KOMİSYON KONUŞMASI

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, samimiyetle ilgili atıfta bulunduğu için söz almak istedim. Bizim siyaset anlayışımızda... Politika demiyorum, politika çok yüzlülük demek, doğru, belki siz de öyle bir çok yüzlülük şeklinde bir politika izliyor olabilirsiniz ya da siyaset anlayışınız o olabilir ama bizim siyasetimiz samimiyet siyaseti. Yani benim en azından partimde örnek aldığım Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bizimki samimiyettir. Samimiyetin olmadığı bir yerde biz bu ülkede öyle laf olsun, biz siyasi konuşuyoruz, siyaset, bu bize uymaz ama size uyduğunu çok net görebiliyoruz çünkü Derya Vekilimizin söylediği gibi asıl nokta şu: Evet, PKK'yı kabul etmiyorsunuz terör örgütü olarak ama HDP il binalarından o çocukları PKK'ya kavuşturmaya, dağa çıkarmaya vesile oluyorsunuz, bunlar da kanıtlanmış şeyler.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Öyle mi? Nereden kanıtlanmış? Nereden kanıtlanmış?

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Tabii, tabii, hepimiz biliyoruz. Üstelik...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Başkan, bu ülkedeki resmî bir kanuna göre kurulmuş bir partinin il binasından dağa insan gönderildiği söyleniyor ya.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Masaya niye vuruyorsunuz Gülüstan Hanım?

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ne oluyor? Niye sakin...

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Asuman Hanım, bir saniye...

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ama siyaset konuşuyoruz, niye bu kadar şey yapıyorsa?

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Asuman Hanım... Asuman Hanım...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, böyle bir şey olabilir mi? Biz hangi il örgütümüzden, hangi ilçe örgütümüzden dağa insan göndermişiz ya? Reddediyorum böyle bir tutumu, böyle bir dili.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Gülüstan Hanım, masaya vurmaya, bağırmaya gerek yok.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, bu üsluba müdahale eder misiniz?

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Bir saniye... Bir saniye, siz...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ben şimdi söylesem AKP ilçe başkanlığı Karkamış ilçesinden şuraya buraya El Nusracılar gönderiyor, ne dersiniz Sayın Başkan, ne dersiniz?

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Gülüstan Hanım, siz zaten Genel Kurulda da burada da bütün fikirlerinizi açık açık dile getiriyorsunuz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Başkan, başka bir itham var, bu kabul edilemez; tutanaklardan çıkarılmasını talep ediyorum.

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Niye bu kadar rahatsız oldunuz?

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Gülüstan Hanım, yok öyle bir şey, tutanaktan falan çıkarmak; öyle şey olur mu canım!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Böyle bir şey var mı ya!

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Niye rahatsız oluyorsun?

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Hiç rahatsız olmaya, bir şeye gerek yok.

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Rahatsızlığınızı, derdinizi anlatmanız lazım!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Aynen iade ediyorum, aynen iade ediyorum.

(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Asuman Hanım, toparlayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - O zaman söyleyin; El Nusra'yı, IŞİD'cileri hangi ilçe örgütünüzden gönderiyorsunuz?

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Hiç kimse bir şey göndermiyor, iftira atmayın.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - İdlib'e, Cerablus'a, Bab'a hangi bombacıları gönderiyorsunuz? Ben de onu söylerim size, ben de onu söylerim.

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Elinde belge var mı? İspat et.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Gülüstan Hanım, ben size söz vermedim.

Asuman Hanım, siz buyurun.

TULAY HATİMOĞLULLARI ORUÇ (Adana) - HDP ilçe binalarından, il binalarından...

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - "Barış" "barış" deyip...

(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Bağırarak.... Arkadaşlar, lütfen...

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Çocuklar nerede? Aileler yıllardır uğraşıyor.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Derya Hanım, tamam.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Gaziantep'in hangi ilçe binasından Karkamış'a gönderiyorsunuz?

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Kendinizi bir gözden geçirin; neyin barışı, neyin barışını savunuyorsunuz? Evet, panel siyaseti yapmıyorsunuz ama bizim siyasetimiz panel siyaseti.