KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımız, değerli milletvekillerimiz, çok değerli Bakan Yardımcılarımız, bürokratlarımız, basınımızın çok değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, ben de sözlerime başlarken 6 Şubat tarihinde hakikaten dünyanın da "yüzyılın felaketi" olarak adlandırdığı, nitelendirdiği depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerimi buradan bir kez daha iletiyorum; yaralanan vatandaşlarımıza, kardeşlerimize de hayırlı şifalar diliyorum. Evet, çok büyük bir felaket 11 tane ilimizi kapsadı, bütün dünya âdeta otuz günden beri bizi konuşuyor; böyle bir felaket görülmemiş.

Şimdi, 230 bin binada -yani 650 bine yakın bağımsız bölüm oluyor- 650 bine yakın bağımsız bölüm âdeta yok oldu; bunları yeniden inşa etmemiz gerekiyor, vatandaşlarımızı en iyi şekilde, en kısa sürede tekrar konutlarına kavuşturmamız gerekiyor. Bunun için Hükûmet olarak gece gündüz çalışıyoruz. Depremin olduğu günden, saatten itibaren gerek bakanlarımız, Cumhurbaşkanımız, sivil toplum kuruluşlarımız, milletimiz, bütün Türkiye âdeta seferber oldu, o bölgeye akın edildi. Zannediyorum sizler de bölgeye gittiniz, âdeta yollarda... Hani bayramlarda seyahate çıktığınız zaman nasıl trafik çok yoğun oluyorsa, doğuya doğru yollar âdeta iğne atsan yere düşmeyecek şekilde milletimiz o bölgeye seferber oldu. Buradan emeği geçen, dua eden, o yaraları sarmak için gece gündüz çalışan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Hükûmetimiz de gerek askerimizle, polisimizle, AFAD'ımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla hep beraber seferber oldular; şirketlerimiz bütün araçlarını gereçlerini ekipleriyle beraber, operatörleriyle beraber o bölgeye gönderdiler; Türkiye âdeta tek yürek oldu. Yaralarımızı bir an önce sarmak için de vatandaşlarımızla birlikte elimizden gelen her şeyi yaptık.

Şimdi, tabii, biz bir konuyu konuşurken bugünden itibaren konuşmak veya olay olduktan sonra konuşmak çok kolay ama ben her zaman ifade ediyorum, özellikle Bütçe Komisyonunda bir şeyi değerlendirirken Türkiye'nin dününü de konuşmak lazım. Tabii ki bugünü konuşacağız tabi ki yarını da değerlendireceğiz ama şimdi, dünü konuşmadan bugün olan olaylar neticesinde sonuca göre konuşmak çok basit. Şimdi, yıkılan bina sayısına baktığımız zaman, işte, binlerce binamız yıkıldı. Yıkılan binalar için, hangi tarihlerde bu binalar yapılmış diye kimse sormuyor bu soruyu. Bu binalar hangi tarihte yapılmış ve yüzde kaçı yıkılmış bu binaların? 99 öncesi yapılan binaların bu depremde yüzde 98'i yıkıldı; 99 öncesi... Şimdi, burada... Yani birbirimizi suçlamak çok kolay yani olay olmuş, hemen suçluyu arayalım, hemen istifaları çağıralım, işte "Şu kadar insan öldü, 50 bine yakın vatandaşımız öldü -doğru- niye kimse istifa etmiyor?" Arkadaşlar, şimdi, Türkiye'nin gerçekleri var. Türkiye gelişmiş bir ülke mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İstifa edilmez Türkiye'de.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 99 yılından önce yapılan binalara hangi hükûmet gelirse gelsin... Bugün veya yarın İstanbul depremi geliyor diyoruz, bu binaların da yüzde 70'inin, yüzde 50'sinin -oranları bilemem, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından alabiliriz- yıkılması lazım. Hadi buyurun Ankara'da da hadi buyurun İzmir'de de... Hadi Ankara, İzmir, İstanbul, Adana, Antalya ne varsa bir sürü yıkılacak bina... Hadi, bugünden itibaren gidip yıkalım. Hadi, Meclisiz, kanunu çıkartalım madem, herkesi çıkartalım.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Devletle iş birliği içinde olacak o, belediyeler tek başına yapamaz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, müdahale etmeyelim arkadaşlar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, arkadaşlar, az önce, çok güzel, gerçekleri ifade ettiniz, ne ifade ettiniz? Hükûmetimizin yapmış olduğu TOKİ binalarından bir tane yıkılan yok. Yapılan TOKİ binaları çökmüş olsaydı, o zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığında yetkili arkadaşlarımıza, Bakan Yardımcımıza derdik ki: Buyurun, istifa edin. Deprem olmuş, o saatte Bakan Yardımcımız...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Uğur Bey, Hükûmetinizin yaptığı değil, ihalelerle yapılan kamu binaları çöktü. O ayrı bir şey, bu dediğiniz ayrı bir şey; bunu böyle konuşma.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, kamu binalarının yüzde kaçının çöktüğüne de bakarız.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Arsuz'da ölüm var, ben size söyleyeyim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kamu binalarının yüzde kaçı çökmüş, inşaatların, evlerin yüzde kaçı çökmüş, bunlara tek tek değiniriz; etki analizini yani değerlendirmeyi yaparız hepsine.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - AFAD çöktü ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, deprem olmuş, arkadaşlarımız deprem olduğu saatten itibaren deprem bölgesine gitmişler, her şeyleriyle beraber otuz iki günden beri... Bir tek bu kanun teklifine ilişkin buraya gelmiş Sayın Bakan Yardımcısı, ben yakinen bildiğim için söylüyorum. Şimdi, "Ya, istifa etmeniz lazım." Neden istifa etmesi lazım? "99 öncesi binalar yıkıldı, niye sen bu binaları boşaltmadın Sayın Bakanım?" Hadi bakalım. "İçişleri Bakanı niye önlemini almadı?" Bunu söylerken ya, hakikaten Sayın Paylan, beş yılın bir yorgunluğunu görüyorum sizde. Şimdi, getirdiğimiz teklifle alakalı "Bu teklif bir şey getirmiyor." Ya, bu teklif diğer işleri yapmasına engel değil ki. Şimdi, yardımlar gelmiş, bağışlar gelmiş, para geliyor, bütçeden para aktarılması lazım, yardımları tek elden nasıl toparlayabiliriz diye fon kurmuşuz, buradan yönetelim diyoruz -bakanlarımız, yine, Maliye Bakanımız başkanlığında olacak bu yönetim- diğer yapacağın hiçbir işe engel değil bu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Engel!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne kadar iş yaparsan yap bu engel değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Engel, engel!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Buyurun, hep beraber Meclisteyiz arkadaşlar. Buyurun, hadi, İzmir'de Karabağlar diyorum, hadi dönüştürelim bunu şimdi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dönüştürelim, hadi buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hadi, dönüştürelim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dönüştürelim, evet.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, karşılıklı müdahale etmeyelim lütfen.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama söylüyoruz, örneğin Manisa...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Karabağlar'da ne varmış, ne var Karabağlar'da?

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Örnek bir dönüşüm yapılıyor Karabağlar'da.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, müdahale etmeyin; söz vereceğim size, müdahale etmeyin.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bilmeden konuşmayın!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Sındır... Ya, bakın, arkadaşlar, bu konuda siyaset yapmak istemiyorum ya! İzmir de bizim, Diyarbakır da bizim, Ankara da bizim...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Söz vereceğim size, o zaman cevap verirsiniz. Müdahale etmeyin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ...İstanbul da bizim, Kahramanmaraş da bizim, Antep de bizim ama Türkiye'nin gerçekleri var, gerçekleri konuşmak yerine...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Karabağlar'da ne var, öbür taraflar yok mu?

CAVİT ARI (Antalya) - Karabağlar'ı örnek alması lazım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, Türkiye'nin 81 ili var.

SALİH CORA (Trabzon) - Karabağlar'dan başlayın. Hayır, samimiyetinizi görelim biz de ya!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, arkadaşlar, müdahale etmeyelim. Söz vereceğim, cevap verin.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama laf ediyor "Karabağlar" diye.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Karabağlar demek suç mu?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - "Karabağlar" demeyelim hadi, Bayraklı olsun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İzmir'i konuşuruz detaylı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, ya, lütfen ya!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Yaşar Bey, Uğur Bey konuşuyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, bir ilimizin ismini zikrederken niye alınıyorsunuz ya? Hepsi bizim, 81 il bizim ya, arkadaşlar, hepsi bizim ama Türkiye'nin gerçeklerini göz önüne almadan, Türkiye'yi görmeden, Türkiye'nin bugününü, dününü konuşmadan, bugün "Niye böyle oldu?" diye suçlamak, birini suçlamak zamanı bu zaman değil, bugün birlik olma zamanı. Tabii ki gerçeklerden yola çıkarak, olaylardan yola çıkarak ders almamız lazım. Ne yapmamız lazım? Bu yapımı 99öncesi binaları bir an önce boşaltmamız lazım, yeniden bu binaları yapmamız lazım. Hangi ilde olursa olsun arkadaşlar fark etmez. "Hangi ilde olursa olsun." diyoruz ya, bunu söylerken biz suç mu işliyoruz, hakaret mi ediyoruz size? Ama bizim arkadaşlarımız buradan bir laf attığı zaman efendim ne "utanmaz" kelimesi kalıyor ne "ayıp" kelimesi ne katilliğimiz kalıyor ya! Bunu yakıştırıyor musunuz, bu Mecliste bu sözleri arkadaşlar? Bu sözleri yakıştırıyor muyuz kendimize? Yakıştırıyor muyuz? Ben yakıştıramıyorum açıkçası. Niye yakıştıramıyorum? Hakaret ederek bir yere varamazsınız, söyleyecek sözünüz yoksa ondan sonra bozuk plak gibi başlarsınız hakaret etmeye. Şimdi, bütün edilen hakaretleri ben edenlere iade ediyorum; edenlere, o hakaretle edenlere iade ediyorum. E, kimisine göre işte "utanma" kelimesi falan hakaret değil, olabilir ama o "utanma" gibi hakaret olmadığını söyleyen kişilere, onlara da "utanmaz" diyorum yani hakaret değilse.

Değerli arkadaşlar, kanun teklifimizin maddelerine baktığımız zaman, bağımsız denetimle alakalı Sayın Kuşoğlu bir soru sormuştu ismimi zikrederek. Ya, yeşil fonlar var Sayın Kuşoğlu, yeşil fonlar. Bunlar, illaki dış bağımsız denetim şartı arıyorlar yardım göndermek için.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama yeşil fon niye bizim fona bağışta bulunsun ki?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Veya kredi çekmek istiyorsun, dış kaynaklı kredi getirmek istiyorsun; onlar, dış bağımsız denetim görmek istiyorlar. Dolayısıyla, bu maddeye onun için bu dış denetimi getirdik.

Kentsel dönüşümü bir an önce yapmamız lazım arkadaşlar, hep birlikte. Buna "hayır" demememiz lazım. Şimdi, "kentsel dönüşüm" dediğimiz zaman efendim, rantsal dönüşüm...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Uğur Bey, kamuya kredi veriyorsa gerek yok zaten.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Kentsel dönüşüm" dediğimiz zaman, "rantsal dönüşüm" diyerek o kentsel dönüşümü engellemek veya önüne geçmek veya birilerinin kafasını karıştırmanın vebali herkese yeter diyorum. Bak, hakaret falan etmiyorum ben, hiçbir şey demiyorum. Bu vebal, kim engellediyse her birine, her bir kişiye tek tek yeter diye düşünüyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İmar barışıyla getirdiğiniz yapı kayıt belgesinin vebali yeter size.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi değerli arkadaşlar...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Bey, imar barışını kim getirdi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, imar barışı...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kim getirdi, söyleyin bir.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim lütfen.

SALİH CORA (Trabzon) - Kimin seçim beyannamesinde var imar barışı?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, bakın, siz şikâyetçiydiniz, şimdi siz müdahale ediyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Benim bütün konuşmamı... İlk kez ağzımı açtım.

SALİH CORA (Trabzon) - Kimin seçim beyannamesinde imar barışı var?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ama etmeyelim işte, dinleyelim.

SALİH CORA (Trabzon) - Niye çarpıtıyorsunuz ya!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün konuşmamda bağırdı.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - İstiyorsanız tekrar söz veririm.

Sayın Aydemir, buyurun.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ama sen hakaret ediyorsun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben "Utanın." dedim, "Utanın." hakaret mi?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamamlayın, buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Utanın." demek hakaret mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, arkadaşlar, 1 can kaybına tahammülünüz var mı, 1 can kaybına tahammülünüz var mı? Yok, değil mi? 1 can kaybı olsun istemiyoruz yani hiçbir canımız kaybolmasın istiyoruz değil mi? Hepimiz feveran ediyoruz değil mi, "Aman ha, can kaybımız olmasın." diyoruz değil mi? Sayın Paylan, sana soruyorum: PKK terör örgütünün şehit ettiği vatandaş sayımız kaç?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, siz, insanlarımızı öldürdünüz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kaç? Kaç? 50 bine yakın, 1 trilyon doların üzerinde maliyeti var bize. Bugüne kadar, utanma olsa sizde, utanma olsa PKK terör örgütüne bir lanet okumaz mısınız?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O mesele de sizin yüzünüzden oldu. Hamaset yapıyorsun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hamaset yapıyorsun.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, bakın, aynı şeyi siz yapıyorsunuz şu anda.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın, Sayın Paylan, senin yaptığını yapıyorum ben. Senin yaptığını yapıyorum, beni bu noktaya çekme.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hamaset yapıyorsun.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, lütfen, müdahale etmeyin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Beni buraya çekme, Sayın Paylan. Bak, beni bu noktaya çekme.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elinden geleni ardına koyma! Ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - PKK terör örgütüne, "terör örgütü diyemeyenlere lanet olsun, utanmaz bu adamlar, utanmazlar.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bakın, şikâyetçi olduğunuz şeyi siz yapıyorsunuz şu anda.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunu mu söylettireceksiniz bize illaki.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hamaset yap, hamaset yapmaya devam et.

AHMET KILIÇ (Bursa) - Gerçek bunlar, gerçek; yüzleşin bu gerçekle!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir dahakinde de "Allah rahmet eylesin." dersiniz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, lütfen...

Evet, Sayın Aydemir...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, arkadaşlar, biz Deprem Yönetmeliği'ni çıkartarak sağlam zemin...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hani belge çıkaracaktın, ne oldu?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, imar barışında oy kullananları istemiştim, Kanunlar Kararlar da çıkarttı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hadi göster!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Var, var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Göster!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, yeter, ne olur.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sizden 7 vekil "hayır" dedi Genel Kurulda, imar barışıyla alakalı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bu kadar müdahale etmeye hakkınız yok.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çıkaracağım şimdi onları.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O kadar kişiydik.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çıkaracağım, göstereceğim hepsini.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O kadar insandık o anda.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Niye o kadar kişiydiniz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Katılmamak ne demek? Katılmamak örtülü destek...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, bir dakika...

Sayın Aydemir, bir müsaade eder misiniz? Ek süre vereceğim.

Sayın Paylan...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Partilerin görüşünü sözcüler belirlerler.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Mazeret mi o?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, biraz önce sizin şikâyetçi olduğunuz aynı şeyi siz yapıyorsunuz. Bakın, ben, şimdi sizi uyarmak zorunda kalıyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, bütün konuşmamda bağırdı.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen, tamam, yaptınız yeteri kadar; yeter, bu kadar yeter.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bana soru soruyor.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Hâlâ devam ediyorsunuz. Lütfen, konuşmasını bitirsin.

Buyurun Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Değerli arkadaşlar, imar barışıyla alakalı diyorsunuz ya, HDP'den 5 vekil reddetmiş.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet, doğru.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - HDP'nin kaç vekili var?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O kadar kişiydik o anda.

SALİH CORA (Trabzon) - Niye dik durmadınız?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nerede?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sahadaydılar arkadaşlarım.

SALİH CORA (Trabzon) - Siz niye dik durmadınız?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Uğur Aydemir, lütfen karşılıklı konuşmayalım, sözünüzü tamamlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Partilerin görüşlerini sözcüler belirlerler.

SALİH CORA (Trabzon) - Olur mu öyle şey!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz, hepiniz "evet" demişsiniz, 5 kişi "hayır" demişiz, bize laf ediyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, imar barışı...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Uğur Bey, süreniz bitmek üzere, sözünüzü tamamlayın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, Sayın Başkan, sürem bitecek ama Sayın Paylan kendi süresinin yirmi dakikasını...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, karşılıklı yapmayalım konuşmayı.

Buyurun, devam edin.

Sayın Paylan, müdahale etmeyin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Değerli arkadaşlar, imar barışı konusuna bu Fon'u getirip girmemek lazım. İmar barışı ayrı bir konu, ayrı bir gündem.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hepiniz "evet" dediniz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ya, Allah Allah!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İmar barışında biz hiçbir tane binaya ruhsat vermedik.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nasıl vermediniz?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, bu kadar müdahale edilmez bir konuşmaya.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Zaten bina duruyor orada, "Elektrik abonesi, su abonesi bağlanabilir." dendi ama affetmedik kimseyi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Affettiniz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bakın, bütün uyarılarıma rağmen devam ediyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Af diye bir şey yok, ruhsat verme diye bir şey yok ama imar barışını getirip de bu noktaya taşımak hakikaten büyük bir haksızlık. İmar barışında, zaten bina orada, binada kaçak elektrik kullanıyorlar, kaçak su kullanıyorlar, yolu var, her şeyi var; elektrik ve su bağlanması iznini verdik o zaman.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kaçak su...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, Sayın Paylan'a hitap etmeyin, bana doğru konuşun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, depremde...

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ya, arkadaşlar, bu depremde, üçüncü dünya ülkesi gibi 50 bin insanı enkaz altında bıraktık. Yapmayın ya! Biz üçüncü dünya ülkesi miyiz?

SALİH CORA (Trabzon) - Ya, siz de "evet" dediniz imar barışına.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Üçüncü dünya ülkesi gibiyiz ya, lütfen!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyelim, söz vereceğim.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Deprem bölgesinden geliyorum, bu kadar aymazlık bizi üzüyor yani.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Söz vereceğim, görüşlerinizi paylaşırsınız.

SALİH CORA (Trabzon) - Ayıp ya!

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - 50 bin insanı enkaz altında bıraktık. Yeter artık!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Söz vereceğim size.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, yıkılan binalar...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, tamamlayın lütfen.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tekrar söylüyorum, kayıtlara geçsin: Yıkılan binaların yüzde 98'i, yüzde 98'i 1999 öncesinde yapılmış.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Taşıyabilirdiniz efendim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle bir şey yok, öyle bir şey yok!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, evet.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Doğru değil.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yüzde 2'si 1999'dan sonra yıkılan binalar.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Deprem Komisyonunda 268 tane önerge verdik, hangi birini işleme aldınız?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyelim, hatibe müdahale etmeyelim.

Sayın Aydemir...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dolayısıyla, Hükümetimizi, suçlamadan önce, AK PARTİ'nin kentsel dönüşümle yapmış olduğu konut sayısını gündeme getirmek lazım. Burada hükûmetleri yarıştırmıyorum, Türkiye'nin gerçeklerini konuşalım diyorum. Türkiye'nin gerçeklerini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, sözünüzü tamamlamak üzere ek süre veriyorum.

Buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Türkiye'nin gerçeklerini konuşmamız lazım, Türkiye'nin gerçeklerini konuşmadan burada hamaset yapmak öncelikle kendinize haksızlık, Türkiye'ye haksızlık, Türkiye'nin dününe haksızlık yapıyorsunuz.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Kimse hamaset yapmıyor! Canımız yanmış, kimse hamaset yapmıyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, Türkiye'nin dününe haksızlık yapıyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ben size söz vereceğim, lütfen müdahale etmeyin. Lütfen, rica ediyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Bizim canımız yanmadı, öyle mi yani?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım...

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ben yaşadım Beyefendi, siz yaşadınız mı?

SALİH CORA (Trabzon) - Biz de yaşadık.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Nerede yaşadınız?

SALİH CORA (Trabzon) - Ben oradaydım, Hatay Arsuz'daydım.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ben o ölüleri tek tek kaldırdım. Arkasında ceset torbasıyla, insanlar otomobille geldiler.

SALİH CORA (Trabzon) - Biz de oradaydık, biz de enkazlardan insanları çıkardık.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Sadece burada politika yapıyor.

SALİH CORA (Trabzon) - Hamaset yapmayın, biz oradaydık ya!

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Hamasetin Allah'ını siz yapıyorsunuz!

SALİH CORA (Trabzon) - Siz, fotoğraf verdiniz ya! Biz oradaydık yirmi üç gün ya!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Cora...

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ne fotoğrafı ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Biraz saygılı ol be! Nasıl konuşuyorsun sen öyle!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Cora, lütfen.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Biraz acıya saygınız olsun ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Ne saygısız adamsın sen ya!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, süreniz tamamlandı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl tamamlandı Sayın Başkanım?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam, on beş dakikayı geçti.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama Sayın Başkanım, nasıl tamamlanabilir yani o zaman ben de müdahale edeceğim bundan sonra.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ek süre de verdim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama Sayın Başkanım, bir kelime konuşturmuyorlar ki arkadaşlar. Sağ olsun, Sayın Paylan yeterli gelmedi, vekil arkadaşı müdahale etmeye başladı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Etme bulma dünyası.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - On beş dakika oldu, tamamlayın lütfen.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O yeterli gelmedi, Sayın Arı oradan müdahale ediyor.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bakın, tamamlamıyorsunuz, tamamlayın.

Buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, inşallah bundan sonra hep beraber, birlik beraberlik içerisinde olarak, belediyelere düşen görevlerde belediyelerle, Hükûmetimize düşen görevlerde hükûmetimizle, milletimizle birlikte daha zemini sağlam yerlerden başlayarak inşaatlarımızı depreme dayanıklı bir şekilde yaparız, bundan sonra böyle facialarda isterse 8 şiddetinde olsun, 9 şiddetinde olsun, 1 can kaybımızın olmaması için elimizden gelen bütün gayreti gösterelim, tedbirlerimizi alalım diyorum.

Şu var, bizim arkadaşlarımız şunu söylüyorlar müdahale ederken: "Ya, ne olmuş?" dediği zaman, ne olmuş yani raporu hazırlanmış da... Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyor arkadaşımız: "Yani uygulamada nereye gelindi, hangi şeyler uygulandı?" Haydi, ne ayıplığı kalıyor ne utanmazlığı kalıyor, o da yetmiyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ederim Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Arı, bizim arkadaşımız her müdahale ettiğinde, sizin oradan müdahale etme gibi bir görevinizin olmadığını düşünüyorum; lütfen, size sataştığı zaman siz de sataşın, en azından CHP'ye sataşma olduğu zaman...

CAVİT ARI (Antalya) - Sizin tavrınıza, sizin saldırılarınıza, sizin gereksiz konuşmalarınıza ancak cevap veriyoruz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, lütfen... Söz vereceğim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ...CHP'yi savunabilirsin ama her karşıdan gelene, hepsine birden hakaret ederek cevap verme hakkın yok. Sana bütün sözlerini iade ediyorum, hakaretlerini iade ediyorum.