KOMİSYON KONUŞMASI

FETİ YILDIZ (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, saat 15.00'ten 19.00'a kadar yani on dakika önceye kadar, Cumhuriyet Halk Partili ve İYİ Partili arkadaşlara istedikleri kadar konuşmaları için süre tanındı fakat bu arkadaşların söyleyeceği fazla şey yoktu çünkü bir cümle üzerine, bir kelime üzerine kurgulanmış bir tertip. 41'inci maddeye geçildiğinde salonu terk edeceklerini biliyorduk biz, böyle bir hazırlıkları vardı, başka türlü de bir davranış bekleyemezdik. Anlattıklarının hiçbir mantığı olmadığını burada uzun uzun anlatmaya gerek yok; elbette, başörtüsü dinî inanç gereğidir. "Dinî inanç gereği"nin çıkarılmasının herhangi bir noktasında Milliyetçi Hareket Partisi yoktur, buna ne tahammül ederdi ne de müsaade ederdi.

Değerli arkadaşlar, 2'nci maddeye gelirsek gördüğümüz yanlışları söylemeye cesaret edemezseniz o yanlışları yavaş yavaş benimsersiniz ve yanlışlar size doğru gelmeye başlar. Ahlakın ahlaksızların elinde oyuncak olduğu bir toplumdan da hayır gelmez. Yanlış yaptığımızda bizi uyarmalısınız, elbette uyaracak arkadaşlar; eğer o uyarıları dikkate almazsak bizden hayır gelmez ancak gerçeği de biz onlara anlatmazsak o zaman bizden hayır gelmez. Biz burada hakkı, hakikati, adaleti anlatıyoruz. Neredeyse elli yıl çile çekmiş arkadaşlarımızı burada bizzat dinliyoruz, dinlerken "Vah vah..." diyorlar ancak karar verme aşamasına gelindiğinde, otuz yıl önce ne yaptılarsa, yirmi yıl önce ne yaptılarsa aynısı yapmaktan da bir adım geri kalmıyorlar; bunu görmek zorundayız.

2'nci maddede dünyanın birçok ülkesinde arkalarına aldıkları akademia, siyaset, medya araçları, uluslararası sermaye, bazı holdingler "LBGT"nin -adını bile söyleyemiyoruz- bu sapkın akımın lobilerini her türlü maddi olarak desteklemekte ve büyük bir algı oluşturmaktadır, dünyanın her tarafında bu bir mesele hâline gelmiştir. Daha önce konuşan arkadaşımız, profesör arkadaş "Toplumda bu neredeyse yüzde 4 seviyesinde." falan dedi, yüzde 4 korkunç bir şey. Yani sokağa gönderdiğimiz çocuğumuzu, "Sokakta oynasın." dediğimiz, akşam ezanıyla beraber eve çağırdığımız çocuğu sokakta nasıl tehlikeler beklemektedir? Bana göre -maddeler arasında kıyas yapılmaz ama- bu madde de 1'inci madde kadar önemlidir, bunu ihmal edemeyiz. Devletimizin görevlerinin arasında da ahlaklı nesiller ve sağlıklı nesiller yetiştirmek vardır. Devletimiz bunu bihakkın yerine getirmiş midir? Evet diyemeyiz. Yani görüyoruz, buna karşı çıktığınız anda, bu lobilere, bu ahlaksız lobilere karşı çıktığınız anda bir linç kampanyasıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yine, öyle bir azınlık var ki bunlar her türlü faaliyetin içerisindeler ve iftira atmaktan da hiçbir zaman... Yani Allah'ı yok, dini yok, mezhebi yok, insanlığı kalmamış, her türlü melanetin içindeler. Aileyi insanlıktan sapma olarak görecek kadar yoldan çıkmış bir Lût kavmiyle karşı karşıyayız yani Lût kavminin bugünkü versiyonuyla karşı karşıyayız. Arkadaşlar, kadının kadınla yaşamasını, erkeğin erkekle yaşamasını aile olarak tanımlayan bir grup var, hiç azımsanmayacak bir grup. Bunların farklı cinsel tercihlerine karşı çıkanlar da... Dün bir televizyonda bir avukat hanım "Bu karşı çıkanlar marjinal bir azınlık. Erkeğin erkekle yaşaması, kadının kadınla yaşamasından, aile olmasından bunlara ne? Bunun önünde de bir engel olmaması lazım, yasal bir engel de yok." diyor yani kendine göre bahaneler üretmeye çalışıyor. Tabii, verilecek çok cevap var, çok fazla cevap var ama asıl bunun bir tarihî geçmişi var yani Lût kavminde, Hasan Sabbah'ın Alamut Kalesi'nde buna benzer şeyler var ama önemli olan, şimdiki nesli korumak. Neslimizi korumak için de bizim bazı tedbirler almamız lazım. Aile birliğini devletin koruması için bu maddenin Anayasa hükmü hâline gelmesi lazım. Diyorlar ki: Medeni Kanun'da var, şu kanunda var, bu kanunda var; bir evlilik kadın ile erkek arasında olur. Böyle bir şey yok, doğru dürüstü, tam bir açık tarifi yok. Milletimizin mahremiyetini, ailesini, cinsiyetinin, nesillerini bozmaya elbette hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve AK PARTİ milletvekillerinin tamamının imzasıyla 41'inci maddedeki yapılan değişiklikle, ailenin ve evlilik kurumunun her türlü tehlikeye, tehdide, saldırılara, sapkın akımların dayatmasına karşı korunması amaçlanmıştır. Muhalefet partileri ailenin korunmasıyla ilgili maddenin tekliften çıkarılmasını istiyor "Tamamen çıkaralım." diyor, şurasını düzeltelim, şurasını değiştirelim diye bir şey yok "Çünkü Türk toplumunda, Türkiye'de böyle bir tehlike yok." diyorlar. Tabii, gerçek bundan çok farklı, bu anlattıklarından farklı. Dışarıdaki tehlikeleri biliyoruz, hatta, bu tehlikeler basın yayın yoluyla da o kadar çok ileri gitmiş ki eskiden sübliminal yöntemlerle yapılmaya çalışılan manipülasyonlar şimdilerde açık seçik ortaya konuluyor, cinsel gelişimini tamamlamamış çocukların saf akılları bulandırılmaya çalışılıyor. Özellikle, Türkiye aleyhinde yaptıkları yayınlarla ve eşcinselliğin övüldüğü dizi ve filmlerde, özellikle tepki çeken Netflix, millî ve manevi değerlerimizi ayaklar altına alıyor, bu konuda içerikler üretiyor. Uluslararası dizi ve film izleme platformları artık eşcinsel temalı yayınların ötesinde bunu özendiriyor yani sapkın ilişkileri ekrana getirmekte de hiçbir beis görmüyorlar. Burada devletimize düşen büyük görevler vardır. Arkadaşlar, iş dünyada o kadar kötü bir hâl almış ki Youtube'un CEO'su diyor ki: "Ben artık çocuğuma izletmek istemiyorum. Netflix izletmiyorum, Youtube dahi izletmek istemiyorum, sınırlamalar koydum."

Kısacası, değerli arkadaşlar, madde gerekçesinde olduğu gibi, aile, Türk toplumunun temelidir ve ailemizi, neslimizi, geleceğimizi korumak zorundayız. Bunun için de fazla uzatmadan -elbette arkadaşlarımız bu konuda geneli üzerinde konuşma yaptılar, yine konuşsunlar ama- bir an önce oylamaya geçelim. Zannedersem, bir değişiklik teklifi de gözükmüyor.

Teşekkür ederim, sağ olun.