NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Değerli arkadaşlar, evet, dün akşam kaldığım yerden devam edeyim.

Şimdi, Uludağ neden millî park ilan edildi, Nevzat Bey çok güzel açıkladı ama Uludağ, uluslararası kriterlere göre hem önemli bitki alanı -dün resimlerini göstermiştim sadece Uludağ'da yetişen endemiklerin- hem de önemli kuş alanı -yine sadece Uludağ'da yaşayan canlılar var- dolayısıyla da buranın korunması gerekiyor. Aslında tam olarak birinci ve ikinci gelişim bölgesindeki yani o lokal endemik türlerin üzerine maalesef oturtulmuş oradaki oteller, pistler -onu da belirteyim- hani "Orayı genişletiyoruz, işte sadece 3 katına çıkarıyoruz." falan gibi gerekçeler doğru değil.

Arkadaşlar, biraz geniş ufuklu olalım. Size bir tavsiyede bulunayım, bir belgesel tavsiyesi: David Attenborough diye birisi var -belki izleyen olmuştur, Netflix'te belgeseli var- 100 yaşına yaklaşmış bir belgeselci ve altmış yetmiş yıl önce çektiği belgesellerdeki görüntülerle o çektiği görüntülerdeki yerlerin bugünkü hâlini tekrar gösteriyor, yayınlıyor yani böyle kısa bir zaman diliminde, üç beş yılda görmediğimiz şeyin altmış yılda nasıl katledilmiş olduğunu çok çıplak bir şekilde görüyorsunuz; biyoçeşitliliğin nasıl yok olduğunu, doğanın, dünyanın insan eliyle nasıl yok edildiğini çok gerçekçi bir şekilde görüyorsunuz. Lütfen izleyin derim.

Burada yapılan da aynı şey yani dünden beri konuştuğumuz şey şu: Uludağ niye çok önemli dünya çapında? Uludağ'da yaşayan 13 tane tür çok çok tehlikede, 19 tür tehlike altında, hassas tehlike altında olan 21 tür, tehdide açık 30 tür, az tehdit altında 84 tür, yetersiz verisi olan 6 tür ve sakallı akbaba ile kaya kartalı burada ürüyorlar, o yüzden önemli kuş alanı olarak kabul ediliyor Uludağ. Yine dün de söylendi herhâlde; Apollo kelebeği ve paçalı baykuş. Bunlar belki sizin için "Ya, ne olacak? Bir tane kuş, böcek, bitki..." diyor olabilirsiniz ama bunların hepsinin doğada bir yeri, bir anlamı var ve ekolojik sistemin sürdürülebilirliği için de hepsinin varlığı önemli.

Şimdi bir daha göstereyim şöyle başka bir net şeyle, aslında dün gösterdiğimde daha azdı. Uludağ Alan Başkanlığı sınırları ve endemik ve lokal endemiklerin dağılışı. Bakın, bu çizdiğiniz sınır, şu kırmızı noktalar da sadece Uludağ'a özgü veya işte Türkiye'de Uludağ'da bulunan endemiklerin haritası, şöyle göstereyim. Yani burayı Alan Başkanlığı ilan ettiğinizde millî parklar gibi hassasiyetle korunmayacağı için orası inşaata, plana, imara, otel, mutlaka daha geniş çaplı bir şeyler yapılacak, dünkü şikâyetlerden onu anladık, yapılacağı için bunlar yok olacak.

Turizmi geliştirmek istiyorsanız şunun reklamını yapın, Sayın Bakan, deyin ki: "Ülkemizde 160 çiftten 2'si Uludağ'da yaşıyor." deyin, Avrupa'dan akın akın nitelikli, ekolojik anlamda turistler gelecektir, 2 tane var. Komik değil mi Hakan Bey? Sizin için önemsiz yani canlıların, farklı türlerin yaşaması?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Anlamadım.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Hayır, şunu gösteriyorum, gülüyorsunuz yani.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Ben size gülmedim.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamam ama ben konuşuyorum şu anda, gülünce ben de öyle algılıyorum.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Neden bu kadar gerginsiniz?

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Gergin değilim arkadaşım, Uludağ'ı korumaya çalışıyorum.

AHMET UZER (Gaziantep) - Hanımefendi, lütfen, bakın, oraya hitaben konuşuyorsunuz, o da cevap verdiği zaman da itiraz ediyorsunuz. Lütfen... Bu tarafa konuşun.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Neye itiraz ediyorum?

İSMET TOKDEMİR (Hatay) - Ahmet abi...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teklif sahibi o, siz niye geriliyorsunuz?

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Gülmemesi lazım.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ahmet Bey, siz niye geriliyorsunuz?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Devam edin.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Bak, ilk kez görüntülenmiş, ilk kez, bakın dünya...

AHMET UZER (Gaziantep) - O tarafa gösteriyorsunuz, o da cevap verince de...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ya, gösteriyorum da gülüyor gösterirken. Bak, diyorum...

AHMET UZER (Gaziantep) - Bize gösterin.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamam size göstereyim, bakın 2 tane var ya Uludağ'da, 2 tane. Bütün dünyaya şunu duyurun bakalım, ne kadar turist geliyor Uludağ'a, tuvalet için mi gelir, bunun için mi gelir? Bu kadar basit. Ya, tuvaletleri düzeltmek istiyorsanız verin Millî Parka yetkiyi, deyin ki "Millî Park, siz burada kullanışlı olabilecek, işte insanların gelip rahat kalabileceği, doğaya uygun, doğayı yok etmeyecek, siz yapın, bu yetki sizde olsun.", yapsınlar. Niye Alan Başkanlığına devrediyorsunuz? Bilmiyor muyuz neler yapacağınızı. Bundan daha büyük reklam var mı ya turizm için, dünya için? Bundan daha büyük reklam var mı? Beton mudur reklam dediğiniz şey? O yüzden itiraz ediyoruz, itiraz ediyoruz.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Bir dakika daha verdik.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamam Sayın Başkanım, toparlıyorum.

Dediğim gibi, kendi küçük dünyamızda böyle birkaç yıllık hayatımız açısından bakmamalıyız. Uludağ biz yokken de vardı, biz olmadığımızda da biz öldüğümüzde de olacak; önemli olan bunların yaşaması ve gelecek nesillere bırakılmasıdır diyorum.

Saygılarımla.