| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | AFAD Başkanı Yunus Sezer'in, AFAD'ın teşkilat yapısı, afetle ilgili çalışmaları ve Kahramanmaraş depremleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 20 .03.2023 |
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Başkanım, nezaketiniz için çok teşekkür ederim, çok sağ olun.
Ben herhangi bir tartışma ortamı yaratmadan sadece birkaç hususu dile getirmek istiyorum.
Öncelikle Gökan Bey benim meslek büyüğümdür, kendisi Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Araştırma Komisyonunda bilgisinden, tecrübesinden son derece istifade ettiğim birisidir. Her zaman, özellikle afetlerle ilgili konulardaki yaklaşımı... Birçok konuda da aynı şeyleri düşünürüz. Sadece kamera önünde değil, kamera arkasında da benim sohbet ettiğim, tecrübesinden yararlanmaya çalıştığım bir isim. Gökan Abi'nin -abi diyeyim müsaadenizle- konuşmasını dinledim. Allah razı olsun öncelikle. Hatay'a geldi, Hatay'da milletimizin yaralarının sarılmasıyla ilgili önemli çalışmalar yaptı. Kendisiyle karşılaşamadık ama ortak dostlarımız var. Onlardan ben Gökan Bey'in varlığıyla ilgili hep sahadan bilgi aldım. Ben şunu ifade etmek istiyorum efendim: Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşı karşıya kaldığı bugüne kadarki en büyük afetten bahsediyoruz. Dolayısıyla bu afeti yorumlarken Elâzığ'daki, İzmir'deki depremleri şöyle bir hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum. Elâzığ'da -eğer yanlışım varsa Sayın Başkanım, Yunus Başkanım veya hocalarım beni düzeltsin- 155 tane enkaz vardı, İzmir'de toplam 17 enkaz vardı.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bir ilçedeki sayının onda 1'i neredeyse.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Gökan Bey'le beraber, Necip Abi'yle beraber biz İzmir'e ve Elâzığ'a gittik Recep Bey'in başkanlığında. Şimdi hatırlarsanız İzmir'deki 17 enkazı biz aylarca televizyonlarda izledik. O enkaz kaldırma çalışmalarını, öncesinde enkazdan canlı çıkartma çalışmalarını. Yine, Ali Rıza Bey Apartmanı; hiç unutmuyorum ki milletimizin de unutacağını düşünmüyorum. Toplam 17 enkazın olduğu bir depremi neredeyse bir ay tartıştık, bir ay izledik. O depremler sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan Komisyonda üyeydim. O Komisyonda AFAD Başkanı toplantıya aynı bugünkü gibi geldiği zaman Sayın Başkanı bir konuda eleştirmiştim -Yunus Başkandan önceki AFAD Başkanımızı- eleştiri konum da şuydu: "Sayın Başkanım, yıkılan binalar üzerine neden bu kadar fazla insanın çıkmasına müsaade ediyorsunuz?" Akşam televizyonda haberleri izlerken bir binanın yıkıntısının üzerinde yüzlerce insan görüyorduk; arama kurtarma ekipleri. Dolayısıyla AFAD Başkanımıza da şunu rica etmiştik. "Bu görüntüler hoş değil, bir yıkık binanın üzerinde 10 kişi, 15 kişi olur ama yüzlerce insan var. Bunlara lütfen müsaade etmeyin." Şimdi dün insan fazlalığından dolayı eleştirdiğimiz bir AFAD vardı. Bugünkü yıkımla ilgili, sadece kendi ilimle ilgili müsaadenizle birkaç sayısal veri vermek istiyorum ki Gökan Bey biraz önce aslında bütün eleştirilerini rakamlarla, bir nevi "Ya, bu afet çok büyük, aslında yapılabilecek çok da fazla bir şey yok." demeye getirdi. Hatay'da toplam efendim 12.328 tane enkaz var. Gökan Abi "8 bin enkaz." dedi, aslında resmî rakam 12.328. Gökan Abi her enkazı 10 kişiyle çarptı. O, 80 bin buldu.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - 3 vardiya.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Ben, 12.328 enkazı 10'la çarpıyorum. 123.280 arama kurtarma ekibi. Yine sizin dediğiniz gibi olsun efendim, 3 vardiya. 3'le çarptığım zaman 369.840 tane sadece arama kurtarma personeli lazım. Bu personelin arkadan lojistik desteğini, yeme içme gibi birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için "Siz 100 bin." dediniz, ben sayı arttığı hâlde 100 bin diyorum, 469 bin kişi yapıyor. Ortalama elli bin güvenlik görevlisinden bahsediyoruz -ki Hatay'da vardı bu sayı- bunun yanına 10 bin sağlık görevlisini de koyarsanız toplam 500 bin arama kurtarma gönüllüsü, UMKE çalışanı, güvenlik görevlisinin sadece Hatay'a o söylediğiniz kritik saatte gelmesi gerekirdi ama bu rakamlara baktığımız zaman ve sizin de vicdanlı olduğunuzu bilerek -ki ilk bir hafta ben de bunun çok muhasebesini yaptım ama- inanın, ben o şehirde yaşayan biri olarak şehirdeki toplam enkazı ancak bir haftada anlayabildim. Hatırlarsanız ilk iki gün hava çok kapalıydı dolayısıyla insansız hava uçaklarını uçurup devletimiz yıkımla ilgili net bir bilgi dahi alamadı. Dolayısıyla böylesine büyük bir kafa karışıklığının yaşandığı bir ortamdan bahsediyoruz, bu kadar insanın oraya intikali sizce de mümkün değildir, bizce de mümkün değildir ve bu işle uğraşan aklı başındaki tüm insanlar da bizimle bu konuda hemfikirdir.
İhmaller var mıdır? Sayın Cumhurbaşkanımız bununla ilgili çok net bir ifade kullandı Adıyaman'da. "İlk iki günden dolayı milletimden özür diliyorum." dedi, bizi bağlayan cümle budur. "İlk iki gün yaşananlardan dolayı özür diliyorum." Elbette kabul etmeyebilirsiniz ancak devletimizin en üst makamındaki kişi bu işin örtülmesiyle ilgili değil bilakis yaşanan eksik ve problemlerin de bir muhasebesini yapıp, milletimizin karşısına çıkıp böyle bir helallik istedi.
Asker var mıydı? Ben, saat on bir buçukta İl Jandarma Komutanlığındaydım, öncesinde AFAD'a gittim, AFAD'da daha sonradan ilave edilen çelik konstrüksiyon bir yapı vardı, o yapı çöktüğü için -o yapının da duvarları çökmüş aslında, bina kullanılabilir büyük bir bina ama- o olayın olduğu ilk anda AFAD İl Müdürümüz -bence de tebrik etmek lazım- binayı kullanmaya müsaade etmemiş çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bir hasar tespit ekibi gelip şu binayı bir kontrol etsin eğer onlar "Tamam, kullanabilirsiniz" derlerse kullanalım diye bir yol seçmişler. Akabinde Sayın Valimiz İl Jandarma Komutanlığına gitmiş, ben de İl Jandarma Komutanlığına gittiğini duyunca saat on bir, on bir buçuk gibi ben de İl Jandarmadaydım. Saat on bir buçukta, ben İl Jandarma Komutanlığında Millî Savunma Bakanımızı, Sağlık Bakanımızı, Tarım ve Orman Bakanımızı orada kendim gördüm, benden yirmi dakika sonra da CHP Milletvekilimiz Güzelmansur Bey geldi, ondan bir on, on beş dakika sonra da İsmet Bey geldi. Asker yoktu; Genelkurmay Komutanımız oradaydı, Kuvvet Komutanlarımız oradaydı, Özel Kuvvetler oradaydı. Ancak tekrar ifade ediyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Aynı gün değil mi?
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Aynı gün, saat dört 4.17'de deprem oldu. Ben saat dokuz, on gibi AFAD'daydım, AFAD'da kimsenin olmadığını görünce Kriz Merkezi'nin İl Jandarmada kurulduğunu söylediler yani depremin üzerinden takriben altı, yedi saatlik bir zaman sonra İl Jandarma Komutanlığında kurulan Afet Koordinasyon Merkezinde -tekrar hem kayıtlara geçsin- Millî Savunma Bakanımız, Sağlık Bakanımız, Tarım ve Orman Bakanımız, Genelkurmay Başkanımız, Jandarma Genel Komutan Yardımcımız, Özel Kuvvetlerden arkadaşlar o alandaydı. Fakat tekrar ifade edeyim; yıkımın hangi boyutta olduğunu anlamak biraz zaman aldı, bu da aslında biraz meteorolojik şartlardan kaynaklandı yani deprem olduğu andan itibaren Mevla'm gökyüzünü de yardı, -oradan da- Hatay'da hiç olmayan bir yağmur iki gün boyunca aralıksız devam etti dolayısıyla böyle bir ortamda insansız hava uçaklarını kaldırıp yıkımın Hatay'daki boyutuyla ilgili net bir bilgi alınma konusu biraz zorlaştı, ben o yüzden...
Çok büyük bir felaketti, çok büyük bir yıkımdı, kurumlar hepimizin kurumları, göz bebeği kurumlarımız, muhakkak eksik ve problemi olan varsa bunlar hesabını verirler ama bu kurumlar yarın da bize lazım -ki afet riski çok yüksek bir coğrafyada yaşıyoruz- dolayısıyla AFAD zaten kendi içerisinde muhasebesini muhakkak yapıyordur. Ben, deprem öncesiyle ilgili değil...Deprem sonrasında özellikle 11 ilimizdeki vatandaşlarımız, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan bu Komisyondan çok büyük beklenti içerisindeler. Bir beklentiyi söyleyeyim Sayın Başkanım: Kiracılar; devletimiz sağ olsun, kiracıya 3 bin lira kira yardımında bulunuyor ancak bu vatandaşımızın kiralayabileceği bir konut kalmadı ortada dolayısıyla bunlarla ilgili bir çalışma yapılması, bunlara da bir hak sahipliği noktasında bir şey yapabilir miyiz, bunlara bir sosyal konut üretebilir miyiz? Bu konuların hepsinin bence bu süreçte bolca tartışılması lazım.
Yine, Sayın Başkanım, Hatay'daki toplam yapı stokunda her 4 binadan 1 tanesi yıkılmış veya acil yıkılması gereken veya ağır hasarlı veya orta hasarlı. Suzan Hanım burada yok, Suzan Hanım'ın ilçesindeki hasar oranı bağımsız bölümlerde yüzde 17, Antakya'da yüzde 58.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Suzan Hanım hangi ilçede?
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - İskenderun ilçesinde.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Orada daha az.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Evet, ben Antakya'yla ilgili bir veri daha sizlerle paylaşmak istiyorum.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İskenderun'da binalar yıkılmış, Antakya'nın şehir yıkılmış.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Doğrudur.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Antakya'nın kırsal mahallelerini çıktığımız zaman yani geriye kalana hani "şehir" diyoruz ya şehirdeki her 10 binadan 8 tanesi kullanılmayacak durumda, böylesine büyük bir yıkımdan bahsediyoruz.
Yine, Gökan Başkanım, daha önceki toplantılarda eleştirdiğim zaman kızıyordu ama ben senin vicdanını biliyorum ağabey, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanıyla ilgili de 2 cümle etmeni hassaten rica ediyorum senden, sen bu mesleğin içinden gelen, duayen bir isimsin, hiç mi kabahati yoktu? Rönesans Rezidansın müteahhidini savunmayı -Allah'ını seversen- neyle izah edeceksin ağabey? Hep sana bu konuda takılırdım hatırlarsan, "Ağabey, büyük bir problem bu adam." diye, geldin, o şehirde bu insanın varlığını gördün. Hatay Valiliği Başkanlığındaki Risk Azaltma Toplantısı'na kimi gönderiyor biliyor musun ağabey? Veteriner hekim bir arkadaşı gönderiyor. Hatay Valisinin Başkanlığındaki Risk Azaltma Toplantısı'na tüm ilçe belediye başkanları katılıyor, ilçe kaymakamları katılıyor, üniversitedeki akademisyenler katılıyor, Hatay Büyükşehir Belediyesi adına bir veteriner hekim arkadaş katılıyor. Vali Bey bu arkadaşa soruyor: "Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak sizin risk azaltma faaliyetlerinizden bahseder misiniz?" "Benim bu konudan haberim yok." diyor. "Peki, niye bu toplantıya geldin?" "Bana 'Git.' dediler, geldim ama şunu iyi biliyorum: Mezarlık olarak kapasitemiz herhangi bir deprem anında yeterli." diyor. Kayıtlara geçmiş bunlar, bir gün seninle de paylaşırım inşallah ve böylesine ciddiyetten uzak bir isim. Senin meslekteki durumunu bildiğim için ve bunlara fırsat vermeyeceğini düşündüğüm için Hükûmeti, evet , eleştiriyorsunuz ama dönüp bu tarafa bu konuda da bir şeyler söylemeni bir kardeşin olarak beklerim.
Söyleyeceklerim bu kadar Başkanım.
Teşekkür ederim.