| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı b) Karayolları Genel Müdürlüğü c) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı e) Rekabet Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 08 .02.2016 |
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli hazırun; yeni bir güne başladığımız görüşmelerimizde... Bugün 3 bakanlık görüşeceğiz, değil mi? 2 normal gün içinde, 1 de şimdi, 3'üncü bakanlık oluyor. Bu noktada da önemli bir çalışma rekoru kırıyoruz.
Öncelikle Sayın Bakan, hayırlı olsun bakanlığınız ve biraz önce arkadaşlarımızın da geniş detayla dile getirdikleri gibi gümrük ve ticaretin, ticaretin yanında esnafın, esnafla beraber baktığınızda geniş alanın sorunları, çözüm üretimi ve onların uygulamaya geçişi noktasında oldukça zorlu bir alan içerisinde görev yapıyorsunuz arkadaşlarınızla beraber ama bunun getirdiği de çok önemli bir sorumluluk içerisinde bir çalışma alanınız var.
Şimdi, ben yine Bakanlığın bağlı gümrük kapılarıyla ilgili geçen seneki açıklamasına baktığımda, orada sözleşmesi imzalanmış kapılardan bir kısmının -bugünkü sizin açıklamanızda- yenilenmesiyle ilgili "Yeniden modern tesislere kavuşturulmuştur." diye bir beyanınızı gördüm ama özellikle bu Akçakale, Yayladağı, Öncüpınar, Pazarkule gibi gümrük kapılarıyla ilgili geçen sene de yine yenileme planı var, bu sene de, bakıyorum, çalışmalar devam ediyor, yine yenilenme planı olacak. Bu kapılarla ilgili yani iki senedir devam eden bu uzatma süreci veya bu sürecin hâlâ çalışmaların devam etme şeklinde kalması nedendir acaba? O konuda sanırım bir bilgilendirme söz konusu olur.
Şimdi, tabii, gümrük kapılarında kayıp kaçakların önlenmesi, hızlı geçiş sağlanması için yeni yeni uygulamalar var, işte hızlı geçiş hattı uygulanıyor veya onaylanmış kişi statüsü belgesine sahip olanların buradan işlemlerini gerçekleştirme açısından baktığınızda çeşitli kolaylıklar sağlandığı görülüyor ancak burada tabii bir önemli konu da hem kalitenin, hızın artırılmasına yönelik tedbirler aldığınız zaman bu yapılan önlemlerin suistimale imkân tanımayacak şekilde uygulandığı noktasındaki denetimlerin ne şekilde yapıldığı sorgulamasını beraberinde getiriyor. Diğer taraftan, tabii, bu standart depo muafiyetiyle ilgili bir yasal uygulama var. Bu uygulama dâhilinde de işte tırlar, otobüsler, çeşitli çekiciler bu standart depoları kadar ÖTV'siz akaryakıtı Türkiye'ye sokuyorlar ama bu artık bir ticaret hâline dönüştü sanki ve bu teşvik uygulaması yeni bir suistimalle kendini gösterir noktaya geldi ve bir geçim kaynağı yaratacak şekilde sırf bu iş için birtakım otobüsler, tırların satın alınıp bunların kullanılarak bu ÖTV kaybını sağlayan ama bir taraftan da suistimalle haksız kazanç sağlayan uygulamaların ve bir kayıt dışılığın kendini gösterdiği tespitler var. Siz bu konuda bir çalışma yaptınız mı? Yani bu tırların nedir, bu miktarda, bu konuda yapılan bir çalışma sonucunda bir kayıp miktarı üzerinde bir çalışmanız var mı onu sormak isterim açıkçası.
Bir de tabii, Türkiye'ye gelen konteynerler ve bunlara bağlı liman takip uygulaması için bir sistem kurulmuştu. Şimdi, yaklaşık 4,5-5 milyon konteynerin Türkiye'ye girdiği ve bunların alana girdikten sonra limanda takip edilmesi konusunda işleyen süreç nasıl olmakta? Ve bir çipli uygulama başlayacaktı. Bu çipli uygulama konusunda sanırım bir pilot uygulama söz konusu oldu ama bu çipli konteyner takibi noktasında gelinen nokta, gelinen şu anki sonuç nedi, onu da açıkçası merak ediyorum.
Diğer taraftan, tabii kaçakçılık, özellikle gümrük açısından baktığınızda, dünyaya açılan kapımız veya dünyayla ilişkilerimizde, uluslararası ilişkilerin en önemli noktalarından biri olan gümrüklerle ilgili konuda kaçakçılıkla ilgili yaşanan sonuçlar ve sorgulama da en başta gelen konulardan bir tanesi olarak kendini gösteriyor. Çünkü tabii özellikle uyuşturucu madde kaçakçılığından tutun işte içki, sigara ve diğer maddeler açısından bakıldığı zaman çeşitli yöntemlerin kullanıldığı ve bunların işte direkt baktığınızda kimisi tespitlerde "konteyner" diyor, kimisi "hızlı kargo" diyor, kimisi "insan üzerinde" diyor, farklı farklı yöntemler kullanılarak bunların yurt içine sokulduğu şeklinde tespitlerin olduğu ortaya çıkıyor.
Şimdi, tabii bu noktada yapılan tespitler ve bunun yanında Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan tespitler arasında gümrükteki yakalama oranıyla emniyetteki yakalama oranı hadi eleman yapısı açısından baktığınızdaki sayısal farklar ama bir de hem emniyetin hem de muhafazanın değerlendirmeleri açısından baktığınızda bu kaçak konusu olan ürünlerle ilgili tanımlamada fark olduğu gözüküyor yani miktar ve değer açısından baktığınızda her iki birimin farklı olarak bir değerlendirme içerisinde olduğu hatta yani işte, o kaçağa mevzu olan ürünle ilgili değer oluşturulurken özellikle muhafaza ve gümrük açısından baktığınızda daha detaylı bir istatistiki rakama ulaşılmadığına dair belli eleştiriler de beraberinde geliyor.
Şimdi, Türkiye'ye gelen araçların ve konteynerlerin tamamının x-ray denetiminden geçme imkânı olamıyor mu? Bu konuyla ilgili baktığınızda yani herhâlde yüzde 5'lerin altında bir orandayız hâlâ Türkiye açısından bakıldığında. Araçların ve konteynerlerin ne kadarı "x-ray"den geçirilebiliyor ve konteyner rakamı açısından, hem araç hem ikisi açısından baktığınızda böyle bir önlemin maliyeti yani bunun gerçekleştirilmesi için alınacak ki sanırım Sayın Canikli zamanında bunun için 1,5-2 milyarlık bir rakam dile getirilmişti; bunun uygulamasında gelinebilinen nokta nedir ve böyle bir uygulamanın da özellikle bu kaçakçılık konusunda önemli bir engelleyici noktada olup olmayacağı sorgulanmalı diye düşünüyorum açıkçası.
Diğer taraftan, şimdi, gümrüklerimiz açısından baktığınızda, tabii arkadaşlarım Sayıştay raporlarıyla ilgili çok önemli başlıkları dile getirdiler ki bu dile getirişlerinin bence cevaplarının da çok ciddi bir şekilde verilmesi ve gerçekten eğer hem geçici kabul hem teşvik belgeleriyle ilgili ortada var olan yanlışlıklar ve eksiklikler varsa bunların da çözülmesinin şart olduğu düşüncesindeyim.
Diğer taraftan, tabii, gümrük dediğinizde, ben üniversiteyi hem okuyup hem çalışan bir kişiydim ve kısa bir sürede -o zamanki adı gümrük komisyoncusuydu- şimdi artık yetkili gümrük müessesi mi, öyle bir isim hâline dönüştü. Şimdi, onların da sorunları var yani baktığınızda, yedi yıldır uygulanan kendileriyle ilgili bir çalışma sistemi var ama bir türlü kanunlaşamamış bir süreç içindeler ve Danıştay tarafından durdurulmuş birtakım hukuki düzenlemeler var. O yüzden, bu konuda hukuki altyapının oluşması için ne yapılacaktır? Sonra yani idareyle mesleki açıdan baktığınızda mesleki işlem gerçekleştiren arasındaki bir engel söz konusuysa bunun düzeltilmesinin elzem olduğu da unutulmamalı diye düşünüyorum.
Yine antrepolarla ilgili doluluk oranları açısından problemlerin ve onların geldiği noktayla ilgili düşüşlerin önemli ölçüde özellikle bu dönemde geriye gittiği görülüyor ve yeni antrepolarla ilgili, yeni antrepo açılması yetkilerinin kimde kalacağı noktasında işleticiler açısından da bir sorun kendini gösteriyor ve diğer taraftan baktığınızda da bir taraftan gümrük kendi bürokratik yapısı açısından, nakliyecilerle konuştuğunuzda nakliyecilerin ortaya getirdiği sorunlar açısından nakliyeciler, zaten zor olan şartlarda görevlerini yerine getirirken özellikle gümrükle ilgili işlemlerde yaşadıkları sorunları dile getiriyorlar.
Şimdi Sayın Bakanım, bizim grubumuzun da sorguladığı, sonuçlarını da gerçekten merak ettiğimiz, yine sizin bünyenizden eski Başmüfettiş Mehmet Eryılmaz tarafından hazırlanmış bir rapor var. Meşhur, bu altın işiyle ilgili olan rapor ve bu raporun varlığı, içeriği konusunda da soru önergeleriyle ilgili cevaplar verildiğinde ve bu cevaplar içinde de hem yapılan ticaret...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, bir dakika lütfen.
Buyurunuz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - ... ilgili bakanlıklar arasında ve ekonomi birimleriyle ilgili yapılan çalışmalar ve o süreçle ilgili raporun gereğinin yapıldığına dair bir cevap o zamanki bakan tarafından grubumuza verildi. Ama şu anda o raporun gereği için ne yapıldı, hangi aşamadadır? Cevapsız kalan sorular var, bu soruların cevaplanması noktasında siz, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığının beraberce ortaya koyduğu bir çalışma olduğu o zaman dile gelmişti; ne yapıldı ve hangi aşamadadır bunun da bir cevabı herhâlde verilmek durumundadır.
Diğer taraftan, yine Bakanlığınızla ilgili bir sorum var ve bu yargıya kadar taşındı. İhtiyaç duyulan bin eleman alımı için KPSS puanı yeterli olan 3 bin kişiye çağrıda bulunulmuş ve sanırım sözlü mülakat sonucunda bir seçim yapılmış ama o müracaat eden ve kazanan arkadaşlardan birinin tespitine göre ki yani sınavda yeterli puanı alan o 3 bin kişinin içinde ismi olmayanların kazananlar noktasında ismi olduğuna dair bir tespit var ve bununla ilgili hukuki süreç işletilmiş; burada gelinen nokta nedir, bunun da bilgisini paylaşırsanız sevinirim.
Bir de tabii, yeni alışveriş merkezleri yönetmelik taslağı, bir taslak hazırlanmış ve bunun içinde de indirimlerle ilgili olarak belli koşullar ve buna bağlı kısıtlamalar öngörülmüş ama Rekabet Kurumunun bu konudaki düşüncesi galiba hazırlanan taslakla ilgili sizin düşündüğünüz yerde tam paralellik teşkil etmiyor. Bu taslak ve Rekabet Kurumunun görüşleri açısından da bir değerlendirmeyi paylaşabilirseniz çok sevinirim.
Diğer taraftan geçtiğimiz sene...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, lütfen toparlar mısınız?
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bitiriyorum.
Geçtiğimiz sene özellikle Odalar ve Borsalar Birliğinin kendi çatısı altındaki 60 küsur meclisinin 282 başlıkta belirlediği ticaretle ilgili sorunlar ve çözülmesini bekledikleri acil başlıklar hakkında Ankara'da gerçekleştirdikleri bir çalışma vardı. Sizin Bakanlığınız sürecinde bununla ilgili, uygulamaya başladığınız bu konularla ilgili görüş ve çözümle ilgili yaptığınız çalışmalar neler olacaktır?
Tabii, Türkiye'de, yani geçenlerde çok önemli bir firma Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin işte tekstil sektöründe belli, ağır şartlarda çalıştığını söyledi ve bununla ilgili de bakıldığında uluslararası kaynaklar açısından da tespitler yapıldı. Daha tabii Türkiye'deki girişimcilik, ticaret ve çok çeşitli istatistiklerden de paylaşmak isterim ama Sevgili Başkanımız geç kaldığımız için herhâlde zamanımızı daha kısa kullanmamızı istiyor.
Ben son olarak bir şey sorayım:
BAŞKAN - Yo, esnek gidiyorum ben efendim.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yok, son olarak bir şey söyleyeyim çok daha detayları var da... 2001 ya da 2002 yılında İhlas Finans diye bir firmanın BDDK tarafından faaliyetleri durdurulmuştu. Daha sonra Ticaret Kanunu içerisinde tasfiye süreci işletilmeye başlatıldı. Beş yıl içinde tasfiyesi olacaktı. O zaman Sanayi Bakanlığı bünyesinde yapılıyordu ve bu beş yıl bugün baktığınızda on küsur yıla tekabül etti ve hâlâ orada parası kalmış kişilerin paralarını alamayıp tasfiye sürecinde mağduriyetlerinin devam ettiği çok açık ve ortada. Bunu on yıl önce "TMSF riyasetinde veya -kimse üstlensin değil ama- onun takibinde olsun." diye biz yine, Plan ve Bütçeden bir karar geçirmiştik kanun maddesi olarak ama maalesef Genel Kurulda bu ortadan kaldırılmıştı. Şimdi, sizin bürokratlarınızdan özellikle bu şirketin tasfiye içindeki İhlas Finans ve bağlı alacakları ve yatırımcılarıyla ilgili son durumunun ne olduğunu öğrenmek isterim.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.