KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, şimdi, bu İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yararlanma koşulları birilerinin keyfî aldığı kararlar değil, bunların hepsi taraflarla derin tartışmalar sonucunda yapılmış, dünya örnekleri incelenerek yapılmış bir şey. Ne diyordu burada? Diyordu ki: Son üç yılda 600 gün prim ödemiş olma şartı yani iki yıl çalışmış olma şartı, artı, son 120 gün kesintisiz çalışmış olma yani birileri sürekli bu Fon'dan "Ola ki bir suistimale dönebilir." diye... Orada Fon'un emanet edildiği kişilerin koyduğu belli sınırlar var, güzel sınırlar var. Ha, bunlarda esnemeler olabilir, son üç yılda "600 gün" değil "500" denilebilir, "son 120 gün" değil "90 gün" denilebilir. Nitekim, bunları pandemide yaptık, burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda hep beraber bunları görüşerek bu Fon'dan yararlanmanın koşullarını esnettik, olabildiğine esnettik. Neden esnettik? Çünkü arızi bir durum ortaya çıktı, büyük bir işsizlikle karşı karşıya kalacaktık, işverenler üretim olmadığı için, fabrikalar kapandığı için insanların iş akitlerini feshedecekti, ciddi bir işsizlik ve gelir kaybı oluşacaktı; dolayısıyla, o günün koşullarına göre oturduk, burada hep beraber kafa kafaya verdik, tartıştık; Cumhurbaşkanımıza bu koşulları ilettik, istişareler oldu, burada muhalefetle de istişareler ettik ve neticede ittifakla bunları esnettik. Bunlar döneme göre, koşullara göre değişebilir; oturulur, tekrar tartışılır. Burada Hükûmetin "İlla böyle olacak." diye bir ısrarı yoktur, bir.

İkincisi: Başkanım, ne yapılır? Vergiler artırılır böyle bir dönemde. Bizim, yine burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda kurumlar vergisini artırdığımız bir madde olmadı mı Başkanım?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüzde 23, finans sektörüne yüzde 25 yaptık.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yüzde 23 yaptık, yüzde 20 olan kurumlar vergisini aşamalı olarak yüzde 23'e çıkardık, belli sektörlerde yüzde 25'e çıkardık, normalleşmeye doğru bu vergi oranlarının kademeli olarak yeniden yüzde 20'ye oturacağı düzenlemeleri de yaptık. Onu da yapmamış değiliz yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Önce çıkardık, sonra indirdik kurumlar vergisini.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, son olarak bir de şunu söyleyeceğim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsak Sayın Yegin...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, bitiyor.

Böyle, işverene yapılan destek veyahut da istihdam oluşturana yapılan destek, orada işte, ithal ikame bir ürünü yapacak olan yatırımcıya destek; bunların hepsini zenginin yanında olma, zengini büyütme, parası olana sahip çıkma olarak değerlendirmemek lazım. Biz BES çıkardık, ne dedik? BES'te baktık ki başvuruyu artırmamız lazım, burada bir yavaş ilerleme var, BES'e bir hız kazandırmamız, tabana yaymamız, topluma daha çok yaymamız lazım dedik ve yüzde 25 devlet katkısı çıkardık maksimum asgari ücret tutarınca, BES sistemine girene...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sonra da 30'a kadar çıkardık.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sonra da burada bunu kanunla 30 yaptık. Yani sonuçta devlet bir yandan tasarruf oluşturmaya da gayret ediyor, tasarrufu da teşvik ediyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Orhan Bey, niye patronların payı artıyor?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla, bunların hepsinin... İşte, o İşsizlik Fonu bizim bağımsızlık senedimiz gibi bir şey Başkanım, sıkıştığımız zaman, işsizlikle ilgili arızalar ortaya çıktığı zaman işte elimizde Fonu'muz var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - BES de böyle, bankada biriken mevduat da böyle, hepsi böyle. Başkanım, bunların hepsi bu memleketin, bu milletin, bu ülkenin gücü ya. Bir yerde bir arıza olduğu zaman hepsi kendi payından oraya bir şeyler katacak, arızayı aşacağız. "Birileri koştursun, şurası yapsın." Böyle bir şey olur mu Başkanım, Allah'ını seversen!