| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile 201 Milletvekilinin; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4901) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 31 .01.2023 |
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, iğneden ipliğe kadar her şeyi affediyoruz gördüğümüz kadarıyla; trafik cezaları, motorlu taşıtlar vergisi, bina vergileri, su borçları, belediyelerin borçları ama ben burada aradım, aradım bir tane çiftçi borcu görmedim. Türkiye'de sayıları ailesiyle birlikte 15 milyon civarında olan 2 milyon çiftçinin hiç mi borcu yok, bunlar için hiç mi af düşünülmedi? Yani bu çiftçiler ki üretiyorlar, gübreyi pahalıya alıyorlar, mazotu pahalıya alıyorlar, yemi pahalıya alıyorlar, ürünleri satarken de piyasa ekonomisinde satıyorlar; hiçbir destekleme doğru dürüst yok. Dolayısıyla çiftçilerin de bu kapsama alınması gerekir. Tarım Kredi Kooperatiflerine, Ziraat Bankasına, özel bankalara ciddi borçları var.
Son on yılda 7 tane yapılandırma çıktı, bu 8'incisi; zaman zaman çiftçilere de kısmi yapılandırmalar çıktı ama sorun çözülmedi çünkü siz nedense çiftçinin faizini silmeyi düşünmüyorsunuz yani "Faize karşıyız." diye iktidara geldiniz ama faizi silmiyorsunuz, yapılandırmalarda faiz eklemesi yapıyorsunuz. Çiftçi de borcunu öderken inanın tarlasını ipotek ediyor, traktörünü ipotek ediyor, çiftçi eşinin bileziklerini satıyor -kaldı ki bilezik falan da kalmadı artık- dolayısıyla çok zorlanıyor. İktidara geldiğinizde çiftçi borcu 1 milyar liraydı, 270 milyar lirayı aştı. Şimdi bize diyorsunuz ki: "Çiftçi borcunu ödüyor." Ödüyor ama inanın sadece faizini ödüyor hem anapara hem faiz katlanarak artıyor. Her çiftçinin cebinde dörder beşer tane kredi kartı var; bunlarla mazot almaya çalışıyor, gübre almaya çalışıyor, ilaç almaya, tohum almaya çalışıyor; inanın bu böyle gitmiyor.
Bir de işin başka boyutu var: Siz çiftçinin üretim yapmasını da ciddi anlamda engelliyorsunuz, hasat zamanı gümrük vergilerini sıfırlıyorsunuz; şu anda birçok üründe hâlâ gümrük vergileri sıfır. Canlı hayvanda sıfır, kırmızı ette sıfır, tahıllarda, buğdayda, arpada, yulafta, mısırda ve en son çeltikte, pirinçte de sıfırladınız, yağlı tohumlu bitkilerde de sıfırladınız. O zaman çiftçiye diyorsunuz ki: "Sen Rus çiftçisiyle, Bulgar çiftçisiyle, Yunan çiftçisiyle hatta -yani kapımızda Yunanlılar olduğu için söylüyorum- savaşta olan Ukrayna çiftçisiyle, Amerika çiftçisiyle, Orta Doğu'daki, Uzak Doğu Asya'daki çiftçilerle rekabet et." Gümrük vergisi ne için konuyor? Rekabetten korumak için yani "Dışarıdan gelen ürünler pahalı olsun, üretici ürününü rahatlıkla satsın." diyorsunuz. Burada, gümrük vergilerinde de ödemeyen şirketlere af var; çiftçiye gelince gümrük vergisinden dolayı fiyatlar ciddi anlamda düşüyor çünkü çiftçi rekabete giriyor. En son bunu yaşadık yani çeltik üreticileri birazcık yüksek bir fiyat gördüler, ürünleri yaklaşık 18-20 liralara kadar çıktı ama şimdi düştü. Niye? Yüzde 34 olan çeltikteki, yüzde 45 olan pirinçteki gümrük vergisini sıfırladınız. O zaman ne oluyor? İthalatçı iç piyasadan alacağına dışarıdan ucuz olan ürünleri hatta kalitesiz olan ürünleri satıyor. Biz şu anda pirinç ithal ediyoruz, soya ithal ediyoruz; mısır, ayçiçeği, nohut, buğday, arpa, canlı hayvan, tütün, şeker, fasulye, mercimek, pamuk daha sayamayacağımız bir sürü üründe net ithalatçıyız. Demek ki gümrük vergilerini sıfırlamakla bu işler olmuyor; ne et fiyatları düşüyor ne süt fiyatları düşüyor.
Bakın, bugün, Ulusal Süt Konseyi süt fiyatlarını yeniden belirleyecek. Son dört aydır Ulusal Süt Konseyi devre dışı kaldı çünkü 8,5 lira bir fiyat belirledi, bu fiyatla piyasayı kontrol edemiyor, piyasada süt arzında sıkıntılar başladı. İnanın, demek ki yapılandırmalarla bu iş olmuyor, çiftçiye yeterli desteği vermiyorsunuz, kaldı ki çiftçi borçlarında bir yapılandırma da yok. Yani burada, bu yapılandırma yasasında 2 milyon çiftçi ailesinin de Ziraat Bankasına olan borçlarının, Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının hatta özel bankalara borçlarının en azından faizlerinin silinip ana paranın da dört yıla, beş yıla ya da şu an çıkan yasada olduğu gibi kırk sekiz aya bölünüp üç ayda bir ödemeli taksitlerle -ki çiftçi üç ayda bir ödeyemez, seneden seneye ödeyebilir- ödenebileceği böyle bir yapılandırma yapmış olsaydınız, geniş bir halk kitlesini de en azından yanınıza katmış olurdunuz, biz de size destek vermiş olurduk.
Teşekkür ediyorum.