KOMİSYON KONUŞMASI

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Teşekkür ederim.

Değerli Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri ve bugün aramızda bulunan bizim teklif olarak sunduğumuz Komisyonda tartışılarak olgunlaştırılıp, Genel Kurulda nihai şekli verilerek yayımlanacak, kanunlaşmış olacak olan hususlarla alakalı burada misafir bulunan YÖK Başkanımız, YÖK Kalite Kurulu Başkanımız, YÖK'ten gelen diğer üyeler, Türk-Japon Üniversitesi Rektörümüz, Millî İstihbarat Teşkilatımızdan Hukuk Başmüşaviri arkadaşımız, bütün misafirler; hepinize hoş geldiniz diyorum.

Tabii, dün itibarıyla biz çok mübarek bir mevsimin idrakine vardık, idrak etmeye başladık. "Üç aylar" dediğimiz Recep, Şaban ve arkasından Ramazan ayıyla noktalanacak olan bir manevi iklime girdik. Hepinizin üç aylarını tebrik ediyorum.

Komisyonumuz Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu olması hasebiyle hem eğitim işleriyle hem kültür işleriyle hem de gençlik ve sporla alakalı bir Komisyondur. Bugüne kadar da çok hayırlı hizmetlere imza atmışızdır. Bundan sonra da çok yararlı, faydalı, milletimize, memleketimize istifade ettirebileceğimiz çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum. Bu uğurda katkı veren bütün Komisyon üyesi arkadaşlarımıza ve bizi hakikaten çok yetkinlikle yönetmekte olan Başkanımıza, ekibine ve heyetine de teşekkür ediyorum.

Şimdi, yükseköğretim, eğitim öğretim, bir defa, devletler için vazgeçilmez bir unsurdur. Bugün eğitim ve öğretimdeki kalite, eğitim ve öğretimdeki başarı ülkelerin başarısıyla eş değer olarak görülmektedir. Nitelikli insan gücü yetiştirmek çoğunlukla eğitim kurumları vasıtasıyla sağlanabilen bir eylemdir, bir işlemdir. Hem ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan hem de ülkeye ve insanlığa hizmet eden yükseköğretim kurumlarımız başta vatandaşlarımız olmak üzere ülkemizin büyümesi için çok önemli faaliyetler, eylemler ve etkinlikler icra etmektedirler. Yükseköğretim sistemimiz, öğrenci ve akademik personel sayısıyla birlikte eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü mecra ve coğrafi alanda giderek genişlemiştir.

Mecliste bütçe üzerine yaptığım konuşmada "Biz sadece yükseköğretim kurumlarımızdaki öğrenci sayılarına takılıp kalmayalım, bizim yükseköğretim kurumlarımızı aynı zamanda yabancı öğrencilerden 300 bin kadarı tercih etmiştir." diye söylemiştim; yükseköğretim kurumlarımızın dünyaca başarısı gitgide tescil edilmeye başlanmıştır. Bu 300 bin öğrenciyi biz ifade ettiğimizde, rakam olarak, sayısal olarak ortaya koyduğumuzda muhalif gruplardan arkadaşlarımız genellikle bunların Türk Cumhuriyetlerinden, Afrika ülkelerinden, Balkanlardan geldiklerini söylemişlerdi daha önceki tartışmalarımızda; ben bunun böyle olmadığını, Almanya gibi, Amerika gibi, Yunanistan gibi Avrupa'nın ve dünyanın muhtelif ülkelerinin buralara öğrencilerini göndererek eğitim öğretim almalarına imkân sağladıklarını ifade etmiştim. Bu arada, Almanya'nın da rakamlarını arkadaşlarımız bana eksik vermişlerdi, ben onu tam rakam olarak söylemiştim, 900 küsur yani bine yakın Alman öğrenci şu anda üniversitelerimizde eğitim öğretim görmektedir.

Şüphesiz, eğitim öğretimle alakalı kanuni düzenlemeler ve yasal çerçevede, genişleyen bu ihtiyaçlar çerçevesinde, genişleyen ihtiyaçlara binaen gün geçtikçe yeni yasalara ihtiyaç duyulmakta, yeni kanuni düzenlemelerin ele alınmasını gerektirmektedir. İşte, biz bugün burada böyle bir çalışmaya imza atacağız hep birlikte. Ben şimdiden, katkı sunan, katkı sunacak olan, olumlu veya olumsuz görüş belirtecek olan ve kanunun olgunlaşmasına emek verecek olan herkese teşekkür ediyorum.

Dersimizi iyi çalıştığımız kanaatindeyim, biz Anayasa'ya aykırılık konusunda, kanunlarda birtakım aksamalar olduğu noktasında, uygulamalarla çelişen yönler bulunduğu noktasında da hakikaten epeyce kafa yorduk, düşündük, danıştık, hukukçularla istişarelerimizi sürdürdük ve önünüze mümkün mertebe olgunlaşmış bir metin, bir tasarı koymaya çalıştık.

"Neler var?" diye söyleyecek olursanız, burada genelde bizim 6 maddede özetleyebileceğimiz hususlar var.

1'incisi: Öğrenci gelirlerinin yüzde 2'sini faaliyet izninin geçici olarak durdurulması veya kaldırılması hâlinde öğrencilerinin eğitimlerinin tamamlatılması için kullanılmak üzere bir banka hesabında nakit olarak tutmak zorunda olan vakıf yükseköğretim kurumlarına -ki bu nakit millî servettir, orada yüzde 2'nin durması paranın boşu boşuna tedavülden çıkarılması anlamına gelmektedir- biz bu yükümlülüklerini banka teminat mektubuyla yerine getirebilme imkânı tanıdık. Yani yüzde 2'lik meblağın tedavülde olmasını, maliyeye ve bugün bizim mali sistemimize entegre edilmesini düşündük biz.

Bunlar elbette tartışılacak, ben bazı arkadaşlarımın bakışlarından, jest ve mimiklerinden bununla alakalı aykırı görüşleri olduğunu anlıyorum ama ben bizim gerekçelerimizi ortaya koymaya çalışıyorum izninizle.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Hayır hayır, bir buçuk yıl önce söylediğinin tersini söylüyorsun.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - 2'ncisi: Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereği zorunlu olarak düzenlenmesi gereken konulardan biri de öğrenci disiplinine ilişkin hükümlerdir. Bununla alakalı daha önceki çalışmalarımızda da biz birtakım benzer teklifleri değerlendirdik ve burada kanunlaşmasının önünü açtık. Anayasa Mahkemesi 8 Eylül 2022 tarih 2022/54 E ve 2022/99 K sayılı kararıyla 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun öğrencilerin disiplin suçlarına verilecek cezalara ilişkin hükmünü, diğer disiplin işlemlerini yönetmelik yoluyla düzenleme yetkisi veren hükmünü iptal etmiştir. Yani Anayasa Mahkemesi bu disiplin cezalarının yönetmelikle değil, kanunla belirlenmesini istediği için biz, Anayasa Mahkemesinin kararına saygımız gereği bugün bunları sizin önünüze kanun teklifi olarak getirmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla ceza gerektiren fiillerle beraber yetkiye, usule ilişkin tüm hususların kanun yoluyla yeniden düzenlenmesi zorunluluğu doğduğu için bu teklifi getiriyoruz. Teklifte dikkatinizi çekmek istediğim hususlardan bir tanesi, uyarma, disiplin cezası ve bu cezayı gerektiren fiillere yer verilmemiş olmasıdır. Daha özgürlükçü bir yaklaşım benimsenerek disiplin suçunu oluşturan fiil sebebiyle doğrudan mağdur olan kişiye -ki bu uyarı cezası öğrencinin siciline işlenmektedir, hâlbuki uyarının sözlü olarak yapılması pekâlâ mümkündür- bu soruşturma sonucunda verilecek karara itiraz hakkını da tanıyan bir düzenlemeyi ihtiva etmektedir.

Yine, bizim teklifimizde, 2547 sayılı Kanun'un 50'nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında istihdam edilenlerin, aynı kanunun 30'uncu maddesinin (a) fıkrası kapsamındaki şartları taşımaları hâlinde kadrolarının bulunduğu üniversiteye atanmaları öngörülmektedir. 15 bin, bazı hesaplamalara göre 20 bin civarında 50/(d)'li araştırma görevlimiz vardır; bu araştırma görevlilerinin kadroya atanmaları ve statülerinin 50/(d)'den 33/(a)'ya taşınması bizim bu teklifimizle öngörülmektedir.

Bir başka husus: 19 Ağustos 2016 tarihli ve 6742 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti'nde Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin Kurulmasına Dair Anlaşma, 7034 sayılı Kanun'la kurulmuş olan Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin denetlenmesini, etkin ve verimli şekilde yönetimini amaçlamaktadır. Dolayısıyla bu da yine bizim kanun teklifimizdeki maddeler arasında yer almaktadır.

Şimdi, belki Anayasa tartışmaları çerçevesinde özellikle dile getirilmeye çalışılan hususa gelmiş bulunuyoruz. Millî İstihbarat Teşkilatı bünyesinde "Millî İstihbarat Akademisi" adı altında bir yükseköğretim kurumu kurulması ve söz konusu yükseköğretim kurumunun istihbarat ve millî güvenlikle ilgili alanlarda lisansüstü eğitim öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapabilmesi hedeflenmektedir. Şüphesiz, emniyet kurumlarımız arasında, kolluk güçlerimiz arasında Millî İstihbarat Teşkilatımızın yeri ayrıdır. Millî İstihbarat Teşkilatının kanunlarla, Anayasa Mahkemesince de benimsenen ve kabul edilen, çizilen görev çerçevesi içerisinde yönetmeliklerle birtakım düzenlemeler yapmaları hususu esas alınmıştır; bu, hem Anayasa olarak hem Yargıtay kararları olarak filan güvence altına alınmıştır. Kurumun hassasiyeti, kurumun gizlilik ilkesiyle hareket etmesi sebebiyle zaten kurum, personel işlerini de ceza işlerini de daha başka hususları da yönetmelikler çerçevesinde düzenlemektedir; bugüne kadar da Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulmamıştır bu yüzden. Şimdi, akademi kurulmasının tekrar bu tartışmayı alevlendirdiğini görüyoruz. Birazdan detaylarına geçtiğimizde isterseniz daha detaylı biçimde bilgi vereceğiz; arkadaşlarımız da buradalar. Gayet verimli çalışmalar yaptığımız bu hususta, ben öyle tahmin ediyorum ki burada bulunan üye arkadaşlarımız da büyük bir olgunlukla izah edildiğinde "Hakikaten durum böyle ise biz bunun böyle olmasında herhangi bir sakınca görmüyoruz." diyeceklerdir. İtirazları kabulümüz olduğu gibi, benimsemeleri de bizim için ayrıca mutluluk vesilesi olacaktır.

Son olarak her zaman yaptığımız şeylerden bir tanesi... Zaman zaman yükseköğretim kurumlarından isim değiştirme teklifleri geliyor. Biz bu isim değiştirme tekliflerinin uygun olup olmadığını değerlendirerek sizlere isim değiştirme teklifleriyle ilgili de birtakım maddeler takdim etmeye çalışacağız.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Ağabey, gerekçeler burada yok, sizde var mı? İsim değişikliği gerekçeleri sizde var mı? Burada yok çünkü.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Şimdi, tartışmaya geçtiğimizde hep beraber onları değerlendiririz Kıymetli Vekilim.

Bu çerçevede biz büyük bir olgunlukla... Ki burada bulunan insanların tamamına yakınının eğitimci olduğunu, kültür adamı olduğunu; milletini, memleketini seven insanlar olduğunu biliyoruz. Bu tartışılmaz bir husustur. Biz bunları böyle tartışırken incitmeden, kırmadan dökmeden, yapıcı biçimde ele alacağız. Biz sizleri mümkün mertebe anlamaya çalışacağız. Sizler de bizlerden kuşku duymadan, en küçük bir tereddüt ve şüphe içeren düşünceye kapılmadan, büyük bir olgunlukla bunları dinlemenizi bekliyoruz. Karşılıklı anlayış çerçevesinde hakikaten hepimizin gönlünün razı olacağı, gönlümüzde en ufak bir tereddüt kalmayacağı bir çalışma gerçekleştirerek bu kanun teklifini Genel Kurula sevk etmeyi umuyor ve diliyorum.

Ben, son olarak, başta Sayın Emrullah İşler Başkanımız olmak üzere YÖK'ün Değerli Başkanına ve YÖK'ten bize katkıda bulunan arkadaşlarımıza, Millî İstihbarat Teşkilatından katkıda bulunan hukukçu arkadaşlarımıza, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin Değerli Rektörüne ve bizlere katkıda bulunanlara, Meclisimizin Kanunlar ve Kararlar Başkanlığından katkıda bulunanlara -hakikaten çok kıymetli destekler gördük, yardımlar aldık, uyarılar aldık- gerek Komisyonumuzun hukukçularına gerek diğer hukukçulara, herkese teşekkür ediyorum.

Sözlerimi bağlarken tekrar üç aylarınızı tebrik ediyorum. Güzel bir çalışma olmasını temenni ederek hepinize saygılar sevgiler sunuyorum.