KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri, Değerli Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar ve basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuz ve gayretli çalışmalarınız için teşekkür ediyorum.

Konuşmamın başında tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyor, sağlıklı ve huzurlu bir hayat diliyorum. Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, bölücü terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Aybüke ve Necmettin Öğretmenlerimizi ve tüm şehitlerimizi rahmetle, hürmetle yâd ediyorum.

2019'un sonundan itibaren tüm dünyayı etkileyen ve azalarak da olsa hâlen etkisi devam eden Covid-19 salgını sürecinde Türkiye'nin her yerinde üstün bir adanmışlıkla görev yapan, kahramanca mücadele eden doktorlarımıza, hemşirelerimize, diğer sağlık personelimize ve tüm Bakanlık çalışanlarına bir kez daha teşekkür ediyorum. Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Bakanlığınızın, halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık eğitimi ve araştırma faaliyetlerinin geliştirilmesi, sağlık insan gücünün ülke sathında dengeli dağılımının sağlanması, yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunumunun temini gibi son derece önemli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Bu görevleri yerine getirebilmek için 2023 yılında Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 291,5 milyar lira, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine 15,5 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Böylece merkezî yönetim bütçesinden sağlığa ayrılan kaynak yüzde 69,1 oranında artırılarak 307 milyar liraya çıkarılmıştır. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dâhil edildiğinde ise kamu sağlık harcamaları 696,8 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu şekilde 2022 yılında yüzde 3,5 olan sağlık harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içerisindeki payı 2023 için yüzde 3,7'ye çıkarılmaktadır.

Doğuştan kazanılan bir insan hakkı olan sağlık, insanlar arasında hiçbir ayrım gözetilmeden devletin güvencesi altındadır. Nitekim, Anayasa'mızın 56'ncı maddesi "Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler." hükmünü amirdir. Bu kapsamda, sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir şekilde organize edilmesi, finansmanının sağlanması ve sunulması devletimizin sorumluluğundadır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak sağlık politikamızın temelinde yaşam kalitesini ve yaşama sevincini geliştiren, insan ömrünü uzatan, vatandaşın ve hizmet sunanların memnuniyetini esas alan, hayatı anlamlı ve değerli kılan bir sağlık sisteminin tesis edilmesi yer almaktadır. Bütçe gerekçesinde sağlık sisteminin amacı; sağlık hizmetinden yararlananların sağlığını koruma ve iyileştirme sorumluluğunun yanında hastalığın ya da sağlığın maliyetine karşı finansal koruma sağlamak ve vatandaşlara tedavi hizmeti sunmak şeklinde sıralanmış ve sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir şekilde organize edilmesi, finansmanının sağlanması ve sunulmasının da devletin sorumluluğunda bulunduğu ifade edilmiştir. Bireylerin ekonomik ve sosyal hayata aktif ve sağlıklı bir şekilde katılımlarının temin edilebilmesi için kanıta dayalı politikalarla desteklenen kaliteli, güvenilir, etkin, mali açıdan sürdürülebilir bir sağlık hizmeti sunumu ile bölgeler arası dağılımının iyileştirilmesi, fiziki altyapının ve insan kaynağının niteliğinin arttırılması da Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda sağlık politikalarının temel amacı olarak belirtilmiştir.

Tüm bunlar için koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinleştirilmesi, altyapı eksiğinin giderilmesi, sağlık personeli ihtiyacının karşılanması ve ülke genelindeki dağılımlarının dengelenerek bölgeler ve sosyoekonomik gruplar arasındaki farklılıkların azaltılması, sağlık hizmetlerinin eşitlik ve hakkaniyet ilkesiyle hasta haklarına saygılı, erişilebilir, etkin ve kaliteli bir yapıya kavuşturulması, akılcı ilaç kullanım mekanizmalarının oluşturulması önem arz etmektedir.

Sağlık sisteminin etkinleştirilmesi, mevcut hekim ve hastane imkânlarından optimal derecede istifade edilmesi basamak sisteminin etkin kullanılmasını gerektirmektedir. Gelişmiş sağlık hizmeti sistemlerinde merkezî yetkiye sahip olan birinci basamak sağlık hizmetine yüklenen temel rol, sağlık sistemi maliyetlerini azaltmak, nüfus sağlığını yönetmek, bu kapsamda bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, anne ve çocuk sağlığı ihtiyaçlarının karşılanması, sağlıklı yaşamın teşvik edilmesi, kronik hastalıkların yönetilmesi olarak ifade edilmektedir. Kalkınma planında da belirtildiği gibi birinci basamak sağlık hizmetlerine ayrılan kaynakların akılcı, etkin ve verimli kullanılması sağlanarak aile hekimlerince sunulan sağlık hizmetlerinin nitelik ve nicelik olarak iyileştirilmesi ve aile hekimi başına düşen nüfusun düşürülmesi mümkün olabilecektir. Bu alandaki etkinlik diğer basamaklardaki yoğunluğu ve yükü de azaltacaktır.

Sağlıkta insan merkezli yaklaşımla birey ve toplumun sağlık hakkını en üst düzeyde korumak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkin çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak, nihai olarak da vatandaşlarımızın sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin hakkaniyet içinde kaliteli sağlık hizmetine erişmesini sağlamak sağlık hizmet politikasının temel amacı olmalıdır.

Sağlığın çok sektörlü olarak ele alınması, diğer sektörel politikaların odağında giderek daha fazla yer bulması, ekonomik ve sosyal kalkınma ile sağlık arasındaki ilişkinin tahmin edilenden daha güçlü olduğunu ortaya koymuştur. Önceleri belirli bir ekonomik gelişmişlik seviyesini yakalamanın sağlık üzerindeki olumlu etkileri ön plana çıkarken artık kalkınma ve daha iyi sağlığın birbirini karşılıklı olarak pozitif yönde etkilediği ortaya çıkmıştır.

Sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğinin ve kalitesinin temini ile sürdürülebilmesini sağlamak hayati önemdedir. Bunu sağlamak yeterli fiziki ve teknolojik kapasite ile sağlıkta insan gücünün ülke genelinde yeterli ve dengeli dağılımını temin edecek bir planlama, istihdam ve ücret politikası ile yakından ilişkilidir. Geldiğimiz noktada sağlık hizmeti sunumunda bu alanların tümünde yapılan yatırımlar, oluşturulan kapasite, elde edilen başarılarla sağlanan kolaylıklar neticesinde hizmet kalitesinde ve halk sağlığının korunmasında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu kapsamda, aile hekimliği, anne ve çocuk sağlığı, hastane ve hasta yatak sayıları, sağlık personeli, koruyucu sağlık, kurumsal yapılanma, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ve hasta hakları başta olmak üzere pek çok alanda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Temel sağlık göstergelerinde sağlanan iyileşmelerle birlikte, bebek ölüm hızı ve anne ölüm oranı hızla düşürülmüş ve doğuşta beklenen yaşam süresi yükselmiştir. İnsan gücü sayısında önemli iyileşmeler gerçekleşmiştir. Sağlık personeli sayısı, Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı verisine göre, 2022 yılı Eylül ayı itibarıyla 766 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 1 milyon 347 bine ulaşmıştır. Sunumunuzdan, bugün itibarıyla bu sayının biraz daha artmış olduğu anlaşılmıştır.

Sağlık altyapısının iyileştirilmesi ve hizmete erişimin kolaylaştırılmasıyla 2020 yılında 7,2 olan kişi başı hekime müracaat sayısı 2021 yılında 8'e, aşılama oranı yüzde 78'den yüzde 95'e; 10 bin kişiye düşen yatak sayısı 24,8'den 30,1'e; 100 bin kişiye düşen hekim sayısı ise 138'den 217'ye yine, sunumunuza göre, bugün itibarıyla 227'ye yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde nitelikli yatak sayısının yoğun bakım yatakları hariç tüm yataklara oranı yüzde 77,9 olmuştur. Bu iyileşmeler memnuniyet oranlarına da yansımış ve sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranı 2021 yılında yüzde 68,1 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye, herkesçe kabul edileceği gibi, Covid-19 salgınıyla mücadelede insan merkezli politikalarıyla güçlü sağlık ve sosyal güvenlik altyapısı sayesinde, aynı zamanda da etkili bir icraya, sevk ve idareye imkân veren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sağladığı imkânla dünyada öne çıkan ülke olmuştur. Bu sürece, kamu, başaktör olarak çok güçlü bir katkı sunmuştur. Türkiye, dünyada az sayıda ülkenin başardığı Covid-19 aşı üretimini gerçekleştirerek Turkovac aşısını üretmiş, hepimizin iftihar vesilesi olmuştur; hastanelerimizin fiziki kapasitesi, teknolojik donanımı, doktor ve diğer sağlık personelinin nicelik ve niteliği ve hizmet sunum anlayışıyla dünyada öne çıkmıştır. Bundan gurur duyduğumuzu bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.

İlaç ve sağlık harcamalarındaki artışın kişilerin sağlık durumlarına olumlu etkisiyle birlikte, gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi de önemli hâle gelmiştir. İlaç harcamalarının kontrol altına alınmasına yönelik olarak uygulamaya koyulan tedbirlerin olumlu etkisi toplam sağlık harcamalarında görülmüştür. Bu kapsamda, kişisel ilaç tedavisinde akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyetler de sürdürülmektedir. Yakın gelecekte kişiye bağlı ilaçla tedaviden çok, önlemeye yönelik ilaçların üretimine ağırlık verileceği, teknolojinin de yardımıyla hastalıkların ortaya çıkmadan engellenmesi yönünde çalışmaların yoğunlaşacağı ifade edilmektedir. Sektördeki bu değişimler ışığında, ilaç teknolojisinde de yeni adımlar atılacak, yeni alanlar ortaya çıkacaktır. Bunlar, yaşlanan nüfus ve buna bağlı olarak hastalık yükünün daha karmaşık hastalıklara kayması sonucu sağlık hizmetleri talebinin giderek artacak olması karşısında önemli gelişmeler olacaktır.

Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; Türkiye, sağlık alanında övgüyle bahsedilen bir başarı yakalamışsa bunun ilk halkasında doğru yönetim ve isabetli altyapı yatırımları olduğu kadar, doktorlarımız vardır, hemşirelerimiz vardır, ebelerimiz vardır, hasta bakıcılarımız vardır, teknik kadro vardır. Hâl böyleyken tıpla, hekimlikle, sağlıkla uzaktan yakından ilgisi kalmamış, tavırlarıyla, söylem ve eylemleriyle Türk ve Türkiye düşmanı bir birlik hâline gelmiş olan Türk Tabipleri Birliği yöneticileri, sağlık sistemini kötüleme yarışına girerek yalan ve iftiralarla şerefli Türk hekimlerine, sağlık çalışanlarına ve onların emeklerine de ihanet etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi sağlığımızı emanet ettiğimiz şerefli hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın her zaman destekçisidir. Sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinin sağlık çalışanlarımıza verilen önem ve değerle yakından ilişkili olduğuna, onların sorunlarının çözümüyle doğru orantılı bulunduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddeti kınıyor, şiddet girişiminin asla kabul edilemez olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu kapsamda yapılan yasal düzenlemeyle, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının önlenmesi ve sağlık çalışanlarına açılan hatalı tıbbi uygulama davalarında kasıt olmadığı sürece tazminatı devletin üstlenmesinin sağlanması önemli bir gelişme olmuştur.

Diğer yandan, sağlık çalışanlarımızın maaş sistemlerinde ve mali haklarında yapılan iyileştirmelerle başta doktorlarımız ve diş hekimlerimiz olmak üzere sağlık çalışanlarımızın memnuniyetleri artırılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen kanunla tabip veya diş tabibi olarak emekli olan hekimlerin makam tazminatı gösterge rakamlarında ve sağlık çalışanlarının ek ödeme tavan oranlarında artış yapılmıştır. Aynı zamanda, sağlık çalışanlarına yapılan sabit ek ödemenin merkezî yönetim bütçesinden karşılanacağı da hükme bağlanmıştır. Tıp ve diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarılmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak uzun zamandan beri gündeme taşıdığımız başta hemşireler olmak üzere tüm sağlık bilimi lisansiyerlerini kapsayan 3600 ek gösterge düzenlemesinden duyduğumuz memnuniyeti de bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Ayrıca, partimizin de görüş ve talepleri doğrultusunda sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesine ilişkin düzenlemenin önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelecek olmasından da memnuniyet duyuyoruz. Bunların yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda da belirtildiği gibi önümüzdeki süreçte nitelikli yatak sayısını ve teknolojik imkânları artırmak, evde sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına ağırlık vermek, sağlık alanında hizmet standartlarının sürdürülebilirliğini sağlamak, yeni reformlarla hizmet kalitesini daha artırmak, başta yoksul kesimler olmak üzere hizmeti vatandaşlarımızın ayağına götürmek temel hedefler olmalıdır. Hasta yatağı, donanım ve insan gücü kapasitesinden daha iyi yararlanılması, hasta taleplerinin zamanında karşılanması ve hizmet bekleme süresinin asgari düzeye indirilmesi için tam gün, tam kapasite çalışmanın sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, madde bağımlılığıyla mücadelenin etkinleştirilmesi, bunların tedavisi için tüm psikiyatri klinikleri için de ayrı birimlerin açılması, tıp fakültelerinde daha kaliteli eğitim öğretim ve sağlık hizmeti sunulması, yurt içinde ilaç, aşı, serum ve tıbbi cihaz üretimini önceleyen, bunun için uygun AR-GE iklimi yaratan, üretim süreçlerinin kamu alım politikaları ve üretim teşvikleriyle desteklendiği bütüncül bir ilaç ve tıbbi cihaz stratejisinin geliştirilmesi, sağlık turizminin geliştirilmesi amacıyla sağlıkta kalite ve standardizasyon uygulamalarına öncelik verilmesi, sağlık turizmi hizmet kapasitesinin nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesine önem verilerek ülkemiz sağlık turizmi yönünden bir cazibe merkezi hâline getirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, vurgulamak gerekir ki bedenen ve ruhen sağlıklı nesillerin yetişmesi kalkınmada beşeri sermayenin oluşumu için de bir gerekliliktir. Bu kapsamda, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz Ruh Sağlığı Kanun Teklifi'mizin gündeme alınmasını beklediğimizi de ifade etmek istiyorum.

Son olarak dün sabaha karşı yaşadığımız deprem gerçeği bir kez daha afet anında sağlık sistemimizin kapasitesini gündeme getirmiştir. Memnuniyetle ifade etmek gerekir ki başta İstanbul olmak üzere ülke çapında yapılan şehir hastaneleri ve diğer hastane yatırımlarıyla afet ve acil durumda hastaların il dışına taşınma ihtiyacı azalmış, il içinde tedavi büyük ölçüde mümkün hâle gelmiştir. Sunumunuzda da vurguladığınız gibi ekip ve ekipman olarak afet ve acil durumlara dünya standartlarında hizmet kapasitesiyle hazır olunması oldukça sevindiricidir. Türkiye, stratejik sağlık hizmetlerinde sürekli olarak kaliteyi yükseltme, vatandaşımızın memnuniyetini temin etme, nitelikli hizmet sunma adına önemli mesafe katetmiş, dünyada pozitif yönlü ayrışan ülke olmuştur. Yapılan devasa hizmetler ve atılan yeni adımlarla birlikte ülkemiz dünyada sağlık hizmetleri sunumunda lider ülkelerden biri hâline gelmişti. Buna katkı veren Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, zatıalinize ve emeği geçen herkese, tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, milletimizin hayrına olan her işin, atılan her adımın yanında olmaya devam edeceğiz.

Bu düşüncelerle 2023 yılı bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.