KOMİSYON KONUŞMASI

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli milletvekili arkadaşlarımız, sivil toplum örgütü temsilcilerimiz, kurumlarımızın değerli yetkilileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de cumhuriyet kurulduğu günden itibaren birçok travmalı dönemler yaşandı. Bu dönemlerde bu ülkenin başbakanlığını yapan Başbakanımız idam edildi. Devamında bu ülkede 70 darbesi, 80 darbesi yaşandı, sonra da 28 Şubat sürecini yaşadık. Cumhuriyetin darbeler döneminin en son evresi olan "postmodern darbe" dediğimiz 28 Şubat süreci, bu ülkedeki önemli travmalardan biriydi, tabii 12 Eylül darbesi de aynı şekilde. 12 Eylül darbesinde de hem sağ kanattan hem sol kanattan o zamanki tabiriyle birçok Anadolu çocukları mağdur edildi, mağdur oldu, cezaevlerine girdi. Bunlardan biri de benim şahsen dayım; o dönem sağ cenahta bulunan ve o gün Mamak Cezaevine girip Mamak Cezaevinin o günkü zulmünü bire bir yaşamış bir ailenin ferdi olarak burada bunu söylüyorum. Devamında da 28 Şubat sürecinde, 28 Şubat sürecinin o başörtüsü eylemlerinin başladığı dönemde de kendi eşimin o süreci bizatihi yaşaması. Tabii, gelinen bu noktada bugün Allah'a şükürler olsun ki bazı itirazlar olsa bile mutabakatla çıkabileceğine inandığım bu Anayasa değişikliğinin gerçekten itirazlar olsa bile ihtiyaç olduğunu ve bunun artık Türkiye'nin gündeminden kaldırılması gerektiğini, Türkiye gündeminden kaldırılarak bununla birlikte diğer mağduriyetlerin de sırayla Türkiye'nin gündeminden kaldırılıp artık Türkiye'nin dünya genelindeki gücünü artırarak yoluna devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii, el ele tutuşma eylemlerinin olduğu dönemler mağdur olan Sayın Genel Başkan Yardımcımız Leyla Şahin Usta başta olmak üzere diğer mağdurlarımızdan da burada olanlar var. Biz de ailelerimiz üzerinden mağduriyet yaşadık, biraz önce Ali Bey'de aynı şeyleri anlattı; bu ülkede birçok kesim mağduriyet yaşadı. Bu mağduriyetlerin artık sırayla gündemden kaldırılıp hâl yol edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii, bu mağduriyetleri derinlemesine yaşayanlar yaşadıklarını anlattı ama biz de o dönem, el ele tutuşma eyleminin gerçekleştiği dönemde Karadeniz'de bu eylemlerin yani demokratik bir tepki olarak buna karşı koyuşun orada öncülüğünü yapıyorduk. O dönem üniversitelerin kapılarına Emniyet mensuplarını gönderip içeriye başörtülü öğrencilerin alınmaması, dışarıda başörtüsünün başından zorla alınarak içeri alınma eylemleri; bunların hepsini geçmiş dönemde yaşadık; ekranlarda var, sosyal medyada var, her yerde var. O dönem Ordu'da meslek yüksekokulu vardı, meslek yüksekokulunda dahi bu olayı gerçekleştirmeye kalkıştıkları esnada o zamanki Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu'na bizatihi gidip üniversite kapısında böyle bir olay olmaması, bu olayın hem öğrencileri hem de öğrenci yakınlarını üzeceğini söylediğimizde, sağ olsun Kemal Bey üniversite kapısında bekleyen, giriş kapısında bekleyen Emniyet mensuplarının tamamını geri çekip öğrencilerin huzurlu bir şekilde içeri girmesini sağlamıştı. O dönem bu tür güzel şeyler de oldu ama o dönemin travması derin oldu. Bu travma artık Türkiye'nin gündeminden kesinlikle kalkmalı ve bir daha bu ülkenin gündemine bu tür olaylar gelmemeli diye düşünüyorum. Tabii ki biz biriz, beraberiz. Anadolu coğrafyasında -biraz önce diğer hatipler de söyledi- yaşayan Türk milleti olarak hepimiz bu milletin ferdiyiz. Bu milletin ferdi olarak da özgürce, isteyen istediği şekilde, isteyen istediği dine, inanca sahip olarak yaşama özgürlüğüne sahip ama başörtüsüne sıra gelince yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede o dönem önemli derecede mağduriyetler yaşatıldı. Artık bu mağduriyetlere geri dönülmeden diğer bahsedilen mağduriyetler de... AK PARTİ iktidarıyla birlikte şu anda birçok mağduriyet aslında ortadan kaldırıldı. Bununla beraber tamamen bunların yasalaşarak gündemden kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.

Aileyle ilgili de... Aile mevhumu gün geçtikçe daha da önemli hâle gelecek. Bugün LGBT üzerinden tartışıyoruz, yarın aileyi daha farklı bir yönden değerlendireceğiz. Onun için de bu 41'inci madde hususunda da hassas davranılması gerektiğini ve bu Anayasa değişikliğinin hem muhalefetin hem iktidarın mutabakatıyla, mutabakata varılarak çıkarılması gerektiğini burada dile getirmek istiyorum.

Sayın Başkanım, ben teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, sağ olun diyorum.