MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Değerli milletvekilleri, Değerli Bakanlık temsilcileri, Yargıtay temsilcileri, kamu görevlileri ve basın mensupları; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Şimdi, Değerli Başkanım, teklifi sunan arkadaşlarımız yoklar. Şimdi, cebrî icra hukukunda, cebrî işlemlerde bulunma yani zor kullanma hakkı sadece ve sadece devlete tanınmış bir haktır. Bunun için rahmetli Üstündağ buna "medeni cebir hukuku" derdi. Tabii, borçların ödenmesi iki şekilde olur: Bir, rızayla insanlar kendileri ödeyebilir. İkincisi: Eğer borçlar ödenmezse devlet devreye girer ve alacaklılar alacağını tahsil etmek için devletten yardım bekler, oradaki yardım da cebrî icra hukukudur.

Şimdi, eğer biz cebrî icra hukukunu izne tabi tutacaksak o zaman cebrî icra hukukunun ana omurgasına ve onun ruhuna aykırı düşer. Burada -siz kalktınız- şu anda huzurumuzda yargıç arkadaşlarımız burada, hâkimler burada. Adresi gösterdiniz, geldiniz icraya, icra müdürüne geldiniz, borçlunun mahallinde göstereceğiniz vesaire adreslerinden menkullerin haczi ile muhafazasını talep ettiniz. Hâkimlik o adresle ilgili size muvafakati verdi, izni verdi. Geldiniz, 3 numaralı daire değil, 5 numaralı daire veya 10 numaralı dış kapı numarası değil, 15 numaralı dış kapısı... Muhtara gittiniz, şu sokak değil, bir başka sokak dediniz. Gayet rahat o gün orada haciz işlemini yapamayacaksınız, geri gideceksiniz, yeni adresle ilgili yeni muvafakat, izin alacaksınız Değerli Başkanım. İkinci sefer geldiğinizde borçlu mallarını kaçırmış olur, siz havanızı almış olursunuz alacaklı olarak.

Şimdi, burada bize neyin yolunu açacak? Bizde ihkakıhak yasaktır ve suçtur. Geçmişte alacak tahsilatıyla ilgili mafya vardı. Bu maddelerle, bu şekille mafyayı yeniden hortlatacaksınız. O zaman şunu yapın: Yani ev konutsa konutla ilgili uygulamada zaten -biraz önce şurada otururken icra müdürlerinden bir arkadaşımız oturuyordu, şu karşıda solda 2'nci sırada oturuyor- gayet rahat bir şekilde, orada yapılan işlem -İcra ve İflas Kanunu'nun 16 ve 18'inci madde şikâyet yoluyla- ailenin ihtiyaçları için, zaruri olan ihtiyaçlarıyla ilgili işlem İcra ve İflas Kanunu'nun 82'nci maddesi uyarınca zaten şikâyet ediliyor. Yani uygulamada sizin evinizde 1 tane televizyonunuz varsa zaten haczedilmiyor, 1 tane buzdolabınız varsa zaten haczedilmiyor, 1 tane halınız varsa zaten haczedilmiyor. Yani uygulamada bu haczediliyor denilen bir şey var mı? Yok. Yani bu konuda icra müdürü arkadaşlarımız lütfen görüşlerini beyan etsinler.

Şimdi, burada, sözün kısası Bosch çift kapılı buzdolabının fiyatı bugün kaç para? Aşağı yukarı 12-13 bin TL, tek 1 tane varsa haczedilmiyor. Başkanım, bunu size anlatıyorum, siz konuşuyorsunuz ama kendi aranızda. 12-13 bin lira Bosch çift kapılı buzdolabı, bu tek başınaysa hacz edilebiliyor mu? Haczedilemiyor. Peki, edilemiyor, şu anda aramızda bulunan memur arkadaşlarımız var. Hanım kızımızın aldığı maaş kaç para? Asgari ücret üzerinde. Hanım kızımızın maaşını 1/4'ünü haczedeceksiniz ama 15-16 bin liralık televizyonu -büyük televizyonlar var mesela 20-25 bin lira- haczedemeyeceksiniz. Peki, bu kızcağızın, bu kadıncağızın maaşını da haczetmeyin. Maaş hacizlerini komple kaldırın arkadaşlar o zaman yani yazık günah. Yani siz kalkacaksınız, 8 bin küsur asgari ücret üzerinde maaşının 1/4'ünün haczine muvafakat vereceksin, benim evimde 50 bin, 60 bin, 100 bin liralık 1 tane televizyonun veya 1 tane o yabancı buzdolabının -daha yüksek- onun haczine muvafakat vermeyeceksiniz.

Evet, burada sıkıntı şu: Kanun burada kimi koruyor? Kimin için bu kanun yapılıyor? Bu kanun yine fakir fukara için yapılmıyor. Bu kanun zengin için yapılıyor. Neden? Zaten fakir fukaranın evinde bir şey yok ki haczedilecek bir şeyi yok ki. Gidiyorsunuz, villada oturanın evindeki o işte muhteşem olan 130 ekran, 120 ekran, 150 ekran, 200 ekran televizyonu veya o yabancı menşeli buzdolabını, efendim, çamaşır makinesini, bulaşık makinesini, onu korumak için bu yapılıyor. Fakir fukaranın evinde televizyon mu var, buzdolabı mı var, çamaşır makinesi mi var? Buradaki amaç gerçekten fakir fukarayı korumaya yönelik bir amaç değil. O zaman sizden istirhamım komple şunu yasaklayalım, açık ve net: Ev haczini yasaklayın ya, eve hiç hacze gitmeyin, komple bunu bitirin, böyle bitirelim. Yani orada hâkimin izni vesairesi yani, bu cebrî icra hukukuyla bağdaşan bir husus değil. Yani rahmetli Baki Kuru ile Sayın Üstündağ olmuş olsaydı ne derdi ya bu işe? Yani onun için, bilemiyorum...

"İhtiyati hacze uygulanmaz." E, ben geldim yine icra müdürlüğüne, efendim ihtiyati haczi ibraz ediyorum İcra İflas Kanunu 257'ye göre; borçlunun göstereceğim adreslerden menkullerinin hacizle muhafaza altına alınması. E, talebi açtım. Yine Çankaya'da ben Birlik Mahallesi'nde oturuyorum, Birlik Mahallesi'nde değil de efendim Hilal Mahallesi'nde çıktı karşıma muhtarlıkta adres. Oraya giremeyecek miyim? İhtiyati hacze gidiyorum her yere, joker gibi gidiyorum, haczi de yapıyorum, her işlemi yapıyorum.

Ya, değerli arkadaşlar, Rahmetli Sulhi Dönmezer Hoca derdi ki: "Çocuklar, kanun yaparken ne kadar o el halılarının ilmikleri ince atılırsa o kadar o kanun kaliteli olur." Bu kalitesiz bir kanun arkadaşlar. Yani burada nedir? "Efendim, icra dosyalarının sayısı arttı, vatandaş artık borç içerisinde, ekonomik sıkıntı içerisinde, borçlarını ödeyemiyor. Biz ne yapabiliriz? Bir de icra memurlarını bu evlere göndermeyelim, hacze gitmesin, vatandaş nefes alsın." Vatandaşın rahat nefes alması için -açık ve net olarak- efendim, tüm menkul hacizlerini kaldıralım, iptal edelim ya. Menkul derken konut olarak, onu iptal edelim. Yani siz kalkacaksınız, 8 bin lira asgari ücret alanın maaşının 1/4'üne haciz koyacaksınız, şu ekrandaki televizyona haciz koyamayacaksınız. Kanun koyucu olarak bizlerin ve sizlerin boş işlerle uğraşmamamız lazım, doğrusu bu yani birbirimizle tenakuz hâlinde olmamamız lazım.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım.