NECİP KALKAN (İzmir) - Efendim hepinize teşekkür ediyorum.

Ben yeni milletvekiliyim ama eski bir tekstil mühendisiyim. 1974 senesinde Ege Üniversitesini bitirdim. Tabii, tekstil o zaman Türkiye'de geriydi, yeni başlamıştı. Dünyanın en iyi dokuma makinalarını da İsviçre'de yapıyorlardı. Bizim hocalarımız da İsviçreli, Alman'dı. Beni o dünyanın en iyi dokuma tezgâhı yapan fabrikaya stajyer olarak gönderdiler, iki buçuk ay çalıştım. Bir bölümde çalışıyordum, başka bir bölüm vardı, başında yazıyordu "Labor Future", oraya geçiyordum, dediler "Oraya geçemezsin.", "Niye geçemem?" dedim, "Orada araştırma yapılıyor." dediler. O zaman... Dokuma tezgâhını bileniniz var mı, özellikle anlatıyorum, mekik vardır ortada, o mekikler de dakikada 70-80 devir yapar. Yani dakikada 70 defa atar. "Bu laboratuvarda ne oluyor?" dedim. Bu laboratuvarda mekiği kaldırmışlar suyla ipliği atıyorlar. Tekstil mühendisiyim, daha bitirmemişim okulu, "Böyle bir şey olabilir mi, suyla iplik atılır mı?" dedim. Ve o tezgâhların devri 60-70 dakikadan 800 dakikaya çıktı, sonra su yetmedi havayla yaptılar, o da çıktı 1.200 dakikaya.

Şimdi, bunu niçin anlatıyorum? Sayın Tacettin Bayır dedi ki: "Kore yirmi sene evvel başladı." Aslında yirmi sene evvel değil, otuz sene evvel başladı. Bu, araştırma geliştirme kavramı, tasarım kavramı bizde yeni çıktı. On senelik bir mazisi var.

Ben İzmir Ekonomi Üniversitesinin de kurucusuyum. Tasarım bölümünü açtık, Ekrem Bey'le "Ya, tasarıma acaba öğrenci bulabilir miyiz?" diye düşündük. Hakikaten de inanılmaz öğrenci bulduk. Yani benim önüme, bu kısa dönemli milletvekilliğinde gelmiş Türkiye için en hayırlı kanunlardan biri bu. Bu kadar komisyon üyesi hangi partiden olursa olsun, bu kadar hayırlı bu kadar isabetli... Ama sizin dediğiniz eksiklikler de var. Bütün bunları dikkate alarak bu kanuna, hepimizin sahip çıkması lazım.

Hocam, senin dediğini dinledik. Özellikle, "Öğrenci sayısı düştü" dediniz. Ee, ne yani bırakalım da daha fazla mı düşsün? İşte, bu da bir tedbirdir. Hem öğrenciye hem üniversiteye hem öğretim görevlisine yansıyan şeyler var. Herhâlde, Türkiye üniversitelerinde de 5,5 milyon öğrenci okuyor. Türkiye üniversitelerinden yılda 750-800 bin öğrenci mezun oluyor. Bu imkânların cazibesi, bu imkânların... Yani bu AR-GE'ye verdiğimiz desteklerin cazibesi gelecek için onlara bir şey ihtiva eder, o kadrolar da dolar. Doğru olanı, bu tasarının... Şahsen benim önüme gelmiş geçmiş tasarılardan en zevkle "Evet." diyeceğim bir tasarı olarak görüyorum. Sizin de desteğinizi bekliyorum.