MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Başkanım, şimdi, Sayın Bakan Yardımcımız da açıkladı, ben müşahhas örnek olması açısından paylaşmak isterim. Aslında, bu cezai müeyyidelerin bu kadar birden artmasının önemli nedenlerinden bir tanesi; bir, ceza veriliyor, ikincisi, eğer tüzel kişilikse çarpı 3'le yapılıyor, eğer özel çevre koruma alanıysa bir daha çarpı 2 oluyor. Dolayısıyla bu müsilajdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Marmara Denizi'nin tamamının Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilmesinden sonra bu cezalar astronomik olarak oluştu. Bunlardan mesela, örnek vermek gerekirse aradaki farkı görmek açısından, tanker için petrol türevi kirlilikte 250 bin grostonda 97 milyon 956 bin lira ceza -şu anda mevcut kanunda- alınması gerekirken biz 52 milyon 749 bin lira ceza alınmasını öneriyoruz. Aslında bakıldığında öyle kirletenlerin göz ardı edildiği, cezaların ciddi olarak hafifletildiği gibi bir durum yok zaten, bu açıdan önemli. Bir şey daha yapıldı, bir de Sayın Bakanımıza onu söyledim, 83'te kanun çıkarılırken pis su ve katı atık petrol türevi gibi değerlendirilmiş yani siz bir yerde bir teknenin tuvaletini boşaltsanız veya katı atık atsanız petrol türevi gibi değerlendiriliyor. Orada da sonuç itibarıyla şöyle bir şey netice ortaya çıkıyor: Mesela, pis su ve katı atıkla kirleten bir gemi yine 251 grostonsa 79 milyon 269 bin lira ceza alıyor yani pis su, gri su dediğimiz gri su ve katı atıktan dolayı. Bu da aslında cezanın hakkaniyeti açısından petrol türevi gibi değil de asgari balast suyu gibi değerlendirilerek cezalar ona göre yeniden düzenlendi. Bu açıdan hani çok makul ve mantıklı olduğu düşünüyorum.