| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Cumhurbaşkanlığı b)Millî İstihbarat Teşkilatı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç)Diyanet İşleri Başkanlığı d) Devlet Arşivleri Başkanlığı e)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f)Strateji ve Bütçe Başkanlığı g)İletişim Başkanlığı ğ)Savunma Sanayii Başkanlığı h)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı)Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 25 .11.2022 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim tekrar.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sayın milletvekilleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sunumunuz için teşekkür ediyorum.
16 Nisan 2017'de yapılan Anayasa değişikliğiyle yönetim sistemimiz kapsamlı bir reforma tabi tutulmuş ve Türk milletinin iradesiyle gayesi güçlü devlet, güçlü yönetim ve demokratik istikrar olan; siyasi ve toplumsal uzlaşmanın ön plana çıktığı, millî iradenin doğrudan tecelli ve temerküz ettiği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmiştir. Uygulamaya girdiği tarihten itibaren Türkiye bölgesel ve küresel gelişmelere daha hızlı reaksiyon gösterme kabiliyeti kazanmış, lider ülke Türkiye hedefimiz doğrultusunda daha etkin ve verimli bir çalışma imkânı doğmuştur. Karar süreçlerindeki tıkanıklıklar açılmış, hükûmet etme sistemindeki engeller aşılmıştır. Başta millî güvenliğimiz ve terörle mücadele olmak üzere etkin kararların alınması kolaylaşmış, ekonomik operasyonlara karşı koyulabilmiş, Covid-19 salgınıyla dünyanın gıpta ettiği bir mücadele yapılabilmiş, Ukrayna-Rusya savaşıyla küresel ölçekte enerji ve gıda krizi yaşanırken ülkemizde ne gıda ne enerji sıkıntısı yaşanmamış, aynı zamanda da yatırımlara, vatandaşlarımızın huzur ve refahına dönük adımlar atılmaya devam edilmiştir. Önümüzdeki hedef ise Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini kurumsallaştıracak yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu doğrultuda hazırladığımız cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 100 maddelik anayasa taslağını da 4 Mayıs 2021 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey kamuoyuna duyurmuştur.
Yakın coğrafyamızda cereyan eden ve egemenlik haklarımızı yakından ilgilendiren gelişmelerle teröre karşı verilen mücadele kararlılıkla devam ederken yakalanan demokratik siyasi istikrar sayesinde Türkiye ekonomisinin yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı önceleyen daha sağlıklı bir yapıya kavuşması mümkün hâle gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle demokrasimiz güçlenmiş, cumhur ile cumhuriyet kucaklaşmış ve Türkiye'nin önü açılmıştır. Parlamenter sistemde yaşanan hükûmet kurma krizleri, yürütmedeki çift başlılıktan kaynaklı çekişme ve istikrarsızlıklarla karşılaşılmamış, yönetimde sağlanan istikrar, küresel konjonktürel sıkıntıların aşılmasında önemli rol oynamıştır.
Burada bazı konuşmalar oldu. Öncelikle vurgulamak gerekir ki, 16 Nisan 2017'de değişen rejim değil hükûmet sistemidir; rejim 29 Ekim 1923'te kurulan cumhuriyettir. Anayasa değişikliğiyle cumhuriyetimizin temel nitelikleri de teminat altına alınmıştır. Yeni sistemde doğrudan demokrasi güçlenmiştir, artık yasamayı da yürütmeyi de millet seçiyor. Bunun neresi antidemokratiktir? Hâkimler Savcılar Kurulunun çoğunluk üyesinin millî iradenin tecelligâhı Meclisten seçilmesinin neresi yanlıştır? Askerî mahkemelerin kaldırılması, Anayasa Mahkemesinden askerî üyenin çıkarılması demokratik değil midir? Cumhurbaşkanının sınırsız yetkili ancak sorumsuz olması mı demokratiktir? Yürütmeye güven oyunu vekillerin yerine doğrudan milletin vermesinin neresi yanlıştır? Kanun hükmünde kararname yetkisinin sürmesi ve yasama yetkisinin devredilmesi mi, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yasa gücünde olmaması, yasamanın ve yargının da denetimine tabi olması mı daha demokratiktir? Bir komisyonun anayasayla sayıya bakmadan iktidar komisyonu olarak belirlenmesi mi demokratiktir, yoksa herkesin aldığı oya göre üye belirlenmesi mi daha demokratiktir? Açıktır ki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, daha demokratik kural ve kurumlar ihdas etmiştir. Parlamenter sistem, günahıyla, sevabıyla ömrünü tamamlamıştır. Meseleye sadece "Hükûmet gitsin de ne olursa olsun." gözüyle bakanların atılan tarihî adımları, elde edilen kazanımları ve demokratik gelişmeleri görmesi mümkün değildir. Türkiye, muhtıra, darbe dönemlerine, yönetimde çift başlılığa, istikrarsızlıklara, milletvekili transferleriyle hükûmetlerin tehdit edildiği dönemlere artık çok uzaktır ve o antidemokratik süreçlere dönmeyecektir. "Tarihimizde demokrasiden olmadığımız kadar uzağız." demek, belli ki 12 Eylülü, 28 Şubatı, 27 Nisanı daha demokratik bulmaktır; ikna odalarını, "Ülkücüleri mi hâkim yapacaktık, örgüt mensupları dururken?" denilen dönemleri yüksek demokrasi göstergesi olarak görmektir. Eğer istenilen buysa, arzu edilen demokrasi filan değil faşizmdir. Demokrasi ile terör örtüşür mü? Terör, insanlığın en büyük düşmanı değil mi? O hâlde, çocukları, kadınları istismar eden, sivilleri, bebekleri katleden PKK'yı kınayamayanların demokrasiden söz etmesi ne kadar inandırıcı olacaktır? Dünyada yaşanan kaotik süreçte ülkemizde parlamenter sistemde yaşanan sorunlar yaşanmamış, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi uygulama sonuçlarıyla başarısını ve rüştünü ispat etmiştir. Bu nedenle, kim ne derse desin, millî stratejik gücümüz olan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden geriye dönüş olmayacak, Türkiye, parlamenter sistemin karanlık dehlizlerine tekrar mahkûm edilmeyecek, Cumhur İttifakı birlikteliğinde, millî hedefler doğrultusunda, kararlılıkla yoluna devam edecektir.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı, yeni yapısına uygun olarak kurumsal kapasitesini süratle arttırmıştır. Cumhurbaşkanlığı çatısı altındaki kurumlar, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin etkin politika tasarlama ve uygulama mekanizmalarını oluşturmakta, görev, yetki ve sorumlulukları doğrultusunda önemli hizmetlere imza atmaktadır. Küresel teknolojik gelişmelere bağlı olarak hayatın her alanında faaliyetlerin biçimini kökten değiştiren dijital dönüşüm süreci, ülkelerin ekonomik, siyasi ve demografik birçok politikalarını yeniden şekillendirmesine neden olmuştur.
Bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte Dijital Dönüşüm Ofisinin kurulmasıyla, Dijital Türkiye ve Siber Güvenlik koordinasyonunun aynı çatı altında toplanmasına yönelik adımların atılması vizyoner bir bakışın sonucu olmuştur.
Türkiye'nin dış tanıtımına katkı sağlamak, kamu diplomasisi faaliyetleri kapsamında iç ve dış kamuoyunda Türkiye'nin tezlerini anlatmak ve terörle mücadeleye destek olmak, Türkiye'ye yönelik dezenformasyon ve kara propagandayla mücadele etmek, devlet ve vatandaş ilişkisini daha da güçlendirmek gibi görevleriyle İletişim Başkanlığına önemli bir sorumluluk yüklenmiştir. Bilgi güvenliğini temin edecek hukuki ve teknolojik tedbirlerin uygulamaya konulması, algı operasyonları yoluyla insanımızın doğru bilgi alma hakkını kısıtlayan her türlü engelin kaldırılması ve uluslararası platformlarda devletimize yöneltilen haksız ithamlarla mücadele edilmesi hayati önemde konulardır. İletişim Başkanlığının bu çerçevede Türkiye'nin tezlerini uluslararası kamuoyuna aktarmaya yönelik önemli çalışmalar yapması memnuniyet vericidir.
Tabii, Türk savunma sanayisi destan yazmakta. Bununla ilgili çok konuşulduğu için, vaktim de daraldığı için buna girmeyeceğim.
Yine, İnsan Kaynakları Ofisi, beşeri sermayemizin güçlendirilmesi yönünde ülkemizin dört bir yanında faaliyet gösteriyor, kamu hizmetlerinin geliştirilmesi ve etkin şekilde sunulması bakımından etkin bir eğitim, istihdam bağlantısının sağlanması yanında, kamuda nitelikli istihdamın büyük önem taşıması nedeniyle bu yönde de önemli adımlar atıyor.
MİT, yaptığı operasyonlarla, PKK/YPG, DEAŞ terör örgütünün sözde üst düzey yöneticilerini etkisiz hâle getiriyor.
Ayrıca, Yatırım Ofisinin, Finans Ofisinin sağlıklı bir yatırım ortamı sağlama ve ülkemize daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekme, finansal ürün ihracatımızı artırma gibi Devlet Arşivleri Başkanlığımızın tarihimize ışık tutma, milletimize yapılan iftiralara belgeleriyle cevap verme, Diyanet İşleri Başkanlığımızın ise, İslam dininin icaplarını, din kisvesi altındaki sapkınlıkları milletimize doğru anlatma ve öğretme adına önemli görevler ifa ettiğini buradan ifade ediyor, hepsine başarılar diliyorum.
Son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan vekil imam ve fahri Kur'an kursu öğreticilerinin kamuda sözleşmelilerin ve taşeronların kadroya geçirileceği bir süreçte onların da kadroya geçirilmelerinin hakkaniyete uygun olacağını düşünüyoruz.
Bu düşüncelerle, 2023 yılı bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.