KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok Kıymetli Cumhurbaşkanı Yardımcım, çok değerli Cumhurbaşkanlığı bağlı kuruluşlarımızın değerli başkanları, değerli bürokratlarımız, değerli milletvekillerimiz, basınımızın çok değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı bütçemizin hayırlı olmasını, her kuruşun bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, bugün Cumhurbaşkanlığı bütçesini görüşürken hemen hemen bütün konuşmacıların yüzde 100'e yakını sistemden bahsettiler. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin muhalefet tarafı iyi bir yönetim sistemi olmadığını, iktidar tarafı da -bizlerin de- iyi olduğunu ifade etti, arkadaşlarımız.

Şimdi, arkadaşlar, ben şunu ifade etmek istiyorum öncelikle: 16 Nisan 2017'de referandum oldu, referandumda parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtik. Şimdi, ben 2011 yılında milletvekiliydim, benim gibi milletvekili olan arkadaşlarımız da var burada, bizimle beraber. Ben, 2011'de milletvekili seçildim, geldim, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi oldum; olduktan sonra, yine tartışmalar vardı, o gün her bütçe görüşmesinde "tek adam" diye yine Başbakanımızı nitelendiriyorlardı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı. Ama her bütçede bu konuşuldu, her ortamda konuşuldu, "tek adam, tek adam, tek adam" sistem değişti, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi oldu, yine "tek adam" söylemleri devam etti.

Şimdi, ben, bakıyorum, demek ki sistemle alakalı bir durum yok yani hangi sistemi getirseniz getirin, sizlerin içinizde bir defa Tayyip Erdoğan fobisi var yani bir sendrom yaşıyorsunuz Tayyip Erdoğan'la akalı, bazıları diyelim, bazı partiler, bazı vekiller, bazı kişiler. Biz hangi sistemi getirirsek getirelim "tek adam" Ama biz onlara "tek adam"ı şöyle söylüyoruz: "Tek adam" değil ama milletin adamı, milletin gönlünde taht kuran adam, dünya lideri; bizim ifade tarzımız bu şekilde. Ki yirmi yıldan beri iktidarız ve 2023 seçimlerinde de Cumhurbaşkanı adayımız Cumhur İttifakı'yla beraber Sayın Recep Tayyip Erdoğan diyebiliyoruz. Biz diyoruz ki: "Tamam, siz de adayınızı belirleyin -kaç ay kaldı? Üç ay kaldı, beş ay kaldı, partilere- çıkın. Ama isim belirleyemiyorsunuz, niye belirleyemiyorsunuz bilemiyoruz ama yıpranacak diye de bir çekinceniz var herhâlde içinizde. Biz diyoruz ki. "Yirmi yıldan beri milletin önündeyiz." Her hâl ve hareketimizde millet bizi görüyor, tartıyor, ölçüyor ve sandığa gidiyor, gereğini yapıyor ve buradan da milletimize çok çok çok teşekkür ediyoruz.

Evet, değerli arkadaşlar, parlamenter sistemde görev yaptık, şimdi de görev yapıyoruz. Geriye dönüp baktığımızda, sizler genel başkandan habersiz, genel başkanın izni olmadan burada bir önergeye imza atabiliyor musunuz? Atamazsınız.

CAVİT ARI (Antalya) - Biz atarız, biz atarız, biz atarız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Siz de Kılıçdaroğlu'na sormadan yani örnek vermek istemiyorum, hangi kanun örnek vermek istemiyorum, onları geçelim. Yani her birimiz birbirimizi çok iyi tanıdığımız için, hangi aşamalardan buralara geldiğimizi herkes çok net bir şeklide biliyor.

Şimdi, "Güvenlikçi politikalara çok para ayırdınız, devletin zenginliğini..." Evet, "Güvenlikçi politikalara ayırdın." diyen arkadaşlar var, "Barış olsa böyle olmaz." diyen arkadaşlar oldu.

Arkadaşlar, biz bir defa güvenliğimizden taviz vermeyeceğiz gerek sınırlarımız içerisinde gerek sınırlarımız ötesinde, kesinlikle taviz vermeyeceğiz; bu bir, böyle bilinsin.

İki: Bize bu telkinde bulunanlara, bize bu öneride bulunanlara şöyle sesleniyorum ben: Gelin, hep birlikte teröre karşı bir dik duruş sergileyelim, dirayetli olalım. Bu ülkenin gündeminden artık terörü çıkaralım. Kim terörü destekliyorsa dolaylı ya da doğrudan, diğer ülkeler, kim varsa, sınırlarımız içerisinde veya dışarısında, hepsini lanetleyelim. Bir defa, terör örgütlerini Türkiye'nin gündeminden çıkaralım, teröre ayırdığımız kaynağı artık milletimize ayıralım arkadaşlar. Bu yeter, artık birilerinin piyonu olmayalım, birilerinin oyuncağı olmayalım diyoruz.

Bizler, her şartta Türkiye'yi büyütmeye devam ediyoruz. Bakınız, gayrisafi millî hasılayı 13 trilyon seviyelerine getirmişsiniz. "Efendim, sizler gelecek nesillerimizi, torunlarımızı borçlandırdınız." 2002 yılında Türkiye'nin kamu borç stoku ne kadarmış arkadaşlar? Yüzde 71,5. Şimdi ne kadar? Yüzde 39,3. Türkiye Cumhuriyeti devleti borçlanırken yüzde kaçla borçlanıyormuş, iç borçlanma faizi? Yüzde 62,7. Şimdi yüzde kaç? Yüzde 19. Vadesi ne kadarmış 2002'de? 9,4 ay. Şimdi 54 ay. Dolayısıyla Türkiye'yi zenginleştirdik mi? Türkiye'yi fakirleştirdik mi? Yaptığımız yatırımları saymak istemiyorum, yatırımları her bütçede saydık zaten veya saymama gerek yok, kapıdan dışarıya çıktığınız zaman, buradan, Meclisten, bir bakın bakalım, hangi Türkiye, 2002 Türkiyesi mi, 2002 sonrası Türkiye mi? Bir bakın, kendiniz kıyaslayın, hepinizin gözü var, izanı var, fikri var, öyle zannediyorum ki en güzel şekilde değerlendirirsiniz.

"Efendim, Türkiye'yi uçuracaktınız Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle? Ama siz yanınızdakileri uçurdunuz, Türkiye baş aşağı çakıldı." diyenler oldu. Evet, biz Türkiye'yi uçurduk, hatta iddia ediyoruz, Türkiye'yi büyüttük; işte, gayrisafi millî hasılamız 13,5 trilyon, her alanda Türkiye'yi büyüttük. Ama baş aşağı kim çakıldı biliyor musunuz? Kimlerin kafasını toprağa gömdük? Teröristlerin. Gömmeye de devam edeceğiz, onları baş aşağı çakmaya hâlâ devam edeceğiz.

Evet, değerli arkadaşlar, Bedri Vekilimiz burada yok ama Bedri Vekilimiz Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'nden dolayı birkaç cümle sarf etti. "Tek adam rejiminde en büyük mağdur kadınlar oldu." dedi. Bizim buna katılma şansımız mümkün değil ama ben Bedri Bey'in bir şeyine katılıyorum: "Nüfusun yarısı kadın olan bir ülkede, şu Parlamento içinde kadınları bu kadar geri planda tutmayı 2'nci yüzyıla giderken Atatürk cumhuriyeti kimliğine aykırı görüyorum." diyor. Evet, ben, Bedri Bey'in o cümlesine aynen katılıyorum. Ben de Türkiye Büyük Millet Meclisinde cinsiyete göre dağılıma bir bakayım dedim; Cumhuriyet Halk Partisinin, evet, yüzde 11,94 kadın milletvekili oranı var ama Türkiye Büyük Millet Meclisi oranı yüzde 17,41; çok çok altında, hakikaten utanılacak bir durum. AK PARTİ'nin oranını da söyleyeyim ben, AK PARTİ'nin oranı da yüzde 18,88; ortalamanın üzerindeyiz biz, yine biraz da olsa geçmişiz. Bedri Bey'e katılmamak elde değil(!)

Evet, değerli arkadaşlar, bir de bütçe görüşmelerinin canlı yayınlanması... Abdüllatif Şener Bey anlattı, bütçe görüşmeleri bugüne kadar bir defa kendi döneminde canlı yayınlanmış, bir gün yayınlanmış, ondan sonra yayınlanmamış. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde biz kimsenin özgürlük alanını daraltmadık, hiç kimsenin önünü kesmedik değerli arkadaşlar. Yani olmayan bir şeyi varmış gibi gösterip de şimdi burada, işte "Efendim, Grup Başkan Vekillerini, grup sözcülerini niye milletten kaçırıyoruz, niye sadece bakanlarımızı canlı yayında konuşturuyoruz veya bir kısım medya onları çekiyor da bizi çekmiyor?" diyen arkadaşlarımız oldu. Dün de böyleydi, bugün de böyle değerli arkadaşlar.

"Çeyrek yüzyıl kaybettik." diyenler oldu. Arkadaşlar, son yirmi yıla baktığımız an Türkiye çeyrek yüzyıl kaybetti mi kazandı mı ortada. Bakınız, kaybeden var, muhalefet kaybetti son yirmi yıldan beri. Ama bu Türkiye kaybetti olmaz, kendi alanınızdan, kendi açınızdan baktığınızda kaybettiğiniz aşikâr Kıymetli Hocam.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son otuz saniyeniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama iktidar tarafından veya bütün ülke olarak baktığımızda kazandığımız da çok net bir şekilde ortada.

Sayın Başkanım, çok önemli. Sayın Cinisli'ye söyleyeceğim: "Bu öfkeyle bu ülke yönetilmez, devlet öfkeyle yönetilmez." dedi. Arkadaşlar, bizim Genel Başkanımız hapse girdi, biz devlete de hukuka da mahkemeye de yargıya da saygı duyduk. Bizim partili bir üyemiz, partilimiz çıkıp isyan etmedi, öfke duymadı, kin kusmadı. Bizde bu yok kesinlikle arkadaşlar. Biz herkese sevgiyle, barışla, hoşgörüyle yaklaşıyoruz ve saygı duyuyoruz. Ancak değerli arkadaşlar, Cinisli neden, hangi arkadaşımın sözünden esinlenerek bunu söyledi anlamıyorum. Sayın Cinisli, bu sözünüzü, ben o zaman da söyledim, şimdi de söylüyorum, bunu geri alın. Bizim AK PARTİ iktidarı olarak Cumhurbaşkanımız bu ülkeyi nefretle yönetse, öfkeyle yönetse yirmi yıldır bu ülkeyi yönetemez. Bu millet kendisine hesap soranı da veya kendisine had bildireni de bilir, teraziye koyar ve sandıkta gereğini yapar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Bizi 2002'yle niye kıyaslıyorsunuz?" dedi Sayın Cinisli. Cinisli, biz 2002'de iktidara geldik, neyle kıyaslayacağız? 2002'yle kıyaslayacağız tabii, bu da normal.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir hayırlı olsun deyin artık.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bizim dönem, bütçe öyledir zaten. Mizana, bilançoya bakacağız, bizden önce ve bizden sonraki şirket de olsa, hükûmet de olsa veya Genel Kurula da gitseniz, önceki ve sonrakiyi kıyaslamanız lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu kıyaslamayı yapıyoruz, başka bir kıyaslama yapmıyoruz.

Ben bir de Diyanet İşleri Başkanlığımıza teşekkür etmek istiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımız son yıllarda yapmış olduğu atılımlarla, çalışmalarla hakikaten her alanda olduğunu göstermeye başladı ki olması gereken oydu. Geç kalınmış bir hamleydi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, sürenizi çok aştınız, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok çok teşekkür ediyorum.

Tekrar bütçemizin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, saygılar sunuyorum.