| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri (Devam) a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 10 .02.2016 |
ERKAN AYDIN (Bursa) - Tamam, teşekkür ederiz.
Sayın Bakanım, çok değerli Komisyon üyelerimiz, değerli bürokratlar; Komisyonunuzu saygıyla selamlıyorum.
CHP Bursa milletvekili olarak ve sağlık sektörünün bir temsilcisi olarak söz almış bulunmaktayım. Biraz önce, öğleden önce Bakanımız bize detaylı olarak sunumlarını yaptılar ve sağlık sektörünün aslında yüzde 70 gibi bir oranda mutlu olduğundan, hasta memnuniyeti olduğundan bahsettiler ama ben işin birazcık daha, özellikle eczacı olmamdan dolayı, eczane kısmında ve hasta kısmında bu memnuniyet oranıyla ilgili ve önümüzde düzenlenmesi planlanan birkaç konuya değinmek istiyorum özellikle.
Tabii, eczanelerde en büyük sıkıntılardan biri özellikle, Tarım Bakanlığında ruhsatlandırılan ve hiçbir denetime tabi olmayan ve çoğu da zayıflama, diyet ürünleri olan, ölümlere kadar gidebilen ve bunların İnternet'ten, birtakım pazarlama alanlarından ve hiçbir şekilde kontrolü yapılmadan, muhteviyatına bakılmadan çok rahat bir şekilde hem satılması hem de bunların pazarlanarak bir meta hâline gelmesinden dolayı ülkemizde çok ciddi hem ölümler hem de sıkıntılar yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler bu sahte ilaçların her geçen gün daha fazla bir problem hâline geldiğini belirtmiş. Üretim, ithalat, satış ve kalite gibi konularda tüm üye ülkelerin daha sıkı kurallar altına girmesini öngören Birleşmiş Milletler, piyasadaki pek çok sahte ilacın da etkisiz olmadığını, önemli bir kısmının ölümcül potansiyele sahip olduğunu da bildirmektedir. Yine, Dünya Sağlık Örgütünün gelişmiş ülkelerde kullanılan ilaçların yüzde 25 ila yüzde 50'sinin sahte ilaçlar olduğuna kadar bir açıklaması -resmî olarak- olmuştur. Türkiye sahte ilaç konusunda da dünyada 4'üncü sıradadır.
İlaçların istismarı konusunda ülkemizi ilgilendiren iki temel konu da zayıflama, diyet ilaçları ve bunların kontrolsüz bir şekilde hem İnternet'ten hem de birtakım yerlerde satılmasıdır. Yine, özellikle, Viagra gibi potansiyel kullanımı yüksek olabilecek ilaçların İnternet'te geniş bir alıcı kitlesi olmaktadır ve içeriği de hiçbir şekilde belli olmayan bu ilaçların yasa dışı yollarla satıldığı ve hiçbir denetlemeye tabi olmadığı da yine gelen bilgiler arasındadır. Bu da küresel rant hırsının hiçbir insan sağlığını dikkate almadığının somut bir örneğidir. Bu konuyla da ilgili daha önce verdiğimiz soru önergesine de hem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından hem de Sağlık Bakanlığından herhangi bir cevap da henüz almamış bulunmaktayız. Bu konuların daha önce "İTS" dediğimiz İlaç Takip Sistemi uygulamasına geçilmiş olması, bir anlamda ruhsatlı ilaçlarda takibi kolaylaştırmış, bu da memnuniyet verici bir durumdur ancak biraz önce söylediğim ilaçların da hiçbir kontrolü olmadığını da söylemek istiyoruz.
Yine, daha önce, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Ali Sait Septioğlu, tıbbi cihazların satışı ve tanıtımına yönelik bazı mevzuat değişikliğiyle ilgili yaptığı açıklamada bundan sonra sadece belirli kurallar çerçevesinde ve belirli kişiler aracılığıyla satışının yapılacağını kaydederek "İki yerde satılacak." demiş, "Ya satış merkezleri ya da bizim yetki verdiğimiz eczaneler." Burada "10 kalem ürünün haricindekilerin hepsi buralardan satılacak." deniliyor. Şimdi, tabii, burada şöyle bir sıkıntı ya da oluşabilecek bir tehlike hemen aklımıza geliyor: "Bunların -bilindiği üzere, yıllardır zincir eczane gibi- Amerika'da uygulanan sistemin acaba, bu "yeni düzenleme" adı altında Türkiye'ye de uygulanmak istenmesi mi yatmaktadır diye meslektaşlarımızdan yoğun bir soru gelmektedir. Bu düzenleme eğer Türkiye'ye giremeyen, özellikle market gibi yerlerde eczane açılmasına izin vermeyen düzenlemeden dolayı "Büyük sermaye gruplarının Türkiye'ye girmesinin önü mü açılmak istenmektedir?" gibi bir soru var, bu konunun da tabii ki ivedilikle açıklığa kavuşturulmasını istemekteyiz.
Yine, özellikle, eczanelerde yaşanan sıkıntılardan biri muayene ücreti konusu. İşte "Memnuniyet oranı." denildi ama gelin görün ki eczanede herhangi bir muayene yapılmamasına rağmen, tahsilatı meslektaşlarımız tarafından ve büyük bir sıkıntı yaşanarak yapılmaktadır. Orada bir anket yapılsa memnuniyetin ne çıkacağı da tartışma konusu. Yine, acillerdeki sıkıntılar da aynı şekilde, bize en çok ulaşan konu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili İbrahim Mustafa Turhan geçti)
BAŞKAN - Sayın Aydın, sözlerinizi tamamlamanız için ilave süre veriyorum.
Buyurun lütfen.
ERKAN AYDIN (Bursa) - Hemen toparlıyorum.
Özellikle, bu konuların şeye getirilmesi...
Diğer bir konu da eczacı kâr hadlerinin yeniden düzenlenmesi. Çünkü 25 bin eczanenin hemen hemen yüzde 40'a yakını ayakta kalma zorluğu yaşamaktadır ve masraflarını çıkaramamaktadır. Reçete hizmet bedelinin, eczanelere reçete başına artırılması yine talebimizdir. Eczacıların verdikleri sağlık danışmanlığı hizmetlerinin de, sigara bıraktırma, astım, diyabet gibi, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi yine bir meslek hakkı tanınması konusunda yoğun talepler vardır. Aslında burada Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreterimiz de bu konularla ilgili görüş bildirmek için geldi ama sabahki tartışmadan sonra ne kadar mümkün olur bilemiyoruz ama en azından, birlikte, biz de bu konuların altını çizmek istiyoruz.
Herkese teşekkür ediyorum.