| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı b) Karayolları Genel Müdürlüğü c) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı e) Rekabet Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 08 .02.2016 |
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Sayın Başkan, çok değerli üyeler; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. Bütçemizle ilgili görüş, öneri ve soru soran bütün üyelere teşekkür ediyorum.
Konuşma sırasına göre, sizin uyarınızı da dikkate alarak, zamanı da verimli kullanmak adına cevaplamaya çalışacağım. Sayın Bakanımız Zekeriya Bey'in özellikle sorularında aslında kapsamlı, öğretici değerlendirmeleri oldu; kendisine teşekkür ediyorum. Bakanlığın yapısının çok geniş olduğunu ve bunun mutlaka bölünmesi, başka bakanlıklarda, başka adlarla bakanlıklar oluşturulması yönünde bir değerlendirmesi oldu. Onun dışında da tabii, bütçe ödeneklerinin üzerinde harcama yapılma konusuna da değinmiş oldu. Projelerin yatırım ve programla ilişkisi, yap-işlet-devret konularındaki taahhütler vesaire, bunlar yerinde değerlendirmeler, kendisine teşekkür ediyorum. Aliağa-Çandarlı bölgesinin lojistik merkezi olarak değerlendirilmesi konusunu gayet isabetli bir değerlendirme olarak ifade etmek isterim.
Soru olarak şöyle: Japonya'ya bakarsak mesela, bu bakanlıkların sayıları, görev alanlarıyla ilgili dünyada çok farklı yapılanmalar var, farklı örnekler var yani hiçbir ülkede aynı değil. Bazen bizim bakanlıkla ilgili bir ülkede 2 bakanlık olabiliyor, bazen de 3 bakanlık olabiliyor ama aksi durumlar da var, örnek vermek gerekirse Japonya'da bayındırlık, altyapı, ulaştırma, turizm tek bakanlık olarak hizmet veriyor; Japonya da 127 milyon nüfusu olan bir ülke. Tabii, görev alanı geniş, doğru, bunu kabul ediyorum. Ama, şöyle bir artısı var, onu da görmek lazım: Bakanlıkların alt sektörler arasındaki koordinasyonun sağlanması aynı bakanlıkta olunca daha kolay oluyor. Biz bunu başlangıçta... Mesela, Karayolları, Bakanlığımıza bağlı değildi, daha sonra bağlandı. Bu, bağlandıktan sonra bunu daha iyi gördük. Mesela, demir yollarıyla veya altyapı hizmetleriyle ilgili veya denizcilikle ilgili bir projeye karar verdiğimiz zaman, bu bir liman, bir balıkçı barınağı veya bir tersane; bunun arka planı var. Arka planında demir yolu olacak, yol olacak; dolayısıyla bunun eş zamanlı olarak planlanması gerekiyor. Farklı bakanlıklar da olunca bu koordinasyonu çok kolay sağlayamıyorsunuz, buradaki değerlendirme ve zaman farklarından maalesef projelerde olumsuzluk yaşanabiliyor.
Taşımacılıkta intermodal yani kombine taşımalar işi, gittikçe gelişen ekonomilerde taşıma verimliliğini artırmak, maliyetini düşürmek açısından hayati önemi haiz. Ülkemiz genelinde lojistik altyapı itibarıyla resmen görevlendirilmiş bir bakanlık yok. "Lojistik" kavramı esasında Türkiye'de yeni ama alınan bir kararla bu konuda Bakanlığımız pilot Bakanlık olarak kabul edildi ve ilgili diğer bakanlıklarda gerekli koordinasyon yapılacak. Öncelikle bir lojistik master planı hazırlıkları başlattık ama bu arada da devam eden projeler var, olması gereken, artık belirlenmiş projeler var; bunları da dikkate alarak bu master plan çalışmalarını yürüteceğiz.
Çandarlı Limanının altyapısı büyük oranda tamamlandı. Üstyapı için bir sefer ihaleye çıkıldı yap-işlet-devret modeliyle ancak şartlar operatörlere cazip gelmediği için teklif çıkmadı. Sonra tekrar ihaleye çıkıldı, yine teklif gelmedi. Şimdi hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz, tekrar aynı durumu yaşamamak için şartları gözden geçiriyoruz. Burada demek istediğim şudur: Yani kamu-özel ortaklığında risklerin adil paylaşılması lazım. Yani kamu kendi yükünü alacak, işletmeci kendi yükünü alacak; koyduğu finansmanın karşılığını görecek, verimli, kârlı bir yatırım olmasını istiyor. Dolayısıyla bu kararları verirken her iki tarafın beklentilerini de göz önünde bulundurarak karar vermek gerekiyor. Sadece kamu menfaatini çok abartarak ön planda tutunca proje uygulanabilir olmaktan çıkıyor; bunu da bu şekilde ifade etmek istiyorum.
"Yap-işlet modeliyle verilen garantilerde devlet yükümlülük altına giriyor." şeklinde bir değerlendirme oldu. Bu soru, başka arkadaşlarımız tarafından da soruldu, ikisine birden cevap vermiş oluyorum.
Şöyle: 9 adet yap-işlet-devret projesi gerçekleştirdik. Bu projeler için verilen yolcu garantilerinden dolayı bu garantileri aşan toplam gelir 414 milyon dolardır. Ancak verilen garantinin doldurulamamasından dolayı da, bu da bir projedir, Zafer Havaalanı, 42 milyon dolardır; dolayısıyla 414 eksi 42 yani bu projelerde devlet daha avantajlı durumdadır. Bunlar gerçekleşen rakamlar. Ayrıca özel sektör tarafından bu projelere yatırılan fiilî yatırım miktarı 3,5 milyar dolardır. Bu yolla yatırılan kapasite tutarı yani bunlar havaalanı ağırlıklı projelerdir, 150 milyon yolcuya tekabül ediyor. Bugün itibarıyla Esenboğa dışındaki bütün YİD havaalanı projeleri mülkiyeti devlette kalmak üzere yani işletme süresi sona ermiş, devlete dönmüş ve tekrar uzun süreli kiraya verilmiştir ve bu kiralardan devlete gelecek miktar 8 milyar dolardır; bu süreç de devam ediyor. Ayrıca KDV olarak elde edilen miktar da 1,5 milyar dolardır.
Şimdi, yatırım miktarı, KDV'yi ve kiralamadan elde edilecek paraları koyduğumuzda devletin elde ettiği para 13,4 milyar dolar...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hangi dönem Sayın Bakanım?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bir kısmı on yıllık, bir kısmı on beş yıllık.
Ama herhâlde on beş yıldan fazla var mı arkadaşlar havaalanları?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Elde ettiği değil de elde edeceği o zaman.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bir kısmı alınmış vaziyette bir kısmı da süresi içerisinde alınacak kiralar. Toplamını konuşuyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - 3'üncü havalimanı mesela bu hesaplamada yok.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Onu konuşmuyoruz şimdi, 3'üncü havalimanını konuşmuyoruz. Şu anda bitmiş, devreye alınmış projelerden bahsediyorum. Dolayısıyla toplam olarak dikkate almak lazım. Ben eminim ki Zafer Havalimanı da işletme süresi içerisinde bir yerde garantiyi karşılayacak ve üzerine de çıkacaktır. Dolayısıyla alınan garanti fazlası paranın sadece yüzde 10'u garanti için ödeme yapılmıştır. Bu, biten projeler için.
Bir başka soru: "2003 yılında demir yollarında 15,8 ton yük tanışırken, 2015 yılında 25,9 milyon yük taşınmıştır." Yani, demir yollarında yük taşımalarıyla ilgili gelişme olmadığından bahsedildi. Bu gelişme var ama biz daha fazlasını başarmalıydık çünkü bizim ağımıza sahip Kanada'nın taşıdığı miktar 170 milyon ama orada serbestleştirme var, tek işletmeci yok. Yani onlarca işletmeci var, hattı herkes kullanıyor; bu bir.
İkincisi de, bizim yollarımızın sağlıklı bir işletmeciliğe hazır olmadığını söylememiz lazım. Elli yıldan fazla bakımsız yollar... Önce yolları iyileştiriyoruz, o yüzden de trafiği durduruyoruz; biraz taşımaların az artmasının sebebi de budur. Şu ana kadar 9 bin kilometrelik bir aksı yeniledik, geriye kaldı 3 bin kilometrelik yolumuz; bunları da önümüzdeki bir iki yılda tamamlayacağız. Sinyal ve elektrik işi de bittikten sonra bunlar da bu yıldan itibaren demir yollarını da özel işletmecilerin kullanımına açacağız; belirli bir bedel karşılığında burayı kullanabilecekler, dolayısıyla kademe kademe demir yolları altyapısının kullanım oranının önümüzdeki yıllarda oldukça artacağını söyleyebilirim.
2014 yılı ödenekleriyle ilgili olarak "Kesin hesapla ödenekler arasında bağlantı kurulamıyor." diye bir değerlendirmesi oldu Sayın Bakanımızın. 2014 yılında transfer ödeneklerinde başlangıç ödeneği -yuvarlatarak söylüyorum- 8 milyar TL. Yıl içinde Karayolları Genel Müdürlüğünün ihtiyacına binaen 9,8 milyar ödenek, hazine yardımı olarak verilmiş ve toplam ödeneği 17,2 -küsuratlarını söylemiyorum- miktarına ulaşmıştır. Tamamına yakını kara yolları ve Genel Müdürlüğüne transfer edilmiştir. Genel olarak kara yollarında yaşadığımız bir durumdur; başlangıç ödeneğiyle yıl sonu gerçekleşmesi arasında bir fark oluşmaktadır. Bu fark, diğer bakanlık birimlerinde kullanılamayan bütçelerden karşılanmaktadır; eğer bu da kâfi gelmezse diğer kurumlardan artan miktarlar toplanarak bu şekilde bu fark karşılanmaktadır. Kara yollarında niye böyle bir yöntemle çalışıyoruz? Siz bileceksiniz, yatırım tavanı var, yatırım tavanı ile ihtiyaçlar arasında kıyaslama yaptığımızda ya bu yolları, bu ihtiyaçları otuz seneye yayacağız, o sürede yapacağız veya böyle bir yöntemle süreyi kısaltacağız. Eğer biz ödenek aşmadan yol yapsaydık bizim bu süre içerisinde yapacağımız yolların azami miktarı 6 bin kilometre olurdu, hâlbuki biz 18.300 kilometre yol, bölünmüş yol yaptık, Türkiye'nin ana aksanlarını bölünmüş yol hâline getirdik. Olay budur. Doğrusu, burada herhangi farklı bir düşüncemiz yok, daha fazla yol yapalım, ülkenin altyapısını daha fazla ve kısa sürede geliştirelim düşüncesiyle yaptığımız bir çalışmadır.
Yine bir başka soru: Sayın Erhan Usta Beyefendi de bu soruyu sordu. Türkiye'de gerçekleştirilen yük taşımacılığının bağımlılığından kurtarılarak demir yolu ağırlıklı entegre taşıma sisteminin oluşması, kombine taşımacılık. Doğrudur, yani, biz, elli yılın, altmış yılın yanlışını düzeltmeye çalışıyoruz. İşin esası bu. Yani istediğimiz oranda mı? İşte, yüzde 94'ten yolcu da yüzde 88'e gerilemişiz, yükte de 2-3 puan daha gerilemişiz. Hedefimiz, açıkçası, daha yüzde 80'lere, yüzde 78'lere kadar gerilemektir. Bu da demir yollarına bundan sonra daha fazla yüklenmemiz lazım, kara yollarında kalan projeleri tamamlamakla birlikte demir yollarına daha fazla yüklenmemiz lazım, bağlantıları iyi kurmamız lazım. Demir yolu-kara yolu, demir yolu-deniz yolu, kara yolu-hava yolu, demir yolu-hava yolu, bunlarla ilgili de bir ulaştırma ana plan çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Mehmet Bey yok galiba, Mehmet Günal'ı atlayalım mı? Atlayalım artık, zamanımız yok. Ben sana vereyim.
Erhan Bey'in sorularına devam ediyoruz. Kamulaştırmada rant edinimi arsa değerlendirilmesi nedeniyle ranta dönüşüyor, kamu yatırımlarının gelmesiyle değer artışının kamu yatırımı ortaklık payı getirilmesi, çözüm oluşturulması. Şimdi, elimde şöyle bir liste var. Listeye baktığımız zaman, kamulaştırma... Örnek veriyorum: Mesela Yalova Altınova Çavuşçiftliği 765 parsel, metrekaresine kıymet takdir fiyatı 19,01. Mahkemeye taşınmış, metrekare fiyatı 272,4 lira olmuş, 14 kat artış var. Genellikle biz başlangıçta anlaşmaya çalışıyoruz. Teklif götürüyoruz, teklif bazen kabul ediliyor, bazen edilmiyor ama edilmemesindeki... Rayiç bedelleri teklif ediyoruz aslında yani piyasa araştırması yapılıyor, emlak beyanına bakılıyor ve ortalama rayiç bedel, piyasada konuşulan bedeller soruluyor. Bir kısım vatandaşlar bunu kabul ediyor, bir kısmı da... Bu iş için -yani üzülerek söylüyorum- hukuk büroları peyda olmuş, sırf bu işleri kovalıyorlar ve buradan diyorlar ki "Ne kazanırsanız yarısını size vereceğiz, yarısını biz alacağız." ve bu sistemle biz mücadele etmeye çalışıyoruz. Dediğinize katılıyorum, bu doğru bir şey, bir yerde rant oluşmasının yanlış bir şeyi yok, rant oluşabilir ama bu ranttan herkesin payını alması lazım, devlet de alacak, hak sahibi de alacak. Bu konuda bir yasal düzenleme hazırlıklarımız reformlar çerçevesinde var, bunun üzerinde çalışıyoruz. Burada çok örnek var, detayına girmek istemiyorum ama biz bir şeye karar verdik, yakın süre içerisinde bütün ana kamulaştırmalarla ilgili yaptığımız ödemeleri hak sahibi, ada, parsel, bölge, miktar olarak İnternet'te yayınlayacağız, vatandaşlar görsün. En azından kısa vadede böyle bir düşüncemiz var.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, büyük rant aslında o aşamaya gelmeden oluşuyor. Yani şimdi Kanal İstanbul kapsamında oluşacağına dair bir kamulaştırma filan yok.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, tabii, o nasıl oluyor? Onu da söyleyeyim: Doğru, haklısınız, bir projeyi gündeme getirdiğiniz zaman bu proje üzerine bahis açılıyor yani tamamen böyle, bir bahis açılıyor. Diyor ki: Bu proje işte olsa olsa... Orada ölçüm yapanlar, etüt yapanlara bakılıyor. Arkadaşımızın, yine milletvekilimizin söylediği gibi -Ahmet Bey siz mi söylemiştiniz- Ahmet Bey'in söylediği gibi tabii bunun için tapu kayıtlarına giriyorsunuz, yer tespiti yapıyorsunuz. Birtakım çalışmalara girdiğiniz zaman hemen organize olunuyor ve orada böyle bir piyasa açılıyor. Yani projeyi açıklamasınız bile bunun karar verip kazma vuruluncaya kadar veya ihale edilinceye kadar duyulmaması mümkün değil. Bunun bir yolunu biz bulamadık. Bunun doğru şeyi, bu ranttan kamunun gerekli payı almasıdır. O zaman bu ve buna benzer manipülasyonların da önemli ölçüde önüne geçilmiş olacak. Bunu da böyle düşünüyoruz.
Evet, devam ediyoruz Erhan Bey'in, yüksek hızlı tren setlerindeki yerlilik oranı... Şimdi, bu alacağımız ilk etapta 80 adet yüksek hızlı tren setinde yüzde 53 yerlilik oranı öngörüyoruz. İlk set, aslında 100'dür, 20 tanesi acil ihtiyacımıza binaen yurt dışından alınacak ama 21'inci setten itibaren 80 setin üretimi Türkiye'ye kurulacak fabrikalarda yapılacak. Temel şart bu. Buradaki yerlilik oranı da yüzde 53 olarak öngörülüyor. Bu, azami miktardır yani daha fazlası olabilirse iyi ama çok mümkün görmüyoruz.
Demir yolu yatırımlarının yük, yolcu olarak ayrılmış miktarlarından bahsettiniz. 2003'ten bu yana, 2015 yılı sonu itibarıyla, yüksek hızlı tren setleri dâhil 15 milyar TL yolcu için 16 milyar TL de yük ve diğer alanlara yatırım yapılmıştır. Demir yollarında son yıllarda yapılan yatırımlarda hızlı tren hatlarında hem yük hem de yolcu taşımacılığına yönelik karma işletmecilik modeli benimsenmiş olup Bursa, Bilecik, Konya, Karaman, Eskişehir, Antalya, Samsun, Çorum, Kırşehir, Aksaray, Niğde demir yolları yatırımları da bu şekilde planlanmaktadır. Ayrıca yüksek hızlı tren hatlarında yükte hafif pahada değerli kargo taşımacılığı da düşünülmektedir yani cevher yahut buğday veya başka buna benzer dökme yükler yerine katma değeri yüksek yüklerin taşınması öngörülüyor.
Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesi ile Bakanlık bütçesinde 5 milyarlık mükerrer konu. Bu, herhâlde yeterince anlaşıldı, konuştuk. Burada bizim bir hatamız var yani bunun burada görülmüş olmasından dolayı da teşekkür ediyorum ama oradaki mükerrer olması öyle bir paranın olduğu anlamına gelmiyor. Öyle bir parayı da bize kimse verecek değil. Sadece orada icmal yapılmasından kaynaklanan bir hata aslında, icmal yapılmaması gerekiyordu. Bundan sonra arkadaşlarımız daha dikkatli olur inşallah.
Lojistik master plan, TCDD lojistik merkezlerinde son durumu sordunuz. Lojistik alt-üstyapı ihtiyaçlarını belirleyecek lojistik master plan ihalesi teklifleri 29 Ocakta alındı, değerlendirme süreci devam ediyor.
Samsun Gelemen'de lojistik merkezi var biliyorsunuz. Lojistik master planı da değerlendirilecek, diğer 20 adet merkezden 7 adedi işletmeye alınmış olup 6 adedinin de inşaatları şu an için devam etmektedir.
Bölünmüş yolların sağladığı faydalar, tabii, detayları var bunun. "Rakam abartılı gibi geliyor." dediniz, bunların bir hesaplama tekniği var, bu detayları size aktaralım. Açıkçası bunlar...
ERHAN USTA (Samsun) - "Açıkça"sını öğrendim ben, akaryakıtı vergili alıyormuş, değil yani vergi zaten devlete gidiyor. Onun bir defa dörtte 1 enerjiyi...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şimdi, açıkçası biz bu hesap bizim işimize geliyor. Biz belli yollara ayrılan bütçelerin boşa gitmediğini, dolayısıyla geri dönüşünün çok kısa olduğunu, o yüzden de burada cömert davranılması gerektiğini ifade ediyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) - Tamam da, doğru aydınlatın. Sayın Bakan, bu 10 milyar 2,5 milyara düştü bir defa da.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hangisi?
ERHAN USTA (Samsun) - Akaryakıt tasarrufu. 10 milyar 2,5 milyara düştü.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Niye öyle?
ERHAN USTA (Samsun) - E, çünkü zaten yüzde 75'ini vergi olarak alıyor, sizin masraf dediğiniz şey devlete vergi, o değil, orada sadece brüt...
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin lütfen, Sayın Bakan cevaplamayı bir bitirsin.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani şimdi, efendim şöyledir: Tabii, yani o da bir düşüncedir ama ben katılamıyorum ona. Bir tasarruftur yani o tasarrufun bizim kanalımızda olması yahut Maliye marifetiyle olması vatandaştan, neticede o yollar olmasa o tasarruf yapılamayacak ve oradan tabii yine vergi alacak, o ayrı konu.
ERHAN USTA (Samsun) - Vergiyi sıfırlasak o tasarruf kendiliğinden olacak, o zaman...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani tabii de o da mümkün olmadığına göre tartışma...
ERHAN USTA (Samsun) - Olmaz Sayın Bakan, vergi konulmaz böyle. Ben bunların yüzlercesini yaptım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, bu konuda senin uzmanlığına ben güveniyorum ama arkadaşlar bu çalışmaların bilimsel esaslara göre yapıldığı konusunda bana -ben de aynı soruları sordum- gerekli izahatları verdiler. İsmail Bey, bu konunun detaylarını Sayın Vekilimize, Erhan Bey'e iletelim çünkü biliyorum Hazinede bizim çalışmalarımızda Erhan Bey çok katkı sağladı birçok konuda. Teşekkür ediyorum.
Burada detaylar var nasıl hesaplandığına dair. Ben bunlara girmiyorum, size gelecek bu bilgiler.
Son sorunuz Çarşamba Ayvacık yolu çöktü. Samsun Çarşamba ayrımı Ayvacık yolu 2x1 36 kilometre olarak projelendi. İhaleli bir şekilde devam ediyor ve proje çalışmaları 2016'da tamamlanacak yani proje yapılıyor ve yatırım programında da var. Dolayısıyla projenin bitirilmesi, başlanması bu yıl içerisinde gerçekleşecek. Daha önce projesiz başlandığı için onlar fiziki standartlardan yapılan çalışmalar, acil ihtiyaca binaen yapılan işler olduğu için bu tip sorunlar olabiliyor.
Aykut Bey sana geldik, kulağını dört aç.
Şimdi, yani bir kere, üçüncü havalimanını seninle oturalım bir gün akşama kadar konuşalım. İstersen burada anlatayım ama çok fazla...
MUSA ÇAM (İzmir) - Yerinde yapın yerinde.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yerinde yapalım doğru, ben varım.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, o zaman bizim de eleştirmemiz lazım, bizi eleştirmiyoruz diye götürmüyorsunuz, olmaz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Başkan da gelsin o zaman.
BAŞKAN - Bu, adalet değil yani efendim.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bize aslında başta...
BAŞKAN - Yani pozitif ayrım hep bir tarafa olmuyor yani.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz de eleştiri yapacaksınız, eleştireceksiniz, sizin göreviniz de eleştirmek.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şimdi efendim, buraya bence sizlerden önce benim Sayıştaycı arkadaşları götürmem lazım yani...
BAŞKAN - Münasiptir efendim.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani ondan sonra tespitlerini daha titiz yapacaklarına inanıyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Baskı olarak kabul ederiz Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yok, baskı değil yani saha... Şimdi, yani hemen itiraz etme, biraz dinle.
Şimdi, Sayıştaydan konu açıldı birkaç konu da Sayıştayla ilgili söylemekte fayda var.
Arkadaşlar gayet iyi niyetle bizim yaptığımız işleri inceliyorlar. Esasında görevleri, bu işler daha nasıl güzel yapılır, yol göstermek, bundan sonraki işlerde onlara dikkat edilmesi, işin mantığı bu. Ve bunu da yapıyorlar, tespitlerini de rapora dönüştürüyorlar, bu da güzel ama benim bir önerim oldu. Tamam bunları yapın ama bence rapora dönüştürmeden, arkadaşları çağırın karşılıklı bunu tartışın.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yapıyorlar, yapıyorlar hem de yazılı olarak.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yapıyor musunuz?
Şimdi, yazılı olmaz. Bunu oturup karşı karşıya konuşmak lazım. Koca bir projeyi iki yazışmayla anlatamazsınız. Bunları konuşup, ikna oldu oldu, olmadı eyvallah, yine yazacağını yazsın yani bizim istediğimiz uygulayıcıların... Bak, bir gerçeği samimiyetle paylaşmak istiyorum. Uygulayıcıların biçim ve usul hataları yapma ihtimali her zaman vardır, bunu bir kere bilmemiz lazım, eğer iş yapıyorsanız mutlaka usul ve şekil hataları yaparsınız, hiçbir şey masa başındaki planlandığı gibi sahada olmaz. Sahada öngörülemeyen birçok konuyla karşı karşıya kalıyorsunuz ve karar vermek zorundasınız. Her karar bir risk yönetimidir. O kararı doğru da verebilirsiniz, yanlış da verebilirsiniz ama burada kabul edilemeyecek şey kasıttır, bile bile yanlış bir şeye karar vermektir, bunu hiçbirimiz kabul edemeyiz. Yani burada kamu kaynağı kullanıyoruz, bu kaynak kolay elde edilmiyor, milyonlarca vatandaşımız yemiyor, içmiyor, devletimize para veriyor, vergiler topluyor "Aman alın bunları, güzel işlerde kullanın eğitimde, sağlıkta, ulaşımda ülkenin, vatanın, milletin ihtiyacı olan işlerde kullanın." diyor, buna dikkat etmemiz lazım. Ama hakikaten şöyle söyleyeyim: Ulaştırma Bakanlığı en fazla bütçe kullanan bakanlık, en fazla ihale yapan bakanlık. Bu işlerin birçoğunu üç beş sembol proje dışında ben bire bir bilmiyorum. Büyük bir ekibimiz var, bunlar yapıyorlar ama bildiğim bir gerçek var, bunların hepsinden ben sorumluyum çünkü arkadaşların hepsi, benim adıma iş yapıyor. Bakan adına imza atıyorlar. Dolayısıyla biz arkadaşlarımıza sonuna kadar güveniyoruz ama sadece güvenmekle kalmıyoruz denetimi de elden bırakmıyoruz. Devletin çeşitli denetim mekanizmaları var, bizim bakanlık bünyesinde var, Sayıştayda var, mahkemeler var yani birçok proje mahkemelere taşınıyor. Yine, Ahmet Bey anlattı, 10 adam geliyor, biri kazanıyor, o, mutlu diğerleri mutsuz. "Bana yar olmayan, ona da yar olmasın." diyor, işi hukuk sürecine, uzun ince bir yola taşıyor. Bunu yaşıyoruz yani bunlar bizim yaşadığımız sorunlar ve bunların da çaresi yok. Hukuk devletiyiz, sonucunu bekleyeceğiz. Maliyeti ne oluyor? İki sene geçiyor, iki buçuk sene geçiyor Filyos limanı, Eskişehir-Ankara hızlı treni, Başkentray, daha birçok projelerde en az iki sene ihalenin hukuk süreçlerinde tamamlanıp sonuçlanması. Bazen o vakte kadar da bir iş yapamıyorsunuz maalesef. Yaptığınız zaman aksi bir karar çıkınca bu sefer başka bir sorunla karşı karşıya geliyorsunuz, yeni yükümlülükleriniz doğuyor. Yani bu bizim, esasında, mal ve hizmet alımlarında, taahhütlerde bu hukuk sisteminin yeni baştan elden geçirilmesi lazım. Yani bunu bir yerde durduramazsak bütün hukuk yolları, işte, 1'inci derece mahkeme, 2'nci derece mahkeme, Danıştay, Kamu İhale Kurumu...
BAŞKAN - Önce orada durmak lazım. Kamu İhale Kurumu yani.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani Avrupa'da en fazla 2'nci bir denetim mekanizması var. Kurum yapıyor, 2'nci denetim mekanizması onu denetliyor, kararı veriyor. Ondan sonra hukuk süreci yok. Sonra ne oluyor? Diyelim ki yanlış bir iş var. Zaten kişisel mesuliyet doğuyor ve onun hesabını soruyorlar. O ayrı bir konu. Bu her zaman mümkün. Yani denetimlerden geçmesi sizin sorumluluğunuzu ortadan kaldırmıyor. O yüzden bu da bizim esasında rahatsız olduğumuz bir konudur. Burada da Meclisimize, siz değerli vekillerimize de destek istiyoruz. Bu konuyu konuşalım, enine boyuna daha iyi çalışan bir sistem kuralım.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Biz de o noktada destek istiyoruz Sayın Bakan. Bakın, 2014 ile 2016 burada. 2014'ten mesela siz de bahsetmediniz, bütün bakanlar bunu yapıyor.
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.
2014'le ilgili olarak, denetlenmesi gereken yılla ilgili sayın bakanlar bilgi vermiyorlar, girmiyorlar o konuya, bürokrasi de bilmiyor o konuyu ve Sayıştayın yazdığı raporları da burada değerlendirmiyoruz. Eksiğimiz bu. Buradaki eksiğimiz de bu. Dediklerinize ilave olarak bu.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani, buranın gündemi bu şekilde planlanırsa onu dahi yapalım.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özellikle 2014'ün alınması lazım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bizim bu konuda herhangi bir art niyetimiz yok doğrusu. Kamu adına bir şekilde yapılan her türlü harcamanın...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Biraz bizim Başkanlıktan kaynaklanıyor, yani o konuyu gündeme alması lazım.
Hakikaten daha fazla yer vermeniz lazım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sataşmadan söz alacağım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) -3'üncü Havalimanıyla ilgili 10 sayfa cevap var, okuyayım mı bunları? Yoksa teklifimi düşünecek misin?
BAŞKAN - Yazılı olarak da verebiliriz efendim Sayın Erdoğdu'ya.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Genel Merkezden izin almam lazım çünkü oraya gelip... Benim seçim bölgem. Genel Başkandan izin almadan...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Oraya gelmene gerek yok. Gelsen de olur veya burada değerlendirelim canım, Bakanlıkta değerlendirelim.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben Genel Merkezden ve Genel Başkandan izin alayım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Olur, hayhay.
BAŞKAN - O sayfayı yazılı verebiliriz Sayın Bakanım eğer mahzur yoksa.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şimdi, yani o konuyla ilgili çok rahatız, bir sıkıntımız yok bizim açımızdan ama ben, yazılı olarak hazır zaten, bunu vereyim, zaman tasarrufu yapalım. Hepsi burada, o soruyu vereyim sana.
Evet, köprüde viyadükler yapılmıyor, eksik. 35 adet viyadük projelendirildi, şu anda hepsinde seviye yüzde 90'da. 3 adedi de itme, sürme metoduyla yapılıyor. Çok özel bir metot. Çalışmaları devam ediyor.
135 bin trafik garantisi var, doğru. Verilen trafik sayısı 135 bin otomobil eş değeridir. "Otomobil eş değeri" dediğiniz ne? Yani bir tır geçtiği zaman o tır 5 otomobile, bazen 6 otomobile denk geliyor dorse ölçüsüne göre. Dolayısıyla hep... Bu arada şeyi de söyleyeyim, 3'üncü köprü açıldığında bütün ağır vasıtalar oradan geçecekler. Kural o. Sözleşmede de var. 2'nci köprüde artık, ağır vasıta olmayacak.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bir projeksiyon varsa onu da not alıp bana gönderirseniz.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Olur.
Havalimanıyla ilgili hazine garantisi, idareciye verilen borcu üstlenen taahhüdü yine o çerçevede.
Kod konusu... Onu da ayırıyorum.
TAV'ın hisse yapısında Fransızların payı nedir? Onay şartı var mıdır? İstanbul Atatürk Havalimanı'nda terminal işletmeciliği yapan TAV firmasında Fransızların hisse oranı yüzde 38. Mevzuata göre hisse devrinde onay veya izin şartı yok.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bir küçük parantez: Eğer olmazsa, en stratejik sektörlerimiz yabancıların eline geçer. Bütün şartnamelere koyun. Yazık olur. Havalimanı Fransızlarda. Ben rahatsız oluyorum.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani şöyle: Mesela Yunanistan'ın havaalanını Almanlar işletiyor. Yani başka ülke. Bizim TAV, Medine Havalimanı'nı işletiyor, yüzde 100'ünü. Cezayir'de işletiyor, Tiflis'te işletiyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - New York Havalimanı'nı Araplar aldı, vermediler. Yani bunda bir hinlik vardır.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Ama Amerika'da 10 tane liman bizim bir Türk holding tarafından alındı, işletiliyor; Yıldırım Holding. Yani bu konu, tabii, ülkelerin politikalarına göre, daha doğrusu serbestleşme...
BAŞKAN - Toplamda 28 liman aldılar galiba değil mi?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, başka başka yerlerde aldılar. Dünyanın en sayılı liman operatörleri arasına...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi "Medine Havalimanı'nı biz işletiyoruz." diyoruz. Hayır, Fransızlar işletiyor. Şimdi bu konunun detayına inmeyeceğim ama Medine Havalimanı TAV Fransız olduğu için Fransızlarda. Bir de borsa yapısı falan var girmiyorum pek ama önem verdiğim için.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - TÜRKSAT A.Ş.'nin TÜRK TELEKOM'dan almadığı 1 milyarın akıbetini soruyorsunuz. Sayıştay Başkanlığının radyo linklerinde kullanılan 17.700, 19.700 megahertz bandındaki frekans aralığı için TÜRK TELEKOM'un TÜRKSAT'a bedel ödemesi gerektiği yönündeki rapor üzerine TÜRKSAT tarafından TELEKOM aleyhine Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılmış 2012'de. Mahkemece dosya bilirkişilere verilmiş, bilirkişilerce aleyhte rapor düzenlenmiş, itirazımız üzerine yeniden bilirkişiden rapor alınmış ve bu rapor da yine aleyhte çıkmıştır.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O bilirkişiyi bulalım o zaman çünkü o kadar açık bir hüküm var ki.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bunun üzerine BTK'ya görüş sorulmuş, BTK da frekans kaynaklarının paylaşımlı kullanımı hususunda bir işletmecinin diğerine ücret ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını ifade etmiş. Mahkeme tarafından 03/02/2015 tarihli celsede dosyaya sunulan kök ve ek bilirkişi raporları BTK Spektrum Dairesi Başkanlığının söz konusu müzekkere cevabı yazısı kapsamında şirketiniz aleyhine davanın reddine karar verilmiştir. Dosya müdafaalı olarak temyiz edilmiş, henüz temyiz süresi sonuçlanmamıştır.
TÜRK TELEKOM'un gayrimenkul yönetimi.
Bu konuyu siz de sormuştunuz Sayın Tamaylıgil.
TÜRK TELEKOM'un 2005 yılı sonu itibarıyla yüzde 55 hissesi blok satışla özelleştirildi, yüzde 15'i halka arz edildi, kalan kısmı da hazinenin mülkiyetinde. 2005, yani özelleştirildiği yıldan 2016'ya kadar arsa alınması, bina alınması, yeni bina inşa edilmesi, büyük onarım ve bina yenilenmesi gibi gayrimenkul aldıklarından bahsediyorum. 758 milyon TL para ödemiş. Yine aynı dönemde gayrimenkullerin bakımına, onarımına -küçük- yeniden verme, işletme gideri olarak 410 milyon TL harcama yapılmış ve aynı süre içerisinde kullanılmayan, kullanılma ihtimali olmayan arsa ve gayrimenkul satışlarından da 305 milyon TL gelir elde etmiş.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakan, bu gayrimenkullerin bir listesini verebilirler mi bize ya?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - E, gayet tabii. Yani bir şirkete sormam lazım.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Olur mu, bizim hazine payımız var.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şöyle bir bakmam lazım yani şimdi ayaküstü bir şey söylemeyeyim. Bakalım, mümkünse gayet tabii veririz.
Şimdi, buradan şu çıkıyor: Yani satın aldıklarının parasal miktarı sattıklarından fazla.
ERHAN USTA (Samsun) - Satabilir mi?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Satabilir, Danıştay görüşü de var. Gayet tabii, ihtiyacı var.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, altı yıl devretmedik, kiraladık diye en son öyle sonuçlandı mı?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, alsa da satsa da, sonunda her şeyi bırakacak. Bunları...
ERHAN USTA (Samsun) - Hadi sattı diyelim birisine...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Satamaz canım.
Şöyle söyleyeyim: Aslında bu özelleştirme, biliyorsunuz, mal varlıklarıyla yapılan bir özelleştirmeydi. Fiyat ona göre belirlendi ve satış ona göre yapıldı ancak Danıştay görüşü alınırken Danıştay bunun sadece imtiyaz hakkının verilmesi şeklinde olabileceğini ve dolayısıyla altyapı, üstyapı vesaire bütün şeylerin devlette kalması gerektiğine karar verdi. Bunun üzerine biz firmaya: "Sen bu şartlar altında almaya, devam etmeye, tekrar gönüllü müsün?" "Evet, gönüllüyüm." dedi, kabul etti. Şerh koydu ancak daha sonra o şerh de mahkeme tarafından kaldırıldı. Şu anda şerh de yok yani 2025 yılında elinde ne var ne yok terk edip gidecek.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, şu ana kadar hazineye, devlete ödemiş olduğu pay ne kadar, işletmeyi devraldıktan sonra?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Güzel soru. Şöyle söyleyeyim: Bu da oldukça uzun bir konu, buna da ayrı bir fasıl yapmamız lazım. Var hepsi, var. Şimdi, burada çok detaya girmeden, peki ne var? Şimdi, 7 milyar 50 milyon dolar yüzde 55'i için para aldık, artı, vermeden önce...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, size on dakika daha süre vereceğim. Ondan sonra bütçeleri oylayıp kapatacağım çünkü 22.15'te de bizim ikinci turumuz var, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının bütçesine başlayacağız çünkü.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Peki.
Efendim, şimdi, tabii, burada şöyle düşünmek lazım. Şu ana kadar verilen gelir vergisi 7,8 milyar -yuvarlatarak söylüyorum- katma değer vergisi 12,8 milyar, stopaj 6 milyar, hazine payı 4,3 milyar, diğer vergiler 3,5 milyar, özel tüketim vergisi 16,5 milyar. Bu, TÜRK TELEKOM'un 2005-2015 yılları arasında ödediği paralar. TÜRK TELEKOM grubunun yıllık toplam vergi ödemeleri tutarı yaklaşık 5 milyar diye...
BAŞKAN - Hazine payı?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hazine payı var, 4,2 milyar.
Şimdi bunun hisse oranlarına göre taksim edeceğiz yani bizim yüzde 30'umuz var, yüzde 15 vatandaşın var, yüzde 55 de operatörün var. Oradan hesabı rahatlıkla görebiliriz. Ayrıca yapılan yatırımlar var.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, sonunda söz verecek misiniz yoksa çok kısa bir cevap verebilir miyim?
BAŞKAN - Yok, vermeyeceğim, söz yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, kusura bakmayın, o hesap öyle yapılmaz. O KDV'lerin, ÖTV'lerin...
BAŞKAN - Sayın Usta...
ERHAN USTA (Samsun) - TÜRK TELEKOM 3,5 yıllık bizim hasılat payı ve temettü gelirine satılmıştır. Bunun hesabı çok net. 3,5 yıl biz onu erken almakla TÜRK TELEKOM'un yüzde 55 hissesini sattık. Ben bunun bütün hesaplarını sizin önünüze koyarım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Ben bu konuda üçüncü havalimanında olduğu gibi bunda da iddialıyım, siz uzmansınız ama TÜRK TELEKOM özelleştirmesi Türkiye cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmesi ve kamu yararının da en üst düzeyde gözetildiği bir özelleştirmedir.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, inanın hesap budur. 3,5 yıllık gelirinin, kurumlar vergisi...
BAŞKAN - Daha önce satılıyor ama bir CHP Milletvekili galiba onu mahkemeye taşımıştı. Öyle bir şey olmuştu değil mi, ben yanlış hatırlamıyorsam öyle bir şey olmuştu. İptal olmuştu yani.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Erhan Bey, ben bu konuyla ilgili de daha geniş konuşmak isterim.
ERHAN USTA (Samsun) - Ben de isterim Sayın Bakanım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bu konuda ben kendimden çok eminim. Bütün detaylarıyla bizzat uğraştığım bir konudur ve burada kamu yararı en üst düzeyde gözetilmiştir ve nitekim 80 tane dava vardı, 80 davanın tamamı da düştü.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan, benim söylediğim, usulsüzlük, yolsuzluk...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hayır, hayır, yok.
ERHAN USTA (Samsun) - Benim söylediğim dava konusu bir şey değil. İşin analizi, 3,5 yıllık bizim temettü ve hasılat payı olarak aldığımız gelire biz yüzde 55 hissesini sattık. Yani bunun hesabı çok zor filan değil.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani, tabii, TÜRK TELEKOM...
ERHAN USTA (Samsun) - Davalık olacak bir konu değil yani buna dava açılamaz. Yani aldın, satıyorsun, bu bedel oluşmuş deyip çıkarız işin içinden.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bu konuda biraz konuşmamız lazım.
Teşekkür ediyorum.
Başka? Aykut Bey'inki de bitmiyor be kardeşim ya!
BAŞKAN - Makineli tüfek gibi sorar kendisi.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Aykut Bey bir şeyler öğrenemedi ki.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hepsini söylüyorum ya. Havaalanı sorunuzu bir tek bıraktık, diğerlerinin söylüyorum hepsini.
"İhalelerde düzensiz fiyatlar..." Buna ne diyeyim yani? İhaleye fiyatlarını yükleniciler, talipliler veriyor, ben vermiyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Kimin sorusu o? Benim sorum mu?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - "İhalelerde düzensiz fiyatlar veriliyor."
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Düzensiz fiyatlar" demedim ben.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Karıştı mı acaba?
BAŞKAN - Soru değil efendim, konuşmanız esnasında söylediniz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Düzensiz fiyatlar" demedim ben. İkmal ihalelerinde ihalelerin 4 katına çıktığını söyledim.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bu da, yine, "İstanbul Havalimanı tamamlandıktan sonra işletme başkasına verilecek mi?"
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Verilebilir mi?"
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - "Başka bir şirkete devretme hakkı var mı?" Aynı şey değil mi?
BAŞKAN - Adını da sordular efendim, onu da söyleyin. Adını da sordular "Recep Tayyip Erdoğan havaalanı olacak mı?" diye.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Valla biz havaalanını yaparız, ondan sonra ne ad koyarlarsa koysunlar, o benim sorunum değil. Tayyip Bey öyle de meraklısı değil, çok da sevmiyor bu işleri. Öyle bir şey olacağını düşünmüyorum, şahsi kanaatim budur.
Ad konusunda böyle bir kavga-niza oluyor maalesef. Bir anda, bir havaalanını yapıyorsun, mesela Merzifon'u yaptık, "Çorum mu olsun, Amasya mı olsun?", başlıyor o kavga. "Ordu mu olsun, Giresun mu olsun?" Şimdi Yozgat'a yapıyoruz, yine Yozgatlılarla Çorumlular arasında niza var. "Koca Seyit" dediğimiz havalimanının adı Edremit mi olsun, Burhaniye mi olsun? Bazen böyle anlaşmazlık olunca biz başka bir isim koyup geçiyoruz, kimsenin de sesi çıkmıyor. Orta yolu buluyoruz.
Efendim, şunun cevabı şöyle: Bu, 3996'ya tabi bir yap-işlet-devret projesidir ve yeni havaalanının sözleşmesinde şöyle bir hüküm var: İlgili mevzuatta yatırım ve işletme için görevlendirilen şirketlerin gerek yatırım gerekse işletme dönemlerinde hak ve yükümlülüklerini başka bir şirkete devredilebileceği düzenlenmiştir. Aynı hükümler İstanbul yeni havalimanı sözleşmesinde de vardır. Veya Atatürk'te olduğu gibi, Atatürk'te nasıl Fransızlara devir olduysa, dolayısıyla devir mümkün ama neticede gene bir izin prosedürü var.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Görüşüyorlar da... Bir şey bilmeden sormuyorum.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Doğru, bilmeden sormadığının farkındayım ama yazmışız yani orada sözleşmeye açık hüküm koymuşuz yani. Önemli olan, sözleşmede veya şartnamede olmayıp da sonradan bir iş yapmaktır; o olursa orada bir yanlış var demektir. Burada öyle bir durum yok.
İlk etap yatırımının yapım süresi kırk iki aydır, diğer etap yatırımlarının yapım süresindeki gecikmelerde 5 bin euro, günlük ceza öngörülmektedir. Kot durumu falan bunları zaten konuşacağız onun için geçiyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - O evrakları da alacak mıyım?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evrakları da alabilirsin, beraber de konuşabiliriz fark etmez.
Sayın Bülent Kuşoğlu'nun sorusuna geliyoruz; "İZBAN yatırımları TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında nasıl paylaşılıyor?"
Burada, İZBAN'da ortaklık payı yüzde 50-50'dir. TCDD'nin yatırımı vardır, daha önceden yaptığı hattın yatırımı var; o yatırım 322 milyon dolar. İzmir Büyükşehir Belediyesinin yaptığı yatırım 368 milyon dolar. Bunlar ana şirketlerin, sahip şirketlerin yaptığı yatırımlar. İZBAN ortak şirketin yaptığı yatırım da 369 milyondur; bu da daha ziyade araçlar, bakım, tutum yani görüldüğü gibi toplamı aşağı yukarı 1,059 milyar dolar mertebesindedir.
"Kamu-özel ortaklığı yatırımlarda geçen yıla nazaran azalma var." diyorsunuz. Kamu özel ortaklığı yatırımlarının hesabı dolar veya avro üzerinden yapılıyor. 2015 yılı bütçesindeki yatırım miktarı avro ve dolar kuru çapraz kur hesabındaki farktan oluşuyor. Çapraz kurdaki yüzde 5,7 değişiklik 600 milyon TL'ye denk geliyor; geçen yıl o yüzden 61,5 milyar TL olan, bugün 60,9 milyar olarak gözüküyor.
Evet, bir başka sorunuz; AB mevzuat uyumu, kurumsal uyum sorunu. AB'nin bizim yıllık ilerleme raporlarında sektörlerle ilgili bu ve buna benzer değerlendirmeleri var. Bunlar bazen teknik düzeyde olduğu gibi bazen de konjonktür etkisiyle siyasi bir etki içerisinde de olabiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, süremiz doldu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara)- Devam edelim Başkan.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Daha Tokat'la ilgili sorular var; Sayın Bakanı dinleyelim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Yoğun istek üzerine süreyi yirmi dakika daha uzatıyorum, saat 22.00'ye kadar Sayın Bakanım.
On yedi dakikamız daha var; buyurun.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Peki efendim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, AB raporuyla ilgili... Yani yatırımlar yapılıyor ama hukuk, hukuk konusunda özellikle, mevzuat konusunda ve kurumlaşma konusunda aynı paralelde düzenlemeler yok; bunların paralel olması lazım.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, devam edelim, cevaplara devam edelim lütfen, yoksa sorular bitmez.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, şimdi orada ağırlıklı konu "Demir yollarının serbestleştirilme konusunda geç kaldınız." diyorlar; doğru.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O, başka bir eleştiri, evet.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tabii yani biz detayını bildiğimiz için asıl ağırlıklı üzerinde durdukları konu o. Orada da yasayı 2013'te çıkardık ama tabii, uygulamaya hazır hâle gelmek zaman alıyor. Yani yüz elli, yüz altmış yıllık geçmişi olan bir kuruluş var, belirli kuralları var, belirli iş tutma şekilleri var; bunlarda bir zihinsel dönüşüm süresi de tabiatıyla olması gerekiyor sadece mevzuat değiştirmekle olmuyor. Zorlamalarla tatsız sonuçlar ortaya çıkacağını hesap etmemiz lazım.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Kuyucuoğlu, Sayın Demir ve Sayın Çakırözer, Komisyon dışı milletvekili arkadaşlarımız, onların sorularına da bir öncelik verirsek...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tamam, arkadaşlar hemen ona bakın.
Dolayısıyla biz aslında Avrupa Birliği katılım, üyelik öncesi fonlarını en etkin kullanan Bakanlığınız yani şu ana kadar 530 milyon euro civarında öyle cıncık boncuk projelere değil, ciddi demir yolu projelerine kaynak kullandık, bundan sonra da aynı şekilde kullanmaya devam edeceğiz 2014-2020 programında da.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Karabük örneği çok güzeldi.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, Karabük var, Köseköy-Gebze var, Samsun-Kalın var, şimdi Edirne-Halkalı'yı yapacağız; o şekilde anlaştık.
Sivil havacılıkta çok ciddi sorun yok, AB'ye hazır hatta tek hava sahası görüşmeleri teklif ediyorlar. Yani AB konusunda da raporlardaki bu eksiklikler bizim değerlendirmemize göre çok büyük eksiklikler değil. Biraz da iletişim sıkıntısından kaynaklandığı kanaatindeyiz; bilgiler güncel gitmiyor, onlar raporu yayınladığında bizim bilgiler onlara ulaşmamış oluyor. Daha sonra bunları değerlendiriyoruz.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Havalimanı sorusu, Utku Bey'in sorusu; evet, bu havalimanının pistini yaptık, taksi yolunu yaptık, buraya ciddi bir yatırım yaptık. Aslında charter seferleri de yazın yapılıyor ama tarifeli seferler nedense bir türlü tutmadı; birkaç sefer denedik fakat sürdüremediler. Yani bizim şöyle bir zorluğumuz var: Serbestleştirme öncesi gibi bir beklenti var. Vatandaş diyor ki "Ya, siz talimat verin koysun seferi." Ya, talimatla sefer konulmaz; konulursa da iki ay, üç ay sonra kalkar. Yani bunun bir ticari mantığının olması lazım. Dolayısıyla biz diyoruz ki bizim asli görevimiz, havalimanını yapıp hazır hâle getirmek. Ondan sonra tanıtımı o şehrin sivil toplum örgütlerinin işi olacak. Yani Eskişehir'den, Emirdağ'dan Avrupa'da yaşayanlar var oradan charter seferleri yapılıyor ama iç hatlarda maalesef dikiş tutmadı. Seferler konuldu ama sürdürülemedi; böyle bir durum var bilinmesini isteriz. Yine de bu konuda biz Eskişehir'in sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmaya hazırız.
Başka var mı?..
KADİM DURMAZ (Tokat) - Tokat var.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Geliyoruz şimdi.
Sizin kaldı mı sorunuz Bülent Bey?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Polatlı'yla ilgili bir konu vardı.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Karayolları Genel Müdürlüğünün 2016 gelir analizlerini sormuşsunuz. Öz gelirler 1 milyar 391 milyon; otoyol, köprü gelirleri, mal satış, kira gelirleri, Ar-Ge hizmetleri, ceza vesaire gibi kalemlerden oluşuyor. Hazine yardımı 10,9 -yuvarlayarak söylüyorum- toplam gelirler 12,37; 2016 yılı gelir analizi.
Sayıştay denetim raporu; bununla ilgili cevabı verdim.
Bir başka soru grubunu hemen verelim.
BAŞKAN - 2015'te yedek ödenekten aktarma 15,5...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - HGS ve OGS'yle ilgili de sorumuz vardı.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Onu da vereceğiz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Oradaki cezaları aslında gündeme getirmek istedik.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tamam onları da cevaplayacağım efendim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) -Bir torba kanunda da onunla ilgili hüküm vardı, siz de sonradan...
BAŞKAN - Son on dakika efendim, soruları çoğaltmayın rica ediyorum; ancak...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sorduğumuz sorular.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Muğla Milletvekili Sayın Nurettin Demir'in Göcek Tüneli'yle ilgili sorusu; "3,5 liradan 4,5 liraya çıkarıldı." dediniz, doğrudur. Aslında sözleşmeye göre 6,25 olması lazım yani yapılan sözleşmeye riayet etseydik böyle olması lazımdı ancak "Bunu yapamazsın." dedik yani bu çok yüksek. 900 metrelik bir tünel, artık burada biraz fedakârlık yapması gerekir.
Burada şöyle bir sorunumuz var; ikinci tüneli biz yaptık, birinci tünel yap-işlet-devret modeliyle yapıldı ve orada gidiş gelişte ücret alma şartı var. Şimdi, ikinci tünel açılınca bu sefer sözleşme şartları ihlal edilmiş oluyor. Biz de işletsek dolayısıyla orada gidiş geliş verdiğimiz için bir hukuki anlaşmazlık ortaya çıkacak. Biz buna şöyle bir çözüm arayışı içerisindeyiz: Ya bunu da aynı işletmeciye verelim -bir yolunu bulur verebilirsek- veya ondan devralalım ve tamamını aynı elde işletelim tarzında bir arayışımız var. Aksi hâlde yarın o tüneli açtığımızda bu sefer doğru mahkemeye gidecek, işte, "Bana gidiş geliş..." Ha, bu, 2001 yılında yapılmış bir projedir. Yani yap-işlet-devret'in kara yollarında ilk uygulamasıdır, koalisyon hükûmeti döneminde başlayan bir projedir. Biz burada bu şikâyetleri çok artarak gördüğümüzden dedik ki biz buraya bir tünel yapalım, hiç değilse bir baskı oluşur ve bu fiyat artırımında bir frenlemeye sebep olur. Şu anda, işletme konusunda çeşitli alternatifleri...
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Devletleştirin Sayın Bakan, hep özelleştirecek değilsiniz ya.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani o da ihtimaller arasında, bunu da...
ERHAN USTA (Samsun) - Aslında ikincide etki analizi yapılsaydı, sonuçları önceden öngörebilirdiniz Sayın Bakanım.
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Yani şimdi Dalaman'dan 900 metre geçiyorsunuz Göcek'e 4,5 veriyorsunuz, bir saat sonra dönüyorsunuz, yine, 4,5 veriyorsunuz.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bir kere, en pahalı hizmet, bedeli olmayan hizmettir, hizmetin bir bedeli olacak. Adam oraya para yatırdı, doğal olarak onun karşılığını görmesi lazım.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Niye vergi veriyoruz biz o zaman, yola para vereceksek?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani efendim, o zaman her şeyi kendi imkânlarımızla yapalım, elli yılda yapalım, yap-işlet-devrete de lüzum yok, bütçemiz belli, imkânlarımız belli. Yani biz zaman maliyetini de lütfen göz önünde bulunduralım.
ERHAN USTA (Samsun) - Kendimiz de yapsak bedel koyabileceğimiz şeyi...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yaparız da öyle bir tercih yapılmış.
ERHAN USTA (Samsun) - Kendimiz yapsak da...
BAŞKAN - Arkadaşlar, son yedi dakika... Bakın, cevap bekleyen arkadaşlarımız var, lütfen...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Doğru, katılıyorum yani alternatifi olan bir işin bedeli olması lazım. Yani bir eğer alternatif yoksa bedel alamayız, bu, demokratik olmaz, alternatifi olan hizmette daha kalitelisi, daha konforlusu, daha kısasını sunuyorsak bundan bedel almak gayet doğaldır.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, Muğla'dan Mersin'e gelelim.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bihlun Tamaylıgil Vekilimizin sorusu HGS'yle ilgili, şöyle: "HGS'ye neden geçildi? KGS vardı, OGS vardı. HGS'ye niye geçtiniz?" dediniz.
Bu işin hikâyesi şöyle: OGS yaygınlaşmadı, KGS diye bir sistem onun üzerine getirildi. Yaygınlaşmamasının sebebi de OGS cihazının çok pahalı olması ve ediniminin zor olması, sadece banka hesabı ve kredi kartıyla geçerli olması. Biz bunun değiştirilmesi... Yani 50 dolar para istiyor OGS cihazına. Dolayısıyla 1 milyon, 1,5 milyonu aşamadı. 8-10 milyon geçiş var, onlar da mecburen çözüm olarak, firma ASELSAN'dı, bunu kabul etmedi, "Ben bu şartları değiştirmeyeyim." deyince, birinci etapta KGS benim dönemden önce getirilmiş. KGS'de kart sokuyorsunuz, okuyor, geçiş veriyor, her geçişi 23 saniye minimum tutuyor ve dolayısıyla ciddi bir yığılma oluyor, bunu kaldırdık. Bunun yerine daha basit bir sistem koyalım dedik ve çok basit, kuponu 5 liraya verilebilecek çok küçük bir yatırımla hızlı geçiş sistemini getirdik ve şu anda da hızlı geçiş sisteminin abone sayısı 8 milyon, OGS'nin miktarı da 2 milyon, yani orada kaldı, hiç ilerlemedi, insanlar 50 dolara cihazı almışlar, onları bırakmak istemiyorlar doğal olarak. Daha sona bunları birleştirdik, HGS'si olan da... Bariyerleri kaldırdık falan ama...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Siz öyle zannettiniz. Geçtikçe ceza yazdı bize orada.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şimdi, bak, o geçişlerle ilgili ben bir bilgi vereyim, çok ilginç, hiçbir şeyi olmadan geçenler var hem de defalarca, ne KGS'si var ne OGS'si var.
BAŞKAN - Ne de HGS'si var.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hiçbir şeyi yok. Yani kaç geçiş yapmış, orada rakamlar var, çıkarsın arkadaşımız. Ya, burada bir iyi niyet yok, bu bir.
İkincisi: Bizim de sistemle ilgili bu şeylerde hatalarımız var. Bildirimleri geç yapmışız. Yani diyelim ki...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben İstanbul Vekiliyim, kart olmasına rağmen kaçak geçiş yazıyor.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Anlatacağım.
Diyelim ki 2014 geçişlerini 2014 yılı içerisinde bildirmiyoruz, 2015'te bildiriyoruz, bu bir.
İkincisi: Yasal düzenlemede nereden geçerse geçsin en uzak mesafenin 10 katı cezaydı, o da şeyi çok şişiriyordu.
BAŞKAN - Düzelttik efendim, düzelttik onları.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Mesela 2014'te eğer en uzak mesafeye göre alsaydık 908 milyon olacaktı.
BAŞKAN - Bir 5 kata indirmemiz kaldı.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Sağ olun, burada düzelttiniz, 435 milyona düştü bu cezalar.
Ama şimdi şunu yapıyoruz: Bir kere, her geçişten sonra SMS'le uyarılacak "cezalı geçti" ve on iki günlük bir süre var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen son cümlenizi alayım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bu süre içerisinde ödemesini yaparsa ceza kaldırılıyor, yapmazsa mecburen ödeyecek.
Ayrıca kuponlardan arızalı olanlar var, onların değiştirmesini yapıyoruz, onlar idarenin hatası. Sadece posta çeki hesabına göre geçiliyordu, "eksi bakiye ve kaçak" yazıyordu, şimdi bankalarla anlaşma yapılıyor, dolayısıyla eksi bakiyede de "kaçak" yazmayacak, bu şekilde sistem ıslah olmuş olacak.
Diğerleri kaldı.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakanım.
Kalan cevapları lütfen Başkalığımıza...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Kaç günde yazılı cevap vereceksiniz?
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz? Sayın Paylan, müsaade edin.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Cevaplarımız hazır, hepsi hazır, şimdi verebilirim.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam, o zaman alalım.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tabii, tabii. Vereceğim cevapları.
BAŞKAN - Şöyle yapalım efendim: Cevapları toplu olarak yani sadece soruyu soran muhatap değil, bütün Komisyon üyelerimiz muhatap olduğu için hepsini bize, Başkanlığa gönderirseniz biz onları bütün Komisyon üyelerimize ve ilgili milletvekili arkadaşlarımıza dağıtalım efendim.