| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri (Devam) a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 10 .02.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sizi ve ekibinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarımı, basın mensuplarını saygıyla selamlıyorum.
Geçen yılki bütçeden bu yana, hem siz hem bürokrat arkadaşlar fark etti mi acaba Sayın Bakan, doktor olmayan muhalefet milletvekilleri sağlığı en az bizim kadar bilir hâle gelmişler, sağlığın aksayan yanlarını neredeyse benden daha iyi anlatıyorlar, yani ne kadar çok sağlığı tartıştırdığınızın farkında mısınız diye sormak istiyorum.
İktidar partisinden söz alıp konuşan arkadaşlarımdan da beni dikkatle dinlemelerini istirham edeceğim, her ne kadar Erzurumlu milletvekili arkadaşımız burada yok ise de hakikaten duygusal konuşmalar, binlerce örnekler tabii verilebilir, ben bir hekimim, size on binlerce örnek anlatırım bugünle ilgili ama ben sizlere kendi rakamlarımı değil, kendi tespitlerimi değil, Sayın Bakanın hazırlatmış olduğu "Sağlık İstatistikleri Yıllığı"nın -bakın, şu kitap arkadaşlar, hepinize dağıtıldı bu kitap- sayfalarından söyleyeceğim size, siz de sağlığın ne hâle geldiğini buradan anlayacaksınız.
Şimdi, bu kitaptaki ve Sayın Bakanın bugün yaptığı konuşmadaki rakamların gerçeği yansıtmadığını, rakamlarla oynandığını, rakamların nasıl yanıltıcı olduğunu, halkı nasıl yanılttığını eğer izin verirseniz tek tek sizlere anlatacağım.
Sayın Bakanım, bu kitapçığın 23'üncü sayfasından bir örnek verirsem aslında bundan sonra konuşacaklarımın tamamının dolgu malzemesi olduğunu siz de anlarsınız. Bakın, gebelikten ölen hastaların oranını veriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Gebelikten ölen kadın oranı on binde 4, gebelikten ölen erkek oranı sıfır, ikisinin ortalaması on binde 2." Vallahi ben yazmadım, bakın burada yazıyor. Şimdi, gebelikten ölen erkek oranı ile kadın oranını toplayıp 2'ye bölüyorsunuz, gerçek rakamı yarıya indirip insanlara sunuyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, biliyorsunuz, babalar da dokuz doğuruyor ya kapıda yani onunla ilgili olabilir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hakikaten ağlanacak hâlimize gülüyoruz yani siz de espri yapıyorsunuz.
Ben ömrümü verdim bu sağlığa, beni rencide etmeye hakkınız yok Sayın Bakanım. Ben Bakanlığımı seviyorum. Bu rakamı okuyan basın mensupları... Nedir yani, böyle bir şey olabilir mi? Sırf rakamı yarı yarıya düşük göstermek için tutmuşlar, böyle bir şey yapmışlar. İşte, 23'üncü sayfada var. Ama burada esas önemli olan nokta şu, ben de bunun için buradayım zaten: Bakın, hep 2002 ile 2014'ü karşılaştırıyorsunuz ya, buradaki rakamınız 2012. Siz, burada, 2012'de on binde 4 iken doğumda ölen kadınların oranı, bir yıl sonra bu oran 5 kat artıyor Sayın Bakan. 2013'te on binde 19 oluyor, sonra 2014 yılında 4 kat artıyor. Değerli arkadaşlarım, o serum çekildi, sokuldu filan hikâyesi değil, kadınlar doğumda 5 kat ölüyor bir yıl içerisinde ve hepsi sizin iktidarınızda. Şimdi, ben size bu kitaptan örnek vermeye devam edeceğim.
Şimdi, bakın, bebek ölüm hızlarını 2012'de yine siz açıklıyorsunuz: 7,4. Hatırlarsınız, 24'üncü Dönem, kıyameti koparmıştık. 7,4'ten 7,8'e yükseldiğini siz yazmıştınız. 600 bebeğin fuzuli öldüğünü söyledik, sonra TÜİK'in düzeltilmiş rakamıyla 2014 yılında 7,6'ya düşürdünüz bunu ama 2012'dekinden yine yüksek ve 200 bebek yine burada fazladan ölmüş oluyor Sayın Bakanım.
Anne ölüm hızı için de baktığınız zaman 2012'de 15,4'ten 15,9'a yükselmiş. Bunu binlerce kere söyledik: Bakın, arkadaşlar, sağlık verileri çabuk değişmez, yıllar içinde değişir ve siz yıllar içinde yaptığınız kötü uygulamalar nedeniyle sağlık rakamlarını bakın ne hâle getirdiniz.
Yani şimdi arkadaşlarım katkı paylarından bahsettiler, kârdan bahsettiler. Ben hiçbir şekilde onlara girmeyeceğim çünkü hakikaten çok güzel konuştular. Bir arkadaşım dedi ki, Erzurumlu arkadaşım: Doğu ile batı arasında tek tek ne farklar vardı, bakın, şimdi hiçbir şey yok." Ya, Allah aşkına, Sayın Bakanın yazdığı kitap, işte burada yazıyor: Batı ile doğu arasındaki anne ölüm hızı oranında 5 kat fark var arkadaşlar, 5 kat. Buradaki rakamları... Bölgeler arası fark, 20'nci sayfada arkadaşlar, bürokratlar da baksınlar. Ya buradaki Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünü yok edeceksiniz böyle rakamları verdiği için, hâlâ bir miktar dürüst olduğu için ya da bunu kabul edeceksiniz. Bunu inkâr ederseniz, bunu reddederseniz, biz daha çok ölmeye devam ederiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, lütfen sözlerinizi tamamlayın.
AYKUT ATICI (Mersin) - Batıda sağlık hizmetleri görece olarak doğuya göre iyi olabilir ama doğudakiler 5 kat daha kötü; siz yazmışsınız, güzel güzel grafikler vermişsiniz. Sağlık Bakanının görevi bizim sağlığımızı korumak Sayın Bakanım. Bizim sağlığımızı korumak sizin anayasal göreviniz, mecbursunuz, o yüzden orada oturuyorsunuz. Ben de vatandaş olarak bu hakkımı sizden Anayasa'ya dayanarak alırım. Benim sağlığımı koruyamıyorsunuz.
Yine sizin verdiğiniz rakam, 30'uncu sayfada deniyor ki: "2002'de kanser oranı yüz binde 133'ten bugün yüz binde 215'e çıkmış." Benim sağlığımı korumak mecburiyetindesiniz, koruyamıyorsunuz.
Yine aynı kitapta tütün ve alkolden bahsediyorsunuz. İlk kez tütün kullanma yaşı 14 yaştan küçük olanların oranı yüzde 23, 19 yaş altı yüzde 74,8; sayfa 44.
Şimdi, siz bunlarla uğraşmazsanız neyle uğraşacaksınız? Ne için varsınız orada? Şehir hastaneleri kurmak için filan değil Sayın Bakanım. Sizin göreviniz hastaneleri bu şekilde ticarethaneye çevirmek değil; birinci göreviniz, anayasal göreviniz benim sağlığımı korumaktır, bir diğer göreviniz sağlığı yönetmektir. Sağlığı yönetemiyorsunuz, nereden yönetemiyorsunuz? Sezaryen oranı 2002'de yüzde 21 iken şimdi oldu yüzde 51. Yani bunu örtmek için Sayın Cumhurbaşkanı Başbakanken kalkıp diyor ki: "Bu doktorları kesmek lazım." Niye? Bizim neslimizi tüketiyorlar. Allah rızası için, sağlığı ben mi yönetiyorum? Ben mi "Sezaryen yapın." diyorum? Hayatımız boyunca bir çocuk hekimi olarak sezaryene karşı çıktık ama siz sezaryeni aldınız, uçurdunuz, niye olduğunu sorgulamak mecburiyetindesiniz.
Bakın, yatırım yapamıyorsunuz, bir göreviniz de o. Yatırım yapmayı bıraktınız, çok daha fahiş fiyatlara -girmeyeceğim detayına- Kamu Hastaneleri Birliğini tüccarlara peşkeş çektiniz. On bin kişiye düşen yatak sayısını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, tekrar ek süre veriyorum.
Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bizim en çok rağbet ettiğimiz konu, yine sizin rakamınız: 2002'de 24,8; 2014'te 26,6. On dört yılda 1,8 puan artmış ama öyle bir şey yapmışsınız ki buna toplam yatak demişsiniz. Sağlık Bakanlığının yatağına baktığım zaman yatak sayısı yüzde 16,2'den 15,9'a düşmüş. Yani siz yatak sayınızı düşürmüşsünüz Sayın Bakan, özel sektöre devretmişsiniz bütün işleri. Peki, dünya ortalaması ne? Sudan, Kenya dâhil 27 yatak düşüyor 10 bin kişiye, biz de ise Sağlık Bakanlığında 15,9. Avrupa Birliği ortalaması 50, hiç onlara girmiyorum bile.
Hasta sayısından arkadaşlarım bahsetti. Vatandaşlar yılda 8 kere doktora gidiyor ya, böyle bir şey dünyada yok. Niye? İyileşmiyor adam, sisteme güveni kalmadı, iyileşmiyor.
Memnuniyet oranlarına baktık. Şimdi, ben bir şey söylemiyorum -yine sizin kitabınızdan, sayfa 133- siz kendi kendinize diyorsunuz ki: "Benim sağlık sistemimden memnun olmayanların oranı 2012'de yüzde 12,2 iken 2014'te yüzde 17'ye çıkmış, 16.9." Yani son iki yılda sağlık hizmetlerinden memnun olmayanların oranı yüzde 38 artmış Sayın Bakan. Siz hâlâ gelmişsiniz, diyorsunuz ki: "Biz sağlıkta güzel iş yapıyoruz." veya oradaki milletvekili arkadaşlarım diyorlar ki: "Çok güzel işler yapılıyor."
Bir dakikada toparlayacağım, teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bakın "Sağlık harcamalarını artırdık." diyorsunuz, kesinlikle yanlış bilgi, Allah aşkına doğru bilgi verin. Bakın, toplam sağlık harcamasının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki oranı 2002'de 5,4; 2013'te 5,4. Kaynak, sizin kitabınız, sayfa 169. Ben söylemiyorum, siz söylüyorsunuz ama siz öyle bir eğip büküyorsunuz ki şu kadar harcama yaptık, bu kadar harcama yaptık... Peki, benim penceremden bakın, kişi başına cepten ne kadar harcıyor benim vatandaşım?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, son olarak, lütfen...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bitiriyorum.
2002'de 37 Amerikan Doları harcarken cepten, 2013'te 98 dolar harcıyor. Kim söylüyor? Yine siz, sayfa 174 Sayın Bakan. Şimdi, bunları, bu hâle getirdiniz sağlığı; yetmedi, her şeyi yaptınız, yetmedi, hayal satmaya başladınız. Dediniz ki: "Sağlık turizmi yaklaşık 7 kat artacak ve elde edeceğim gelir 50 kat artacak." Sayıştay ne dedi size? Sayıştayın raporu diyor ki: "Gerçekçi değil." Hiçbir şekilde ulaşılabilir olmadığına işaret ediyor denetim raporu, sayfa 56. Yani hastaneleri sattınız, bitti, şimdi hayal de satıyorsunuz.
Bakın Sayın Bakan, özelde de... Aile hekimliği sistemini getirdiniz, nöbet koydunuz, doktorları şimdi görevden alıyorsunuz ve Mersin'i de en birinci sıraya koydunuz. Mersin'den başka hiçbir yerde doktorlar görevinden alınmıyor. Nedir? Bir sıkıntı varsa konuşalım ama Türkiye'nin her yerinde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, çok teşekkür ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - ...doktorlar bu nöbete gitmediler ve sizler bu insanları değil, Mersindekileri görevden aldınız.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, lütfen...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Son cümlem...
BAŞKAN - Lütfen...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sözünüz var Sayın Bakan, emekli doktorlara sözünüz var. Yarın randevu aldılar benden, muhtemelen AKP'li doktorlardan da almışlardır. Bu insanlara bir şey söyleyeceksiniz, söz verdiniz. Dediniz ki "Emekli doktorlara, bunlara bizim borcumuz var 24'üncü Dönemden, gereğini yapacağız." Şimdi, el birliğiyle emekli doktorlar için bir şey yapalım. Hemen kanun teklifini veriyorum ve sizden destek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkürler.
Sayın Atıcı, sizin bu okuduğunuz istatistiklerden herhâlde bir hususta eminiz: Sağlık Bakanlığımız son derece şeffaf, gerçekleri olduğu gibi yansıtıyor. Bu bakımdan da herhâlde Bakanlığımızı kutlamamız gerekir diye düşünüyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Rakamlar şeffaf. Sağlık Bakanlığı rakamları demediniz mi bu?
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan, sizin orada Sağlık Bakanlığını, beni veya bir başkasını kutlamak ve yermek gibi bir misyonunuz olamaz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Sağlık Bakanı elbette bu rakamları veriyor fakat kendi sunumlarında, televizyon konuşmalarında bunların tam tersini söylüyor.
BAŞKAN - Çok teşekkür ederim, sağ olun.
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Çok özür dilerim Sayın Başkanım.
"Rakamlar gerçekçi değil." diye başlayıp bir sürü rakam verdiniz.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
Sayın Usta, buyurunuz efendim...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bakın, buradaki rakamlar...
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Bu başka bir şey. Ama ilk cümleniz böyle olup sonra bir sürü rakam verirseniz...
BAŞKAN - Sayın Kandemir, siz...
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - İlk sözünüze bakın, bir de son cümlenize bakın.
BAŞKAN - Sayın Kandemir, söz aldığınızda cevap verirsiniz.
Sayın Atıcı, size çok teşekkür ediyoruz.