| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2021 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetler ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/2092) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 05 .01.2023 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Türkiye Varlık Fonunun Değerli Genel Müdürü ve çalışma arkadaşları, basınımızın değerli mensupları; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.
Bugün, gerçekten, Meclisimizin vakarına yaraşır bir denetleme faaliyeti yapıyoruz. Benden önce konuşan grup temsilcisi arkadaşlarımız güzel katkılar yaptılar, ben de görüşlerimi ifade edeceğim.
Değerli Genel Müdürüm, her şeyden önce, bu entegre faaliyet raporu ve biraz önceki sunumunuz için sizi tebrik ediyorum. Tabii, Türkiye Varlık Fonu hepimizin varlığı. Biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, bu varlığımızın giderek artması, yükselmesi, değerinin artması hepimizi ilgilendiriyor, 85 milyonu ilgilendiriyor. 2016 yılında Varlık Fonu kurulurken ben de milletvekiliydim ve burada hararetli tartışmalar yaptık. Sayın Garo Paylan biraz önce değindi, o da buradaydı, Sayın Kuşoğlu vardı, bilmiyorum Abdüllatif Bey yoktu galiba o tartışmalarda ancak o zamanlar şöyle bir ifade kullanmıştı bir milletvekili arkadaşımız: "Varlığımız mı var da fon kuruyoruz? Hangi varlıkla fon kuruyorsunuz?" gibi ifadeler kullanılmıştı. Ben de -tabii o zaman uluslararası varlık fonlarını araştırdık buraya gelmeden önce, şimdi de baktım biraz- dedim ki: "Varlık fonu kurmakta çok geç kaldık ama hiçbir şey için ne kadar geç kalsak bile bir an önce başlamak gerekir." diye o günkü şartlarda -sanıyorum ağustos ayında- biz bu tartışmaları yaptık, kanunlaştırdık. Hatırlarsanız daha 15 Temmuz olayı da yeni olmuştu 2016 yılında yani o günkü olağanüstü günleri düşünüyorum...
Bu entegre faaliyet raporunu incelediğinizde göreceksiniz buradaki bilgilerde, vizyonla ilgili bilgilerde de "2021 yılı sonu itibarıyla küresel ölçekteki varlık fonlarının değeri 10 trilyon ABD dolarının üstünde." diye bir ifade var ki bu bir sene önceki rakamlar. Türkiye Varlık Fonunun da -2021 rakamlarını vermişsiniz- değeri 3,2 trilyon. O günkü dolar kuru üzerinden değerlendirdiğimizde bilmiyorum kaç milyar dolara erişiyor fakat her geçen gün bizim Türkiye Varlık Fonu hem bölgemizde yani Balkanlarda, Orta Doğu'da, Afrika'da en önde gelen varlık fonlarından biri oldu.
Şimdi, varlık fonlarının ülke ekonomilerindeki istihdama, gelişmeye, zenginliğe -tek kelimeyle ifade edersek- katkılarını inkâr edemeyiz, bu mümkün değil ama sizin sunumunuzda, bu faaliyet raporunuzdaki Varlık Fonunun belli başlı şirketlerine bir bakıyorum da ağırlıklı olarak finansal hizmetler var yani yüzde 75,50'si buradaki 3 tane büyük banka; Borsa İstanbul, Türkiye Sigorta, Türkiye Hayat ve Emeklilik ve Türk finansal yatırım Investment... Platformu çıkarmışsınız herhâlde, satmışsınız Platform AŞ'yi, küçük zaten şey ifadesi de ama yani bizim Varlık Fonumuzdaki değerlerin yüzde 75,50'si finansal hizmetler. Sayın Mustafa Kalaycı Bey'in aslında ifade ettiği bu... Mesela, tespit ettiğimiz doğal gaz ve petrolle ilgili -ki her geçen gün artıyor- bu da Türkiye'nin varlığı, bunun bir şekilde Fonun içine alınıp değerlendirilmesi çok büyük bir katkı sağlayacaktır diye ben de bunu söylemek isterim. Tabii, enerjide -bu "enerji" başlığı altında değerlendirilebilir- nitekim BOTAŞ ve Türkiye Petrolleri var, diğer 3 şirket daha var ki 5 şirketin hepsinin yüzde 100'ü de Türkiye Varlık Fonuna dâhil. Bu yeni gelişmeleri de mutlaka düşünüyorsunuzdur ama biz de buradan söylemiş olalım.
Yine, ulaştırma ve lojistikte Türk Hava Yolları ki bizim bayrak taşıyıcı en büyük firmamız ve çok değerli bir firma. Her ne kadar Sayın Paylan dediyse ki: "New York'a giderken..." Sayın Paylan, beni duy artık, duy, dinle.
SALİH CORA (Trabzon) - Niye dinlemiyorsun?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Duyuyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - "New York'a giderken Türk Hava Yollarında ben Türk yolcu görmedim." dedi ama...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Ama Türk Hava Yolları da demedi değil mi? Türk Hava Yolları mı?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Dedi, "Türk Hava Yolları." dedi.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Peki.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - "Türk Hava Yollarını kullandım." dedi ama ben Türk Hava Yollarıyla giderken "business class"da yer bulamıyorum, özel torpil arıyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Zenginleştik! Zenginler gidiyor artık.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Biz milletvekili kontenjanından gidiyoruz varsa, yoksa ekonomide gidiyoruz da.
Şimdi, gerçekten söylemek isterim ki Türk Hava Yolları bölgemizde, Avrupa'da 1'inci sırada, bunu bütün dünya kabul ediyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Türkler uçamıyor ki.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Türkler de uçuyor, öyle demeyin. Bakın, benim küçük oğlum New York'ta işte. Bir de hemşehrilerim var orada, New Jersey'de, Giresunlu hemşehrilerimiz. Orada, Amerika'da toplam 320 bin Türk var, bunun 40-45 bini Giresunlu yani o kadarını söyleyeyim. Öyle Meksika'dan falan da gidenler değil, yıllardan beri de oradalar.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yağlıdereliler mi?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet. Yağlıdere bizim ilçemiz ve çoğu da orada iş adamı, iş kurmuşlar, ticarethaneleri var, ayrıca üniversitede okuyan çok sayıda da gencimiz var, bunu da söylemiş olayım.
Dolayısıyla bu ulaştırma ve lojistikte de biliyorsunuz, lojistikte Türkiye artık bir "hub"tır. Özellikle bu orta koridorda Londra'dan Şanghay'a kadar giden yolda da Türkiye hem denizcilikte hem demir yolunda hem hava yolunda Türkiye'nin bulunduğu konum stratejik olarak da çok önemli. Bunu da değerlendirdiğinize ben inanıyorum, zaten gösteriyor kendini burada her şey.
Madenciliğe değinmiyorum da bu tarım ve gıda konusunda, Sayın Genel Müdürüm, beni bu konuda dinlemenizi istirham ediyorum çünkü bana Sayın Garo Paylan sataştı, iyi ki sataştı, bu çay konusu çok önemli bizim için. ÇAYKUR'un da yüzde 100'ü fona devredildi, siz ÇAYKUR'un sahibisiniz. Yani ben bu konuda hem bir fikir verme açısından hem de bölgenin bir milletvekili olarak, çaya da emek vermiş bir insan olarak bir konuya değinmek istiyorum süremin içinde.
ÇAYKUR gerçekten bizim millî markamız ve neredeyse bir asra yakın da tarihi var. 47 tane, bildiğim kadarıyla 47 tane üretim fabrikası, 1 tane daha... Mehmet de burada gerçi, Sayın Bekaroğlu bilir ama ben hem ÇAYKUR'da yönetim kurulu üyeliği ve genel müdür yardımcılığı yaptım yıllar önce üniversitede akademisyenken 38'inci maddeyle, görevlendirmeyle -Mehmet Bey hatırlar- Refah-Yol hükûmeti zamanında ve hem de çay fabrikası müdürlüğü yaptım. Ayrıca şu anda da ben çiftçiyim aynı zamanda, küçük de olsa çaylıklarım var. Bizim Giresun'da, doğu bölgesi ilçelerimizde; Eynesil, Görele, Tirebolu, Güce, Yağlıdere, Çanakçı, hatta Espiye yani buradaki 6 ilçemizde çay üretiliyor ve Tirebolu'da bir çay fabrikamız var. ÇAYKUR'un; özel sektörün var çok sayıda, ayrıca Eynesil'de de var özel sektörün, Espiye'de, Güce'de var ama ÇAYKUR'un "Tirebolu 42" diye bir fabrikası ve markası var. Bunu size özellikle söylemek istiyorum ve bu 42 numara... Sayın Nejat Bey burada mı? Nejat Koçer Bey bizim gönüllü bir elçimizdir, 42 numaranın tiryakisidir kendisi, 42 numaranın dışında çay içmez.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Komisyonumuza da bekliyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bize niye göndermiyorsunuz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tamam, emriniz olur, bütün Komisyon üyesi arkadaşlarımıza 42 numara çayı ben ikram edeceğim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ben de istiyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tamam, emriniz olur Başkanım.
42 numara hakikaten ÇAYKUR'un özel bir çayı, Tirebolu'da üretiliyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tanıtamıyorsunuz işte, tanıtamıyorsunuz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hayır, yok satıyor, şu anda marketlerde 42 numara yok, biz özel temin ediyoruz işte fabrika müdürüne rica ederek.
Bunu niye anlatıyorum? Yani ÇAYKUR'un bu fabrikası artık Tirebolu'nun içinde kaldı. Projemiz hazır, daha önce, size devredilmeden önce ÇAYKUR Genel Müdürüyle konuştuk, bu fabrikayı hem modernize edecek hem kapasitesini artırarak Tirebolu'da yeni bir fabrika kuracaktık. Yaklaşık yirmi gün önce Sayın Murat Kurum Bey Giresun'u ziyaret ettiğinde o fabrikayı gezdi, gördü ve sözlü olarak dedi ki "TOKİ'yle anlaşarak ben bu fabrikanın yerini alayım, size yeni bir fabrika kurayım." Yani finansmanı da hazır Sayın Genel Müdürüm.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Rant...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, şöyle, ranttan dolayı... Şehrin içinde kalmış, zaten birçok fabrika şehrin içinde kaldı ancak özel durumu da var. Yani bu ciddi bir konu olduğu için, Garo Bey, hani şey için söylemiyorum, önemli bir konu, hem ÇAYKUR'a değer katacak hem bölge ekonomisine değer katacak hem de ağız tadımızla Türk çayından, o markadan tüketicimiz de zevk alacak; bu bir.
İki: Çayla ilgili Sayın Garo Paylan'ın dediği doğru, artık verimsizleşmeye başladı bizim ağaçlarımız çünkü yıllar önce biz çayları tohumla dikmişiz, tohumda da seçme imkânı olmadığı için çaylıklarımızın türleri, çayların türleri farklı farklı yani Türk çayının özel bir standardının olması için yıllar önce bir proje başlatıldı -ben de o projenin içindeydim ama orada muhalefet ettim- kesim projesi başlatıldı ki şimdi devam ediyor, kesimle doğru ağaçlar yenileniyor, gençleşiyor fakat tür değişmiyor.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Çeşit, çeşit, tür değil.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Hâlbuki biz bunu söküm yapabiliriz. Bunu Tarım Bakanlığıyla da konuştum ben ama Varlık Fonunda olduğu için ÇAYKUR, bu, sizin alanınıza giriyor yani mutlaka bir talimat verip... ÇAYKUR'un gerçekten yetişmiş uzmanları var, mühendisleri var fakat burada bir irade lazım yani Türk çayının yeniden çelikleme yöntemiyle çaylıklarının yenilenmesi lazım. Şu anda beşte 1 kesim devam ediyor ve bunun yüzde 70'ini, 75'ini devletimiz, hazinemiz finanse ediyor. Bunun yerine söküm yapılarak bütün Türk çaylığının on senelik bir süreçte yenilenmesi, Artvin'deki, Rize'deki, Trabzon'daki, Giresun'daki çaylıklarda yeni türle özel bir Türk çayının yetiştirilmesi mümkün bu projede. Çay Kanunu da geldi ama...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Cemal Bey, çeşit, çeşit, tür değil.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Çeşit?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Tür değil Cemal Bey, çeşit.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tür, çeşit bilmiyorum ben. Siz ziraat mühendisi olduğunuz için Hocam, ziraatçi olduğunuz için daha iyi kullanırsınız.
Bu önemli bir millî mesele. Yani biz işin sadece kârlılığına baktığımızda bugün çay temel tüketim maddesi, mecburen sübvanse ediyoruz devlet olarak. Sübvanse ederken de üretim maliyetlerini tabii ki karşılıyoruz, üretim maliyetleri yüksek ÇAYKUR'un ama en önemli sıkıntı da kalitenin, verimin artması için bu tarlaların, bahçelerin türünün değiştirilmesi lazım, bu bir.
İki, Tirebolu Çay Fabrikasının da finansman problemi yok Sayın Genel Müdürüm. TOKİ gerçekten... Orada arazimiz de var. Makinaları değiştirip kapasitesini artırıp o bölgede hem yeni çaylıklar kurmamız lazım çünkü Türkiye'nin nüfusu artıyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siyasetçisin karar ver yaptır ya!
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ben tahmin ediyorum bugünlerde Türkiye'nin ürettiği çay Türkiye'ye yetmiyor artık, ithal etmek zorunda kalıyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kaçak çay...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - İşte o kaçak çay... Çayda fon var, fon olmasa zaten 1 gram Türkiye çay üretemez ama bunu önlemenin yolu yeni...
CAVİT ARI (Antalya) - Gelecek yıl yapacağız, söz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Temmuz ayında kararını veriyoruz hiç merak etme.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, ben, tabii, bu konuda bunu not ettirmek için söylüyorum.
Elbette, biz, Varlık Fonumuzun faaliyetlerinin giderek büyümesinden mutluluk duyuyoruz çünkü 2016'da kurulmuş, bugün 2021'in hesaplarını görüşüyoruz. 2022'de daha çok büyüdüğüne inanıyorum. Bu kadar kısa sürede... Ki ilk Varlık Fonu -yine sizin notlarınızda var- 1953'te Kuveyt'te kurulmuş. Bakın, Norveç Varlık Fonu'nundan bahsediyoruz, yıllar önce kurulmuş ama bu kadar sürede ki 2016'da kuruldu ama faaliyete 2018'de geçti bildiğim kadarıyla yani üç senenin hesabını biz yapıyoruz şu anda, üç, bilemediniz dört senenin. Biz hemen yeni doğmuş bir çocuktan koşmasını, askere gitmesini, büyümesini bekleyemeyiz fakat bu kadar kısa sürede de Varlık Fonumuzun bu hâle gelmesi elbette ki özel gayretlerle oldu. Bilhassa ben Arda Bey'in daha önceki Başbakanlık Yatırım Ajansındaki çalışmalarını da biliyorum, oradaki gayretlerini de biliyorum, ekibinin gayretlerini de biliyorum. Burada yönetim kurulundan da çok değerli arkadaşlarımız var, hepsini zaten ismen burada görüyorsunuz.
Türkiye Varlık Fonu, inşallah, Türkiye'ye çok daha büyük katma değerler katacaktır. Buna inanıyorum ben. Bunu hamaset olsun diye de söylemiyorum. Elbette ki muhalefetteki arkadaşlarımızın da görüşlerine değer veriyoruz. Bu, bir denetim görüşmesidir, denetlemedir. Bu denetlemedeki eksiklikleri, eksik gördükleri konuları onlar dile getirdiği için biz getirmiyoruz. Ben özellikle ÇAYKUR'un Tirebolu Çay Fabrikasını ve ÇAYKUR'un modernize edilmesini hem yönetim açısından hem fabrikaların modernizesi açısından hem de çay plantasyonlarının... Ne dediniz siz ona Kamil Hocam? Tür mü dediniz, çeşit mi?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Çeşit.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Çeşidinin Türk çayı olarak... Bakın, bu konuda Çay Araştırma Enstitüsü var ÇAYKUR'un. Orada doktora yapmış uzman arkadaşlarımız var; Çay Araştırma Enstitüsünün tarlalarında da çeliklemeyle, çelikle o türleri geliştirdiler. Yeter ki siyasi iradenin burada karar verip Tarım Bakanlığıyla beraber çaydaki bu çeşidin Türk çayı hâline getirilmesi, bir standarda oturtulması. Bu verimlilikle beraber gelecekte doğacak olan çay açığının da kapatılması mümkün çünkü verimlilik yükselecek.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tarım Bakanımız ne diyor bu işe?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tarım Bakanlığı da benimle aynı görüşteler ama...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ama neden yapmamışlar o zaman?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ya, şu: Beş yıllık bir periyot koyuyorlar, "Biz beş yılda bunu dikimle yenileyemeyiz ama kesimle yenileriz." diyorlar. Dolayısıyla bu konu çalışılır tabii. Ben, tabii, bir ziraat mühendisi değilim ama benim yüksek lisansım ÇAYKUR'da ve işletmelerinde maliyetlerin azaltılması, maliyet muhasebesi konusunda; uzmanlık tezim çay.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - ÇAYKUR yönetiminde niye yapmadınız bunu Cemal Bey?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ömrümüz yetmedi, hükûmet o zaman yıkıldı.
Ancak demek istediğim şu var: Gerçekten ÇAYKUR'da maliyetlerin azaltılması üzerine tez yaptım -yüksek lisans tezim- ve Zihniderin Çay Fabrikasında bunu uyguladım. Tabii en büyük maliyet biliyorsunuz ham madde maliyeti ve işçilik maliyetleri ama ulaştırma maliyeti de var çünkü Rize'de üretiliyor bu, bütün Türkiye'ye dağıtılıyor; bunun ayrıntılarına girmiyorum.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bunun için Varlık Fonuna gerek yok.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bunun için Varlık Fonuna gerek var mı?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Varlık Fonunda olduğu için ÇAYKUR, özellikle -sadece- konuya değindim. Mesela, fındıkla ilgili bir şey demiyorum çünkü fındık Varlık Fonunda değil ama...
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Cemal Bey, Muğla'da Zihni Derin'in ismini biz yaşatıyoruz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, ben sunumunuz için tekrar teşekkür ediyorum, sizi tebrik ediyorum, başarılar diliyorum ve hayırlara vesile olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok teşekkür ediyorum Cemal Bey.
Böylece gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Başkanım, Salih Bey hatırlattı -çayla ilgili- madem konu çay oldu...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bugüne damgasını çay vuracak herhâlde.
Buyurun.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Çayla ilgili bir dörtlük var da "Onu söylemedin." dedi Salih. Çünkü iki dakika sürem vardı, onu da söyleyeyim.
Arkadaşlar, çay şifalı bir bitkidir ama "1 çay beyhude/2 çay fâide/3 çay kaide/İç 4'ü, at derdi/Madem çıktın 5'e, sürgit 15'e."
Onun için çay içelim, çay içelim, çay içelim.