KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; arkadaşımızın açıklaması üzerine söylüyorum: Bugün Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel bir açıklama yaparak Sezgin Tanrıkulu'nun böyle bir açıklama yapmadığını, Cumhuriyet Halk Partisinin PKK'yı bir terör örgütü olarak gördüğünü, PYD'yi de aynı şekilde bir terör örgütü olarak gördüğünü açıklamıştır çok net olarak.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) - Ama bunu siz biliyorsunuz, bilerek soruyorsunuz, boşuna tartışma yaratıyorsunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir dakika...

Şimdi, değerli arkadaşlarım, tabii ki burada bizler farklı partileriz, farklı görüşleri savunuyoruz, tabii ki savunacağız. Sizleri de sabırla dinledik, kendi görüşlerinizi söylediniz ama bakın, burada Dışişleri Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Dışişleri Bakanlığı, bu ülkenin millî politikasını yürütür, hepimizin sahiplenmesi gereken bir politika yürütüyor. Bu Dışişleri Bakanlığı AKP'nin Dışişleri Bakanlığı değil. "Bizim zamanımızda böyle oldu, devlet de böyle oldu." diyemezsiniz. Bakın, belki de siz bu dönemde Dışişlerine daha yakın olduğunuz için oradaki insanların da ne kadar bizden olduğunu gördünüz. Belki böyle olmuştur. Dışişleri Bakanlığı politikası hepimizin...

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - "O bizim Dışişleri Bakanlığımız." diyorsunuz, o zaman politikaları biraz destekleyin.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Mantık var mı arkadaşım? Git biraz demokrasi dersi al.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - ...düzeltmesi, desteklemesi gereken, arkasında durması gereken bir Bakanlıktır.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Kime cevap veriyorsun!

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ne bağırıyorsun ya! Ne bağırıyorsun! Yeter senden çektiğimiz!

BAŞKAN - Arkadaşlar... Gecenin bu saatinde... Evet, arkadaşlar...

Teşekkür ediyorum Sayın Kuşoğlu.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ne anlayıştan anlıyorsun ne nezaketten anlıyorsun ya! Seni çekmek zorunda mıyız biz ya!

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Toparlayacağım.

BAŞKAN - Yeni sataşmalara fırsat verin efendim.

Buyurun.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Senin hakaretini mi çekmek zorundayız ya!

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Ben hakaret etmiyorum ya! Sen ne diyorsun ya! Alınma her şeye!

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun, devam edin Sayın Kuşoğlu.

Bakın, daha Sayın İhsanoğlu'na da söz vereceğim, Sayın Gizligider kendisine "başkan" dedi "genel sekreter" yerine. Sonra, orada Yusuf Bey "Bana sataştılar." diyor, söz istiyor. Sayın Paylan söz istiyor. Yani, bu işin sonu yok.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, başka konularda daha fazla tartışabiliriz ama Dışişleri Bakanlığının ve ülkenin devlet konularında tartışmamamız lazım. Bu hepimizin devletidir, hepimizin Dışişleri Bakanlığıdır. Parti devleti değildir, parti dışişleri bakanlığı da değildir.

"Muhalefetin devletin yanında olmamasını anlamak mümkün değildir." dediniz, bu çok talihsiz bir cümledir. Muhalefetin devletin yanında olmaması mümkün değildir. Özellikle bizim ana muhalefet olarak, bu devleti kuran parti olarak, anlayış olarak, zihniyet olarak bu devletin yanında olmamamız diye bir şey söz konusu değil. Bütün partiler için de söyleyebilirim, bütün partiler de bu devletin yanındadır. Tabii ki farklı görüşlerimiz olacaktır, buna da tahammül edeceğiz hep beraber. Demokrasiye inanıyorsak buna tahammül edeceğiz hep beraber.

Bakın, biz çok ağır eleştiriler yapmadık. Bakın, Dışişleri politikamızın şu anda dipte olduğunu söyledik ama bunun müsebbibinin Dışişleri Bakanlığı olduğunu söylemedik dikkat ederseniz ya da Bakanımızın dönemiyle ilgili olarak da bir eleştiride bulunmadık. Özellikle de Bakanımızın bazı tespitlerinin doğru olduğunu ama bazılarını belli sebepler nedeniyle gerçekleştiremediğini de söyledim. Lütfen, bunları, bu konuları özellikle siyaseten hiçbirinizin yapmaya hakkı yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, ilave süre veriyorum sataşmalar için on dakika daha.

Buyurunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim arkadaşlar.