| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4914) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .02.2023 |
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımız, milletvekillerimiz, çok Değerli Grup Başkan Vekilim, kanun teklifi sahibi milletvekillerimiz, çok Değerli Bakan Yardımcım, çok değerli bürokratlarımız, sivil toplum kuruluşu başkanları, üyeleri, çok değerli basınımızın temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün hep birlikte tarihî bir günü yaşıyoruz. Hakikaten milyonlarca kişinin beklediği yasa teklifini burada inşallah birazdan hep birlikte Plan ve Bütçe Komisyonunda oylayacağız, öyle zannediyorum ki bütün partilerin katkılarıyla da hep birlikte oylayarak buradan geçirip Genel Kurula sevk edeceğiz inşallah. Öncelikle hayırlı olsun.
Tabii, baktığımızda, EYT ne demek? EYT, emeklilikte yaşa takılanlar. Bugün EYT teklifini görüşürken "tarihî bir gün" dedim ya yani hakikaten duymadığımız veya hasretle beklediğimiz, duymak istediğimiz o sözleri de duymaya başladık. Ne gibi? "İşte, toplumdan yükselen sesleri duymaya başladınız." "Allah'tan, Türkiye'de demokrasi var." dediniz. "İşte, örgütlenme var." dediniz. "Demokrasi ve örgütlenme, sivil toplum örgütlerinin sayesinde bu kanun teklifini getirdiniz." dediniz. Biz bunlara hasrettik yıllardan beri, sizden duymadığımız için hasrettik; biz bunları söylüyorduk ama sizi inandıramıyorduk. Sizlerden böyle güzel cümleler duymak bizim hoşumuza gitti. Niye? Yıllarca burada "Tek adamsınız." dediniz, "diktatörlük" dediniz, "tek adam yönetimi" dediniz, "Demokrasi yok." dediniz ama bugün kanun teklifiyle birlikte, Allah'a hamdolsun, belki 2023 yılının ilk aylarında, belki 27'nci Dönemin son günlerinde gerçeği söylemek hakikaten bizi mutlu etti, bizi memnun etti; en azından, sizde doğruyu söyleme gibi veya gördüklerinizi anlatma gibi bir durum ortaya çıkardığımızdan dolayı öncelikle teklif sahibi Sayın Elitaş Başkanımıza, Grup Başkan Vekillerimize, Cumhur İttifakı'na da buradan teşekkür ediyorum.
Şimdi, EYT'ye gelinceye kadar... Arkadaşlar, biz Plan ve Bütçeciyiz, bütçe konuşmalarında bir mizan vardır, bilanço vardır, dönemler vardır. Türkiye'nin dününü bugününü konuşmamız lazım, Türkiye'nin yarınlarını birlikte şekillendirmemiz lazım ama sadece bugüne bakarak, dünü unutarak Türkiye'yi konuşursak hata yaparız, yanlış yaparız; yarınları da görmemiz lazım ama ben bugün maalesef burada Türkiye'nin dününü unutarak, sadece bugüne bakarak konuşan arkadaşlarımızı da gördüm. Niye bunları söylüyorum böyle arkadaşlar? Şunun için: Mesela, asgari ücrette vergi kaldırma olayı vardı. Asgari ücretteki vergiyi kaldırdık, diğer ücret gelirlerinden de vergiyi kaldırdık. Şimdi, bazı arkadaşlar "Bu, yetmez." dediler; doğru, yetmeyebilir, asgari ücret kadar bir asgari ücret daha belki Türkiye'nin bütçesi imkân verse de bütün işçilerimize dağıtabilsek. Ama Türkiye'nin dününü unutarak, Türkiye'de dün asgari ücretin 180 lira olduğunu unutarak ve vergi istisnası getirmediğimizi bilerek bunu yetersiz görmek... Türkiye'ye haksızlık yapıyoruz arkadaşlar. Niye? "Türkiye'de 180 lira asgari ücret alan bir kişi 200 küsur lira emekli maaşı alıyor. Şimdi, asgari ücretli işçi kardeşlerimizin emekli maaşları düşük." demek elma ile armudu kıyaslamak değil, elma ile tarımsal ürünleri, buğdayı kıyaslamak gibi bir şey. Niye? Asgari ücret ile asgari ücret kıyaslanır arkadaşlar. 2002'de asgari ücret ne kadardı ona bakmak lazım, şimdi asgari ücret ne kadar onu kıyaslamak lazım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Birazdan kıyaslayacağım.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Dövize bakarsan çıkar ortaya.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 2002'de emekli maaşı, bir işçi ücretlinin emekli maaşı ne kadarmış, şimdi ne kadar bunları kıyaslamak lazım arkadaşlar.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Dövize bak, dövize bak o tarihteki.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yani dövize, her türlü şeye bakalım. 2002'de...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Özkan Bey, birazdan söz vereceğim, o zaman ifade edersiniz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 2002'de bir asgari ücret 184 liraymış. E bugün kaç para arkadaşlar? 8.500 lira. Reel artış ne kadar? Bak, reellerden bahsediyorum. Yüzde 265 reel artış yapmışız.
Mesela, arkadaşlar, "İşçiden yanayız, hani, garibandan yanayız." diyoruz ya, bir BAĞ-KUR emekli aylığı, tarım emekli aylığı 2002'de kaç paraymış? Bunları da söylemek lazım, bunları konuşmak lazım. Kaç para? 66 liraymış. E, bugün ne kadar? En düşük emekli maaşı 5.500 lira. Reel artış ne kadar? Yüzde 560.
E, şimdi, Türkiye'nin dünkü bütçesini unutarak, 2002 bütçesini unutarak Türkiye'nin geldiği noktayı, Türkiye'nin değiştiğini, Türkiye'nin geliştiğini görmezden gelerek sadece kendinize bakarak "Türkiye aynı yerinde duruyor." demek... Kendinizi kandırıyorsunuz. Türkiye değişiyor, Türkiye gelişiyor, Türkiye Avrupa'yla rekabet ediyor ama birileri aynı yerinden, hep aynı şeyleri söyleyerek bize bakıyorlar sadece. Artık kendinizi değiştirin arkadaşlar, kendinizi geliştirin. Kim kendini geliştirmediyse bu sözlerim onlara.
Evet, "Türkiye ileri giderken siz bir anda geriye giderseniz şanzımanı dağıtırız." diyorsunuz. Evet, doğru yani Türkiye hep ileri gidiyor siz farkında değilsiniz ama siz ileri gitmediğiniz için, siz aynı yerinizde durduğunuz için Türkiye'nin ileri gittiğini fark etmiyorsunuz ama geriye giden sizsiniz.
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Çay simitle çarpın, boş verin kuru.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi noktada geriye gidiyorsunuz? Her noktada kendinizi kandırıyorsunuz. Ben bakıyorum şimdi, sabahtan beri kanun teklifini öyle...
200 küsur tane arkadaşımız teklife imza atmış Cumhur İttifakı'yla beraber, tam sayısını hatırlamıyorum. Cumhurbaşkanımız "Kanun teklifini hazırlayın." diye talimat vermiş, Grup Başkan Vekillerimiz emek vermişler, bürokratlarımız çalışmışlar; gece gündüz çalıştık, huzurunuza geldik. Şimdi, bakıyorum arkadaşlarımız -birkaç kişi istisna, başta Sayın Arı'yı söyleyeyim, istisna- konuşanlar EYT platformlarına teşekkür ettiler "İyi yürüdünüz, hakkınızı aldınız." tamam; Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanına teşekkür ettiniz. Siz söylediniz, ondan geldi. Ya, arkadaşlar, birazcık vicdana davet ediyorum sizi ya. Yani teklifi hazırlayıp getirenlere, kanun teklifini hazırlayanlara niye teşekkür...
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ettik ya. Sayın Aydemir, duymamışsınız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne olur teşekkür ederseniz? Ne olur? Biz emeği geçen kim varsa herkese... Birileri istisna diyorum, istisnalar hariç.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Aydemir, eksiksiz bir şekilde sivil toplum örgütlerinin istediği şekilde yapsanız biz teşekkür etmesini de biliriz size.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, eksiksiz...
Az önce Garo olsaydı Garo Bey'e de söylerdim. Şimdi, renkli dövizler görüyoruz. 2011 yılından beri milletvekiliyim. Allah rahmet eylesin, az önce Sayın Aydemir Zekeriya Temizel'i de andı, ben de Mevlüt Aslanoğlu'nu anayım; Allah rahmet eylesin. 2011 yılında EYT'den bahsederdi ama bir tek döviz vardı: "E-Y-T" Bak, Sayın Ağbaba, "E-Y-T" Ne demek diyordum ben EYT? "Emeklilikte yaşa takılanlar." O gün "E-P-T" aklınıza mı gelmedi? Niye aklınıza gelmedi?
Ya, şimdi, baktınız. "Ulan, seçime de gidiyoruz, AK PARTİ buradan hakikaten çok puan alacak; biz bunu nasıl küçültelim? Nasıl biz bu AK PARTİ'nin buradan puan kazanmasını engelleyelim? Nasıl milleti demoralize edelim?" diye niye kafa yoruyorsunuz? Niye zorluyorsunuz kendinizi bu kadar?
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Vatandaşın talebi, vatandaşın. Ya, vatandaş mağdur olmuş.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, uğultu olmasın, hatibi anlayalım hepimiz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, bu çorbada tuzunuz olduğuna inanıyorsanız, kendinize güveniyorsanız, bu çorbada tuzunuz varsa, bu çorbada tuzunuz varsa, madem sizin sayenizde bu EYT geldiyse, kendinize güveniyorsanız, bırakın içinizi karartmayı, kendinizi karartmayı, gözlerinizi kapatmayı, hep beraber bir saatte geçirelim kanun teklifini, aşağı götürelim. Güveniyor musunuz kendinize? Niye millet ha bire EPT, stajyerler, mıtajerler...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Eksikleri tamamlasanız öyle olacak işte.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Önerilerimizi kabul et, yapalım hemen.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bugüne kadar, bakın, arkadaşlar, 2011-2015 dört yıldır Plan Bütçe Komisyon üyesiyim, şimdi yine beş yıl Plan Bütçe Komisyonu üyesiyim, geçtiğimiz yıl KİT Komisyon Başkanlığı yaptım ve disipline uyan, çalışan bir arkadaşınızım. Sizden, ben bugüne kadar EYT'nin dışında bir söz duymadım ya. Şimdi, tam EYT çıkacak, "EPT, EPT'yi getirin." Baktığımız zaman EPT. Ne yapalım? "İşte, asgari ücretteki kademeli 5000 günden, 5900 güne onu kaldıralım." ya da BAĞ-KUR primini kademelendirmek ne demek? Ya BAĞ-KUR'u aşağıya çekeceksiniz ya asgari ücreti yukarı çıkaracaksınız değil mi? Kademeden bunu anlıyorsunuz değil mi? Anayasa Mahkemesi kanun teklifini iptal ettiğine göre, bozduğuna göre...
Şimdi, BAĞ-KUR'u ben düşündüm, Garo'ya da söyledim. BAĞ-KUR'u, prim gününü aşağı çeksek ne dersiniz biliyor musunuz? "Ha, bunlar var ya, işverenden yana. Bunlar o prim günlerini aşağı çektiler." Biz ne yaparsak yapalım bir şeyi eleştireceksiniz. Bak, ne yaparsak yapalım. Kaldı ki, bakınız, arkadaşlar...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Hiç alakası yok...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sizin ne yapacağınız belli olmaz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Özkan Bey, birazdan söz vereceğim, biraz sabırlı olun.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, kaldı ki söylem birliğiniz yok. Niye söylem birliğiniz yok? Arkadaşlar, bir partinin Genel Başkan Yardımcısı bu teklifin seçimle alakası olmadığını biliyoruz... Bu teklifin tamamen getiriliş sebeplerini örgütlere, sivil toplum kuruluşlarına bağladı. Olabilir, düşüncesi; biz herkese katılmasak da dinliyoruz.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Ben öyle söylemedim. Uğur Bey, yanlış söylüyorsun, sözlerimi iyi dinle.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tamam, ben öyle anladım.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakınız "söylem birliği" derken neyi kastediyoruz? O gün, dün EYT'yi dediysek bugün de EYT'yi savunalım. Dün "emeklilikte prime takılanlar" dediysek bugün de EPT'yi savunalım. Yarın belki bunu konuşursunuz ama gelin, hep beraber, tamam mı arkadaşlar...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "EST" diyen olmadı ama.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - EST; sigorta süresi, evet.
Şimdi, arkadaşlar, bakınız, bu kanun 99'da çıktı; biz bugüne kadar dedik ki: "Emeklilikte yaşa takılanlar; Türkiye için bugün yüktür bu, bunu getiremeyiz." 2002 yılından beri Türkiye'de iktidarda tutan AK PARTİ, Adalet ve Kalkınma Partisi yıllarca seçime girdi, her girdiği seçimden de 1'inci parti olarak çıktı. Az önce zaten siz okudunuz, 2016 yılında Tayyip Erdoğan'ın sözlerini okudunuz değil mi? Türkiye 2018'de seçime gitti. Demek ki... Bakınız, az önce, yine, Sayın Sındır bir atasözü söyledi Orhan Gazi'yle alakalı. Ne dedi? "Zamanında gelmeyen adalet zulümdür." dedi değil mi? Ya, neye göre adalet onu ayrı tartışırım zaten.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayalım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin bütçesini, 2002 yılından bugüne kadar geldiğimizde EYT'ye kaynak ayırdığımız zaman Türkiye'yi geliştiremeyeceğimize inandığımızdan dolayı, seçimlere bakmadık, bütçemize bakarak bugünlere geldik. Bugün geldiğimiz noktada takdir etmeyebilirsiniz. Bugün geldiğimiz noktada arkadaşlar, bütün milletvekillerimizle, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla birlikte, Cumhur İttifakı'yla birlikte kanun teklifinin uygun olduğunu, zamanının da çok uygun olduğunu düşündük ve getirdik. Siz istediğiniz şekilde yorum yapabilirsiniz ama teşekkür pintiliği yapmayın, teşekkür cimriliği yapmayın arkadaşlar. Bu ülke hepimizin ülkesi.
He, şimdi iyi ki varsınız. Biz "İyi ki varsınız." diyoruz ve şunu ben iddia ediyorum her zaman muhalefete: Arkadaşlar, yirmi yıldan beri karşıda bir muhalefet var. "İşte, biz söyledik, siz yaptınız." diyorsunuz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Yalan mı?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın, yine söylüyorum; tersten bakıyorum şimdi Sayın Yalım. Bak, yine söylüyorum: Bunu söylemeyin hata yapar, seçmenin karşısına çıkamazsınız. Ben CHP seçmeni olsam "Ey CHP'liler, yirmi yıldan beri bir asgari ücreti mi söylediniz Türkiye'de siz? Bir de şimdi EYT'yi mi söylediniz? Ya gittiniz yattınız, geri mi geldiniz?" desem ne cevap vereceksiniz bize? Madem dediğinizi yaptırıyorsunuz, yapmayın...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sahaya gidelim birlikte.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, toparlayalım, bitti süreniz, son bir iki cümle lütfen.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Toparlıyorum Başkanım.
Arkadaşlar, bunları yapmayın. Dolayısıyla biz burada 5 milyona yakın kişiyi sevindiriyoruz, aileleriyle birlikte bu çarpan etkisi yapacak ve 4/C'den, taşerondan kadroya geçenleri de mağdur etmeden bir madde düzenlemesi var. İşverene de 500 TL prim katkısı sağlıyoruz. Dolayısıyla herkesi mutlu edebilecek bir kanun düzenlemesiyle karşınızdayız.
Bu kanun teklifimizi öncelikle hazırlayan başta Sayın Grup Başkan Vekillerimiz olmak üzere, Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Cumhur İttifakı'nın çok değerli Grup Başkan Vekilleri ve milletvekili arkadaşlarımız olmak üzere, emeği geçen oylarıyla birlikte katkı sağlayacak Komisyon üyesi arkadaşlarımıza, sivil toplum kuruluşlarına, hep birlikte, ben bakın, teşekkür ediyorum, Allah hepinizden razı olsun. Kanunumuz da hayırlı uğurlu olsun. İnşallah on dakikada bitirelim aşağı inelim.
Teşekkür ederim sağ olun.
İbrahim Aydemir amca oğluma da teşekkür ederim.