Bunun en önemli ayaklarından bir tanesi güvenlik. Onun için de güvenliği sağladığımız zaman bazen ulaşılmakta sıkıntı çıkabiliyor ama ben deprem için söyleyeyim: 1'inci gün, pazartesi günü öğlen biz sistemin bir kısmını açtık veri olarak açtık, bir kısmını da şifreli açtık; ilgililerine açtık. 2'nci gün 2 milyon civarında bir tıklama oldu, 3'üncü gün 3 milyona çıktı yani erişmek isteyen ne kadar kişi varsa ATLAS'a bağlandı ve kullanıcı adı ve şifreyle eriştiler hiç istisnasız. Hatta bir örnek vereyim size: İstanbul Teknik Üniversitesinden hocalarımız aradı "Arazideyiz, Adana tarafındayız, Hatay'a doğru gideceğiz. Acilen bize bölgedeki orman sahaları, jeoloji verileri, fay hatları lazım." dedikleri anda beş dakika içinde kendilerine şifreyi verdik. İnanılmaz derecede de mutlu oldular ve işlerine baktılar yani aslında kendi işlerini yürüttüler. Onun için ATLAS sisteminin tamamen tüm verileri çok rahat artık tek bir ekranda buluşturan ve onlarla ilgili iş ve işlemleri yapan bir sistem olduğunu söyleyebiliriz. Altyapı olarak da herhangi bir sıkıntımız yok, güçlü bir altyapısı var. Bu konuda da zaten sürekli güncelleniyor.
Şimdi INSPIRE konusunda, Sayın Başkanım, biz artık Türkiye'de Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi kurallarını koyduk. INSPIRE direktifleri Avrupa Birliğine bağlı olarak bir ülke için geçerli ama bizler Birleşmiş Milletler üzerinden hem INSPIRE'e uyumlu hareket ettik hem de Birleşmiş Milletlerin coğrafi bilgi sistemiyle ilgili bir veri altyapısı var; ona uyum sağladık yani dünyanın hem en üst seviyesine hem de Avrupa Birliğine uyumlu bir Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi standartlarımız var artık. İstisnasız entegre olabiliriz yani bugün Avrupa Birliğine girdiğimiz anda ne kadar veri sistemimiz varsa meta verisiyle birlikte entegre edebiliriz. Onun da kendi kuralları var. Onun için yani tüm verilerimizi Avrupa'ya ya da dünyaya açacağız diye bir şeyimiz yok, biz kendimize ait olan bütün kısıtlamaları veri sorumluluk matrisimizde, paylaşım matrisimizde belirledik; bunu da Resmî Gazete'de yayınladık. Onun için de tüm dünyayla şu anda eşdeğer şekilde, hatta bazen iddia ediyoruz, onlardan bir tık ileri gidebiliyoruz. Onun için de INSPIRE'e uyumlu, Birleşmiş Milletlerin tamamen sistemiyle entegre olacak şekilde hazırlıklarımızı yaptık ve artık Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi standartları olarak da lansman yapıyoruz.
Şimdi, bu kapsamda "mikro bölgeleme" diyelim ama biz şöyle bakıyoruz: "Yerleşime uygunluk haritaları" dediğimiz, özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğümüzün tüm sistemini şu anda açtık, ATLAS üzerinde de yayınladık. Ben daha da fazlasını söyleyeyim: Şu anda bütün planlar Bakanlığımıza geliyor ve dışarıya açık. Bütün herkes planları görebilir, ATLAS'tan da görebilir. Yerleşime uygunluk haritalarımız Yer Bilimsel Etüt Sistemi'ne (YERBİS) geliyor. Onlar ATLAS'a bağlandı, onlar da dışarıya açık. Yani "dışarıya açık" derken vatandaşımız da girip rahatlıkla şifresiz bir şekilde bakabilir, görebilir. Bunların tümünü de aynı zamanda diğer kurumlara açmış bulunmaktayız. Son iki senede 70'e yakın kamu kurumuna açtık bütün sistemimizi, 35'e yakın belediyemiz de entegre hâlinde bu verileri kullanıyorlar. Yani bizim elimizdeki tüm planları, yer bilimsel haritalarını, orman haritalarını, jeoloji haritalarını rahatlıkla kullanan bir sistem oluşturduk. Artık yazışmayı kaldırdık, bürokratik diye bir şey yok. E-Devlet'e koyduğumuz bir veri talep formu var. Veri Talep Formu'na girdikleri anda veri servisleri otomatik olarak kendi sistemlerine aktarılmış oluyor. ATLAS'ın dışında da kullanabiliyorlar, analiz edebiliyorlar. Depremde de bu konuda üniversite hocalarımıza çok hızlı bir şekilde açtık sistemimizi.
Altyapıyla ilgili şebekeleri biz şu şekilde çalışıyoruz: Birincisi, tüm ülkede kendi Bulut Kent Bilgi Sistemi kapsamımızda altyapıyla ilgili bir bilgi sistemimiz var. Bu altyapı bilgilerini bizler kendimize almıyoruz, biz servis mimarisiyle bağlanıyoruz çünkü o andaki canlı veriye ulaşmamız lazım, güncel veriye ulaşmamız lazım; onun için de herhangi bir depolama yapmıyoruz bizler ama deprem zamanında direkt depolama yaptık. Altyapı kuruluşlarına hızlı bir şekilde "indirme servisleri" dediğimiz servisi alarak kendi bilgi sistemlerimize entegre ettik ve onları yayınlamaya başladık. Ama altyapılarla ilgili güncel olarak bir rapor şu anda hazırlamadık, eski ve yeni olarak da bir çalışma yapmadık. Sadece bildiğim bir şeyi söyleyeyim size: İller Bankası Genel Müdürlüğümüz arazideydi. İller Bankası Genel Müdürlüğümüz tüm sisteme hâkimdi, zaten bir kısım verileri de kendilerinden almıştık. Uygulamadaki altyapı bilgileri hakkında, zannedersem, Genel Müdürüm siz bilgi vereceksiniz.
Mimari projelerle ilgili şu anda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz bünyesinde ülkemizdeki tüm mimari projeler taranıyor. Ne kadar mimari proje varsa bir sistem dâhilinde taranıyor ve entegre edilmeye başlandı bizlere. Bu hem Mekansal Adres Kayıt Sistemi'ne entegre olmaya başladı hem de kendi bilgi sistemlerinden ulusal CBS'ye entegre olmaya başlandı. Oradaki uyumsuzluklar da yavaş yavaş gideriliyor. Kadastrodaki bir parsel ile bina eşleşmelerinde bir sıkıntı kalmadı; onlar yüzde 99'a yakın eşleştirildi, bir sıkıntımız yok. Bildiğim kadarıyla özellikle numaratajdaki bağımsız bölümlerde bunlar bu proje çalışmaları sırasında düzeltile düzeltile gidiyor; o konuda da büyük bir gelişme yaptık. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz de kendi iç sistemlerinde bu mimari projelerini 3 boyutlu verilere entegre etmeye başladılar zaten.
"Afetlerle ilgili azaltım çalışmalarında bu veriler kullanılıyor mu?" dediğinizde; evet, bunu şu şekilde değerlendirelim lütfen: Şu anda kurumlarımız yaptıkları tüm projelerde Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi sistemindeki 600 katmanı kullanabilme yeteneğine sahipler. Artık herhangi bir kurumun "Veriye erişemedim." diye bir derdi kalmadı. Onun için de kullanıyorlar ama bunu "afet azaltım" şeklinde bazen söylemiyorlar; bildiğiniz gibi bunlar proje yapıyorlar, her kurumumuzun bir projesi var. Bugüne kadar, bir yıl, bir buçuk yıl içinde, bildiğim kadarıyla yine, 10 bin, 15 bine yakın veri paylaşım sistemi aktarıldı ve aktif kullanıldı, azaltımda da mutlaka kullanılmıştır diye düşünüyorum ama bir proje ismi olduğu için size ayrıntılı olarak şu projedir diyemiyorum.
AFAD, özellikle AYDES sistemi, tamamen bu sistemlerin hepsini kullanıyor. Diğer tarafta, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğümüz Mekânsal Strateji Planı'nı yaparken Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi'nin tüm katmanlarını kullandı; şu anda da sıkıntısız bunlarla ilgili çalışmalar yürütüldü, kurumlarımızdaki veriler eksik ise hızlı bir şekilde de tamamladılar. Özellikle Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulunda, Fuat Bey'in başkanlığındaki Bakan Yardımcılarımızın kurullarında bunu gündeme getirdiğimizde tüm kurumlarımız yaklaşık altı ay ile bir sene içinde kendi eksik verilerini de tamamlayarak sisteme entegre etmiş durumda, orada da bir sıkıntımız kalmadı.
Faylarla ilgili özellikle elde ettiğimiz verileri şu anda kadastroyla paylaşıyoruz ama bizim bildiğimiz kadarıyla, Kadastro Bilgi Sistemimizde, Tapu Bilgi Sistemimizde böyle bir kayıt bölümü yok fakat şunu biliyoruz: Çalışma yapan arkadaşlarımızın kadastro verileriyle birlikte bizim elimizdeki fayları hatta deprem tehlike haritalarını kullandığını biliyoruz.
Son olarak da sigorta sistemleri, bu binalarla ilgili sigortalama sırasındaki DASK da artık bu çalışmayı yapıyor, elimizdeki bu verileri kullanarak sigorta katsayıları oluşturuyor. Binalarla da ilgili geçtiklerini biliyorum özel sektörün, özellikle Samsun bölgesinde uygulandığını biliyorum, jeolojiyle ilgili bir çalışmada jeoloji verilerini de kullanarak risk planının yapıldığını biliyorum ama resmî olarak bu, kurumsal bir yapıyı henüz daha ulaştırmadı. O konuda da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün bir çalışması var, değerleme çalışması; o çalışmanın içinde de bu sistem aktif olarak kullanılacak.
Taşkın alanlarıyla ilgili, Su Yönetimi Genel Müdürlüğümüzün tüm taşkın bilgi sistemi şu anda entegre olmuş durumda bizlere. Biz bu Taşkın Bilgi Sistemi'yle yani taşkınlarla ilgili "Q500" "Q50" denilen bütün sistemi şu anda aktif olarak yerel yönetimlerimize açmış bulunmaktayız. Bunun yanında da gürültü haritaları, hava kirliliği haritaları yani bizim çevreyle ilgili haritaların tümü de açılmış durumda. Yerel yönetimlerimizin bu verileri kullanarak kendi planlarında düzeltmeler yapacağını düşünüyoruz, mutlaka yapıyorlardır. Bildiğim kadarıyla da e-Plan Otomasyon'a veri girerken, yeni veriler girerken bu verileri kullanarak hareket ediyorlar.
Nüfusla ilgili de sayın vekilim, biz söylemekte bazen imtina ediyoruz ama biz Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğümüz olarak kişisel verilere ve ticari verilere erişim sağlamıyoruz ama afet sırasında, özellikle bu afette de İzmir'deki afette de şunu yaptık: Binada yaşayanlara kişi olarak değil de sayı olarak bir de nüfus verisi olarak yani "Kaç yaşında? Çalışıyor mu, çalışmıyor mu?" şeklinde bir bilgiyle ulaştık. Hiçbir kişi bilgisi bize gelmeden sadece bağımsız bölümdeki "yaşayan" sayıları olarak geliyor. O sırada, tabii canlı olarak işlendiği için orada misafir de varsa mutlaka bizim sistemlerimize aktarılmış oluyor sayı olarak yani bu misafirdir, bunlar oturanlardır, yaşları şunlardır şeklinde. Aktif olarak kullandık mı; evet, kullandık. Buradaki afette de kullandık bunu. Çok hızlı bir şekilde yıkık binalardaki etkilenen sayısını bizden istediler "Yaklaşık ne kadar bir nüfus etkilendi?" diye; acil yıkık, ağır hasarlı ve orta hasarlı gibi böyle. Biz de o MAKS'taki sistemden otomatik olarak bu verileri sayı olarak çekerek yakaladık, konut ve iş yeri sayısı olarak da ayırabildik; Mekânsal Adres Kayıt Sistemi'nin bir gücü bunlar aslında ama kişisel veriler, biliyorsunuz ki çok sıkıntılı ki afet zamanında güvenlik konusunu maksimuma çevirdik biz, hiçbir şekilde, T.C. kimlik numaraları da dâhil olmak üzere paylaşılmadı, bizimle dahi paylaşılmadı, biz sadece sayı aldık.