| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/540) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 21 .01.2016 |
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Sayın Bakan, Sayın Komisyon Başkanı ve değerli üyeler; hepinizi selamlıyorum.
Kazım Bey'ın bıraktığı yerden devam etmek istiyorum izninizle. Tabii, ulusal ekonomisi güçlü, yerli malı markalarıyla dünyada bilinen bir Türkiye'de yaşamayı hepimiz istiyoruz, burada bulanan herkes, sanayici ve iş adamı. Çıkarılması istenen söz konusu kanunla ilgili olumlu ya da olumsuz ya da ilave edilmesi gerektiğini düşündüğümüz düşüncelerimizi paylaşmak için otuz altı saatlik bir süremiz vardı. Evveli akşam saat 8'de ulaştı bu kitapçıklar bize ama biz her şeye rağmen bu sınıfın başarılı öğrencileri olmak istiyoruz çünkü Türkiye'yi çok seviyoruz, ülkemizi çok seviyoruz. Ülkemize de bir şeyler yaparken bu işin A partisi, B partisi, C partisi olmamalı diye düşünüyoruz. Bu anlamda yapacağımız eleştiri ve önerilerin lütfen ülke ekonomisi ve çıkarları doğrultusunda yapıldığını algılamanızı istiyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisinin seçim bildirgesinde olan yüksek teknolojik ürünler ve yapılması gerekenler noktasında bazı bilgilerden esinlenmiş olunması da bizi ayrıca mutlu ediyor. Ancak, bizler, bugün sanayileşme alanında başarılı sayılabilmenin ilk koşullarından bir tanesinin o ülkenin bilgi sermayesine, bilişimine ve AR-GE'ye, katma değeri yüksek ürüne yaptığı yatırımlar ve aldığı sonuçlarla ölçülebileceğini düşünürüz. Devletlerin hatta kentlerin, eyaletlerin değeri sınırlarında barındırdıkların markaların küresel borsa ve piyasa değerleri üzerinden ölçülmektedir. AR-GE ve bilişime ayrılan pay ve alınan çıktı her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Bugün kıtaları ve devletleri, bayrakları, geleneksel simgeleri kadar dünyaya yayılmış marka ve logoları da temsil etmektedir. Bugün, az önce ifade ettiğiniz bir Arçelik markası, bir devin sahibinin ölümü gibi. Bugün Arçelik bütün dünyada bilinen bir marka, logo, bir devlet bayrağı gibiydi. Dünya haritası logolarıyla göz alıcı renklerle bürüyen, özgünlüğün simgesi olan markalaşma olgusu, tasarımı AR-GE'ye yaslanan, yaratıcılığa ve yüksek katma değerli üretime atfedilen değerin uzun vadede elde edilmiş başarı öyküleridir aslında. Bugün, kalkınma hamlesi yapmış ve dünyada çok öne çıkmış, bundan yirmi yıl önce ekonomide adını bile duymadığınız Güney Kore gibi bazı modeller bu AR-GE ve araştırmayı yıllar önce hayata geçirmeye borçludurlar bugünkü ekonomik durumlarını. Geç kalınmış olsa da ülkemizde, bunun bugün gündeme gelmesi, bir an önce devreye alınması tabii ki bütün sanayicilerimizin, üreticilerimizin ana hedefi olmalıdır diye düşünüyorum.
Ülkemizin bilgi sermayesini insan odaklı kalkınmaya ve katma değeri yüksek ürün tasarımına dair karnesinin de gelişmekte olan ülkelere kıyasla düşük seyrettiği gerçeğini mevcut Hükûmet üyelerimize de yıllardır kabul ettirmeye çalışmakta ancak kalıcı adımı atmaktaki gecikmeyi bu toplantıyla çözeceğimizi umuyoruz. Ne var ki bugün sanayi alanındaki verilerde kendisine bir başarı öyküsü çizmeye çalışan iktidar, ülkemizin sanayileşme alanında kendi markalarını yeterince yaratamadığı gerçeğiyle karşı karşıyadır. Yani, son on yılda ortaya çıkmış bir marka ben hatırlamıyorum.
NECİP KALKAN (İzmir) - Mavi.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Amerikan jeans herhâlde, ondan mı bahsediyorsunuz?
BAŞKAN - Devam edelim Sayın Bayır.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Yerli otomobil tasarım ve bilişim ve yazılım alanında katma değerli ürün açısından emekleme dönemini artık atlatmamız gerekiyor. Ülkemizin katetmesi gereken oldukça mesafe vardır. Bu mesafenin alınmasında bu kanun tasarısının olumlu katkıları olabileceği gibi, tasarının maddelerinden öte uygulamasında siyasi ve idari bir kararlılık şarttır. Sorunun bazı madde değişiklikleriyle sınırlı olmadığı, AR-GE yapısal bir reform anlayışına gereksinim duyduğumuz unutulmamalıdır. Hükûmet, alanda var olmak isteyenlere devlet aracılığıyla tanınacak kolaylıklarda bürokratik süreçleri aza indirmeli ve sanayi, üniversite, devlet işbirliğinin sağlanmasına uygulamada özen göstermelidir. Tasarının maddelerinde yer alan, öngörülerden daha çok önemlisi uygulama sahasıdır yani pratiğidir. Biz birçoğu seçim bildirgelerimizde yer alan ve sektörel önemini kabul ettiğimiz ve yukarıda eksikliklerini andığımız çözüm önerileri getirdiğimiz bu tasarının genel anlamda olumlu etkiler doğurabileceği kanaatindeyiz. Aslolanın uygulama sahası olduğundan hareketle yasanın sektörler bazında denetimi ve takibini de ısrarla yapacağız. Tasarıdaki vaatlerin denetimini yapacağız. Zira biliyoruz ki iktidarın tarihi, biraz da vaatlerin unutulması, unutturulması ardından bu sözlerin dönemsel olarak ısıtılıp hatırlatılmasının kısır döngüye bağlamış bir takvimdir 2023. Unutma, hatırlama, tekrar unutma sarmalına takılıp kalmamalıyız. Sanayileşme, AR-GE ve bilişim vaatleri takvimi, uygulama sahasını genelde teğet geçerek alınan sonuçlarda projelerdeki hedeflerin oldukça gerisinde seyredildiğini ortaya koymuştur.
AR-GE alanında sözde kalan projelere artık bu tasarıyla son verilmesi, bakanlıklar arasındaki uyumsuzlukların aşılmasını talep ediyoruz iktidardan. Devlet, üniversite, özel sektör, sanayi paydaşlığının artık yaşam bulması için desteğimizi sağlayacağız.
Bir basit örnek vermek istiyorum bursla ilgili. Sevgili Bakanım, beşer kalemde, beşer bin kişilik destekten bahsettiniz bursla ilgili. Yani birinci aşamada 2.000 lira, ilk 5.000'e; ikinci 5.000'e işte 1.500 TL diye devam eden 5x5=25.000 kişiden bahsediyorsunuz. Oysa önümdeki takvim bana diyor ki; temel bilimler fakültesinde 2010 yılında okuyan öğrenci sayısı 35 bin; 2014 yılında okuyan öğrenci sayısı 7.800 arkadaşlar. Yani hedeflediğiniz 25 bin kişiyi bu bursu vererek mi bu okullara çekeceksiniz? 2.000 TL ve 1.500 TL rakamlarını vererek mi bu öğrenci sayısını artıracaksınız? Burada cevaplanması gereken soru bence şudur: Ne oldu da temel bilimler akademisinde 2010 yılında 35 bin kişi varken, 2014'te bu sayı 7.800'e düştü? Yüzde 80 erime var arkadaşlar, yüzde 80. Şimdi bu sayıyı artırmaya çalışıyoruz. Yani bu bursun aslında bir karşılığı yok. Sizin bu durumda 17 bin yeni öğrenci yaratmanız lazım bu burs için ayırdığınız para ki bu para da neredeyse 37-40 milyon TL'ye tekabül etmektedir. Bunu belirtmek istedim, sadece matematik olarak gördüğüm bir noktadır.
NECİP KALKAN (İzmir) - Bir yanlış yok ki burada?
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Hayır, çok net bir yanlış var, nasıl yok? Burs vereceğiniz öğrenci yok ortada şu anda. Hedeflediğimiz 25 bin kişi diyorsunuz, okulda okuyan 7.800 kişi var. Arada kalan 17 bin öğrenci hayali gözüküyor şu anda. Yani bu 17 bin öğrenciyi nasıl yaratacaksınız, bunu soruyorum? Bu parayı verince me getireceksiniz?
Şimdilik söyleyeceğim bu kadar, teşekkür ederim.