| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 106 Milletvekilinin; Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4987) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .03.2023 |
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Çok değerli Bakan Yardımcılarımız, çok kıymetli milletvekillerimiz, değerli bürokratlarımız; ben de hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
İnşallah kanun teklifimiz hayırlara vesile olur. Tabii, ben emeği geçen herkese burada en kalbî şükranlarımı arz ediyorum.
6 Şubatta, 11 ilimizi kapsayan, çok geniş kapsamlı bir afet yaşadık; tabii, buna biz "asırların afeti" diyoruz; bölgeye gitmeyen arkadaşlar gittikten sonra aynı kanaatlerini bize ifade ediyorlar. İnşallah, ülkemiz ve dünyanın hiçbir noktası, hiçbir köşesi bir daha böyle bir afetle, böyle bir depremle, böyle bir felaketle karşılaşmaz. Gerçekten, çarelerin bittiği ve imkânların yetersiz kaldığı bir depremi, bir felaketi bütün Türkiye, dünyayla birlikte, hep beraber yaşamış olduk.
Tabii, burada konuşulacak, ifade edilecek çok şey var. Bugün, deprem olduktan bir ay sonra sahayı gördükten sonra önlemlerle ilgili düşünceler ifade ediliyor. Elbette edilecek; çözüm önerileri sunuluyor, elbette sunulacak ama hem dünya tarihinin hem de Türkiye tarihinin görmüş olduğu en büyük deprem felaketiydi.
Tabii, simülasyonlara, öngörülere, mutlaka daha önceki depremlere bakılarak ülkede gerek AFAD gerekse diğer kurumlar gerekli tespitleri yapmışlar ama felaketin bu kadar büyük olacağı hiçbir zaman göz önünde bulundurulamayarak bazı önlemlerde mutlaka eksiklikler olmuştur.
Burada, ben, hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Tabii, bazı arkadaşlar -ben o kıyaslamayı hiçbir zaman için yapmak istemiyorum, yapmanın da doğru olduğuna inanmıyorum ama- geçmişte olan depremler ile bugün, yaşadığımız bu felaketi karşılaştırma gereği duydular. Bu, yersiz bir karşılaştırma, bence hiç de şık olmayan bir karşılaştırma çünkü burada, bizim kaybettiklerimizde, hepimizin kaybettiklerinde bu depremlerin ve felaketlerin hiçbir ayrım -partili partisiz, dinli dinsiz- yapmadığını bir kere daha gördük. Zaten o bölgede hep birlikte olduk; bütün milletvekillerimizle birlikte -gerek muhalefet gerek bizim iktidar partisi milletvekilleri- depremin ilk gününden bugüne kadar hep bölgedeydik. Bizler bütün bölgeyi hep taramış olduk. Depremin ilk gününden beri, ilk anından beri bizler hep oradaydık. Ben yaklaşık bir hafta araç içerisinde uyudum; sonra, diğer on gününü de başka bir yerde, arkadaşların ayarladığı bir yerde geçirmeye çalıştık ama o felaketi hep birlikte yaşamış olduk ve büyüklüğünü de gördük.
Tabii, Türkiye'deki tüm arama kurtarma ekiplerini ve dünyadaki bütün arama kurtarma ekiplerini topladığınızda bizim bölgede yaklaşık 35 bini aşkın bir arama kurtarma ekibi vardı ama bu felaketin altından, üstesinden gelebilecek sayının da çok altında bir sayı bu; dolayısıyla, orada bazı çaresizliklere de bu anlamda, yine, şahit olmuş olduk.
Bölgede görevlendirdiğimiz toplam kamu personeli sayısının 271 bini, yine, iş makinesi sayısının 15 bini, uçak sayısının 78'i, helikopter sayısının 115'i aştığını, yine, gemi sayısının da 38 olduğunu ve zaman zaman bu rakamların da üzerine çıktığımızı görmüş olduk. Tabii, bölgede yaklaşık 40 valimiz görev yapıyor; bütün kaymakamlarımız, yine, görev yapıyor bölgede; bütün bakanlarımız ve onlara bağlı kurum ve kuruluşlar bu bölgede görev yapıyor; bütün belediyelerimiz bölgede görev yapıyor ve hâlâ bakanlarımız ve bakan yardımcılarımız ve bütün bürokratlarımız bu bölgede görev yapıyor. Yaraların sarılması, hafifletilmesi adına devlet bütün imkânlarını bu bölgede kullanıyor. Diğer kurumlarımız gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de tüm imkânlarını bölgedeki ve bölge dışındaki takviye güçlerle birlikte gelen on binlerce personeliyle bölgeye katkı sunmaya çalışıyor. Ülkenin dört bir yanından intikal eden gönüllülerle neredeyse yarım milyon insan depremzedelerimizin o bölgede imdadına koşmuş oldu. Eksiklikleri söylemek, yani helallik istemek, kaderle ilgili bazı konuları dile getirmek, bizim burada milletimizle olan samimi bağımızı göstermek adınadır yoksa bunu bir mazeret olarak değerlendirmek, dillendirmek elbette doğru bir yaklaşım değil.
Güncel tespitlere göre deprem bölgesinde 392.350 konut ve 75.681 köy evinden oluşan toplam 468.031 adet inşa planlıyoruz. Tabii, bunların ayrıntısına girmek istemiyorum yani en çok yıkımın olduğu illerimizden biri -benim de görevli olduğum- Hatay'la ilgili 145.650 konut ve 15.224 köy evinin burada yapılacağı planlanıyor, öngörülüyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle büyük bir afet sonrasında, hemen afetin on beşinci günü orada yapılabilecek konutlarla ilgili temel atmanın ve girişimlerde bulunmuş olmanın örnekleri yok. Şükürler olsun ki bu, bizim ülkemizde devletimizle milletimizle olan birliğimizin ve beraberliğimizin bir göstergesi.
Tabii, etki analizinden falan bahseden arkadaşlar var; bölgedeki tespitlerle ilgili, bugün önümüze sunulması gereken bir raporla ilgili. Elbette görüş ve düşüncelerini ifade eden kurum ve kuruluşlar olabilir, burada özgün kuruluşlar olabilir ama tabii devlet olmanın ciddiyetini göz önünde bulundurarak bugün bu etki analizlerinin yapılmış olması ya da yapılacak olması hemen, kısa bir süre içerisinde henüz enkazların kaldırılmadığı bir noktada ben doğru sonuç vereceğine inanmıyorum dolayısıyla bunu da bu şekilde ifade etmek istiyorum.
Tabii, bölgede kurulan yine 350 bin çadırda 1,4 milyon, yine faaliyete geçirilen konteyner kentlerde 34 bin vatandaşın barınıyor olması; kamu kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız vasıtasıyla günde 2,5 milyon kişiye 3 öğün sıcak yemek veriliyor olması; ayrıca ekmek, su, kuru gıda dağıtımının yapılıyor olması; yine amacımız tabii burada 100 bin, hatta gerekiyorsa 200 bin konteyner kurularak insanlarımızın nispeten daha iyi şartlara kavuşması için burada geçici bir barınma faaliyeti de bu aşamada yürütülüyor. Talepler üzerine 811 bin vatandaşımız, yine kara, hava, demir yolu veya kendi araçlarıyla yol masrafı devlet tarafından karşılanması hasebiyle bölge dışına 3,3 milyon kişinin gönderildiği veya kendi imkânlarıyla gittiğini... Belki bu rakamlar daha fazla da olabilir.
Yine, afet bölgesinde özellikle burada kalanlardan valiliklerimize, kaymakamlıklarımıza başvuran 1,6 milyona yakın vatandaşımız da barınma imkânına kavuşmuş durumda. Dost ve kardeş ülkelerden gelen yardımlar da bölgedeki yine depolarımızda istiflenmiş ve istihdam edilmiş bir şekilde.
Yine, depremden etkilenen 1 milyona yakın vatandaşımıza onar bin lira ve yakınını kaybedenlere yüzer bin lira ve taşınmak isteyenlere on beşer bin lira gibi devlet çok acil, kısa süre içerisinde almış olduğu tedbirlerle bu yardımları vatandaşlarımızın imkânına sunmuş oldu.
Tabii, toplamda deprem bölgesinde 653 bin konut yapılacak inşallah ve bunlar için bir yıl süre isteniyor.
Yine, Cumhurbaşkanımız güçlendirmeyle ilgili, orta hasarlı binalarla ilgili... Orta hasarlı binaların da artık güçlendirmekten ziyade bunların yıkılarak yeniden yapılmasıyla alakalı bir talimatları oldu. Orta hasarlı binaların güçlendirilmesi yerine bunların hasarlı olarak, ağır hasarlı olarak sayılarak yeniden yapılması... O da önemli bir gelişmeydi.
Diğer taraftan, 653 bin bağımsız yapı yapılıp vatandaşlarımıza inşallah bunlar bir yıl içerisinde teslim edilecek. Bu işleri yapan ve bunların tespitini yapan bizim oradaki yetkili mühendislerimiz, kurum ve kuruluşlarımız.
Tabii, yapılan yapılarla ilgili örnekler verildi. İşte, 2000 öncesi yapıların yüzde 98'inin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlarsanız Sayın Kırkpınar.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
TOKİ konutlarının yıkılmadığı ifade edildi. 11 ilde etkili olan depremde 143 bin TOKİ konutunun yıkılmadığını burada bir kere daha vurgulamak istiyorum.
Tabii, burada, TOKİ'nin özellikle depreme dayanıklı ve zeminle ilgili iyileştirmelerinin de inşallah bundan sonraki süreçlerde bizim yapılaşmamızla ilgili çok ciddi bir örnek olması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Tabii, çok konuşulacak konu var, mesele var. Özellikle, ben bir İzmir Milletvekiliyim. Yaptıklarımızla ilgili bir dakika daha sizden istirham ediyorum Başkanım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok kısa olursa...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Üçer, beşer dakika verildi sizden önceki arkadaşlara, o yüzden... Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İzmir Milletvekili olarak, deprem yaşamış bir il olarak buyurun.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Şimdi, İzmir'de 2020 yılında yaşanan depremde bizler de epey bir canımızı kaybettik, onlara da Allah'tan rahmet diliyorum ama kısa süre içerisinde 5.061 konut İzmir'de yapıldı, çok büyük bir kısmı da vatandaşlarımıza teslim edildi. Dolayısıyla burada İzmir'i yirmi beş yıldan beri yöneten yerel yönetimlerin bırakın bir kentsel dönüşüm örneği göstermesini, bizim girişimlerimizle bütün kentsel dönüşüm planlarına ve hedeflerin hepsine ama hepsini eksiksiz bir şekilde dava açıldı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yaşar Bey, teşekkür ediyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ve bu bize kentsel dönüşümün bir rantsal dönüşüm davası olduğu hep ifade edildi. Ben özellikle burada bunun da altını çizmek, ifade etmek istiyorum.