| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | MTA Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı Aktif Tektonik ve Deprem Araştırmaları Koordinatörü Selim Özalp'in, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler ve deprem çalışmalarıyla ilgili yaptıkları faaliyetler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 16 .03.2023 |
RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakanım, Sayın Başkanım.
Sunumlar için de teşekkür ediyoruz Genel Müdürümüze, kıymetli Genel Müdür Yardımcılarımıza, Hocamıza.
25 Kasım 2020'de de Selim Hocamız yine, Komisyonumuzda da sunum yapmıştı, bilgi vermişti, Allah tekrarını göstermesin, yine böyle bir deprem sonrası değerli bilgiler paylaştılar.
Şimdi, geçtiğimiz çalışmalarda ve gündemde sürekli kalan diri fay haritasının güncellenmesi ve küçük ölçekte çalışılabilmesi, bizim hem önceki raporumuzda hem de bugün de hâlâ kamuoyunda aktif bir şekilde konuşulduğu, tartışıldığı hususlar var. Şimdi, onlarla ilgili bizim önceki raporumuzda doğrudan veya paydaş olarak MTA'yı ilgilendiren benim burada özellikle seçtiğim 7 tane konu var. Bununla ilgili burada da bilgi alırız ama bunların daha detaylandırılarak cevaplandırılması, Komisyonumuza iletilmesi açısından Komisyon tutanaklarından uzman arkadaşlarımız yararlanıp yazıyla, MTA'ya da yazıyla gönderip bilgi talebinde bulunurlar, yazıyla da cevabını daha detaylı sizden alırız ama ben buradan yine de paylaşmak istiyorum.
Şimdi, özellikle 1/1.000 ölçeğinde hem jeolojik ve paleosismolojik çalışmaların tamamlanması, haritalamaya geçilebilmesi için neler yapılmalı? Bunun için, bunun sürdürülebilir hâlde olması için nasıl bir mekanizma kurulmalı? İşin teknik, mali ve mevzuat açısından nasıl tanımlanması gerekir? Bu, önemli bir husus çünkü bizim 1/1.000 ölçeğine kadar, özellikle yerleşim alanlarında diri fay haritasını ölçeklendirmediğimiz sürece bunun yerleşime uygunluk noktasında planlamaya ne kadar esas teşkil edeceği her zaman tartışmalı hâlde kalıyor.
Bununla beraber yine bu heyelan duyarlılık haritalar var. Bunlarla ilgili sıvılaşma, tsunami, yanal yayılmayla ilgili yatkınlık haritalarının da daha büyük ölçekte ve yüksek çözünürlükte hazırlanması için de bu 1/1.000 ölçeğindeki çalışmalara bunların da eklenmesi gerekiyor; bu ikincisiydi.
Üçüncüsü de yine, bizim raporumuzda ele aldığımız bu fay geometrisini özellikle belirleyebilecek sadece fayın haritalanması değil, fay geometrisinin de özelliklerini yansıtacak, bunun içinde sismik yansıda vardı, işte, gravite, manyetik, yer radarı gibi 2-3 katmanlı çalışmalar vardı, bunlardan da değerli bilgiler verilmişti. Bunların da bu fay geometrisini belirleyecek çalışmaların da sürdürülüp diri fay haritalarına entegre edilmesi gibi de bir talebimiz vardı, bir önerimiz vardı. Üçüncü olarak da bu konuda nasıl bir mekanizma kurulmalı? Süreç nasıl işletilmeli? İşin idari yapılanması, teknik anlamda ihtiyaç duyulanlar, gerekli bütçe vesaire imkânları nasıl temin edilir? Bununla ilgili de kurumunuzdan inşallah görüş istiyoruz.
Bir hususta yine MTA'yı ilgilendiren özellikle deniz şifailerinin araştırılmasında MTA'nın aktif rol alması ve bu noktada da deniz tabanı sismometreleri yurt dışından temin ediliyor, dönem dönem bununla ilgili sıkıntılar oluyor; bunların geliştirilmesi adına AR-GE faaliyeti yürütme ve bunun da MTA'nın öncülüğünde yapılması ve deniz tabanı faylarının araştırılması da bizim bir önceki Komisyon raporumuzdaki önerilerden biri. Buna ilişkin de MTA'nın kurum görüşünü almakta fayda görüyoruz.
Bir de farklı kurum ve üniversiteler aktif fayları farklı ölçeklerde zaman zaman inceliyorlar, birçok çalışmalar yapıyorlar. Bu çalışmaların bazen mükerrerliği oluyor, bazen farklı sonuçlar içeriyorlar. Burada da özellikle -MTA bu konuda en uzman kurumumuz- bu fay sakınım zonu belirleme kriterlerini belirleyip bütün bu bilimsel çalışmaların bu kriterlere göre aynı duyarlılıkta, aynı hassasiyette yapılabilmesi, hem emek kaybı hem zaman kaybı hem de bu bilimsel birtakım kamuoyunda oluşacak kafa karışıklığını giderme adına bu fay sakınım zonu belirleme kriterlerinin tanımlanması, bir de bu yüzey faylanma tehlikesinin değerlendirilmesi için bilimsel verilerin uygulamaya geçmesini sağlayacak düzenlemeler nasıl yapılmalıdır? Bununla da ilgili kurum görüşünüzü istiyoruz. Yani bunu "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının veya şu şu yapılanmalar altında şu şekilde bir kanun ya da yönetmelik kapsamında yapılması uygundur." şeklinde bu konudaki kurum görüşünüzü istiyoruz.
Bir de bunların planlara işlenmesi mevzubahis. Burada eğer MTA bu işin öncülüğünü yaparsa biraz önce bahsettiğimiz bu diğer yapılmış jeolojik, jeofizik etütler, mikrobölgeleme çalışmaları esas alındığında yeni bir diri fay tespit edildiğinde, bunların MTA tarafından değerlendirilmesi ve hemen akabinde de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından da planlara işlenmesi noktasında silsileli bir koordinasyonun sağlanması, hızlandırılması ve bu konuda da yetki sorumluluk tanımlanmasına dair bir görüşümüz vardı. Buna ilişkin de MTA'nın bütün tecrübeleri ışığında bu yapılan çalışmaların ta ki planlara işleninceye kadar nasıl bir mekanizma uygulanabileceğine dair kurum görüşünü sizlerden isteyeceğiz inşallah. Bu konuda belki şimdi çok genel hatlarıyla bilgi verebilirsiniz ama daha detaylandırılmasını da yazılı olarak talep edeceğiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi bilgi verecek misiniz yoksa...
MTA GENEL MÜDÜRÜ VEDAT YANIK - Şöyle: Sadece ben genel olarak bir giriş yapayım, detaylı bilgiyi arkadaşlar... Bir de bu sorular, uzmanlık, detay bilgi gerektiren sorular olduğu için eksik kalabilir ama çok detaya biz indiğimiz zaman ne teknik eleman olarak o imkânımız vardır... Yani 1/25.000'liğin altına belki bir iki proje gibi böyle mesela metropolitan projesi gibi özel çalışabiliriz ama Türkiye geneli 780 bin kilometrekareyi biz 1/25.000'liğin altında çalışmak sorumluluğu bize yüklendiği zaman biz onun altında kalırız yani o işi biz başaramayız.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Riskli bölgelerden, illerden başlamak lazım, en riskli bölgelerden.
MTA GENEL MÜDÜRÜ VEDAT YANIK - Bunu mesela Çevre Şehircilik, belediyeler yapabilir. Mesela bir il merkezinden geçen bir fayı 1/1.000'lik, 1/5.000'lik haritalara çözünürlükte işleme işi biraz daha detay çalışmayı gerektiriyor. Benim mesela MTA'da deprem ve fay çalışan bir koordinatörlük var, orada yetişmiş 6-7 uzman elemanım var, başka yok. Ben üniversitelerden hizmet akdiyle, master ve doktorasını bu konularda yapan kişileri hizmet akdiyle alıyorum, bu arkadaşların hizmetine sunuyorum; bu şekilde biz çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu, bizim imkânlarımızı... Detay ölçüye girdiğimiz zaman biz onun altından kalkamayız. Yani altından kalkamayacağımız bir sözü de vermek istemeyiz Sayın Başkanım.