KOMİSYON KONUŞMASI

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkan, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli çalışma arkadaşlarım, çalışmamıza, kanun tasarısına katkı sağlayacak çok değerli sivil toplum örgütlerimizin değerli üyeleri, değerli katılımcılar, değerli basın mensupları; öncelikle, 26'ncı Yasama Döneminin her birimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu yasama döneminde, ülkemiz için, milletimiz için, gelecek kuşaklarımızın çok daha güçlü ve iyi bir Türkiye'de yaşaması için gereken çalışmaları hep birlikte yapacağımıza olan inancımı ve ümidimi ifade etmek istiyorum. Her bir milletvekili arkadaşıma bu yasama döneminde başarılar diliyorum.

Bu yasama döneminin ilk toplantısının, ilk Komisyon toplantısının AR-GE'yle başlamış olmasını da aslında ayrı bir memnuniyet verici gelişme olarak değerlendiriyorum. Zannediyorum bu salonu da ilk defa kullanıyoruz bir yasama faaliyeti açısından. Bu açıdan da toplantımızın pek çok yönüyle ilkleri barındırmış olmasından da duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum. Tekrar her birinizi en içten sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz için çok önemli olduğunu düşündüğümüz AR-GE ve Yenilik Reform Paketi'yle ilgili Komisyon görüşmelerimize başlıyoruz.

Bu kapsamlı paketin içerdiği düzenlemeler yasalaştığında ülkemizin AR-GE ve yenilik ekosisteminin çok daha güçlü bir yapıya kavuşacağına inanıyoruz. Bu reform paketinin arka planında gerçekten de çok uzun zamana yayılan incelemeler, analizler, araştırmalar ve görüşmeler, çalışmalar yer alıyor. AR-GE ve yenilik ekosistemini oluşturan tüm taraflarla, tüm paydaşlarımızla bu konuları uzun uzun istişare ettik, her detayı dikkate almaya çalıştık.

Şunu ifade etmeliyim ki, bu paket, gerek Ekonomi Koordinasyon Kurulunda gerekse Bakanlar Kurulunda öncelikli olarak görüşüldü ve nihai hâli Meclis gündemine arz edilmek üzere çok hızlı bir şekilde verildi ve Türkiye Büyük Millet Meclisimize sevk edildi. Ayrıca, Sayın Başbakanımızın paketin içeriğini kamuoyuna bizatihi kendisinin açıklamaları Hükûmetimizin konuya ne kadar büyük bir önem verdiğinin de bir göstergesidir. Bu paket kapsamında önerdiğimiz kanun değişikliklerinin Komisyonumuzda ve Genel Kurulda da hızlı bir şekilde görüşüleceğine inanıyorum. Gerek Komisyon gerekse Genel Kurul sürecinde değerli milletvekillerimizin de çok önemli ve değerli katkılarıyla paketin daha da olgunlaşacağına inanıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 4 civarında bir büyüme rakamına ulaşacağını tahmin ediyoruz, inanıyoruz. Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde 2016-2018 dönemini kapsayan orta vadeli programımızı kamuoyuna açıkladık. Bu planda, 2016 için büyüme hedefimiz yüzde 4,5, 2017 ve 2018 için büyüme hedefimizi yüzde 5 olarak belirledik. Dünya ekonomisinin seyrini ve özellikle bölgemizdeki jeopolitik gelişmeleri dikkate aldığımızda, bu büyüme oranlarını yakalamak ülkemiz için gerçekten de ciddi bir başarı olacaktır. Nitekim yüzde 4 civarındaki büyüme rakamı Türkiye'nin dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmasını yeterli kılıyor.

Ancak, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmak ülkemiz için tek başına yeterli değildir. Türkiye'nin uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmesi için yıllık ortalama yüzde 7 civarında bir büyüme rakamını yakalaması gerekiyor. Küresel boyuttaki ekonomik ve siyasi gelişmelere elbette tek başına yön vermemiz mümkün değil. Ancak kendi içimizde ülkemizin ekonomik büyüme potansiyelini artıracak adımları belirlemek bizim elimizde. Bakınız, Türkiye ekonomisindeki büyümenin lokomotifi her zaman reel sektör, özellikle de imalat sanayisi oldu. İhracatımızın yüzde 93'lük bir kısmı sanayi ürünlerinden gelmekte. Eğer sanayide daha nitelikli, daha yüksek katma değerli bir üretim yapısına geçişi sağlayabilirsek büyüme potansiyelimizi de yıllık yüzde 7, hatta üzerine çıkarmamız mümkün olabilecektir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bizim bütün çalışmalarımızın özü de, özeti de budur. Sanayi üretiminde katma değeri, niteliği ve teknolojik düzeyi artırmak. Hem geleneksel sektörlerde niteliği artıracak hem de yeni nesil stratejik sektörlerde ivme yakalamamızı sağlayacak adımları birer birer atıyoruz. Öncelikle, özellikle 2020'li yıllara damgasını vurmasını beklediğimiz akıllı üretim süreçlerine, bir başka deyişle, "4'üncü Sanayi Devrimi" diye adlandırılan Sanayi 4.0'a ve buna yönelik büyük dönüşüme şimdiden hazırlanıyoruz. Bu açıdan, Türkiye'nin bilim, yenilik, teknoloji ve AR-GE ekosistemini sürekli geliştirmeye, güçlendirmeye devam ediyoruz.

Burada şunu özellikle vurgulamak isterim: AR-GE ve yenilik ekosistemi gerçekten çok geniş bir alanı kapsıyor. Bu ekosistemde, bireyler, aileler, öğrenciler, okullar, üniversiteler, kamu kurumları, reel sektör, girişimciler, yani aslında bütün Türkiye bulunuyor. Bu nedenle, bu ekosistemi geliştirmek âdeta topyekûn bir seferberlik anlayışı içinde olmayı gerektiriyor. Bu açıdan, geçen sene açıkladığımız 25 Öncelikli Dönüşüm Programı'nı ve 64'üncü Hükûmet Eylem Planı'mızı çok önemsediğimi özellikle ifade etmek isterim. Zira, bu programlar ülkemizde bir nitelik sıçramasını yaşatacak 2'nci reform döneminin yol haritasını oluşturuyor. Nitekim, AR-GE ve Yenilik Reform Paketi'mizde yer alan eylemler hayata geçtiğinde Öncelikli Dönüşüm Programı'mızda yer alan 26 eylemi hayata geçirmiş olacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; her alanda olduğu gibi, AR-GE ve yenilik alanında da çok başarılı bir dönemi Türkiye olarak yaşadık ve bunu inşallah yaşamaya devam edeceğiz. Bununla ilgili bazı göstergeleri sizlerle paylaşmayı özellikle arzu ediyorum. 2002 yılında Türkiye'nin AR-GE harcaması 3,9 milyar Türk lirasıydı. Bu rakam 2014 yılında yaklaşık 17,6 milyar Türk lirasına çıktı. Çok daha sevindirici olan husussa bu harcamanın yarısının özel sektör tarafından gerçekleştirilmiş olmasıdır. 2002'de özel sektörün katkısı yüzde 15 civarındaydı. Bugün itibarıyla, 2014 sonu itibarıyla geldiğimiz rakam, yarı yarıya kamu ve özel sektör AR-GE harcamasına ulaşmış olmamız. AR-GE harcamalarının gayrisafi yurt içi hâsılaya oranı 2003 yılında, biliyorsunuz, 0,53 seviyesindeydi. Bugün 2014 rakamı açıklandı. Bu da, 1,02 seviyesini yakalamış olduk.

Elbette 2002 yılıyla kıyasladığımızda tam zamanlı araştırmacı sayımız yaklaşık 4 katına, Türkiye kaynaklı bilimsel yayın sayımız ise yaklaşık 3 katına çıktı. Bunlar hiç kuşkusuz hepimiz için sevindirici gelişmeler. Ancak Türkiye'nin bu seviyelerin çok daha üzerine çıkması gerektiğini, Türkiye için bu seviyelerin yeterli olmadığını da vurgulamak durumundayız. AR-GE harcamalarını şu anda yüzde 1'den yüzde 3'e çıkarmak hepimiz için öncelikli hedef. Bununla birlikte, niceliği hızla artırırken niteliği de artırmak, niteliğe daha fazla odaklanmak durumundayız. AR-GE'ye ayırdığımız kaynakları daha doğru alanlara kanalize etmeli, AR-GE projelerinin somut çıktılara dönüşmesine, ticarileşmesine daha fazla odaklanmalıyız. Kaynakları, özellikle, reel sektörün katma değeri ve kârlılığı yüksek sektörlerine, alanlarına ve faaliyetlerine yönlendirmeliyiz.

Biliyorsunuz, Bakanlığımızda kurulu olan "Girişimci Bilgi Sistemi" sayesinde ülkemizdeki reel sektörün âdeta MR'ını çekiyoruz. Sizlerle, bu sistem sayesinde, imalat sanayisinde 2014 yılına ait tespit ettiğimiz bazı verileri kısaca paylaşmak isterim. Bakınız, düşük teknolojili firmaların kârlılık oranı yüzde 5,6 iken, yüksek teknolojili firmaların kârlılık oranı yüzde 8,1. Neredeyse yüksek teknolojili şirketlerin kârlılığı yüzde 70 daha fazla. Hazır giyim sektöründe tasarım yapmayan firmaların faaliyet kârlılığı yüzde 4,5 iken, tasarım yapan firmaların faaliyet kârlılığı yüzde 7,3. Neredeyse 2 kat. Düşük teknolojili sektörlerde, dikkatinizi çekmek isterim, ortalama ücretler 1.523 lirayken, yüksek teknolojili sektörlerde ortalama ücret 3.275 lira. Bir başka deyişle, yüksek teknolojili sektörde çalışanlar düşük teknolojili sektörlerde çalışanlara göre 2 kattan daha fazla bir gelire sahip.

Bakanlık olarak elimizde buna benzer çok sayıda veri ve analiz var. Başlangıçta "sanayi envanteri" denilen ama gittikçe gelişen ve bugün gerçekten kamunun elinde bulunan belki en mükemmel veri tabanına sahip "Girişimci Bilgi Sistemi"miz var. Biz, girişim bazında, Türkiye'deki 3 milyona yakın girişimin tüm verilerinin toplulaştırılmış hâlde analizlerini yapma imkânına sahibiz. Her düzeyde, ihracat, tasarım, istihdam, üretim, bölgeler, iller, sektörler, her düzeyde, artık, Türkiye'de nerede ne oluyor, hangi noktada zaafımız var, hangi noktada eksiğimiz var, hangi ilin hangi yönü güçlü, bunları artık çok rahatlıkla analiz edebiliyoruz ve gerekli tedbirleri çok daha hızlı ve etkin olarak alabiliyoruz. Hani, Türkiye'de çok uzun yıllar sorulan "Türkiye'de bir sanayi envanteri dahi yok." cümlesi aslında çok çok yıllar önce tarihe karıştı. Bugün, inanın, Dünya Bankasının bile gelip analiz yapmak için bize başvurduğu bir Girişimci Bilgi Sistemi'ne Bakanlık olarak sahibiz. Şimdi bunu tüm diğer kamu kurumlarıyla paylaşıyoruz. Aynı zamanda, ilgili meslek teşekküllerimizle, örgütlerimizle paylaşmaya başladık, akademisyenlerle paylaşmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Artık, hamdolsun, Türkiye, özellikle girişim bazında her türlü bilgiyi derli toplu elde etme ve buradan anlamlı analizler, tahliller yapma imkânına sahip. Biraz önce söylediğim tüm bu rakamlar da bizim bu Girişimci Bilgi Sistemi'nde aldığımız verilerle yaptığımız analizlerin sonuçları. Bütün bu analizler şunu gösteriyor: Sanayimizin rekabet gücünü artırmak, daha fazla ihracat yapmak, gelir seviyemizi yükseltmek için AR-GE, tasarım, markalaşma, kurumsallaşma, ölçek büyütme gibi alanlara yoğunlaşmak zorundayız biraz önce Sayın Başkanın ifade ettiği gibi. Bakanlığımızın bütün çalışmalarında ve destek programlarında da bu gerçekten hareket ediyoruz.

AR-GE ve Yenilik Reform Paketi'mizi oluştururken de masamızda hep bu bilgiler ve analizler bulunuyordu. Paydaşlarımızdan gelen talepleri ve görüşleri de dikkate alınca, gerçekten de çok kapsamlı ve değerli bir paket ortaya çıktığını düşünüyorum.

Reform paketimizin 6 temel hedefi bulunmakta. Bunlardan 1'incisi tasarım faaliyetlerinin destek kapsamına alınması. Tasarım artık, katma değeri yüksek ürün noktasında olmazsa olmaz bir faaliyet. Tasarımın olmadığı alanlarda bizim yapabileceğimiz sadece sürümden kazanmak ki onun da sınırı belli.

Artık, bu paket, sizlerin destekleriyle, katkılarıyla ve uygun görüşleriyle Meclis Genel Kurulumuza indiğinde, orada da, inşallah, olgunlaştırılıp yasalaştığında, Sayın Cumhurbaşkanımızın da onayıyla birlikte, tasarım faaliyetlerini de aynen AR-GE faaliyeti gibi destekleyeceğiz. Bunu, Türkiye'nin tasarım kabiliyeti açısından ve katma değeri yüksek ürün üretebilmesi açısından, bu yeteneği kazanması açısından çok kritik bir adım ve hedef görüyoruz.

Aynı şekilde, AR-GE yatırımlarını ve nitelikli üretimi artıracak adımların atılması.

Yine bir başka hedefimiz, AR-GE personelinin niteliğinin ve istihdamının artırılması. Burada, Türkiye'nin, evet, gerçekten AR-GE'ye kaynak aktarma noktasında çok fazla bir sorunu yok. Bu noktada Türkiye son dönemde en fazla kamu kaynağını AR-GE'ye aktaran ülkelerden bir tanesi hâline geldi. Ama kritik nokta, AR-GE ve inovasyonda çalışacak insan kaynağımızın niteliği. Dolayısıyla, burada insan kaynağının niteliğini artırmak en az AR-GE'ye kaynak aktarmak kadar önemli. Bu pakette, insan kaynağının niteliğini artırmaya yönelik çok ama çok önemli düzenlemeler var. Artık, master ve doktorayı AR-GE merkezlerinde daha da özendiriyoruz. Artık, dışarıda eğitim amacıyla, AR-GE'nin niteliği içerisinde kalmak kaydıyla, dışarıda geçirilecek eğitim amaçlı faaliyetleri de destek kapsamına alıyoruz ve belki Türkiye için orta ve uzun vadede en önemli alanlardan biri olarak gördüğümüz temel bilimlere bu pakette ciddi bir destek veriyoruz.

Biliyorsunuz, temel bilimler Türkiye için hayati önemde bir konu. Eğer on yıl Türkiye temel bilimleri ihmal ederse ondan sonraki on yılda biz AR-GE ve inovasyonda çok ciddi zorluk çekeriz. Bunun için 2014 yılında TÜBİTAK'ta başlattığımız bir burs programı vardı. Şunu yapmıştık değerli milletvekilleri: Dedik ki "İlk 5 bine giren ve temel bilimleri tercih eden öğrencilerimize ayda 2 bin lira karşılıksız burs vereceğiz, 2'nci 5 bine ise bin lira vereceğiz ve çift ana dal yapan öğrencilerimize de ayda 750 lira karşılıksız burs vereceğiz." İnanın, sadece bu düzenleme bile, temel bilimlere olan ilgiyi bir anda 3'e katladı ve baktık ki bu çok doğru bir yaklaşım. Bu kapsamı biraz daha genişlettik, dedik ki "Türkiye'de ilk 5 bine girene 2 bin lira burs, 2'nci 5 bine 1.500 lira, 3 ve 4'üncü 5 binlere, yani 10 bin ile 20 bin arasına bin lira, 5'inci 5 bine 750 lira ve şimdi, inşallah, bu pakette, sizlerin de tasvibinizle, onayınızla, bu alınan burslarda "Sen buradan burs alıyorsun." diye Kredi Yurtlar Kurumundan alınan burs da kesilmeyecek. Bunu da ayrı bir teşvik olarak görüyoruz. Eğer gençlerimiz Kredi Yurtlar Kurumundan burs alıyorsa o da kesilmesin. Burada özellikle bir madde de bu pakette bunun için koyduk. Şimdi, bunu yaptıktan sonra, tabii ki burs öğrencilerin tercihlerinde önemli bir motivasyon aracı. Bu arada, Yüksek Öğretim Kurulumuz da son derece isabetli bir karar alarak altyapısı yeterli olmayan temel bilimlere yönelik bölümleri ve fakülteleri kapattı ve şu anda ciddi bir kalite artışı gelmeye başladı. Şimdi, bu pakette, eğer uygun görürseniz, temel bilimler mezunları, fizik, kimya, matematik ve biyoloji mezunlarını eğer AR-GE merkezi istihdam ederse iki yıl süreyle bu gençlerin ücretlerini brüt asgari ücret oranında biz yatıracağız. Yeter ki temel bilimler mezunları istihdam edilsin. Biz temel bilimlerde en azından bir elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği kadar iyi puanlarla girilen bölümleri oluşturabilirsek o zaman Türkiye'nin gelecekte, bilim ve teknolojide çok fazla endişe taşıması gerekmez. Bunun için de son derece önemli adımları bu pakette, inşallah, atmayı hedefliyoruz.

Yine 4'üncü hedefimiz, AR-GE ve faaliyetlerinin ticarileşmesini sağlamak.

Üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmek bir başka hedefimiz.

Ve 6'ncı hedefimiz olarak da AR-GE ve yenilik desteklerimizin koordinasyonunu çok daha etkin bir hâle getirmek.

Biz, bu pakette, şu anda Bakanlığımız uhdesinde yürütülmekte olan teknogirişim sermaye desteği, SAN-TEZ Programı, Teknopazar Programı'nı TÜBİTAK VE KOSGEB'e devrediyoruz. Eğer uygun görülürse bu devirleri yapacağız. Peki, bunu yapınca Bakanlık ne yapacak?

Değerli arkadaşlarım, Bakanlık da daha çok etki analizlerine yoğunlaşacak. Verilen her bir kuruşun etki analizlerini çok daha hızlı şekilde yapmayı hedefliyoruz. Şu anda AR-GE merkezlerimizin, teknoloji geliştirme bölgelerimizin, programlarımızın etki analizlerini yapıyoruz. Ama artık proje bazında, verilen destekler bazında etki analizi yapmaya başladık. Biz istiyoruz ki, TÜBİTAK Teknogirişim Sermaye Desteği Programı'nı uyguluyor, Bakanlık da uyguluyor. Biz bunu verelim TÜBİTAK'a, tamamen TÜBİTAK uygulasın. Aynı şekilde, SAN-TEZ Programı'nı TÜBİTAK da uyguluyor, Bakanlık da uyguluyor. Biz yine SAN-TEZ Programı'nı TÜBİTAK'a devredelim, TÜBİTAK bunu tek elden uygulasın ama Bakanlığın başarılı yönlerini TÜBİTAK alsın, kendi başarılı yönleriyle birleştirsin, çok daha güçlü bir SAN-TEZ Programı oluşsun. Bunu özellikle önemsiyoruz. Aynı şekilde, Teknopazar Programı'nı KOSGEB'e devredelim. KOSGEB de Teknopazar Programı'nın benzeri bir programı zaten uyguluyor. Bunları uygulasın ve biz daha çok bu programların etki analizlerine yoğunlaşalım. Bakanlık daha çok politika belirlemeye, gerekli düzenlemeleri yapmaya ve denetimleri yapmaya odaklansın, daha çok etki analizi yapan, kamu kaynağının en verimli ve yerinde şekilde kullanılmasına odaklansın.

Bu paketimizde ekosistemin özellikle koordinasyonunu çok daha etkili hâle getirmek istiyoruz. Bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için "nokta atış" diyebileceğimiz çok sayıda eylemi de belirledik. Bu eylemlerle, AR-GE ve yenilik ekosistemini oluşturan her halkayı daha güçlü, daha sağlam bir hâle getirmiş olacağımıza inanıyorum. Bu pakette, tasarım ofislerinin desteklenmesinden temel bilimler mezunu gençlerin istihdamına, AR-GE faaliyetlerine olan desteklerin iyileşmesinden girişim sermayesi uygulamalarını geliştirmeye, sanayi iş birliği projelerinde yer alan öğretim üyelerinin gelirlerini artırmaktan AR-GE merkezleri ve teknoparklar gibi altyapıları güçlendirmeye kadar çok sayıda önemli eylem bulunuyor.

Artık şu döner sermaye sorununu üniversite-sanayi iş birliği önünde bir engel olarak görmek istemiyoruz. Maalesef, sizler de çok yakinen biliyorsunuz, üniversite ile sanayi bir alanda iş birliği yapmaya kalktığında en büyük engel döner sermaye. Şimdi, burada, hocanın yaptığı AR-GE'den elde ettiği gelirden bir kere, Gelir Vergisi'ni kaldırmayı hedefliyoruz, Damga Vergisi'ni kaldırmayı hedefliyoruz ve döner sermaye kesintisini de maksimum yüzde 15'de tutmayı hedefliyoruz. Yani, eğer üniversite öğretim üyemiz, hocamız AR-GE sonucunda bir gelir elde ettiyse bunun yüzde 85'i hocamızın kendisinde kalsın. Bu;

1) Motivasyonu artıracak,

2) Dolaylı yollardan bu gelirleri yükseltmekle ilgili gidilen yolların önünü kesecek.

Ne demek istediğimi zannediyorum konuyla ilgili her arkadaşımız gayet iyi anlıyor.

Bunun gibi pek çok eylemi, inşallah, özellikle hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu eylemlerle, çalışanlardan işverenlere, ortaöğretimdeki öğrencilerimizden akademisyenlerimize, büyük firmalardan KOBİ'lerimize kadar bilim ve yenilik ekosistemini oluşturan herkese, her birime yönelik ciddi adımları hayata geçirmiş olacağız. Elbette insan eseri olan hiçbir çalışma kusursuz, eksiksiz olamaz. Bu açıdan, reform paketimizin değerli Komisyon üyelerimizin katkılarıyla daha da olgunlaşacağına inanıyoruz. Hem bizim belirlediğimiz eylemleri geliştirmeye yönelik tekliflere hem de yeni eylem tekliflerine açık olduğumuzu da özellikle ifade etmek isterim. Yeter ki bu ülkenin AR-GE ve yenilik ekosistemini geliştirelim, güçlendirelim.

Bu yıl, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonumuzun kapısını da aslında sık sık çalmayı hedefliyoruz. Şu anda, AR-GE ve Yenilik Reform Paketi'nde olduğu gibi, kapsamlı bir üretim reform paketi çalıştaylarımızı, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu hafta sonu çok önemli bir çalıştayı Ankara'da gerçekleştirdik üretim reform paketiyle ilgili.

Fikrî mülkiyet haklarıyla ilgili mevzuatımızı hem tek çatı altında toplamayı hem de geliştirmeyi arzu ediyoruz. Bununla ilgili, Patent Kanunu'nu çok derli toplu bir hâlde, inşallah, Meclis gündemimize getirmeyi arzu ediyoruz.

Ayrıca, TÜBİTAK, TÜBA ve Şeker Kanunu'nu da Meclis gündemine taşımayı arzu ediyoruz.

Bütün bu yasama faaliyetlerinde değerli Komisyon üyelerimizle çok iyi bir iş birliği tesis edeceğimize, hep birlikte ülkemiz ve milletimiz için hayırlı hizmetler gerçekleştireceğimize tüm kalbimle inanıyorum. Konuşmamın sonunda, AR-GE ve Reform Paketi'mizin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Başkanımıza ve değerli Komisyon üyelerimize, bize katkı yapan tüm paydaşlarımıza katkıları için şimdiden teşekkür ediyor, her birinizi en içten sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.