| Komisyon Adı | : | (10 / 6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanı Meral Gökkay'nın, genel olarak cinsel su soruşturmalarındaki işleyiş hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 25 .01.2023 |
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet, Meral Hanım, hakikaten, teşekkür ediyoruz bu güzel sunum için.
Şimdi, Meral Hanım'ı dinlerken zihnimden geçenleri paylaşayım sizlerle. Hep merakım olmuştur ama bu göreve geldikten sonra ayrıca merak ettim, inceledim. Çocukla ilgili, çocuk konusuyla ilgili işin fikri, felsefesi, filozofisi planında Türkler çok fazla düşünmemiş. Ha, Türkler düşünmemiş diye diğer dünya uluslara düşünmüş mü? Hayır, onlar da çok fazla düşünmemiş, çok yeni bir konu bu yani geriye doğru yirmi, otuz yıllık bir konu; gençlik de bir elli, altmış yıl; çocuk yirmi, otuz yıl. Bizde daha çok çocuk edebiyatı filan şeklinde düşünülmüş; bir literatür taraması yapayım dedim, çocuk edebiyatı üzerine yazılanlar var, çocuk sağlığıyla ilgili yazılanlar var, çocuk psikolojisiyle ilgili yazılanlar var ama çocuğu toplumsal anlamda nereye oturturuz, ne yaparız, o, insanlık hikâyesinde nereye konur konusu pek yok ve yeni. O açıdan üzerinde uğraştığımız konu... Tabii, çok enteresan bir ülkeyiz biz, çocuklar adına bayramımız var bizim; 23 Nisan, rahmetli Atatürk'ün işaret ettiği bir bayram ve bu kaç yıldır var. Ona rağmen çocuğu, işin bu kısmı konusunda fazla düşünmemişiz.
Bir başlangıç olarak, Komisyon üyesi diğer arkadaşlara da tavsiye gibi olsun; Yapı Kredi Yayınları'ndan "Cogito" diye bir dergi çıkar -on beş, yirmi yıldır çıkar- onun son sayısı çocuğa ayrılmış. Merak eden arkadaşlar için bir başlangıç olabilir ama bu konunun felsefesi hakkında bizde literatür çok az.
Yine, en ciddi şeyleri İkinci Meşrutiyet döneminde yapmışız. İkinci Meşrutiyet dönemi bizim milletimiz açısından, hakikaten fikir, sanat, felsefe açısından çok verimli bir dönem. Rahmetli Ziya Gökalp yazmış bir şeyler; Ziya Gökalp'in yazdıkları üzerine pek fazla bir şey konmamış, orada duruyor henüz çocuğun eğitimdeki yeri, toplumsal plandaki yeri. Ama çocuk dünyası insanlığın, insanlık felsefesinin içinde önemli ve henüz kara delik diyebileceğimiz bir boşluk.
Ben teşekkür ediyorum, tabii Bakanlıklarımızı dinledik burada; hem Aile Bakanlığımızı hem Adalet Bakanlığımızı. Pek çok güzel şey yapılmış, bu yapılanların arkasındaki filozofi, felsefe yine bizim milletimizin binlerce yıldır akan ırmağın getirdiği o millî kültürümüz, geleneğimiz, ananemiz, göreneğimiz, onun inşa ettiği fikir ve ruh ikliminin sosyal hayatımıza yansıması. Diğer ülkeleri gördüğümüzde, ülkemiz bu konuda çok ahlanıp vahlanacak kadar değil ancak biz, kesinlikle bu konuda yetinmemek durumundayız. Bu olan bitene de asla hoş görme, müsamaha vesaire yapmamalıyız lakin kendimizden nefret konusunda da olan biteni fazla abartmamalıyız; öyle bir noktadayız. Çünkü sosyoloji bir keşmekeş arkadaşlar, sosyolojiyi keşmekeş olarak kabul etmek, siyasetin ve idarenin püf noktasıdır bu; o keşmekeşe düzen vermeye çalışanlar hep kaybetmiştir. Keşmekeşi idare etmeye, oradaki imkânlarla oradaki aksaklıkları, yanlışları düzeltmeye çalışarak giden ülkeler, devletler bu konuda çok başarılı olmuştur. Bunlar, kesinlikle hoş göremeyeceğimiz ama insanın olduğu yerde her şey olabilir noktainazarından bakarak, kesinlikle aldığımız tedbirlerle, hürriyetlerin, özgürlüklerin, bizim o geleneksel kültürümüzün getirdiği hürriyet havasının kısıtlanmasına da müsaade etmeden bir... Mesela "childism" diye bir şeyden bahsediyorlar, "çocukizm" gibi; bu konuda yazılanları lehte, aleyhte okumanızı isterim. Onun için çok hassas bir zemindeyiz.
Ben teşekkür ediyorum Bakanlık temsilcisi arkadaşlarımıza, özellikle Meral Hanım'a; konuya hakimiyeti, vukufiyeti açısından güzel bir sunum oldu.
Arkadaşlarımıza sorusu olan üyelerimiz...