DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Başkanım, önce şunu söyleyeyim: Kanun ve Kararlar imla, düzeltme, redaksiyon vesaire gibi nedenlerle 3 sayfa metin hazırlamış. Dolayısıyla, burada bizim ilave söyleyeceğimiz bir şeyimiz yok "Bu düzeltilsin." diyor, Genel Kurula da böyle gelmesin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir kısmını yapacağız redaksiyon yetkisi alarak.

Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Milletvekilim, sabahki ilk sunuşunuzda da şimdiki değerlendirmelerinizde de yasanın amaçlarından bir tanesinin sürdürülebilir konut arzı olduğunu söylediniz. Şu anda gerçekten konut arzında bir sıkıntı mı var yani üretimde bir sıkıntı mı var? Talep çok, alıcı var ama bunu karşılayacak arz mı yok? Hâlbuki, biz biliyoruz ki şu anda fiyatlar sürekli artıyor. Bu tür kredi imkânlarının sağlanmasından dolayı ortaya çıkan beklentilerden dolayı mı fiyatlar artıyor, yoksa maliyetler arttığından dolayı mı üretim artmıyor ve dolayısıyla arz sıkıntısı var? Bu, gerçekten çok sıkıntılı bir durum. Hangisi bu? Böyle bir çalışma yaptınız mı? Bunun sebep-sonuç ilişkisi nedir? Diyorsunuz ki: "Arz kısıtlı, o nedenle fiyatlar artıyor." ama öbür taraftan da diyorsunuz ki: "Yüklenicilerin elinde yapılmış, yapılacak olan ve yapılmakta olanlar var, bunların satılması gerekir, onun için de kredi imkânı sağlıyoruz ve insanlar bunu alsınlar, bu talep edilsin." Bunun hangisi doğru?

ORHAN YEGİN (Ankara) - İkisi de doğru.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İkisi de doğru.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Hem yeni projelere girilmesine imkân sağlıyoruz hem elinde varsa, yüklenicinin uhdesinde, yüklenicinin mülkiyetinde olan konutlara da imkân veriyoruz. Ondan sonra da yüklenici...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mustafa Bey, karşılıklı konuşmayalım, sonra topluca cevap verelim.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Pardon Başkanım, tamam.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - O zaman ta ki arz bitinceye kadar fiyatların yükselmemesi lazım. Dediğiniz gibi, ikisi de doğru fakat yanlış yönetimden kaynaklanıyor bu.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bugün arz var, yarın bu arz ortadan kalktığında ne olacak? Yani dolayısıyla bu, yaşayan bir süreç, devam edecek.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla böyle bir ortamda, arz sıkıntısının olduğu bir ortamda, talebin çok olduğu bir ortamda yüklenici bu yüzde 5'i niye yüklensin, yapar, peynir ekmek gibi satar?

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Konut alamıyor vatandaş.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla burada kim neyin başı, neyin sonu; kim sebep, kim sonuç? Ne sebep ne sonuç; bu, kesinlikle belli değil.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Konut var ama vatandaş alamıyor.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Onun dışında, şimdi, maddenin (1)'inci fıkrasındaki yüzde 5'le ilgili olarak şu verdiğiniz değerlendirmede 2023 yılı için toplam hazine katkısı 2 milyar 750 milyon TL; Orhan Bey de bunu böyle söyledi. Orhan Bey de bir hesap yaptı, bir analiz yaptı ve analizine de katılıyorum. Eğer böyleyse -ki böyle- o zaman gelin, şu yüzde 5'i sadece şu 2023 yılı bütçesine koyalım, geriye kalanını bu senenin içinde, ekim ayında, kasım ayında 2024 yılı bütçesini görüşürken oraya koyun, bütçenin içine koyun. Ben sizden şu anda bu konuyla ilgili bir önerge bekliyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, onunla ilgili bir şey Genel Kurulda yapacağız inşallah; az önce Başkanım da söyledi.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ben önerge bekliyorum; bu yüzde 5'i, vesaireyi kaldırın. Ben önerge verebilirim ama ben düzenlemenin esasına karşı olduğum için önerge falan vermeyeceğim. O zaman ben bunu sizden bekliyorum, bunu düzeltin, sadece 2023 yılı için bir önerge verin, yüzde 5'i azaltın. Ona karşılık gelecek olan özel tertip senetleri de ona göre çıkarılsın ki özel tertip senetler nakit karşılığı yapılmaz... Eğer bu, sonuçta Merkez Bankasının ikincil piyasası olacaksa ve sonuçta bunların Merkez Bankası, bunun bir para arzı tarafı var dolayısıyla sizin şu anda olmayan enflasyonla mücadele programınızı daha da zora sokacak ve bu ülkede enflasyonla mücadele Kafdağı'nın arkasına gidecek. Söyleyeceğim bu. Dolayısıyla, Orhan Bey, ben sizden bu konuyla ilgili sadece 2023 yılı için bir artış bekliyorum, diğerini önergeden lütfen çıkarın eğer analiziniz doğruysa.