CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Değerli Başkanım, tabii, ben Bakanlıkta vazifeli olduğum dönemde de biz bu konuyla ilgili çok ciddi çalışmalar yaptık. En başta, Orman Genel Müdürlüğünün bu özel ağaçlandırma için ayırdığı alanların mutlaka bir toprak etüdünü yapması lazım. Özellikle ceviz yetiştiriciliği çok profesyonel bir iş, herkes bu işi yapamıyor. Mesela, Çatalca bölgesinde vatandaş cevizi dikmiş, sekiz-on sene sonra ağaçlar sararmaya başlamış ve bir orman mühendisi anlattı bana, gidip konuyu incelediği zaman demiş "Ya, şu ağaçları birisini feda edelim." "Makineyi getirdik, ağacı söktük. Bir baktık ki aşağıda cevizin kökleri saman gibi olmuş." diyor. Çünkü ceviz, kazıkkök bir ağaçtır ve aşağı doğru gider. Kireç oranı, tuz oranı yüksek olduğu zaman ağacı etkiliyor, bu bir.

İkincisi, Okan Vekilimin dediği gibi, o Edirne'nin bazı köylerinde bu işi Bakanlık olarak biz yaptık. Köylülerle oturduk konuştuk, bir alan belirledik dedik ki "Kardeşim bak, biz buraya 5 bin ağaç dikiyoruz."

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Karaağaç'ta.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Karaağaç'ta bak. 5 bin ağaç dikiyoruz, köy kaç hane? 50 hane. Bunun bakımını üç yıl Orman Genel Müdürlüğü yapacak, üç yıl sonra biz bu ağaçları size teslim edeceğiz, hane başına 100 ağaç. Bundan sonra bu ağaçlara siz bakacaksınız ve bunların da ürünleri sizin olacak.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Siz yaptınız onu üstüne köylü bile kendi...

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Bakın, bu çok doğru bir yöntemdi.

Bir diğer taraftan, mesela İzmir'de biz... İzmir'in bazı bölgelerinde ormanda delice zeytinleri var, delice ağaçları. Biz bu ağaçları gittik aşıladık, bakanlık olarak onları zeytin hâline getirdik ve yine onları da dediğim gibi köylülere böldük. Köy kaç haneyse hane sayısına böldük, dedik ki "Artık bundan sonra bunlar sizin malınız, bakımını siz yapacaksınız, bunların ürünleri de sizin." Bir kere, teşkilatın bu işin içinde olması lazım çünkü ceviz ağaçlarını yetiştirip de meyve getireceği kadar olan süreç çok önemli bir süreç yani bilmiyorlar işi, ağaçların birçoğu kuruyor, birçoğu şey yapıyor.

Mesela, sizin Edirne bölgesinde Ahmet Yazıcı diye bir arkadaş var, şu anda dünyanın en büyük ceviz bahçesini kurdu, tam 52 bin ceviz ağacı dikti, çok ciddi masraf etti. O arkadaş, önce bizden bir 300 dekar yer almıştı, sonra gitti kendisi de yaklaşık 2 bin dekar da etraftan araziyi satın aldı, topladı ve şu an dünyanın en büyük ceviz bahçesi ve çok profesyonel yapıyor, İspanyol bir danışman getirdi. Budaması, aralaması, her şeyiyle mükemmel. Ya, bu işin profesyonel yapılması da çok çok önemli. Dolayısıyla herkes bu yerleri almak istiyor ama aldığı zaman bu işin arkasını getirebilecek mi?

Çok önemli bir hususu daha söyleyip kapatacağım. Mesela, biz, o alanları ilan ettiğimiz zaman insanlar başvuruyordu ve kura çekiliyordu.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Evet.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Diyelim ki bir yere kaç kişi başvurdu? 30 kişi. Bu 30 kişinin isminden bir kura çekiliyordu, kime çıkarsa. Şimdi gece saat dediğin gibi 00.01 dediğin anda hemen birisi müracaat ediyor, yeri alıyor. Alan adam, emin olun, o işi belki kendisi de şey yapamıyor, bir şekilde onu başkasına devrediyor.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Devrediyor.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Bir sürü formülleri var, tamam mı, benim uhdemde kalmak üzere, galiba iki yıl sonra orayı devir hakkı var. Ya, bizim bunların önüne geçmemiz lazım arkadaşlar. Bak Bekir Bey, ben bu yöntemin doğru olmadığına inanıyorum, açık söylüyorum.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Demek ki muhalefet bazen işe yarıyor.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Yani ilk başvurana verme yönteminin ben doğrulamadığına inanıyorum. Kura çekin ya, başvurular olsun ve kura çekilsin, kime çıkarsa.

Teşekkür ederim.