BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Haydar Beyciğim, teşekkür ediyorum size.

Biz burada bir tespit yapıyoruz, sonuçta biz bir mukayese de yapıyoruz ama Türkiye'nin terör gerçeğini, farklı sınamalardan geçtiğini, içeridekilerin tavrını, ne yapmaya çalıştığını... Biraz evvel denildi ki "Sempatizan geliyor, militan çıkıyor." Baktığınız zaman... Yani, sonuç itibarıyla kaç kaçma girişimi var, orada ne kadar kaçma girişimi var? Çıkanlardan ne kadarı suç işliyor, ne kadarı terör eylemine karışmış? Bunların hepsi başka başka bir şey. Biz ilk başta dedik ki: Almanya'nın kendisinde de zaten tek tip bir uygulama yok, her eyalette farklı uygulama var, bu kendi aralarında da tartışılan bir şey. Biz madem bir cezaevine gittik, tespitleri ortaya koyalım, tespitler bağlamında değerlendirelim. Siz de katkı sağladınız...

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - İyi şeylerini alalım Başkanım.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Tabii, elbette ama şöyle: İyi şeyler nereden baktığınıza da bağlı.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Çok farklı her insana göre değişik muameleler yapılırken...

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Dolayısıyla, dediğimiz gibi, bir cezaevi incelemesi yapıldı ve bu ceza incelemesi neticesinde tespitlere yer verdik ama burada yabancı oranı -efendime söyleyeyim- ve diğer meseleler önemli aslında.

Sayın Genel Müdürüm, buyurun, söz sizde.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ben de konuşacaktım.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Öyle mi?

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Evet.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - O zaman konuşma hakkınızı şimdi kullanıyorsunuz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Evet kullanıyorum.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Tamam, buyurun.