KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Başkanım, çok Değerli Bakan Yardımcılarımız, çok değerli bürokratlarımız ve çok değerli basın mensuplarımız; ben de özellikle bu müjdeli teklifin hayırlı olmasını bütün kalbimle temenni ediyorum.

Tabii, değerli arkadaşlar, devletlerin kamu personel rejimleri farklıdır. Biraz önce Bülent Bey de konuştuğunda -kamudan geldiğinde, bürokrat listesi geldiğinde- dolayısıyla güzel açıklamaları da oldu, onu da söyleyeyim. Burada, devlet, evet, 657'de, İş Kanunu'nda, 2802'de vesaire, diğer konuların bütününde, belli bir hiyerarşik düzen içerisinde kanun veya yönetmelikleri çıkarır. Dönemsel olarak da eğer devletin bu anlamdaki herhangi kadrolarından birinde bir açıklık söz konusu ise devlet bunu kanun yollarıyla, gerek milletvekillerine gerekse bakanlıklara... Geçmiş dönemdeki, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden önceki yapılanlar Bakanlar Kurulu eliyle geliyordu, şu anda milletvekili eliyle geliyor. Bu kanunlar çeşitli nedenlerle devletteki istihdam edilenleri sözleşmeliyse kadroya geçiriyor veya eğer çok özel, ihtisas isteyen niteliklerde ise bunu da sözleşmeli olarak alıyor, dolayısıyla bu da bu yasal düzenlemelerden bir tanesi. Ben özellikle bu teklifi getiren çok değerli milletvekilimize de çok teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii, burada bir iki tane serzeniş vardı yani özellikle onu söyleyeyim, bunu zaten arkadaşlarımız da söyleyecek. Değerli milletvekillerimiz, devlet hiçbir dönemde veya AK PARTİ hükûmetleri geldiği dönemden, 2002'den bugüne kadar hiçbir dönemde halkın ağzına yumruğunu vurmadı, her zaman için halkın menfaati, milletin menfaati, kamunun menfaati neyse onları düşündü yani hiçbir dönemde ne ağzına vurup da bir yara bandı gösterdik ne buna tevessül ettik ne de tevessül etmeyi düşündük, asla böyle bir şeyi de düşünmeyiz, dolayısıyla bunu da özellikle açıklamak istiyorum.

Yine, bunlardan bir tanesi "Ya, basın toplantılarını biz hiçbir yerde yapamıyoruz. Özellikle kolluk kuvvetleri bize izin vermiyor." Şimdi şunu söyleyeyim saygıdeğer milletvekilleri: Parlamentoda olan herhangi bir milletvekili veya dışarıda STK'leri olanlar -STK'ler de dâhil olmak üzere- eğer ilgili kurumlardan bir izin aldıysa, dolayısıyla kanuna mugayir olmayan bir şey varsa, hiçbir kolluk kuvvetimiz, basın toplantısı yapmaması konusunda asla ve asla herhangi bir fiiliyatta bulunmaz; bunu özellikle söyleyeyim.

Şimdi, maddeye geçişte de tabii biz bunları burada konuşacağız. Özellikle getirdiğimiz birkaç tane husus var, bunu özellikle kanun teklifini veren milletvekilimiz de söyledi: Vekil imam, hatip ve müezzin kayyımların memurluk kadrolarına geçirilmesi. Bu, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle getirilen ki ben bunu da çok olumlu buluyorum... Şu anda -kendi ilimle ilgili de söyleyeyim- gerçekten bizim bölgelerimizde inanılmaz derecede bir imam açığı var. Sayın Durmuş Bey'in de söylediği gibi ki ben onun cümlesinden anladığım kadarıyla şunu çıkarıyorum: Bu kanun teklifine pek sevinmiyor veya sözleşmelilerin kadroya geçirilmesini pek istemiyor. Neden dolayı? Çünkü biz bunları devlet memuru yapıyoruz, artı şart getiriyoruz, diyoruz ki: "Seni en azından üç sene, dört sene boyunca..."

CAVİT ARI (Antalya) - Dinlememişsiniz Durmuş Bey'i, tam anlamamışsınız.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Gelirse de söylerim zaten, sıkıntı yok o konuda.

Şöyle; bizim bölgelerimizde en azından herhangi bir kamu kuruluşuna geçmiş olmuyor. Burada bizim temel meselemiz... Buna bir kadro vermek, bir kadrolaşmak gibi asla böyle bir şeyimiz yok. Bunlar çeşitli dönemlerde alınmış devlet memuru; bu bir AK PARTİ'li, CHP'li, MHP'li, İYİ Parti'li veya farklı bir parti... Biz kamuda çalışan herkesin 657'e bağlı olduğunu biliyoruz, devlet memuru olduğunu biliyoruz. Buradaki temel meselemiz de şu: Ortaya çıkan bir ihtiyaçtan dolayı biz -zaten sözleşmeli olduğu için, ilgili kurumlar bunları almışlardır- şu anda kamunun bünyesine bunları alıyoruz. Daha sonraki süreçte de bunlar şeflikte, müdürlükte, daire başkanlığında, genel müdürlüğünde zaten yükseliyor. Özellikle imamlar konusunda da şunu söyleyeyim: Bizim ne öyle bir kadrolaşma düşüncemiz var... Ve şunu da özellikle söyleyeyim: Bütün kamu kuruluşlarında da sözleşmeden kadroya geçilmesi bizim çok arzu ettiğimiz bir düzenlemedir. Etki analizini sayın vekilimiz de söyledi, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı kapsamında söylemek istiyorum: 1.710 kişi görev yapıyor; imam hatip ve müezzin kayyımlarda vekil olarak görev yapanların da şu anda aldıkları net maaş 8.486 TL ve bu zamla birlikte 12.250 TL maaş alacaklar, bunu da özellikle belirtmek istiyorum.

Yine, yapılan bu kanun teklifiyle, düzenlemeyle yapmış olduğumuz bu maddeyle, özellikle bazı meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç duyulan işlerden bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmetler, yabancı uyruklu personel istihdam edilmesi gereken hizmetler, özelleştirme uygulamaları sebebiyle iş akitleri sona erenlerin kamuda istihdam gibi bazı özel durumları dışında üç yıl sözleşmeli olarak görev yapan personelin bu sürenin sonunda memur kadrolarına atanmasını, memur kadrolarına atananların aynı yerde en az bir yıl daha görev yapmasını sağlayacak şekilde sözleşmeli personel istihdamına ilişkin düzenleme bu. Dolayısıyla yine yurt dışı teşkilatlarında çalışacak sözleşmeli personel için ise Cumhurbaşkanınca ayrı bir usul ve esas yürürlüğe konulmasına yetki verilmektedir. Ayrıca kapsama giren tüm sözleşmeli personele memurlarda uygulandığı şekliyle disiplin veya görevden uzaklaştırmaya ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.

Ben, özellikle bu kanun düzenlememizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.