KOMİSYON KONUŞMASI

NECİP NASIR (İzmir) - Yok, yok, hiç cevap hakkı doğurmayacağım.

Şimdi, öncelikle Milletvekilimiz Yakup Taş arkadaşımıza, daha önceki milletvekilimize ve bütün depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum ve Türk milletinin başı sağ olsun.

Ben aslında hiç konuşmayacaktım, bu toplantının amacının yurt dışından gelecek...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Afet fonuyla ilgili.

NECİP NASIR (İzmir) - Afet fonuyla ilgili yetki alınması olduğunu, bu minvalde görüşüleceğini... Ancak iki hafta önce Mecliste yasallaştırdığımız Maraş, o 11 ildeki Deprem Araştırma Komisyonunun ve kentsel dönüşüm -ki ilaç o- onunla ilgili bir Komisyon oluşacağı ve bu yasallaştı. Cumhurbaşkanımızın da ifadeleriyle önümüzdeki ilk dönem, kentsel dönüşümle ilgili daha çok radikal kararlar alınacağı ve bu oluşan Komisyonla daha önceki Deprem Araştırma Komisyonunun da birleştirilerek radikal çözümler getirileceği yönünde hazırlıklarım vardı, o Komisyonda konuşacaktım bazı şeyleri ama burada ifade etmem gerekiyor.

Sayın Nuhoğlu "dertliyim" dedi; Sayın Mustafa Demir Başkanım, o da dertli; ben de çok çok dertliyim. Sayın dostum, değerli dostum milletvekili arkadaşım, iyi bilir 2012'den beri hem inşaat mühendisi olarak hem de STK Başkanı olarak...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Haftalarca hangimizin yüzü güldü ya, deprem bölgesinden geldik, simalarımız değişti.

NECİP NASIR (İzmir) - Evet.

Aylarca 2012'den beri kentsel dönüşümle ilgili mücadele eden biriyim hatta beton karteliyle ilgili 1990'ların sonunda mahkemelerde yargılanan biriyim. Şimdi ben de depremin olduğu 04.17'nin ilk günü öğleye doğru Genel Merkezimizden görevlendirme gelince İzmir Havalimanı'ndan mavi berelilerle -fotoğraflarımız da var- birlikte askerî kargoyla İncirlik'e indim ve Osmaniye Hasanbeyli ilçesine görevlendirilmiştim -Devlet Bahçeli'nin doğduğu ilçe- ve o İncirlik'ten de ilçeye gittim, ilk günden itibaren o ilçedeydim, daha sonra Osmaniye toparlandı; sonra diğer illere de gittim bir mühendis gözüyle dolaştım.

Şimdi hiç söz edilmeyen bir şeyden de söz edeceğim, burada inşaat mühendisi arkadaşlar var. Ben hem Dokuz Eylül Meslek Yüksekokulu inşaat bölümü mezunuyum hem de mühendislik fakültesini, bu işin 2 üniversitesini bitirdim, çocukluğumdan beri de inşaat yaparım. 1999'dan önce yapılan yapılarda -zaten herkes ifade ediyor- zemin etüdü var mıydı? Yoktu. Nervürlü demir var mıydı? Yoktu. Başka bir şey söyleyeyim size.

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Hazır beton da yok.

NECİP NASIR (İzmir) - "Hazır beton" da yoktu.

Değerli milletvekilleri, statik hesapları elle yapardık. Bu bina, katlar var tuğlalar var, altta dükkân var. Tuğlalar taşıyıcı olmamasına rağmen duvarların ağırlığı var, deprem yüklerini hesapladığımızda bu vurduğumda böyle gider, böyle vurunca böyle gider -anlaşılabilir bir dille ifade ediyorum- altta boşluk var, biz mühendislik dilinde "yumuşak kat" deriz ve diğer anlamıyla da düzensizlik hesaplarının yapılması gerekirdi. 1975 Yönetmeliği'nde 1999'da gelen yönetmeliğe kadar bu düzensizlik hesapları yoktu, doğru mu? Başka bir şey: O güne kadar olan yönetmeliklerde güçlü kiriş, zayıf kolon vardı, bütün hesaplarda, gövde sağlam, ayaklar zayıf, doğru mu? Doğru. Nervürlü demir yoktu, denetim yoktu, hiçbir şey yoktu. Başka bir şey daha vardı: Çimento, o zamana kadar, 2000'in başlarına kadar hep traslı çimento kullanılırdı; hidratasyonu fazla, suyla öpüştüğünde bir anda ısı kaybeden bir çimento. Ben o sahada dolaştığımda, gördüğümde bütün her şey vardı. Zemin etüdü yok, yanık betonları gördüm, suyu görünce şey olan... Ve hazır olmadığı için gırgırla dökülürdü -hatırlar Sayın Nuhoğlu- böyle yapardık biz mühendisler, biz İzmir'de "Mardin pomp" derdik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun.

NECİP NASIR (İzmir) - Gırgırla dökülür, yukarı çıkar, arabalara döker götürürlerken ustalar çabuk serebilsinler diye suyu dayarlardı. Ben onun için 8'inci kattan birini aşağı atacaktım, bir betoncunun birini, şimdi bunlar vardı.

İzmir depreminde -sayın vekilimin de ifade ettiği gibi- Sisam Fayı, bu Sisam Fayı İzmir'de geldi o zayıf zeminde vurdu ve yıkılan 17 binanın tamamı ruhsatlı ve tamamı da Belediye tarafından onaylanmış, Mühendis Mimar Odalarının kaşesi olan, yüzde 4 harç alınan binalardı; hepsi, o 17 binanın tamamı. Öbür gecekondu, şu, bu binalar değil... Bir de Bayraklı güzel bir yer.

Evet, şimdi, inşallah, yine bununla ilgili o detayları paylaşacağız. Esas konuya geçeceğim, o araştırma Komisyonunda nasip olur da olursak bizler de önerimizi sunup... Herkes sadece gidip bir müteahhidin, Gökan Bey çok iyi ifade etti. Bakın, ben şu anda ifade ediyorum, İzmir'de 35 katlı bir bina yapıyorum, 140 metre hem de İzmir'in ilk tasarım gözetmeni 5 üniversiteden, Kandilli Rasathanesi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül, Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik hocalarının gözetiminde bir bina yapıyorum. Biz mühendislik olarak, müteahhitlik olarak gelişmiş bir ülkeyiz, her türlü altyapımız var; hiç orayı eleştirmeyelim, bütün detayları eleştirmemiz lazım. Şimdi bunların ışığında benim hem mühendis olmam hem İzmir'in gerçek yapısını bilmem, yapı stokunu bilmem nedeniyle İzmir'de 17 tane fay hattı var bilinen, şimdi 1 tane daha tespit edildi, bizim denizden geçeni de yeni tespit ettik. Ben hatta Deprem Araştırma Komisyonunun ilk sunumunda ifade etmiştim, bizim milletvekillerimizden herhalde ağabeyim itiraz etmişti, "İstanbul daha önemli." demişti.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Hulusi Bey'di.

NECİP NASIR (İzmir) - Ben aslında Hulusi Bey, İstanbul'un önemini ifade ederken tabii ki İstanbul Türkiye'ye yetecek bir il ekonomik şartlarıyla, bütün Türkiye tabiri caizse İstanbul'u besleyemez, biz bunun bilincindeyiz ama ben önemine dikkat çekmek için demiştim ki: İstanbul'un fay hatları Marmara'nın içinden geçiyor. Hâlbuki bizim İzmir'in fay hatları 17 fay hattının 13'ü hareketli ve İzmir'in merkezinden geçiyor. Ve demiştim ki İzmir'in yapı stokunun yüzde 70'i dönüşüme muhtaç. Şimdi bu mücadeleler sırasında ve bunu bildiğim için... 2012'den beri sizlere sunumlarımı getirsem saatlerce video sunumlarım var, bunlar için mücadele verdim yıllarca İzmir'de STK Başkanı olarak. İzmir'in tek çaresinin kentsel dönüşüm olmasıyla ilgili mücadele verdim, nelerle karşılaştım. 2012'de çıkan 6306 sayılı Yasa'ya "faşist yasa" dendi, yine "rantsal dönüşüm" dendi, İzmir engellenmeye başlandı. Hatta şuna şahit olduk -bunlar ispatlı, bütün İzmir biliyor- 2014 yılında Hilton Oteli'nde yapılan büyük bir toplantıda bütün belediye başkanlarının -ve Mücahit Bey, şu anki Bakan Yardımcısıdır, müsteşardı; Vedat Gürgen yine oradaydı- yapılan toplantıda protokol konuşmalarından sonra belediye başkanı aşağı indi, bizler yukarıda sunum yaptık. İzmir'in bir belediye başkanı -açıkça ifade edeyim burada da- Karşıyaka Belediye Başkanı... Çünkü burada artık, dediğiniz gibi, sesimizi çıkaracağız. İsteyen eğreti olsun, isteyen ne olursa olsun, artık biz sesimizi çıkaracağız.

BEDRİ SERTER (İzmir) - İktidara da çıkaracaksınız.

NECİP NASIR (İzmir) - Tabii, tabii; hepsine.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Bakan da sorumluysa ona da çıkaracaksınız.

NECİP NASIR (İzmir) - Herkese... Hepsini anlatacağım.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Ama Necip Bey, nasıl, ne zaman toparlayacağız?

NECİP NASIR (İzmir) - Ağabey, bir saniye, lütfen...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Tamam da burası araştırma komisyonu değil ki ya.

NECİP NASIR (İzmir) - Ağabey, değil, madem ifade edildi, şimdi, orada biz 6306'yla...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Sorun yok da vakit sıkışıyor.

NECİP NASIR (İzmir) - Sayın Başkanım, "6306'yla yapılmayacak." dendi.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Necip Bey bu konunun uzmanı.

NECİP NASIR (İzmir) - 6306'yla İzmir'de ilçe belediye başkanları kentsel dönüşüm yapmaya kalktı, bir dahaki dönemde belediye başkanı yapılmadı. İzmir'de 6306 sayılı Yasa'yla hiçbir dönüşüm, bir daire dönüşümü yapılmadı. İzmir bir şeyin arkasına sığındı. Sadece Belediyeler Yasası'nın 73'üncü maddesiyle "Yüzde yüz uzlaşı." diye yıllarca yapmadılar, yapmadılar; ne zaman ki deprem oluşmaya başladı, şu anda -onların nasıl yapıldığını da biliyoruz- bugüne kadar 800-900 tanecik daire dönüştürülmüş.

Şimdi, başka bir şey daha söyleyeyim...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - "Karşıyaka Başkanı" dediniz de orada...

NECİP NASIR (İzmir) - Evet, Karşıyaka Başkanı şunu dedi -hani, siz şey yapınca kısa kestim- dedi ki: "Alaybey'den çarşıya kadar olan alan emsal 7."

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Emsal 7.

NECİP NASIR (İzmir) - Emsal 7. Yaptığım analizler sonucu Cevat Durak -Sayın Başkan, Hakan Tartan da oradaydı, konuşabilirsiniz- dedi ki: "7 emsal yaptığım analizlerle temellerin tamamı sıfır." Sayın Vekilim biliyor, 8 katlı, 9 katlı binalar, tam sahilde, İzmir'in en müstesna yeri. Ve çıktı, muazzam bir hazırlık yapmış Cevat Durak, bir sunum yaptı, dedi ki...

O zamanlar da "İşte, Hükûmet İzmir'in projelerini onaylamıyor, şu yapmıyor, bu yapmıyor." diyorlar. Ben milletvekili olduktan sonra çıkardım, 2012 ile 2013 arası 6,5 milyon metrekare belediyeye yetki vermiş Bakanlık; milletvekili olduktan sonra tespit ettim. Hiçbir şey yapılmamış, o zaman da hep basında... Ne ben milletvekiliydim, ticaret odasında da beraber meclis üyesiydik, birlikte de mücadelelerimiz var Sayın Vekilimle.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Karşılıklı mı, birlikte mi?

BEDRİ SERTER (İzmir) - Hayır, beraber.

NECİP NASIR (İzmir) - Birlikte, omuz omuza.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Dostluğumuz bakidir her zaman.

NECİP NASIR (İzmir) - İzmir için... Sayın Başkanım, biz İzmirlilerin -özür diliyorum, şovenistlik olmasın- çok farklı bir yapımız var.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Biraz oluyor gibi ama yani...

BEDRİ SERTER (İzmir) - O kadar da olsun.

NECİP NASIR (İzmir) - Doğruya "doğru" der, birlikte hareket ederiz.

Ve o belediye başkanları bir daha "Burada dönüşüm olması lazım..."

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Konyalılar diyor ki: "İzmir'in yarısı Konyalı."

NECİP NASIR (İzmir) - Evet.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bu arada ben de yarı İzmirli sayılırım diyorum da...

NECİP NASIR (İzmir) - Sayın Başkanım, belediye başkanları bir daha göreve getirilmedi, o belediye başkanına gidin, sorun "Ah, ah!" der.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Siz belediye başkanını takdir ettiniz değil mi, ben yanlış anlamadım.

NECİP NASIR (İzmir) - Tabii canım.

Ben de kalktım, bütün cemaatin önünde, bütün hazırunun önünde dedim ki: "Bu yasa faşist bir yasa değil; bu, devrimci bir yasadır. İzmir'in yapı stoku budur. Bir deprem olursa İzmir'de... Milattan önceden bugüne defalarca İzmir yıkılmıştır ve hepimiz fay hatlarının üstünde oturuyoruz; kendinizi düşünmüyorsanız çocuklarınızı, torunlarınızı düşünün. 6306 sayılı Yasa doğrudur, sosyal bir projedir. Bu sosyal proje dünyanın her yerinde bölgeye göre, ile göre, ilçeye göre farklılıklar gösterebilir; çok sert bir yasa olabilir ama bu farklılıklarından dolayı Anayasa Mahkemesi düzenleyecektir ve bu noktada da esas noktaya ulaşılacaktır. Devrimci bir yasadır, onun için belediye başkanımızı destekliyorum." O belediye başkanı bir daha başkan yapılmadı; bir o değil, destekleyen 2-3 başkan...

BEDRİ SERTER (İzmir) - 2 dönem yetti.

NECİP NASIR (İzmir) - Daha var, öbür başkanlar da...

Şimdi, daha sonra ne oldu? Bu İzmir depreminden dört ay önce "İzmir'in deprem gerçeği" diye çıkıp burada bir konuşma yaptım beş dakikalık; hatırlamıyorsanız videoyu atayım. İzmir'in İstanbul'la kıyaslamasını yaptım. Ne mikro bölgeleme çalışmalarımız ne afet planı, hiç... 10-12 madde saydım, İzmir'de hiçbir şey yok.

Burada ifade ettim, ne oldu biliyor musunuz Başkanım? Rahat etmedik, gittik Hamza Dağ Başkanla Murat Kurum'a, daha deprem olmamış, depreme dört ay... Dedim ki: Mecliste böyle bir konuşma yaptım. Ama İzmir halkı bir türlü "Rantsal dönüşüm, faşist yasa." diye diye kentsel dönüşümü yapmadı. Çünkü 13 tane dernek kuruldu. Bu derneklerin içinde belediye meclis üyeleri var, bizim odalar, benim üyesi olduğum TMMOB'a üye meslektaşlarım var, Barolar Birliği var. Yıllarca mücadele ettik, bunlar engelledi. Hatta Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği 540 hektar alan, ona da açıklık getireyim, Karabağlar'daki alan, o alanın yapılması için ta Özhaseki döneminde de "Çözelim." diye onun toplantılarına da STK Başkanı olarak katıldım ve o yıllarca mahkemelerle, o 13 dernekle, içinde siyasi partilerin meclis üyelerinin, oda ve baroların yöneticilerinin olduğu derneklerle mücadele ettik. Sadece çok az sayıda olan, örnek teşkil etmesi için bir 101 hektarlık beş bölüme ayrılan, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği o alanda, 101 hektarı İller Bankasına yaptırdık; oranın büyük bir bölümü hazineye ait şahısların olmadığı, üst tarafı heyelan alanı olan alan ki orayı da komple millet bahçesi ilan ettik, "Örnek teşkil etsin." dedik, oraya yaptık. Diğer 4 alanla ilgili defalarca mahkeme, defalarca, hâlâ mahkeme; en son bizzat kendim geldim, milletvekili olarak uğraştık, yeni tekrar 5.000'liklerini yaptık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Ne yapacağız? Pardon, kapanmış. Yalnız, bitiriyoruz.

NECİP NASIR (İzmir) - Bitiriyorum.

Karabağlar Belediye Başkanımız 101 hektarlık, 96 hektarlık...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Necip Bey de dertli, bu konuda zaman zaman konuşuyoruz.

NECİP NASIR (İzmir) - Sayın Vekilimin de iş yerlerinin bulunduğu alan, orayla ilgili bir plan aynı yaptık, dedik ki: "Hepsini beraber götürelim." Hepsini beraber çıkardık askıya, yeni oldu bu; bizzat ben ilgilendim, çıkarttırdım. Şu anda bizim kentsel dönüşüm alanı ilan ettiğimiz 4 etabın planlarına onlarca itiraz var, Karabağlar Belediyesinin bizim onayladığımız plana itiraz yok, şu anda onaylandı.

Başka bir şey daha söyleyeyim: Planlardan söz...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - İtiraz süresi bitti mi bari?

NECİP NASIR (İzmir) - Bitti.

Planlardan söz ediyorsunuz. İzmir'in alt ve üst ölçekli planları uyumlu değil. 5.000'lik planları olmayan ilçe var ve İzmir'in 100.000'lik planını ben milletvekili olduktan sonra zorlaya zorlaya onaylattırdım, yeni onaylandı.

Yine, başka bir şey; İzmir Büyükşehir Belediyesinin imar yönetmeliği yoktu. Onun görevi. Ben milletvekili olduktan sonra zorlaya zorlaya, hatta o uyumsuzluğu ortadan kaldırmak için Sayın Vekilimle birlikte olduğum ticaret odası başkanı üzerinden işi hızlandırarak onaylattık.

Şimdi, geldik, İzmir depremini yaşadık. İzmir depreminden sonra ne oldu? Sayın Vekilim, bilmiyorsunuz da burada ifade etmek zorundayım. 40 kişinin olduğu toplantıda, Bakanın da olduğu toplantıda emsal artışından söz edildi. Orada "Yüzde 20-30 emsal artışı verelim, olayı çözelim." dedi. Orada genel müdürler kalktı, dedi ki: "Bakın, yeni onaylattığınız İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği'nin altında şu yazar: 'Bu planın plan notlarıyla değişmesi mümkün değildir.' Bu, Anayasa'ya aykırıdır. Bu söyleminiz doğru değil, mahkemeye gider, vatandaşı oyalamış oluruz. Deprem yaşadık, 117 canımız öldü." İfade edildi bu. Ya, sadece zaman kazanabilmek için Meclise... Hani, Sayın Vekilim dedi ya, doğruya doğru, bundan sonra yüksek sesle konuşacağız. Meclise, Büyükşehir Belediye Meclisine "depreme maruz kalan alanları içeren K alanlarında emsal artışı" diye bir düzenleme getirildi. Şimdi, o deprem travmasını yaşamış insanlara sen diyebilir misin ki "Kardeşim, emsal artışı vermeyin, bu dönüşüm yapılmasın." diye? Biz arkadaşlarımızla dedik ki: "Madem böyle, yapıyorlarsa yapsınlar ama bize göre hukuktan dönecek." Ve hukuktan döndü geçen hafta, hiç sesimizi çıkarmadık. Hâlbuki -çözümünü de ifade edip bitiriyorum- bizim İzmir arsa üretemedi. Sayın Mustafa Demir Başkanımın da ifade ettiği gibi, yıllardır biz reçetesini söylüyoruz, bizim İzmir'in bir kuruşa, devlete ihtiyacı yok, yerel yönetimlere de ihtiyacı yok. İzmir'de yıllardır, hep sadece bunu savundum, dedim ki: "Bölgesiyle bütüncül planlar yapılsın." Hatta son zamanlarda şunu ifade ettim, dedim ki: "Artık rant ortadan kalktı, belediyelerin revizyon planlarıyla yolunu bulma dönemi bitti, meclis üyelerinin yolunu bulma dönemi bitti. Buradaki artık ada bazında düzenlemeler, değer artış kazancı bunun önünü kesti, bu düzenlemeler geldi." Onun için artık her ilçeyi bölgesiyle bütüncül, Büyükşehir Belediyesinin koordinasyonunda 30 ilçeyle planlayıp biz anayasayı yazarsak İzmir'in dinamikleri kendisini dönüştürür. İzmirlinin buna ihtiyacı yok yani birilerinin gelip para vererek yapmasına ihtiyacı yok çünkü İzmir o değerde bir şehir. Yani plan çok basit, anayasanın yazılması gerekiyor.

Bir şey daha söyleyerek bitirmek istiyorum. İmar barışında da yanlış bir algı var. Özellikle yine bu Komisyonun yaptığı çok önemli bir düzenleme oldu. İmar barışı şu: Biz 2012'den beri bu kentsel dönüşümle uğraşırken önümüzde bir engel vardı Sayın Başkanım, Sayın Vekilim. O engel de neydi? Mülkiyet sorunu. Anadolu'dan siyasi, ekonomik, bölgesel, terör, emperyal emellerle göç eden benim Anadolu insanım başını sokacağı, onuruyla yaşayacağı evler yaptı. Belediyeler bunlara göz yumdu, yeni yeni yapılar yapıldı. Orada benim vatandaşımın suçu yoktu ama bunların zapturapt altına alınarak kontrol edilmesi, çözüm üretilmesi gerekiyordu.

Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanımız bir şey dedi: "Ben devletim ile milletimi barıştıracağım." Sizin saçınız beyaz, benim de saçım beyaz. Ben İzmir'de işportacılıkla başladım. Benim jenerasyonumda her gün evim yıkılacak korkusuyla, tapusu olmadığı için onlarca arkadaşım vefat etti, gitti, hâlâ o korkuyla... Ama Cumhurbaşkanımız dedi ki: "Ben vatandaşım ile devletimi barıştıracağım."

"Bir: Ben seni legalize ediyorum. Doğal gazını, elektriğini, suyunu bağla. Gel, al kardeşim bu arsayı, mülkiyet sorununu gider ve senin kentsel dönüşüm olarak önünü açayım, binanın mülkiyetini aldığın için yıktığında yenisini yapabil ya da ben kentsel dönüşüm yaparsam sen bana mâni olamazsın." Onun kuralı olarak da 6306'nın yine önünü açmış oldu. Bu yani 6306 sayılı Yasa imar affı değildir. İmar affı 3 kere Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı döneminde, 1 sefer de Özal dönemi... Bir ortaklık vardı. Yok, 3 sefer tek parti Cumhuriyet Halk Partisi döneminde, ANASOL....

BEDRİ SERTER (İzmir) - Yani şimdi, yine imar affı gelirse aynı maksatla mı gelecekti?

NECİP NASIR (İzmir) - Yok, hayır, değil.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Necip Bey, bitirelim.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Aynı maksat...

NECİP NASIR (İzmir) - Sayın Vekilim, imar affı yok.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Necip Bey, 811 bin... Bunu sen telafi edemezsin.

NECİP NASIR (İzmir) - Bakın, bir dakika ama, öyle bir şey demiyoruz.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Öyle dedin ama...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Necip Bey...

NECİP NASIR (İzmir) - Müsaade edin, imar affı, Sayın Vekilim...

BEDRİ SERTER (İzmir) - 811 bin müracaat var, bunu nasıl yapacaksın? Kusura bakma, ben sana her zaman mutabakat sağladım, burada sağlamam.

NECİP NASIR (İzmir) - Bakın, imar affı yok. Sizin imar barışıyla ilgili müracaatı Kayseri...

BEDRİ SERTER (İzmir) - Olur mu böyle bir şey? 811 bin müracaat olacak, onu sen şey yapacaksın...

NECİP NASIR (İzmir) - Bakın, şimdi, Bedri Bey, teknik olarak bilmediğiniz bir şey var, şu değerli dostum: İmar barışıyla şu anda yapılar standart içerisinde belirlendi mi? Belirlendi. Buyurun, işte, benim temennim şu: Önümüzdeki süreçte bu kentsel dönüşüm... Araştırma komisyonundan sonra bütün bu bilgiler doğrultusunda radikal bir karar çıksın. Bütün yapı stoku belli.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Başkanım, imar barışında CHP nasıl oy kullanmıştı, onu bir açıklar mısınız?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yeni bir tartışma açmayalım.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - CHP ne oy kullanmıştı imar barışı oylamasında?

NECİP NASIR (İzmir) - Bir yapı stoku ortaya çıkmış...

Baki Bey...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Arkadaşlar, ya, şimdi...

Arkadaşlar, kapatıyorum. Cemal ağabeye söz veriyorum.

ULAŞ KARASU (Sivas) - O, torba yasayla geldi. İmar barışı torba yasayla gelir mi?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Yanlış mı hatırlıyorum, ben CHP de "evet" verdi diye biliyorum da onun için...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Bir dakika ya, burada Komisyon Başkanıyım ben, kaos çıktı.

Cemal ağabey, buyurun.

NECİP NASIR (İzmir) - Şunu da söyleyeyim, öyle bitirelim: İmar barışı bana göre devrim niteliğinde bir düzenlemedir, Allah onu onaylayanlardan razı olsun. Her platformda da tartışırım çünkü kentsel dönüşümün önünü açmıştır, legal etmiştir.