| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ve Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ile 119 Milletvekilinin; İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4997) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 15 .03.2023 |
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Değerli Başkanım, çok Değerli Komisyonumuzun üyeleri; öncelikle ben de sizlere teşekkür ediyorum.
Tabii, depremde hayatını kaybeden bütün kardeşlerimize de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Depremi Malatya'da yaşayan bir kardeşiniz olarak tabii o anı yaşayan hem de 1 kere değil, 2 kere, 3 kere, 4 kere, sürekli... Bugün otuz altıncı gün, işte, ilk defa il ve bölge dışına çıkan bir kardeşiniz olarak orada yaşananları ilk ağızdan ve bunu objektif olarak da kısaca anlatmak istiyorum. Tabii, işin içinde veya yaşamazsanız bazı şeyleri anlamak ve anlatmak mümkün değil, bazı şeyleri dışarıda olunca konuşmak da çok kolay. İlk 04.17'de Malatya ve bölge bir buçuk dakika sallandı 7,8 şiddetinde ama çok şiddetli, yüzeye de çok yakın bir şekilde. Dakikaların, saniyelerin bitmediği bir zaman dilimini yaşadık. O an Malatya'da yüzde 99'u 1999 öncesi yapılan binalar ve özellikle iş yerleri ve ofisler çöktü. Benim ev 7 katlı, aşağı inip, hanımı bir yere bırakıp ondan sonra kriz masası oluşturmak için uğraşırken ilk gittiğiniz yerde insanların o yıkık üzerinde daha -deyim yerindeyse- dumanı tüterken toz toprak içerisinde çıkışını seyredip o çaresizliği yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu burada anlatmak çok kolay değil. Oradaki yardıma gelecek insanların da tamamının aynı depremi yaşadığını düşündüğünüzde... Bir de kar ve tipinin çok şiddetli olduğu, soğuğun da çok şiddetli olduğu bir an. Size yardıma gelecek komşu illeriniz neresi? Adıyaman. Adıyaman'da da deprem olmuş. Neresi? Maraş. Maraş'ta da deprem olmuş. Neresi? Hatay. Ya da orada deprem olsa bizim buradan oraya gidecek insanlar olması lazım, ekipler olması lazım. Peki, başka illerden nasıl gelecek? Havaalanlarınız zarar görmüş, açık tutmaya çalışıyorsunuz. Karayolları yolu açmaya çalışıyor. Sivas bize 200 kilometre, belki merkezi 250 kilometre yani orada dozerlerin yolu ancak adım adım açarak gelmesiyle yardım ekibi sekiz on saatte geliyor. Tam o sırada ekipler oluşturulmuş, yardımlara gidiyor. 140 yerde çöküntü vardı, o ekipler o an, 2'nci depremde, 7,6'da şiddetli depremde içine düştüler ve adamlar, bunların hepsi ya kamu görevlisi ya asker ya bir başka şey; herkes kaçıştı, bıraktı "İstifa ediyorum." dedi, gönüllüler kaçıştı. Çünkü niye? O 2'nci depremde de enkazın üzerindeyken... Biz de oradaydık, Valilikteydik, Valilik binası çöktü. O anda Turizm Bakanımız da vardı, diğer arkadaşlarımız da vardı, Valilik binası çökerken kurtulduk. Bunu ya, o an "Devlet nerede?" "Şu nerede?" "Bu nerede?"den ziyade insanlar, herkes "Birbirimize ne yapabiliriz?" veya "Nasıl yardım ederiz?" Çünkü o an enkazın üzerindeki devlet görevlileri veya yardım kuruluşları veya bir başka yerden gelenler de kurtarmaya çalıştığı insanların akıbetine düştüler; böyle bir ortam.
Ben yine burada bir hakkı da teslim etmek istiyorum, bugün eleştiriliyor belki ama 2'nci Ordu Komutanı Metin Paşa o gün oradaydı, o da dört buçuktan itibaren, beşten itibaren o kriz masasındaydı ve bizim orası karargâh, dolayısıyla, çok sayıda asker yok. Bütün ordu Suriye ve Irak'ta operasyonda olmasına rağmen onları toparlayıp talimatlarını bizzat verdiğine şahit olduk. Hatay da buraya bağlı, 2'nci Orduya bağlı, Maraş, Adıyaman, diğer bölgeler de onun alanında ve böyle bir ortamda gerçekten adam cansiparane şekilde çabaladı. Geldi, sivillerle beraber, Valiyle beraber "Ne yapılabilir?"i... Valinin talimat vermesine gerek yok çünkü adam yanında ve aynı şekilde, ne derse, ne istenirse yapılıyor ve rakamlar da belli, işte ne kadar helikopter uçurmuşlar, ne kadar sorti yapmışlar, ne kadar malzeme toplamışlar veya ne kadar çadır kurmuşlar. 2'nci Ordu Komutanı bütün lojistiğini Malatya'nın emrine verdi veya elinde ne kadar çadır varsa, ne kadar eleman varsa, enkazların başına veya çadır kurulmasına tahsis etti, depolarını bu iş için, depremzedeler için tahsis etti. Dolayısıyla, orada "Şöyle oldu, böyle oldu."dan ziyade, eksikliklerimiz ne, bundan sonra ne yapılır onu objektif olarak ortaya koyup devam etmek gerekir.
Yine, aynı şekilde, bize ilk gelen il Elâzığ çünkü o an tek açık yol orasıydı. Ekmeğe, suya ihtiyaç duyulduğu, Malatya'da fırınların tamamının çöktüğü bir alan. Malatya'daki yıkılan bina sayısı 90.171 bağımsız bölüm. Çarşıları yok, çarşıdaki 17 binin üzerinde dükkânımız yıkıldı. O anda, şunu da ifade edeyim: Bizde Milliyetçi Hareket Partisinin 1 milletvekili var, CHP'nin de 1 milletvekili var; gerçekten onlara da teşekkür ediyorum. Gerek Veli Ağbaba gerek Mehmet Fendoğlu ilk dakikalardan itibaren bizimle beraberdi, sonuna kadar da bütün toplantılarda da beraberdik; ne yapılması gerektiğini Veli Bey de söylediğinde dikkate alınıyordu, diğer arkadaşlar da söylediğinde dikkate alınıyordu çünkü orada şu parti, bu parti, siyaset ayrımı değil; o acıyı, o enkazı nasıl kaldırırız telaşı içerisindeydik. Zaten bir iki gün sonra da planlamalar, programlar daha oturarak devam etti ve bugün itibarıyla enkazların büyük bir bölümü kaldırılıyor, kaldırılmakta.
1.224 vefatımız oldu Malatya'da. Tamamının kimlikleri belirlendi, 2 yabancı var, onların kimlikleri belirlenemedi. Dolayısıyla, adliye personelimiz de bu konuda... Adliye binamız da kullanılmaz hâlde, buna rağmen başka illerden takviyelerle arkadaşlarımız hem delil tespiti noktasında hem bir yandan da soruşturmaları açmakla ve başlatmakla da görevlerini yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar.
Bizim doğal gazımız kesilmedi, deprem anından itibaren de kesilmedi; elektriğimiz kesilmedi -Malatya için söylüyorum- iletişimimiz kesilmedi, iletişimlerimizi rahat kurduk ve hiçbir bölgede bu noktada bir sıkıntı oluşmadı.
Yine, iş makineleri noktasında... İkinci günden itibaren çevre illerden gelmekle beraber iş makineleri sayısı yeterli oldu. 8 bine yakın personel arama kurtarmada çalıştı ve bunun 6 ülke de yabancı olmak üzere uluslararası arama kurtarma ekipleri de Malatya'da bu konuda çalışmalarını yaptılar ve 560 personelle gerçekleştirdiler. Sayısız enkaz altından insanlarımızı Allah'a çok şükür çıkarabildik ama çıkaramadığımız -dediğim gibi- 1.224 de vefatımız var; Cenab-ı Allah hepsine rahmet etsin ve kimseye de yaşatmasın arkadaşlar, hiçbir insanlık âlemine yaşatmasın; kolay değil.
Malatya'da yine başka sayısız depremlere de yakalandık ama böyle on saniye, yirmi saniye. Bu depremlerin artçısı 6,4; ona göre düşünün. Daha önce hasarsız olan bina artçıyla hasarlı duruma dönüşebiliyor.
Yine, Malatya'nın yapı stoku, evet, ağır hasarlı ama çöken bina sayısına baktığımız zaman -biraz önce de ifade ettiğim gibi- bunların büyük bir bölümü 1999'dan, Deprem Yönetmeliği'nden önce yapılan binalar. Yapı denetiminden geçtiği hâlde yüzde 3 oranında yıkılan binalar var, diğerleri yapı denetiminde olanların yıkılmadığını, aynı anda çökmediğini ama hasarlı olduğunu biliyoruz. Bu şu demek değildir: Yani sorumluların yargıdan veya hesap vermeden kaçması anlamında asla bir şey düşünülmemesi lazım. Hele o acıyı yaşadıktan sonra kim, nasıl sorumluluğu varsa o sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Malatya Büyükşehir Belediyesi ilk dakikadan itibaren su noktasında, ekmek, iaşe noktasında ve diğer lojistik ve enkazları kaldırma noktasında gerçekten olağanüstü çalıştı çünkü bütün elemanları aynı zamanda depremzede. Birçok elemanı göçük altında kalmış, yaralı veya şehit olmasına rağmen, ölmesine rağmen bunların büyük bir kısmı yine vazifelerini yapmaya devam ettiler. Onun için de bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Tabii, şehir boşaldı, yarısı şehri terk etti, başka yerlere gitti. Ama inşallah, bazı arkadaşlara hayal gibi gelse de kısa zamanda yapıp tekrardan şehri hep beraber, el birliğiyle -bunu yine siyasi partiye veya kendimize mal etmeden söylüyorum- şehrin bütün bileşenleriyle daha yaşanılabilir bir Malatya'yı, daha özgür bir Malatya'yı, daha kendi kültürlerine sahip çıkan bir Malatya'yı hep beraber inşa etmek istiyoruz. Bununla ilgili kararımız var ve bu noktada da çalışmalarımızı inşallah devam ettiriyoruz, ettireceğiz de temelleri de attık. Şehri yerinde dönüştüreceğiz, hayalet şehir hâline getirmeyeceğiz, bunu da buradan ifade etmek istiyorum.
Teklifle de ilgili özellikle yine avukatlık mesleğiyle ilgili de bir konuyu söylemek istiyorum. Tabii, bu konuda getirilen 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması, uygun şartlarda finansman desteklerinin sağlanması, yeni başlayan avukatların mali olarak desteklenmesi önemli. Keşke burada özellikle deprem bölgelerindeki avukat arkadaşlarımıza pozitif anlamda ayrım sağlayacak bir öneriyi de buradan getirip hayata geçirirsek daha uygun olur diye düşünüyorum.
Ben tekrardan teşekkür ediyorum.