KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım çok teşekkür ediyorum.

Yani çok fazla seçim yatırımı olarak hâlâ konuşulmaya devam etti; o yüzden bir iki cümle daha burada kurmak istiyorum.

Üstten, tepeden baktıkları milletin gücünü ve önemini belki de yeni yeni öğrenenler, milletsiz bu işin olmayacağını, nihayet almak zorunda oldukları millete sadece seçim zamanı ihtiyaç duydukları için olsa gerek yapılan her işe, her yatırıma, her şeye seçim yatırımı nazarıyla bakıyor veya öyle yaftalıyor olabilirler.

CAVİT ARI (Antalya) - Başkanım, bu sözünü düzeltmesini talep ediyorum Orhan Bey'in.

SALİH CORA (Trabzon) - Ne alakası var, niye düzeltecek ya? Doğruyu söylüyor.

CAVİT ARI (Antalya) - "Millete tepeden bakan" diye kimi kastediyor?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Niye düzeltsin ya? Bir eleştiri yapıyor, hakaret etmedi kimseye.

SALİH CORA (Trabzon) - Herkes istediğini konuşacak, bizden kimse konuşmayacak; yok ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Sizsiniz o zaman millete tepeden bakan ya!

SALİH CORA (Trabzon) - Herkes istediğini konuşacak, bizden kimse konuşmayacak!

CAVİT ARI (Antalya) - Sizsiniz ya, tepeden bakan!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz neler neler söylediniz, neler söylediniz...

CAVİT ARI (Antalya) - Ne söyledik Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neler söylediniz...

CAVİT ARI (Antalya) - Ne söyledik Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Kalpazan" bile dedi arkadaşınız, daha ne desin.

SALİH CORA (Trabzon) - Bekaroğlu'nun söylediklerine bakmadın mı ya! Ayıp ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Sizi tenzih ederek söyledi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, Başkanım, çok ağır laflar ediliyor...

CAVİT ARI (Antalya) - Böyle, tepedencilik yaklaşımı sergileyen sizsiniz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...çok ağır laflar ediliyor, şahsiyatla uğraşılıyor, biz en azından siyasi bir...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biraz eleştiriye açık olacağız hepimiz ama hakaret etmeyeceğiz elbette.

Buyurun.

SALİH CORA (Trabzon) - Ayıp ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cümlemi yenilemek istiyorum müsaade ederseniz, geri almamın söylendiği cümlemi yenilemek istiyorum ve diyorum ki: Üstten, tepeden baktıkları milletin gücünü ve önemini yeni yeni öğrenenler...

CAVİT ARI (Antalya) - Ya, nereden biliyorsun böyle baktığımızı? Kimi kastediyorsun arkadaş?

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...milletsiz bu işin olmayacağını nihayet anlamak zorunda kalanlar, millete sadece seçim zamanı ihtiyaç duydukları için olsa gerek...

CAVİT ARI (Antalya) - Biz milletin hakkını hukukunu savunuyoruz, yetimin hakkını savunuyoruz, bu mu?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Öyle düşünüyoruz, düşünemez miyiz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...yapılan her şeye seçim yatırımı nazarıyla bakıyor ve bunu böyle yaftalıyor olabilirler...

CAVİT ARI (Antalya) - Aynen iade ediyorum bu sözleri sana, aynen iade ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...veya -şimdi tabii, farklı, hepsi bir değil- milletle sadece seçim yaklaşınca, seçim zamanı olunca iletişime geçenler yapılan bunca hizmeti, mütemadiyen, durmaksızın atılan adımları seçim yatırımı olarak görebilirler. Biz yirmi yıldır milletin gönlüne girmeye, milletin hayır duasını almaya yatırım yapıyoruz, bu böyle biline.

CAVİT ARI (Antalya) - Yirmi yıldır aklınıza gelmeyenler geldiği için söylüyoruz biz onları. Seçim yaklaştığı için aklınıza gelenler nedeniyle söylüyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Müsaade ederseniz fikirlerini ifade etsin Orhan Bey.

SALİH CORA (Trabzon) - Her şeye laf yetiştiriyorsunuz ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey, müsaade edin konuşsun arkadaşlarımız.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - O zaman konuşma metinlerimizi verin, öyle konuşalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Valla artık Cavit Bey bir sansür kurulu yapsın, kimin ne konuşacağına karar versin yani.

CAVİT ARI (Antalya) - En çok sansürleyen sizsiniz...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben öyle bir şey yapmıyorum, sadece hakarete müdahale ediyorum.

Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, gerçekler acıdır.

Şimdi, ikincisi, işte bürokratlar burada, ben onları savunacak değilim, kendileri kendilerini savunurlar. Ama, bürokratlar burada çok tehlike görmüşler, burada yolsuzluk veyahut da işte kanunsuz birçok iş yapılıyormuş, bundan dolayı metnin içerisine, Cumhurbaşkanına... "O da nedir?" diye sorduğumuzda, Sayın Bekaroğlu "Sen okursan bilirsin." dedi, sonra da konuşmasını tamamlarken bir örnek verdi Bekaroğlu. İşte, burada, Cumhurbaşkanına bazı sınırların, çerçevenin çizilmesiyle ilgili yetki verilmesini, bürokratın korkaklığı, yarın başına iş geleceği için, bundan emin olduğu için işi üzerinden savma telaşı...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bürokrata "korkak" demedim ama tedbirini alıyor, doğru yapıyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya neyse... Yani başından savma telaşı. "Korktuğu için yani yarın başıma iş gelir, burada kanunsuz, acayip kötü bir iş yapılıyor ve bundan dolayı, bunu yapanlar olarak sizler yargılanacaksınız." tarzı bir şeyiniz oldu. Daha önce bu Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Şener de benzer bir ifade kullanarak "Ya, biz burada kanun yapıyoruz, bu kanundan dolayı yarın yargılanmayız, modern demokraside..." Yasama dokunulmazlığı diye bir şey var. Bir defa, buna kimsenin, en başta bir yasamanın mensubu olarak sizin laf söylemeniz doğru değil; bir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben öyle bir şey demedim, "Allah'a hesap vereceksiniz." dedim.

ORHAN YEGİN (Ankara) - İkincisi, şimdi "Meclisin saygınlığı" diyorsunuz ya, Meclisin saygınlığını hep beraber, hepimizin kollaması lazım. Kanun, yasama dokunulmazlığı diye bir şeyi bu Meclisin mensuplarına, TBMM üyelerine vermiş, dolayısıyla herkesin bir kanun teklifi getirme, bu kanun teklifini tartışmaya açma gibi, çok yasal, tertemiz, berrak bir hakkı var.

Şimdi Cumhurbaşkanımıza bazı yetkilerin verilmesi... Aslında, burada, her şeyin, her teferruatın kanunda, kanun yapılırken yer almamasıyla ilgili olarak Meclisin yıllardır yaptığı pratiğin bir yansıması olarak, burada bazı sınırların genişletilmesi, çerçevenin farklı zamanlarda, farklı şekillerde genişletip, daraltılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanına verilen bir yetki. Burada bir korku veyahut da burada bir başka şey olmasından kaynaklı bir şey yok

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Orhan Bey kardeşim, bunları biliyoruz. Hangi konuda Cumhurbaşkanına yetki verilir, hangi konuda verilmez biliyoruz biz. Sen bize ders anlatma, biliyoruz nerede yetki verilip verilmediğini.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, bir eleştiri yaptınız, cevap veriliyor, müsaade edin lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yapılacak en ufak bir çerçeve genişletilmesinin, Meclise, Plan ve Bütçeye, Genel Kurula getirilerek Meclisin burada yeniden, o teferruat üzerinden tartıştırıp yorulmaması için yapılmış pratik bir çözüm olduğunu değerlendiriyorum. Eğer başka bir şeyse, oradan siz de arkadaşlar da ona göre bir şeyler söylerler.

Şimdi "Konut arzı talep mi, konut arzı sonuç mu?" "Arz mı, talep mi?" Bu tartışma şeye döndü "Faiz sebep mi, sonuç mu?" "Arz mı sebep, talep mi sonuç?" Ya, arkadaşlar, konut talebi var ve bu şöyle bir şey değil: Şu memleketteki, şu kainattaki bugün var olan konut talebini çözdünüz ve bitti, bir daha bu kainatta konut diye bir şey talep edilmeyecek; ya, böyle bir şey yok. Bir nüfus artış hızımız var, her yıl 1,5 milyonun üzerinde insan doğuyor; her yıl 1,5-2 milyon insan üniversiteden mezun oluyor; askerliğini bitiriyor, geliyor, evleniyor; çoluk çocuk sahibi oluyor, işe giriyor. Artık aileler küçülüyor, daha çekirdek aileler oluşmaya başlıyor. Bu konut ihtiyacı hiç bitmeyecek bir şey yani toplum zenginleştikçe bu konut ihtiyacı artacak. Bugün, senin çocuğun gidiyor, İstanbul'da üniversitede okuyor. Yarın, ekonomin daha iyi olursa, senin çocuğun gidip yurtta kalmayı tercih etmeyecek, diyecek ki "Ben bir konutta oturayım." Ya kiralamayı tercih edecek ya "Satın al, anne-baba." diyecek Yani bu zenginleşme oldukça, toplumun refahı arttıkça, 1 trilyon dolarlık gazı Allah'ın izniyle pompaya verip, satışına başlayıp, dolarları, dövizleri ülkemizin bütçesine kattıkça, terörden arındırdığımız Gabar'daki petrolü, Manisa'daki petrolü, başka başka yerlerdeki petrolü bulup, bütçemizi arttırdıkça, refahı arttırdıkça konut talebimiz, konut ihtiyacımız artacak bizim ya. Bu Hükûmet bunları başaracağı için, bugün bütün konut ihtiyacını çözse bile, yarın yine, konut ihtiyacı ortaya çıkacağını öngörerek, bilerek Mustafa Savaş Bey diyor ki: "Bugün konut arzındaki sürekliliği arz etmemiz lazım." Dolayısıyla, yok "Arz mı talebi üretti, talep mi arzı üretti?" "Faiz sebep midir, sonuç mudur?" Orada da dünya kadar dalga geçtiniz; evet, Cumhurbaşkanımız ne dedi? "Biraz sabır göstereceğiz, biraz tahammül edeceğiz." Ama buyurun, o sabrın sonunda bugün -Allah'a hamdolsun- enflasyonun da düştüğü, işsizliğin de artmadığı bir döneme doğru gidiyoruz. Cenab-ı Allah'a sonsuz şükürler olsun. (CHP ve İYİ Parti sıralarından gürültüler)

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, Orhan, böyle bir şey yok; enflasyonda baz etkisiyle düşme müşme yok.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bugün hatiplerden biri dönüp bizim Bakan Yardımcımız Hanımefendiye hitaben...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nerede enflasyon düştü?

CAVİT ARI (Antalya) - Sen hangi ülkede yaşıyorsun ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir müsaade edin, fikirlerini tamamlasın.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bir dakika ya, hakaret mi var size ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...dedi ki: "Ya, bu 'sosyal konutlar' dediniz, kuralar çekiyorsunuz; hani nerede? Benim de gidip bunları bilmem görmem..." Mesela keşke bize söyleseydiler, milletvekili arkadaşlarıyız biz, 4 Ocakta Etimesgut Ballıkuyumcu'da 3.800 tane sosyal konut projesinin kura çekim töreni yapıldı basın önünde, medya önünde, noter önünde ve müracaat edenlerin önünde. 6 Ocakta Ankara Sincan Yenipeçenek'te 4.800 sosyal konutun kura çekim törenini yaptık -aynı şekilde- basın önünde, millet önünde, katılımcılar önünde, başvurucular önünde, herkesin önünde. 10 Ocakta Gölbaşı Gerder'de 1.545 sosyal konutun, 11 Ocakta Mamak'ta 3.645 sosyal konutun... Daha var, tek tek sayayım mı?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - 81 ilde yaptık.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani bunları, burada sanki olmuyormuş gibi, böyle bir algıya sebep olacak şekilde Bakan Yardımcımıza, bakanlarımıza söylemektense o ildeki yöneticilerimize sorsak onlar da size söylerler, davet ederler; gider o gariplerin, o sosyal konuttan almaya çalışan insanların bir kurasını da size çektirirlerdi, daire numarasını o noter huzurunda siz çeker, siz verirdiniz. La ilahe illallah ya!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 2019'da çektiğiniz kuralar ne oldu? 2019'un kuraları ne oldu?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Her şeye böyle bir esrarengizlik...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 2019'un hesabını verin! 2019'da 100 bin konut ne oldu, onun hesabını verin!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Müsaade edin, tamamlasın.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Her şeyde böyle bir esrarengizlik üretme çabası. "Öyle diyorsunuz ama aslında öyle değil." gibi havası. Bırakın bunları ya, her şey yapılıyor ya! Söylenip de yapılmamış hiçbir şey yok Allah'a sonsuz şükürler olsun, neden bahsediyorsunuz ya!

Şimdi, Başkanım, sürem az kaldı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, tamamlarsanız, bir dakika süre vereceğim.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Nasıl bir öz güvendir bu, tebrik ediyorum sizi, gerçekten kutluyorum yani!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok "Müteahhide kaynak aktarma, şu bu..." Başkanım, fırından ekmek alırsan fırıncıya kaynak aktarmış olursun, kasaptan et alırsan kasaba kaynak aktarmış olursun; gider ne bileyim, kıyafet alırsan konfeksiyoncuya kaynak aktarmış olursun, daire alırsan o daireyi üretene, satana kaynak aktarmış olursun. Yani kalkıp kalkıp böyle bir imaj oluşturmaya... (CHP sıralarından gürültüler)

Şimdi, söylemek istediğim şey şudur: Şimdi, biz çiftçiye makine ekipman desteği çıkarıyoruz "Hangi üreticinin cebine para sokmaya çalışıyorsunuz, finanse ediyorsunuz?" diyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey, süreniz doldu, bitirirseniz...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bitiriyorum.

Borç silelim, vatandaşın sırtında, bu ödenememiş yani artık rezil olmuş süreçler, takibe düşmüş, süreç kötü olmuş "Vatandaşı kurtaralım bu dertten." diyoruz, borç siliyoruz, siz işte "Siz Varlık Fonunu finansa aktarıyorsunuz." diyorlar.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Derdi kim yarattı?

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Eğitim teşviki verelim, eğitim yatırımları artsın, çocuklar daha fazla özel okullarda okuyabilsin." diyoruz "Özel okul patronlarına finansman aktarıyorsunuz." diyorlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız... Anlaşıldı diye düşünüyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, "konut alım desteği" diyoruz "Ya bankalara ya müteahhitlere para aktarma." diyorlar. "Savunma sanayi desteği" diyoruz "Akrabaya, yandaşa para aktarma." diyorlar. "İHA, SİHA desteği" diyoruz "Geleceğiz, dokunacağız." diyorlar Başkanım, mantık böyle çalışıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, böyle çalışan bir mantığa hak hukuk, gerçek çerçevesinde anlatacağın hiçbir şey isabet etmez. Çünkü mantığı başka türlü çalıştırıp izahı başka türlü yapmak istiyorlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sağ olun Orhan Bey.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, son cümlem: Dolayısıyla, bizim için bu işte önemli olan vatandaşımızın mülk edinmesidir, vatandaşımızın mülk edinmesi için de bir kaynak, bir genişlik açılmıştır. Bunu düşünene, bunu önerene, bunu getirene, bunu planlayana, bunu da bugün kanun teklifi olarak buraya sunana ve bu Komisyonda ve Genel Kurulda kabul edecek olanlara teşekkür ediyoruz.