MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Deniz Bey konuşunca geçmişten bir anım aklıma geldi. AK PARTİ İlçe Başkanıyım... Siyaseten ismini burada zikretmek istemiyorum, o zaman görevde olan, partide değer verdiğim bir arkadaşımızla -ya da yaşça benden oldukça büyük- bir büyüğümüzle bir ziyaretteyiz, orada bir siyasi partinin ilçe başkanı da var, işte söz istedi, o kadar uzun konuştu ki aynı Deniz Bey gibi, on dakika, on beş dakika falan, konu tamamen dağıldı, ziyaret amacını aştı falan; en son, bizim eşlik ettiğimiz devlet büyüğümüz dedi ki: "Muhalefet güzel şeydir, ben onu uzun zaman çok yaptım, AK PARTİ'ye gelene kadar." Tabii, Deniz Bey'in böyle bir rahatlığı var, böyle bir konforu var -bütün arkadaşlarımızı da kastederek söylemiyorum yani Deniz Bey'e özel söylüyorum bunu- uzun uzun konuşmak, telefonunu açıp bunu kaydetmek, daha sonra sosyal mecralarda bunları yayınlamak falan, böyle, bunlar güzel şeyler.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Bizim derdimiz o değil, öyle bir derdimiz yok.

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Ama biz yürütmenin temsilcisi değiliz tabii, biz burada yasama organının üyeleriyiz ama sorumluluk sahibi insanlarız; bu sunumları dinliyoruz, toplantı aralarında ya da sonralarında kendi aramızda müzakere ediyoruz, hatta ara vermeden önce...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sadece dinlemek değil de buna bir çalışmak lazım.

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Deniz Bey, müsaade edin ya! Biraz nezaket sadece... Sizin konuşmalarınızı sabırla dinliyoruz, sadece biraz nezaket göstermeniz gerekiyor.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz ama doğrudan ismimi vererek itham ediyorsunuz.

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Toplantıya ara verildiğinde Sayın Bankoğlu'yla ayaküstü, çok kısa da olsa konuştuk, dedim ki: "İşçilerin kazadan sonra ocağın çalışamaması sebebiyle yıllık izinlerinden düşülmesi yanlış bir uygulama." Hatta yarın bu konuda direkt Enerji Bakanımız nezdinde ya da ilgili Bakan Yardımcımız nezdinde girişimde bulunulmasıyla alakalı Sayın Başkandan da talepte bulunmayı da düşündüm. Burada konuşulanlara elbette ki değer veriyoruz, notlarımızı alıyoruz, Komisyon raporuna öneri sunmak üzere de ayrıca notlarımızı alıyoruz; biraz önce o konuyu kısa da olsa müzakere ettik, hatta bu işin özel sektöre bırakılmaması; TKİ ve TTK kontrolünde, kamu kontrolünde yapılması noktasında da biraz müzakere ettik...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Eksik işçi sayısı konusunda da böyle bir fikriniz oluştu mu?

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - ...ama sizin bizi işte savunma makamına oturtarak "Bakın, bunları söylediler, niye ağzınızı açmıyorsunuz, niye hiçbir şey söylemiyorsunuz?" şeklindeki yaklaşımınızı da açıkça reddediyorum.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Eksik işçi sayısının giderilmesi konusunda da aynı fikirde misiniz?

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Sizin böyle bir şey söylemeye hakkınız yok, istediğiniz kadar söz alıyorsunuz, istediğiniz kadar rahatlıkla konuşabiliyorsunuz, sınırsız sayıda soru yöneltebiliyorsunuz. Hiçbir şekilde konuşmanıza sınırlama konmuyor, atıyorum "3 soru sorabilirsiniz." "5 soru sorabilirsiniz." şeklinde bir sınırlama da getirilmiyor. Bakın, saat 14.00'te başlamışız, saat 23.00; tam dokuz saat olmuş. İşçi sayısını yani...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Eksik işçi sayısı konusunda da talepte bulunacak mısınız, bulundunuz mu?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Bunlar sizin değerlendirmeleriniz...

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Burada bulunan hiç kimse, Sayın Bakan dâhil, TTK Genel Müdürlüğü değil, TKİ Genel Müdürlüğü değil, Enerji Bakan Yardımcısı veya Enerji Bakanlığının bir bürokratı değil, bunun hesabını size vermek zorunda da değil burası.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Onların da burada olması gerekiyor.

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Elbette ki bu öneriler, az önce söylediğim gibi, komisyon raporu oluşurken öneri olarak yer alır, eleştiri olarak yer alır. Ne kadar uygulanır, ne kadar uygulanmaz; o ayrı bir tartışma konusudur.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yine muhalefet tarafına geçtiniz.

MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - Bu konuda sizi daha dikkatli bir dil kullanmaya davet ediyorum. Ayrıca, hukukçular nasılsa burada -4 hukukçu arkadaş var, 4 hukukçuyuz bugün için- hukukçuların arasında şöyle bir söz vardır: "3 hukukçunun olduğu yerde en az 4 farklı görüş vardır." diye. Demek ki bu, mühendislere de teşmil edilebilecek bir ifade yani 7'nci toplantı, herhâlde altmış yetmiş saatlik bir görüşme trafiği oldu; sunum, soru-cevap, müzakere trafiği oldu. Yani bu noktada şöyle bir sonuç çıkarıyorum: Bir, metan drenajı konusunda; iki, havalandırma konusunda hâlâ -ama sektörde diyeyim ama madencilik alanında- bu tartışmalar, görüşler net olarak ortaya konulamamış, net bir sonuca ulaşılamamış. Mesela, hafta sonu yirmi beş yıllık madencilik geçmişi olan, hâlen de bir özel maden işletmesinde yöneticilik yapan bir arkadaşımla sohbet ettik, bu havalandırma konusunu açtım. Dedi ki: "Biz çalışma koşullarımızda çift havalandırmayı yasal zorunluluk olduğu için yaptık ama bir faydası olduğunu düşünmüyoruz." Soma kazasından sonra yaşam odası çok konuşuldu, çok tartışıldı ama hâlâ "Yaşam odası gereklidir." diyenler olduğu kadar "Yaşam odasının hiçbir faydası yoktur." diyen teknik ekipler, uzmanlar da var. Bu müzakereler yapıldıkça belki daha net sonuçlara ulaşacağız.

Sayın Başkanım uygun görürse Sendika Başkanımızın sunumuna geçelim ve toplantıyı nihayete erdirelim.